Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/169 E. 2023/356 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/169 Esas
KARAR NO : 2023/356
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/03/2023
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle, … tarihinde davalı … Ltd. Şti.’nin malik işleteni olduğu, diğer davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS’ı düzenlenen … plakalı araç dava dışı …’ın alkollü olarak sevk ve idaresindeyken … plakalı araca çarparak olay yerini terk etmiş, … plakalı araç ise davacı şirketin … nolu artı kasko poliçesi ile sigortaladığı park halinde bulunan … plakalı araca çarpmıştır. Bu kaza neticesinde sigortalı araçta maddi hasar meydana gelmiştir. Kaza ile ilgili Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyasında koğuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Sigortalı araçta meydana gelen hasar bağımsız eksper tarafından incelenmiş ve 29.247,98 TL tutarında olduğu tespit edilmiş, iş bu bedelin davacı şirket tarafından aracın yedek parçasını tedarik eden ve tamirini gerçekleştiren servise ödendiğini, davalı sigorta şirketine öncelikle KTK 97.maddesi uyarınca müracaat edilerek, hasar bedelinden ZMMS sigorta limiti dahilinde ödenmesi talep edilmişse de, sigortalı aracın sürücüsünün ifadesinin iletilmesi gerektiği sebebiyle taleplerinin reddedildiğini, bu defa, davalı sigorta şirketi ve … plakalı aracın maliki ve sürücüsü aleyhine, iş bu ödenen hasar bedelinin ödenmesi için, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini fakat borçlular tarafından borcun tamamına itiraz edildiğini, bu nedenlerle iş bu itirazın iptaline ve takibin devamına, borçluların asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … Sigorta A.Ş. vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, uyuşmazlık konusu kazaya ilişkin olarak şirketin hasar aşamasında gerçekleştirilen incelemeleri sonucunda ifade tutanağında ve görgü tespit tutanağında sigortalının mevcut talep konusu araca çarptığına dair herhangi bir bilgi mevcut olmadığını, davalı şirketin ZMMS sigortasından doğan sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, bu nedenlerle, iş bu davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. Vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, şirketin … plakalı araç üzerinde kaza tarihi itibariyle hakimiyeti ve işleten sıfatı bulunmadığını, husumetin tarafı olmadıkları içinde davada müvekkil şirketin bir sorumluluğu bulunmadığını, kira sözleşmesi incelendiğinde söz konusu kaza tarihinde aracın işleteni, kiracı ve araç sürücüsü konumundaki … olduğunu, davacı tarafça Antalya Genel İcra Müdürlüğü aracılığıyla açılan … Esas sayılı icra dosyasında kaza tarihinde kiracı ve sürücü olan … hakkında takip kesinleşmiş olup, belirtilen alacağın sürücü … üzerinden tahsil kabiliyeti mevcut iken iş bu davanın açılmasında bir yarar bulunmadığını, bu sebeplerle iş bu davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, halefiyet gereği rücu tazminatının tahsili talepli açılmış İtirazın İptali davasıdır.
Davacı taraf faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep etmiş, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, Dava dışı … için sistem üzerinden tacir araştırması yapılmıştır.
6100 sayılı H.M.K. 2. Maddesinde; “…Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir…”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2018 tarih 2018/5 E 2018/4524 K sayılı ilamında “…Dava, 6762 sayılı TTK.’nun 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi) kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte 5/3. maddesi gereği artık asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasında ki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkarak görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Dava sözleşmenin tarafları arasında değil; sorumluluğundan kaynaklanmış olup, kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış araç da hususi otomobildir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir…”
Yukarıda belirtilen yasa maddesi ve emsal içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirmede; sigortalı … plakalı aracın hususi araç olarak kayıtlı bulunduğu, davacının sigortalısı …’ın olayda tacir sıfatının bulunmadığı, kolluk ifadesinde ev hanımı olduğunun bildirildiği, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin haksız fiil ilişkisi olduğu, dolayısıyla davacı sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekir (Benzer nitelikte Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22/03/2017 tarihli ve 2016/8933 esas – 2017/3060 karar sayılı ilamı).
Görev, 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli ANTALYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili … ile davalı şirket vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır