Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/35 E. 2023/260 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/35
KARAR NO : 2023/260
İŞ : Zayi Belgesi Verilmesi
İŞ TARİHİ : 15/01/2023
KARAR TARİHİ : 26/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi İŞİNİN yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Talep eden vekili, dilekçesinde özetle; müvekkiline ait, … adresindeki, … isimli ticari işletmesine ait ortaklar mal paylaşım defterinin kaybolduğunu, zayi belgesi verilmesi için mahkemeye başvurmak zorunda kaldıklarını beyan ederek, zayi belgesi talebinde bulunmuştur.
Talep, “zayi belgesi verilmesi” talebindir.
6102 s. TTK.nın 82/1. maddesine göre, “Her tacir; a)Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilânçolarını, ara bilânçolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini, b)Alınan ticari mektupları, c)Gönderilen ticari mektupların suretlerini, d)64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür.”
6102 s. TTK.nın 82/7. maddesine göre de, “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.”
Tacirin ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde ticari işlemesinin bulunduğu yerdeki yetkili mahkemeden zayi belgesi verilmesini talep edebileceğini düzenlemiştir Maddede öngörülen 15 günlük süre hak düşürücü süredir ve mahkemelerce resen gözönünde tutulur (Yargıtay 11. H.D.nin 27.06.2002 Tarih 2002/3160 E. 2002/6688 K. sayılı ilamı bu yöndedir )
Yargıtay 11. HD’nin 2014/13570 Esas, 2014/19439 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, zıya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmediği anlaşılmaktadır. (YHGK. 5.10.1984 tarih, 82/11-852e., 84/788k.).
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya bakıldığında, talep eden vekili, ortaklar mal paylaşım defterinin kaybolduğunu ileri sürmüştür.
Talep eden vekilinin vekaletnamesinde, hem … hem de … tarafından yetkilendirildiği anlaşılmaktadır. Şirket yetkilisi de …’dir.
Talebin niteliği de dikkate alınarak, bu hususun netleştirilmesi için talep eden vekilinden sorulmuş, … tarihli duruşmada talep eden vekili, talep edenin şirket olarak kabul edilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Bu husus, yani şirket yerine şirket temsilcisinin talep eden olarak yazılması, maddi bir hata olarak görülerek, talep kabul edilmiştir. Talep eden, kabule göre şirkettir.
Talep eden vekiline, ortaklar mal paylaşım defteri hakkında açıklama yapması istenmiş, ilk celse talep eden vekili, ilgili defterin maliyeden ve … Belediyesinden istenen bir defter olduğunu ileri sürmüştür. Mahkememizce yazışmalar bu yönüyle yapılmıştır.
Antalya Vergi Dairesinden gelen yazı cevabında, ortaklar mal paylaşım defteri adı altında bir defter türünün bulunmadığı belirtilmiştir.
Talep eden vekili, … tarihli beyan dilekçesinde de, başvuru yaptıkları defterin adının ortaklar pay defteri olarak kabul edilmesini talep etmiştir.
Genel olarak söylemek gerekir ki; Türk Ticaret Kanunu, tacire, bütün ticarî faaliyetlerinde, basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü getirmiştir. Dosyada iki taraf da ticaret şirketidir ve TTK gereği tacirdirler. TTK m. 18/2 gereği; Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Basiret, sağduyu, ilim, tecrübe ve feraset ışığıyla görüp sezmeye ve bilip değerlendirmeye esas teşkil eden konuları etraflıca ve tam olarak kavrayabilmedir.(KARAHAN, Sami, Ticarî İşletme Hukuku, 6102 Sayılı TTK. ile 6098 Sayılı TBK. ve 6100 Sayılı HMK‟ya Göre Güncellenmiş 20 Baskı, Konya 2011, s. 86; AYHAN, Rıza, Ticarî İşletme Hukuku, Ankara 2007, s. 203) Basiret, tacirin ticarî işletmesiyle ilgili olarak, fiilî ve hukukî işlemlerde göstermesi gereken dikkat, tedbir ve objektif özen yükümlülüğü demektir. Tacir, tüm bu hukukî ve fiilî işlemlerini yaparken, ticarî hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri almalı ve meydana gelebilecek değişmeleri önceden tahmin etmeye çalışarak yükümlülük altına girmesi gereklidir. Tacirden beklenen basiretin ne olduğu kanundan değil ticarî hayattan, özellikle ticarî teamüllerden çıkartılabilir. (KİZİR, Mahmut., “Yargıtay Kararları Işığında Basiretli İşadamı Gibi Hareket Etme Yükümlülüğünün Sözleşmenin Değişen Şartlara Uyarlanmasına Etkisi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 19 Sayı: 2 Yıl: 2011, s. 245-283)
Dilekçelerden de anlaşılacağı üzere, zayi belgesi talep edilen defter yanlış bildirilmiştir. Ortaklar mal paylaşım defteri adı altında tutulması zorunlu bir defter türünün bulunmadığı belirtilmiştir. Bu husus da basiretli bir iş adamı gibi hareket edilmediğini göstermektedir.
Yine bakıldığında; mahkememizin … esas sayılı dosyasının da benzer talepli olduğu görülmüştür.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasına bakıldığında; talep edenin, … olduğu, vekilinin, iş bu talepteki talep eden vekili ile aynı olduğu, talep konusunun, Zayi Belgesi Verilmesi talebinden ibaret olduğu, talep tarihinin … olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında; talep eden vekili, Müvekkil şirketin avukatında bulunan ilgili şirkete ait Mal Paylaşım Defteri,… tarihinde … ilçesi … mahallesi … Sokakta, defterinin de içinde bulunduğu poşet ve 1000 TL para ile beraber, tüm dikkatine rağmen çaldırdığını, mal paylaşım defteri zayi olduğunu, Türk Ticaret Kanunun 82/7 maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde olduğunu, müvekkil şirkete ait karar defteri müvekkil şirket hissedarının tüm özen ve dikkatine rağmen çalındığından zayi olan şirket karar defterinin tespiti ve zayi belgesinin verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkememizce özetle; ” Davacı, Pay Defterini mutad olarak bulunması gereken yer dışında, şirkete hukuki danışmanlık hizmeti veren ve aynı zamanda avukat olan …’ın, aracında bulundurularak ve bu kişi tarafından gereken muhafaza tedbirlerini almayarak kusurlu davrandığı anlaşılmıştır. Nitekim avukat aracın kapılarını kilitlemeyi unuttuğunu da emniyetteki ifadesinde beyan etmiştir. Davacı şirketin talep konusu ortaklar Pay Defterininin saklanmasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği ve basiretli tacir gibi davranmadığı anlaşılmakla, somut olayda TTK. 82 maddesinde düzenlenen şartların oluşmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde gerekçe ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Talep, HMK m. 382/2,e,1 gereği çekişmesiz yargı işidir.
Kural olarak; Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle, mahkememizin … esas sayılı dosyasında verilen hüküm, bu dosya için kesin hüküm teşkil etmez ve dava şartı yokluğundan usulden redde temel olmaz. Ancak, benzer taleple, açılmış ve işte bir karar verilmiştir ve bu karara karşı henüz bir kanun yoluna da başvurulmadan aynı sonuca yönelik iş bu talepte bulunulmuştur. Mahkememizin … esas sayılı dosyasında belirtilenler haricinde yeniveya farklı bir vakıaya da dayanılmamıştır ki orada belirtilen gerekçelerden de ayrıca burada söz de edilmemiştir.
Tüm bu açıklamalar, talep edenin basiretli bir iş adamı gibi hareket etmediği, bu konuda bir yargı faaliyeti yürütüldüğü, yeni veya farklı bir vakıaya da dayanılmadığı, mahkememizin … esas sayılı dosyasında verilen hükme karşı da her hangi bir kanun yoluna başvurulmadığı, kararın tebliğe dahi çıkmadığı anlaşılmakla, talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Talebin REDDİNE,
2-Talep eden tarafça yatırılan harçların mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Talep eden tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır