Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/198 E. 2023/663 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/198
KARAR NO : 2023/663
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 24/07/2015
KARAR TARİHİ : 22/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe dava dışı … Ltd. Şti.’ne ait … plakalı araç için … tarihleri arasını kapsayan kasko sigorta poliçesi tanzim edildiğini, … tarihinde sigortalı araç seyir halinde iken, kapanarak davalı … devretmiş olan … açtığı suyla dolu çukura düşmesi sonucu sigortalı araçta hasar meydana geldiğini, müvekkili şirketçe hasarla ilgili olarak görevlendirilen eksper incelemesi sonucunda tespit edilen 14.936,00.-TL hasar bedelinin … tarihinde müvekkili şirket tarafından ödendiğini, 14.936,00.-TL’nin ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurum 23/11/1981 tarihli ve 17523 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İski Kanunun ek 5. ve geçici 10. maddeleri hükümlerine dayanılarak 18/02/1995 tarihli ve 22206 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 28/12/1994 tarihli ve 94/6576 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz mahalli bir kamu kurumu olduğunu, aynı kanuna göre Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde içme suyu ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek kurumunun görev, yetki ve sorumluluk alanı içerisinde olduğunu, 6360 sayılı “On Dört ilde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi ilçe Kurulması ile Bazı Kanunun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına dair Kanun’un yürürlüğe girmesi ile Antalya ili Mülki sınırları Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları haline geldiğini, bu kapsamda İl Özel idaresinin, mahalli idare birliklerinin, köylerin ve belde belediyelerin tüzel kişiliklerin sona erdiğini, bunların tüzel kişiliği sona ermediğini, tüzel kişiliği sona ermemiş bulunan ilçe belediyelerinin içme suyu ve kanalizasyon hizmetline ilişkin görev, yetki ve sorumlukları ve bunlarla ilgili her türlü taşınır ve taşınmaz değer, yatırım, hak, alacak, borç ve personel kanun gereği kuruma devredildiğini, Antalya valiliği bünyesinde oluşturulan devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu çalışmalar yaptığını ve davacı tarafın iddia ettiği hak ve alacaklarının 6360 sayılı yasa uyarınca Antalya Valiliği tarafından oluşturulan devir, tasfiye ve paylaştırma komisyon kararı ile müvekkili kuruma devrinin yapıldığını, müvekkili kurum kayıtlarında bu hususta herhangi bir borç alacak devrine rastlanmadığı görüldüğünü, bu davaya ilişkin müvekkili idarenin her hangi bir sorumluluğu bulunmadığını, valilik devir komisyonunda bu davaya ilişkin bir yükümlülük müvekkili idareye yüklenmediğini, müvekkili idareye atfedilecek herhangi bir kusur da bulunmadığını, araçta meydana gelen hasarın neden ötürü olduğuna dair herhangi bir ispatlayıcı bilgi ve belge bulunmadığını, davacının tek taraflı olarak sigortalısının aracına ait ancak hasar nedeni dahi belirtilmeyen hasar ekspertiz raporları dışında iddialarını kanıtlar hiçbir delil olmadığını, davanın görevden, husumetten, zamanaşımından ve esastan reddine tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
İş bu davanın Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında görüldüğü ve mahkemece İdari Yargının görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, daha sonra davanın Antalya … İdare Mahkemesinde açıldığı ve burada da adli yargının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın yargı yerinin belirlenmesi için uyuşmazlık mahkemesine gönderildiği, Uyuşmazlık Mahkemesinin … Karar sayılı kararı ile Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği ve dosyanın Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin … Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Yargılama aşamalarına bakıldığında, Makina Mühendisi …’nün … tarihli raporunun sonuç kısmında; Kazanın meydana gelmesinde, yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşun ve yolda çalışma yapan … % 70 oranında, … plakalı arazi taşıtı sürücüsü …’ın % 30 oranında kusurlu olduğunu, … plakalı arazi taşıtının içine su almasından kaynaklı zararının 14.939,00.-TL olduğunu, bu zararın % 70’i olan 10.457,50.-TL’nin yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşun ve yolda çalışma yapan … kusur oranına karşılık geldiğini bildirmiştir.
Teknik bilirkişi …’ın … tarihli raporunun sonuç kısmında; … plakalı arazili taşıt aracındaki hasardan dolayı yolun bakım ve onarımından sorumlu … Kuruluşu’nun %70 oranında kusurlu olduğunu, … plakalı otomobil sürücüsü …’ın %30 oranında kusurlu olduğunu, … plakalı araçta meydana gelen 14.939,00.-TL hasar bedelinin %70’i oranında kusurlu olan … Kuruluşu’nun 10.457,30.-TL kusur oranına karşılık geldiği görüşünü bildirmiştir.
Asliye Hukuk mahkemesi yargılaması sonucunda özetle; Dosya kapsamı incelendiğinde davacı … şirketinin sigortalısı olan dava dışı … Ltd. Şti.’ye ait … plakalı araç için kasko poliçesi tanzim etmiş olduğu, aracın seyir halindeyken yol üzerinde bulunan kapanarak davalı … devredilmiş olan … açtığı suyla dolu çukura düşmek suretiyle meydana gelen hasar bedeli olarak ödemiş olduğu 14.936,00TL’yi davalıdan rücu ettiği, mahkemece taraf delillerinin toplandığı, aracın sigorta poliçesinin, hasar dosyasının ve yapılan ödemeye dair belgelerin celp edilmiş olduğu, mahkemece … havale tarihli ve … havale tarihli iki ayrı makine mühendisinden aldırılan ve aynı sonuçları içeren bilirkişi raporlarına göre kazanın meydana gelmesinde davalı kurumun yolun bakım ve onarımından sorumlu olmasına rağmen gerekli önlemleri almayarak %70 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sigortalı aracın sürücüsünün ise aracın kapısını açarak aracın içerisine su girmesine neden olduğu ve bu davranışında dikkatsiz ve su seviyesi yüksekliğini kontrol etmemesi sebebiyle tali olarak ve %30 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmış, alınan bu raporların dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hükme elverişli olduğu anlaşılmış ve bu doğrultuda davacının talep edebileceği miktarın sigorta şirketinin ödemiş olduğu, 14.936,00TL’nin %70’i olan 10.455,20TL olduğu kanaatine varılarak hüküm kurulmuştur.
Mahkeme ilamına karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve Antalya BAM … HD’nin … K sayılı ilamı ile özetle; “….davacı … A.Ş.’nin sigortalısı … Ltd. Şti. tüzel kişi tacir olduğu gibi, davalı … de 2560 sayılı Kanun’a göre faaliyetlerini özel hukuk hükümleri dahilinde yürüten ve TTK’nın 16/2. maddesi anlamında tacir sayılan tüzel kişidir. Bu durum karşısında, TTK’nun 3, 4, 5, 16/2 maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı …’nün tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu, dava konusu kazanın tacirler arası haksız fiil niteliğinde olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasının ticari dava olduğu gözetilerek; Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir….” denilerek, ortadan kaldırma kararı verilmiştir.
Bölge Adliye mahkemesi kararından sonda, asliye hukuk mahkemesince bir karar verilmeden dosya doğrudan ticaret mahkemesine tevzi edilmiş, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı ilamı ile özetle; “….Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından karar verilmeden dosya mahkememize gönderildiğinden esasımızın işlem yapılmaksızın kapatılmasına…” karar verilmiştir. Bu karar sonrasında Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin … Karar sayılı ilamı ile özetle; “…Mahkememizin … karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilin istinafı üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … K. sayılı kararı ile istinaf talebinin kabulüne, Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … K. sayılı kararının HMK.’nun 353/1-a-3 gereği kaldırılmasına, dava dosyasına ilişkin kayıtların kapatılarak davanın görevli Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi için Mahkememize iadesine karar verilmiştir. Mahkememizce de bu karar gereğinin yerine getirilmesi esnasında sehven yeni esas alınmaksızın dosya doğrudan Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ve Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesince de bu sebeple dosyada işlem yapılmaksızın dosya Mahkememize gönderilmiştir. Yukarıda bahsi geçen BAM bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı … şirketinin sigortalısı … Ltd. Şti.’nin tüzel kişi tacir olduğu, davalının da 2560 sayılı Kanun kapsamında tacir sayıldığı, dava konusu olayın tacirler arası haksız fiil niteliğinde olduğu, halefiyete dayalı olarak açılan bu davanın ticari dava olduğu gözetilerek Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğuna dair ….. hüküm kurmak gerekmiştir….” gerekçesiyle hüküm kurulmuştur.
Bu sefer dosya Antalya … Asliye ticaret mahkemesine tevzi edilmiş ve mahkemenin … esas, … karar sayılı ilamı ile özetle; dosya ilk önce mahkememize tevzi edildiğinden, dosyaya mahkememizin bakması gerekeceğinden, dosyanın mahkememize tevzi edilmesi yönünde karar kurmuş ve dosya nihayetinde mahkememize tevzi edilmiştir.
Dosya sürecini özetleyen bu belirlemelerden sonra bakıldığında, söylemek gerekir ki; Süresi içinde görevli mahkemeye başvuru halinde, yeni mahkemede görülmeye başlayan dava, görevsiz mahkemede açılan davanın devamıdır. Tarafların görevsiz mahkemede yaptıkları usul işlemleri görevli mahkemede de geçerlidir ancak kural olarak görevsiz mahkemenin yaptığı usul işlemleri geçersizdir. Fakat, görevli mahkeme, görevsiz mahkemenin yapmış olduğu işlemleri, bunların tekrarlanması için bir sebep yoksa kararına esas alabilir.(KURU, Baki/ARSLAN, Ramazan/ YILMAZ, Ejder., Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Genişletilmiş 16. Baskı, Ders Kitabı, s. 156)
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266. maddesinde yer alan emredici hükme göre hâkim,sadece çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişiye başvurabilecektir. Hâkim açısından “özel bilgi” ise, hukuk bilimi dışındaki belli bir bilim dalının araştırıp ortaya koyduğu sonuçlara ilişkin bilgi olarak anlaşılmalıdır.
Kabule göre, davanın niteliği gereği, görevsiz mahkemece alınan bilirkişi raporları delil olarak yeterlidir. İki farklı makine mühendisi bilirkişiden ayrı ayrı raporlar alınmış ve raporlar birbirini teyit etmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamı incelendiğinde davacı … şirketinin sigortalısı olan dava dışı … Ltd. Şti.’ye ait … plakalı araç için kasko poliçesi tanzim etmiş olduğu, aracın seyir halindeyken yol üzerinde bulunan kapanarak davalı … devredilmiş olan … açtığı suyla dolu çukura düşmek suretiyle meydana gelen hasar bedeli olarak ödemiş olduğu 14.936,00TL’yi davalıdan rücu ettiği, mahkemece taraf delillerinin toplandığı, aracın sigorta poliçesinin, hasar dosyasının ve yapılan ödemeye dair belgelerin celp edilmiş olduğu, mahkemece … havale tarihli iki ayrı makine mühendisinden aldırılan ve aynı sonuçları içeren bilirkişi raporlarına göre kazanın meydana gelmesinde davalı kurumun yolun bakım ve onarımından sorumlu olmasına rağmen gerekli önlemleri almayarak %70 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sigortalı aracın sürücüsünün ise aracın kapısını açarak aracın içerisine su girmesine neden olduğu ve bu davranışında dikkatsiz ve su seviyesi yüksekliğini kontrol etmemesi sebebiyle tali olarak ve %30 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmış, alınan bu raporların dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hükme elverişli olduğu anlaşılmış ve bu doğrultuda davacının talep edebileceği miktarın sigorta şirketinin ödemiş olduğu, taleple bağlılık ilkesi de düşünülerek, 14.936,00TL’nin %70’i olan 10.455,20TL olduğu kanaatine varılarak hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 10.455,20.-TL nin … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılar 27,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 255,07 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 459,12 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve yukarıda mahsubuna karar verilen toplam 282,77 TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.650,00 TL’nin, haklılık durumu gereği 1.155,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat ücreti gideri toplamı 150,00 TL’nin, 45,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 10.455,20.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.480,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Yargıtay HGK’nun 2017/3-1008 E, 2021/153 K sayılı güncel ilamı göz önüne alınarak; davalı kendisini görevsizlik kararı veren Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasında vekil ile temsil ettirdiği için kendisine ayrıca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, (Benzer yönde; (YHGK 28.2.2019 T, 2017/2-3004 E, 2019/217 K)
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
12-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı kararın kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır