Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/20 E. 2023/573 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/20
KARAR NO : 2023/573
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/01/2023
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının tüm faiz ve ferileri ile birlikte borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacının davalı şirkete ait ürünleri , davalı şirketin ulaştırmak istediği adreslere nakliye etme işlerini yaptığını ve aralarındaki ticaretin uzun bir süre devam ettiğini, ekte sunulan Transit Refakat belgesinden anlaşılacağı üzere taşıyıcı davacıya ait … ve … plakalı araçlar ile gönderici davalıya ait ürünlerin nakliye işlemlerinin gerçekleştirildiğini ve davacı tarafından ise iş bu taşıma işlemine ilişkin dava konusu faturanın kesildiğini, ancak davalının ekte de ibraz edilen … tarihine ilişkin düzenlenmiş olan …/… NAKLİYE BEDELİ e- fatura bedelini davacıya ödemediğini, davalı borçlunun takibi sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, davalının (ülke yaşamının olağan seyri gözetilerek) davada alınması beklenen kararın icrasını fiilen olanaksız hale getirmesi yönündeki olası eylemini etkisizleştirmek ve bu yolla davacının olası alacaklarının tahsilini güvence altına almak için 6100 sayılı yasanın 391 ve devamı maddeleri gereği ihtiyati tedbir, fakat bunun kabul görmemesi halinde ise 2004 sayılı yasanın 257 ve devamı maddeleri gereği teminatsız olarak ihtiyati haciz istendiğini, sunulan e- fatura, Transit Refakat belgelerinden de anlaşılacağı üzere alacaklı olduğunun kesin olduğunu ve davalının kötü niyetli tutum ve davranışları sebebiyle davacıyı zarara uğratma ihtimalinin yüksek olmasından dolayı sunulan evraklarla da ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat şartının sağlandığını, 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konularak, … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yaptıkları borca itirazda da belirtildiği üzere, davalının (takip borçlusunun) … ilçesinde yerleşik olması ve borcun niteliği sebebiyle, yetkili icra dairesi ve mahkemenin … İcra Daireleri ve Mahkemeleri (… Asliye Ticaret Mahkemesi) olduğundan yetki hususundaki itirazlarını tekrarladıklarını, dava dilekçesinin ekinde … isimli bir belge olmakla birlikte, işbu belgeye ilişkin bir sözleşme ya da davalı tarafından verilmiş talimat içeren herhangi bir belge sunulmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında görüldüğü üzere, sadece faturaya itiraz edilmemiş olması, faturadaki işlerin tam ve eksiksiz olarak yapıldığını ispatlamaya yetmediğini, davacı şirket tarafından, işin sözleşmeye uygun yapılıp yapılmadığı, fatura bedeli kadar iş yapılıp yapılmadığı, yapılan işin eksiksiz bir şekilde tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarını ” ispatlamaya yarar somut bir belge sunulmadığını, Nitekim Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2007/2029 E. 2008/1483 K. Sayılı kararında; ” Davaya dayanak alınan faturanın Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur. Mahkemenin kabulünde ve somut olayda olduğu gibi, açıklanan koşullar gerçekleşmeden sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdi ilişkinin kurulmuş olduğunu, iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamaz. ” diyerek bu hususların karar altına alındığını, yine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2002/1631 E. 2002/3536 K. Sayılı kararında “ Bir sözleşmeye dayanmayan faturanın soyut olarak muhatabına gönderilmesi ve muhatabın faturaya itiraz etmemiş olması onun kesinleştiği sonucunu doğurmaz.” diyerek sözleşmenin ve faturanın karşılaştırılmasının gerektiğini belirttiğini, takibe konu faturada dolar kuru belirlenerek, karşılığı Türk Lirası üzerinden fatura tanzim edildiğini, yapılan iş karşılığı Türk Lirası olarak belirlendikten sonra, artan dolar kuru sebebiyle faturanın yabancı para üzerinden icra takibine konu edildiğini, davalının borçlu olduğu kabul edilse dahi hesaplamanın Türk Lirası üzerinden yapılması gerektiğini, yanlış faiz oranı belirlenmesi ve faiz başlangıcının temerrüt olmamasına rağmen fatura tarihinden başlatılması, dolayısıyla davalının ödeme emrinde gösterilen miktarda borcu bulunmaması sebebiyle ilgili icra takibine haklı bir şekilde itiraz edildiğini belirterek, Öncelikle yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, Nihai olarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerindeki bırakılmasını talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının …, borçlunun … Ltd. Şti olduğu, … USD asıl alacak, … USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.603,56 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun … tarihli dilekçesi ile borca itiraz edildiği, takibin durdurulması üzerine yasal 1 yıllık sürede eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine ve mahkememiz yetkisine itiraz ettiği görülmekle öncelikle yetki hususunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanun’un 10. maddesinde de sözleşmeden doğan davalar için, ayrıca, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Diğer yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda, aksi kararlaştırılmadıkça para borcu, alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden, alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Ayrıca TTK’nın 890. maddesi uyarınca da TTK’nın Birinci ve İkinci Kısım hükümlerine tabi taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.
Yasal dayanakları ortaya koyularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olursa, davalı tarafça akdi ilişki inkar edilmemiştir. Faturaya dayalı alacak için alacaklının ikametgahında da takip yapılabileceği, taşınacak malın taşınmak üzere teslim edildiği yer Mersin ili olduğuna göre, … icra daireleri ve Antalya Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu kanaatine varılarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri getirtilmiş, deliller toplanmış ve davacının tacir olup olmadığı araştırılmıştır.
Mahkememizce Mali Müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, Mali Müşavir bilirkişi … raporunda sonuç olarak; “Davacı tarafından fatura alacağına karşılık davalı aleyhine … tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyası ile aşağıdaki şekilde icra takibi başlatılmış olduğu,
-Davacının ibraz edilen 2021 yılı e defterlerinin süresi içerisinde vergi dairesine gönderiminin yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğu,
-Davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıya 5 adet toplamda … toplam tutarlı fatura düzenlediği ve icra takipkonusu faturanın bu faturalar içerisinde olduğu, düzenlenen tüm faturaların önce kasadan tahsil edilmiş olarak kayıt edildiği ayrıca davalının bankadan yapmış olduğu ödemelerin de kayıt edildiği ve davalının … ödeme yaptığının kayıtlı olduğu ve … itibari ile davacının davalıya … borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, ancak davalı kayıtlarına bakıldığında davalının herhangi bir nakit ödemesinin olmadığı ödemelerini usd olarak bankadan yaptığı ve icra takip konusu faturayı da ödemediği görülmüş olup davacının icra takip konusu faturayı kasadan nakit olarak tahsil ettiğini ticari defterlerine kayıt etmesinden ötürü alacaklı olup olmayacağının takdirinin sayın mahkemenize ait olacağı,
– Davalının ibraz edilen 2021 yılı e defterlerinin süresi içerisinde vergi dairesine gönderiminin yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğu,
– Davalının ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıya 5 adet … toplam tutarlı fatura düzenlediği takibe konu edilen … faturanın da kayıtlı faturalar içerisinde yer aldığı, davalının bunun karşılığında … karşılığı … ödeme yaptığı ve … itibari ile davalının davacıya … borçlu olduğunun kayıtlı olduğu görülmüş olup dava ve takip konusu faturanın da ödenmediği ve bu borç kalemi içerisinde yer aldığı, yani davalının takip konusu … faturayı kayıtlarına aldığı ve bu fatura bedelini ödemediği, diğer faturalar için yapmış olduğu ödemelerini de USD olarak yaptığı bu nedenle sayın mahkemenizce davacının alacaklı olacağı kanaatine varılacak olunursa icra takip konusu faturanın döviz cinsinden talep edilebileceği,
-Sayın mahkemenizce davacının alacağı olduğu kanaatine varılacak olunur ise davacı yanın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda faiz isteyebileceği,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlık davacının faturadan kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, davalının itirazlarında haklı olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Fatura tek başına bir sözleşme olmayıp akdin ifasını gösteren bir belge niteliğindedir. Faturaya dayalı bir borcun varlığı öncelikle temel borç ilişkisinin varlığına bağlıdır. Faturayı tanzim eden ve tanzim alan arasında böyle bir borç ilişkisinin bulunmadığı hallerde faturanın hukuki sonuç doğurması da söz konusu olmayacaktır.
MK 6. Maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olup işbu davada ispat yükü alacaklı olduğunu ispat eden davacıya aittir. Akdi ilişki kanıtlanmadığı sürece alacaklının borçlu adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı görünmesi alacaklının alacağını ispat edebilmesi için yeterli olmayacaktır
6100 sayılı HMK 222. maddesine göre, ” “1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” düzenlemesi mevcut olup, her iki tarafında ticari defterlerini usulüne uygun olarak tuttuğu anlaşılmıştır.
Davacı seçimlik hakkını yabancı para alacağı yönünde talep ettiğinden isteyebileceği faizin 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işlemiş faiz olabileceğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20.06.2016 tarih 2016/2941 E. 2016/10949 K. Sayılı ilamında ” Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi” gerektiği belirtilmiş olmakla asıl dava dosyası yönünden hükmedilen yabancı para cinsinden alacağın %20’si oranında icra takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20/01/2014 tarih, 2013/17128 Esas 2014/1545 Karar sayılı ilamında; “Yabancı para alacağı ile ilgili icra takibine yönelik itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca hüküm altına alınan yabancı para alacağının takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına karar verilir.(Yargıtay 19. HD. 20.10.2011 T. 2011/8805 E., 2011/12939 K., Yargıtay 13. HD. 25.02.2008 T. 2007/12703 E. 2008/2438 K. sayılı kararları, ) İcra inkar tazminatı uyap sisteminden bulunan … tarihi itibari ile USD efektif satış kuru= 8,68 TL olup, asıl alacağın %20’si oranında … USD (…TL)takip tarihindeki TL karşılığı 5.531,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Döviz alacağına ilişkin davada, hüküm altına alınan döviz için alınması gereken nispi karar harcının matrahının hesaplanmasında hükmolunan döviz cinsinin dava tarihindeki efektif satış kuru esas alınır (Yargıtay 19. HD., 2019/1862 E., 2020/159 K.) Ayrıca, mahkemece hükmedilen yabancı para alacağının, vekâlet ücretinin talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki döviz kuru karşılığı bulunarak Türk Lirası üzerinden, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınarak belirlenmesi gerekir.
İcra dosyası içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacı alacaklı icra takibini faturaya istinaden başlatmış, borçlunun vaki itirazı üzerine eldeki dava açılmış olup, itirazın iptali davaları niteliği itibari ile icra dosyasına ve bu dosyada sunulan takip dayanağı belgeler ile ödeme emrine sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın takip ve dava konusu yapılan faturalarla sınırlı olarak değerlendirilip çözümlenmesi gerekir. (Yargıtay 19. H.D.’nin 21.06.2019 tarih, 2018/1391 Esas, 2019/3997 Karar) Takibe konu faturanın tarafların defter kayıtlarında yer aldığı ve ödenmemiş olduğu, defterlerin birbirini doğruladığı ve alacağın varlığının ispatlandığı kanaatine varılmış olup, itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Takibe ve davaya konu alacak, tarafların defterlerinde de kayıtlı olup, faturadan kaynaklı alacak likit nitelikte olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatının koşulları mevcut olduğundan, icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, Davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile …-USD asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4A maddesine göre Devlet Bankalarınca 1 yıl vadeli USD hesabına uygulanan en yüksek faiz üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20 si tutarındaki …-USD’nin (1 USD = 18,62-TL)takip tarihindeki TL karşılığı 16.758,00- TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 5.855,47 TL harçtan peşin olarak alınan 1.383,88 TL harcın mahsubu ile 4.471,59 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 1.589,38 TL ilk dava masrafı, 1.330,50 TL müzekkere, davetiye ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 2.919,88 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 3.120,00 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’nın yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/10/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza