Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/258 E. 2023/397 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/258
KARAR NO : 2023/397
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2023
KARAR TARİHİ : 21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Alacaklı … Kuyumculuk sahibi müvekkil ile borçlu davalı arasındaki alışverişten kaynaklı alacakla ilgili … tarihinde sözleşme yapıldığını, bu sözleşme ile, … tarihinde hesap bakiyesi olarak 1231,20 gram has altının müvekkil lehine alacak olduğu, bu borcun ödemesine ilişkin … USD (Amerikan Doları) senet alındığı, senedin tahsili durumunda has altın değeri ile senet arasında fark olması halinde karşılıklı olarak tediye edileceğinin kararlaştırıldığı, borç karşılığı verilen, … ödeme tarihli, … düzenleme tarihli, … USD (Amerikan Doları) senetin, borcun ödenmemesi nedeniyle Antalya Genel İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, davalının, açtığı davalarla, senet bedelinin …-TL olduğunu, “otuz dokuz bin” bedelin yanına sonradan “Amerikan doları” yazısının ve “…” ibaresinin yanına da “USD” eklemesi yapıldığını iddia ettiğini, ancak, bu kısımlar borçlu tarafından doldurularak alacaklıya verildiğini, … USD bedelli bononun, tanzim ve vade tarihleri hariç olmak üzere, borçlu tarafından alacaklı müvekkile teslim edildiğini, sadece tanzim ve vade tarihlerinin davacı alacaklıya ait olduğunu, müvekkil tarafından bonoda herhangi bir tahrifat yapılmadığını, davalı tarafından, borca itiraz olarak açılan Antalya … Hukuk Mahkemesi … E. sayılı dosyasında dava dilekçesinde açık bir şekilde bononun borçlu tarafından alacaklı müvekkile verildiği, senet üzerinde sadece “USD” ve “Amerikan doları” ibarelerinin “farklı bir el ürünü ile” sonradan eklendiği ve bu şekilde senette tahrifat yapıldığının iddia edildiğini, borçlu-karşı tarafça, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … E. sayılı soruşturma dosyasında verilen ifade tutanağında, senet üzerindeki imza, ad, soyad, adres ve t.c. kimlik numarasının kendisi tarafından yazıldığının belirtildiğini, borçlunun, senet üzerindeki yazı ve rakamların kendi elinden çıktığını kabul ettiğini, bu noktada iddialarının, senet üzerinde tahrifat ile ekleme yapıldığı iddia edilen “Amerikan Doları” ve “USD” yazılarının da senetteki diğer yazılar ile aynı elden yani borçlu elinden çıktığı olduğunu, senetin bu haliyle müvekkile verildiğini, İcra Hukuk Mahkemesince ise tensip tutanağı gereği, bilirkişi tarafından yapılan incelemede sadece “senette yazı ve rakamla gösterilen senet bedeli ile ilgili tahrifat bulunup bulunmadığı” hususunda inceleme yapıldığını, ekleme yapıldığı iddia edilen kısımların senetteki diğer yazılar ile aynı el ürünü olup olmadığının ise incelenmediğini, bu nedenle bilirkişiden ek rapor alınarak senetteki tanzim ve vade tarihleri hariç diğer tüm yazıların ve ekleme yapıldığı iddia edilen kısımların aynı el ürünü olup olmadığının, aynı kalemle yazılıp yazılmadığının tespitinin talep edildiğini, bu inceleme yapılsaydı, davalının iddialarının aksine, ekleme olduğu iddia edilen kısımların diğer yazılar ile aynı elden çıktığı görülecek olduğunu, ancak icra hukuk mahkemesince bu konuda inceleme yapılmadan, çok basit bir şekilde ek rapor alınmadan, hatalı olarak davanın kabulüne karar verildiğini, kararın istinaf edildiğini, kaldı ki, dava konusu senet tanzim ve vade tarihleri hariç olarak düzenlenip alacaklıya teslim edildiğini, sonrasında alacaklının iş yerinde taraflar arasında işbu dava konusu sözleşme düzenlendiğini ve bu sözleşmede borç karşılığı … USD bedelli senedin alındığının açıkça belirtildiğini, bunun aksinin iddia edilmesinin, tamamen borcu ödememek için haksız yere yapılan bir itiraz niteliğinde olduğunu, borçlunun imzaya itirazının olmadığını beyan ederek; Antalya Genel İcra Müdürlüğü … E. sy. dosyasına yapılan İtirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun %20 icra ve inkar tazminatına mahkum edilmesine; Davanın, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyası ve Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu borç – alacak sözleşmesidir başlıklı … tarihli sözleşme altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ilgili sözleşmedeki imzaya ilişkin olarak ypatıkları itirazlar saklı kalmak üzere, … tarihli sözleşmedeki belirtilen alacak zamanaşımına uğramış olup bu açıdan da davanın reddi gerektiğini, davacının sözleşme kapsamında yapmış olduğu altın hesaplamalarının da hatalı olup söz konusu hesaplamalara da itiraz ettiklerini, davacı tarafından bahsi geçen ve davalı müvekkil aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından …,00 USD bedelli, … tanzim ve … vade tarihli bono dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan icra dosyasına ilişkin olarak; senette tahrifat yapıldığı iddiasıyla Antalya … Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından açmış oldukları davada, Mahkemece “Davanın KABULÜ ile davacı borçlu yönünden Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında düzenlenen … tarihli ödeme emrinde”… USD” alacağın “… TL “, … USD”‘nin “5.017,11 TL ” , takip çıkısının ” 44.017,11 TL” takip tarihinden sonra asıl alacağa işleyecek faizin “avans faiz oranı ” olarak düzeltilmesine, takip çıkısı harca esas … TL alacak yönünden takibin durdurulmasına” karar verildiğini, ayrıca müvekkilin …,00 TL bono bedeli üzerinden borçlu olduğu dikkate alınarak … USD borçlu olmadığının tespiti talepli olarak da Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından menfi tespit davası açıldığını, davalı müvekkil tarafından resmi evrakta sahtecilikten dolayı davacı aleyhine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … nolu soruşturma dosyasından şikayetçi olunduğunu, davacının uzun uzadıya Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından başlatılan takibe dayanak bono ile ilgili anlatımlarının dava konusu ile ilgisi bulunmamakta olup ilgili iddiaların Antalya … Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … nolu soruşturma dosyalarında görülmekte olan davalar ve soruşturmanın konusu olduğunu, davacı tarafça müvekkilin imzası bulunmayan bir sözleşme üzerinden haksız menfaat elde etmek gayesiyle icra takibi başlatmış ve itiraz üzerine duran takibin devamı için iş bu davayı açtığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … E. Sayılı dosyası, heyetçe bakıldığından ve ilk önce açıldığından, sözlü olarak heyetin görüşü alınmış ve birleştirme uygun görüşü sözlü olarak verilmiştir.
Burada şu hususa dikkat etmek gerekir ki;
Günümüzde … olan sosyal hukuk devleti ilkesi gereğince, hem özel hukuk yargılaması hem cezai (veya idari) yargılama usulleri bakımından toplumsal barışın sağlanması da en az kişiler arasındaki hukuki menfaat kadar önemlidir. Çünkü, sosyal hukuk devleti bireylere sistemli ve kapsamlı bir hukuki korumayı garanti eder (YILMAZ, Ejder, Usul Ekonomisi, AÜHFD, 2008, C. 57, S. 1, s. 248) Davaların birleştirilmesi “usul ekonomisi” ilkesine de uygundur. Bu ilkenin ana kaynakları AİHS m. 6 ve T.C. Anayasa m. 141’dir.
Davaların birleştirilmesi kurumu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 166. maddesinde ifadesini bulmuştur. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Kanunda 1086 sayılı kanundan farklı olarak, bağlantıdan ne anlaşılması gerektiği söylenmiştir. Buna göre; Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
Mahkememizin iş bu dosyası ile mahkememizin … esas sayılı dosyasındaki talep bağlantılıdır.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar ışığında davaların birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki; Aynı mahkemedeki davaların aralarında bağlantı olduğu için birleştirilmesine karar verildiğinde, karar veren mahkeme davaların hiç birinden el çekmediğinden (davalar yine aynı mahkemede görüleceğinden) davaların birleştirilmesi kararı nihai bir karar değildir ve tek başına kanun yoluna götürülemez(KURU/ARSLAN/YILMAZ, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2005, s. 595)
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin bu dava dosyasıyla mahkememizin … Esas sayılı dosyası arasında şahsi ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla, her iki dosyanın HMK.’nun 166. maddesi gereğince hukuki irtibat nedeniyle BİRLEŞTİRİLMELERİNE,
2-Bu dosyanın esasının kapatılmasına, bundan sonraki usulü işlemlerin mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Yargılamanın birleştirilen mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden devamına,
4-Dava dilekçesi ve birleştirme kararının birleştirilen dosya üzerinden taraflara tebliğine,
5-Harç, masraf, ücreti vekalet tayin ve takdirinin asıl davada nihai kararla değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21.06.2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır