Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/214 E. 2023/739 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/214
KARAR NO : 2023/739
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2023
KARAR TARİHİ : 20/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; … Şirketi tarafından sigortalanmış aracın sürücüsü … tarafından müvekkilinin aracına arkadan çarpıldığını ve kaçıldığını, müvekkili tarafından haricen yapılan sorgulama sonucunda aracın sigorta sahibinin isminin … olduğunun tespit edildiğini, … plakalı aracın kaza tespit tutanağında belirtili olan … Mahallesi, … Bulvarı, … ile … arasında saat 19.40’da müvekkil başvurana ait olan … plakalı aracın sol arka kısmına çarptığını, kazanın yaşanmasından sonra sigortalı aracın sürücüsü olay yerini hızlı terk ettiğini, sigortalı aracın sürücüsünün olay yerini terk etmesi sonucunda müvekkili tarafından tek başına kaza tespit tutanağı tutulduğunu, sigortalı araç sürücüsünün müvekkilinin aracına arkadan çarptığına ve bundan dolayı kazada kusuru olduğuna yönelik delillerinin sigortalı araç sürücünün kendi beyanları olduğunu, müvekkil araç sürücüsü …’nun söz konusu kazanın meydana gelmesinden dolayı şikayetçi olduğunu, kolluk görevlileri tarafından olayın takibinin yapıldığını, olay yeri ve görgü tespit tutanağı düzenlendiğini, aynı zamanda sigortalı araç sürücüsü olan ve kazaya sebep olan …’nun ifadesinin alındığını, …’nun, … Polis Merkez Amirliğinde vermiş olduğu ifadede “… günü saat … sıralarında kullanmış olduğum … plaka sayılı araç ile … üzerinde … istikametine doğru yanımda … ile birlikte benim sevk ve idaremde seyir halinde iken birden ismini ve plakasını olay nedeniyle öğrenmiş bulunduğum … isimli şahsın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı önümüzde arabayı stop ettirdi. Bende duramayınca araca arkadan çarptım” dediğini, bu kaza nedeniyle sigortalı olan aracın sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketinin talebi reddettiğini, müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla aracında meydana gelen hasarı kendisi tamir ettirmiş olup bu tamirat sonucunda 9.440,00-TL ücret ödemesi yaptığını, müvekkilinin aracında meydana gelen hasar miktarının davalı taraflarca müştereken ve müteselsilen olmak üzere müvekkiline ödenmesi gerektiğini beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçtaki değer kaybının, şahıslar tarafından tazmin edilmesi istemiyle davayı açtıklarını beyan ederek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili, cevap dilekçesinde özetle; başvuru zorunluluğunun usulünce yerine getirilmediğini, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müterafık kusurun dikkate alınması gerektiğini, gerekli araştırmanın yapılması gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
Dava, araç değer kaybı tazminatı ve hasar tazminatı talebinden ibarettir.
Davalı sigorta şirketinin usulüne uygun başvuru yapılmadığı itirazları da davacı tarafça bir başvurunun yapılmış olması, bunun sigorta şirketince de esasen kabul edilmiş olması, hak arama hürriyeti, mahkeme erişim hakkının gerektiğinden fazla kısıtlanmamasının gerekmesi karşısında yerinde bulunmamıştır.(Emsal olarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi., 2017/645 E., 2017/464 K.)
Davacı, davasını belirsiz alacak davası olarak açmıştır.
Araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/17/1099 E, 2019/460 K) Diğer talep bakımından da zararın tespiti özel bir uzmanlık gerektirdiğinden, belirsiz alacak davası olarak talebin ileri sürülmesinde hukuki bir engel yoktur. Davalının itirazı yerinde değildir.
Yargı kararlarında, öncelikle dava konusu aracın hasar geçmişine ilişkin tüm bilgi ve belgeler (tramer kaydı, sigorta şirketlerinde oluşturulan hasar dosyası, servis belgeleri, trafik denetleme şube müdürlüklerince tanzim edilen tutanaklar ve fotoğraflar vs) ilgili yerlerden getirtilip konusunda uzman ayrı bir bilirkişiye tevdi edilerek aracın markası, modeli,yaşı, kilometresi ve değere etki eden diğer özellikleri de dikkate alınarak dava konusu aracın kaza öncesi serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri ile aracın onarım sonrası serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri (kaza sonrası onarımla değişen orijinal parçalar varsa bunların araca kattığı değer de dikkate alınarak) arasındaki farkın belirlenmesi yöntemiyle değer kaybının tespiti gerektiği belirtilmektedir.
Dosyada gerekli bilgi ve belgeler, taraf delilleri toplanmıştır.
Mahkememizce dosya kusur ve hesap bilirkişisine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
… tarihli heyet raporunda özetle; hasar tutarının taleple uyumlu olduğu, 2.500,00 TL değer kaybının oluştuğu, … sürücüsü …, 2918 Sayılı Yasada belirtilen; 56/ 1-c, 84/ 4 Maddeleri ile Yön. 95. 101. Ve 107 Maddelerini ihlal ettiği; … Plakalı araç sürücüsü … ise; Aynı Kanunda belirtilen 59. Madde ile Yön. 108. Ve 116. Maddelerini ihlal ettiği hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazasına etki eden ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesinde rol oynayabilecek olan araç hızlarının tespiti, aracın teknik özelliklerine göre kazanın oluş şeklinin belirlenmesinde zorunluluk bulunması vs. gibi bir durum yoksa, kazadaki kusur oranlarını belirlemenin teknik bilgiyi gerektiren bir yönü bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2019/2909 E,2020/7805 K.)
Bu belirlemeler ve bilirkişi raporu ışığında, rapor içeriğindeki tespitler gereği, davacının kazada kusurunun % 25, davalının % 75 olduğu mahkememizin kabulündedir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir (AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacıya, değer artırım dilekçesi vermesi için iki haftalık yasal süre verilmiş, davacı taraf değer artırımı yapmamıştır.
Davacı vekili, kendilerinin hesabına göre, aynı harç miktarına denk geleceği için değer artırımı yapmadıklarını beyan etmiştir.
Yargılama sonucunda, talep sonucuna göre hüküm verilir. Davacının, iki ayrı kalemden talebi olduğu, dava dilekçesi sonundan açıkça anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu gereği, taleplerin belirli hale gelmesi durumunda, mahkemece hüküm verilir ki aksinin kabulü yani mahkemece çıkarım yapılarak, mahsuplar sonucu, hüküm vermek yerinde olmayacaktır. HMK’nun 26.maddesi gereğince Hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Aynı şekilde Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepler ile bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı değildir. Dolayısı ile, olayları izah taraflara, uyuşmazlıklara uygulanacak kanunları belirlemek ise Hakim’e ait bir görevdir (04/06/1958 gün, 15/16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı; Belirtilmelidir ki; Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, bkz: 2797 saıyılı Yargıtay kanunu m. 45;”İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.)
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, davacı tarafa olayda % 25, davalı tarafa % 75 kusur atfının mahkememizce yerinde görülmesi, taleple bağlılık ilkesi, talep üzerinden kusur indirimi yapılmasının gerekmesi göz önüne alınarak; Davacının Hazar tazminatı talebinin Kısmen Kabulü ile; 7.080,00.-TL Hasar tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına; davanın Değer kaybı tazminatının kısmen kabulü ile; 75,00.-TL değer kaybı tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının hasar tazminatı talebinin Kısmen Kabulü ile; 7.080,00.-TL Hasar tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
2-Davanın Değer kaybı tazminatının kısmen kabulü ile; 75,00.-TL değer kaybı tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
3-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 308,85 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen toplamda 359,80 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 3.420,75 TL’nin; haklılık oranı gereği, 2.565,56 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, arta kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 6325 sayılı kanun m. 18/A,11 hükmü de dikkate alınıp, son toplantıya davalı …’nun katılmaması karşısından, tüm giderlerden sorumlu olduğunun kabulü ile; 3.120,00 TL’nin, davalı … AŞ’nin 2.340,00 TL’si ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 7.155,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
10-Davalı … AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 2.385,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … AŞ’ye verilmesine,
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
12-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ‘ün yüzüne karşı davalıların yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır