Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/162
KARAR NO : 2023/695
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2023
KARAR TARİHİ : 29/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; …’nın sevk ve idaresindeki davacıya ait … Plakalı … marka araçla … tarihinde … kayak merkezi yolu üzerinde davalı …’un idaresindeki … Plakalı … marka araç maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, davalı … ile sürücü …’nın aralarında kaza tespit tutanağı düzenlediklerini, tutanakta da açıkça görüleceği üzere davalı …’un sevk ve idaresindeki araç karlı yolda kaymış ve davacı müvekkilin aracına çarptığını, meydana gelen kazada davacı müvekkilin aracını kullanmakta olan …’nın hiçbir kusuru olmadığını, davacı müvekkilin aracını kasko kapsamında … bayisi olan … servisine yaptırdığını, servis bedelinin davacı müvekkilin kasko poliçesi kapsamında karşılanmış ve kasko şirketince … Şirketi’ne rücu edildiğini, ancak kaza sonucunda davacı müvekkilin aracında oluşan değer kaybı ödemesinin yapılmadığını, müvekkilinin, … Şirketi’ne başvurduğunu ancak yasal süresi içerisinde yanıt alamadığını beyan ederek; açıklanan nedenlerle, şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL değer kaybı bedelinin kazanın meydana geldiği tarih olan … tarihinden itibaren işleyecek olan faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, husumet ve zaman aşımı itirazlarının olduğunu, Davacı yanın dava dilekçesinde bahsettiği zararın fahiş ve afaki olduğunu, iş bu davaya konu hasar nedeniyle ekspertiz raporuyla belirlenen … TL araç hasarı ve 4.642,00 TL araç değer kaybının tamamının müvekkil şirketçe ödenmiş olup, davacının taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, gerekli araştırmanın yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … aşamalarda, duruşmalarda beyanlarda bulunmuştur.
Dava, değer kaybı tazminatı talebinden ibarettir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/71 esas, 2019/798 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 16. Maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda genel yetkili mahkemeler yanında haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalin bulunduğu yer ile zarar görenin yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir. Motorlu aracın neden olduğu kazalardan doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, davalının yerleşim yeri (HUMK 9, KTK 110/2), haksız fiilin vuku bulduğu yer (HUMK 21, KTK 110/2), sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer (KTK 110/2) mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Dosyada kaza yeri Antalya’dır ve dosyadaki belgelerden (vekaletname) davacının yerleşim yerinin de Antalya olduğu anlaşılmakla, mahkememiz dosyada yetkilidir ve davalı sigorta şirketinin yetki itirazı yerinde değildir.
Kaza tarihi, dava tarihi dikkate alınarak, davada zaman aşımı süresinin geçmediği açıktır. Hak düşürücü süre de söz konusu değildir.
Mahkememizce noterler birliği, Tramer ve davalı sigorta şirket ile yazışmalar yapılmış ve gelen cevaplar dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce tanıklar dinlenmiştir.
Mahkememizce dosya kusur ve hesap bilirkişisine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
… tarihli raporda özetle; Davalı … şirketi nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi (Trafik Sigortası) ile Sigortalı, … Plakalı Otomobil Sürücüsü Davalı …’un, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun Hızın gerekli şartlara uygunluğunun sağlanmasını düzenleyen Madde 52/b “Sürücüler: Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar.” Hükümlerini ve Kanuna bağlı olarak çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin aynı hükümleri içeren 101/b maddesini ihlal ettiği, Davacı … (…) … Adına Kayıtlı … Plakalı Kamyonet Sürücüsü … …’nın;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun ve Yönetmeliğinde belirtilen kaide ve kurallardan herhangi bir maddesini ihlal etmediği; … plakalı araçta dosyaya konu kaza sebebiyle meydana gelen hasara ilişkin işlem gören parçalara ilave sisteminde kayıt altına alınan hasar tutarı nedeniyle reel piyasa koşullarına göre 10.000,00-TL tutarında Değer Kaybı meydana geleceği; davalı sigorta şirketi tarafından davacı yana … tarihinde 4.642,00-TL değer kaybı ödemesi yapıldığı, yapılan ödemeye ilişkin dekont sunulduğu görülmüş olup; tarafımca tespit edilen bedelden ilgili ödemenin mahsubunun mahkeme takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir (AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu içeriği, davalı tarafından ödenen miktarın mahsubu göz önüne alınarak; Davanın kısmen kabulü ile; 5.358,00.-TL değer kaybı tazminatının davalı …’dan … tarihinden itibaren , davalı … A.Ş. … … Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 5.358,00.-TL değer kaybı tazminatının davalı …’dan … tarihinden itibaren , davalı … A.Ş. … … Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 179,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 179,90 TL peşin karar harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, alınması gerekli bakiye 89,95 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 359,80 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 3.413,25 TL’nin, haklılık oranı gereği; 1.820,00 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden, kural olarak bu masrafın haklılık durumuna göre taraflar arasında paylaştırılması gerekmesine rağmen davalı gerçek kişi tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı da göz önüne alınarak, 6325 sayılı kanun m. 18/A,11 hükmü de dikkate alınıp, masrafın tamamı gerçek kişi davalı üzerinde bırakılması gerektiğinden; hesaplama sonucu alınması gerekli 3.120,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin, davalı sigorta şirketinin 1.670,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.358,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
10-Davalı sigorta şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.642,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ile davalı vekili Sn. …’un yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır