Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/13 E. 2023/244 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/13 Esas
KARAR NO : 2023/244
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2023
KARAR TARİHİ : 18/04/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket Antalya ilinde ve sair illerde yer alan ve şehir içi aydınlatmasında kullanılan elektrik ve aydınlatma direklerinin üzerine reklam ünitesi monte edilmesi ve bu reklam alanlarının ilgililere kiralanması işi ile iştigal eden bir reklamcılık firması olduğunu, yapmış olduğu ticari faaliyet kapsamında davalı şirketle … kiralama sözleşmesi imzaladıklarını, bu kapsamda faaliyetlere başlamış ve davalı şirketin reklamlarını direklerde sergilediğini, Sözleşmeye göre 100 adet direk kiralayan davalı şirketin talep ettiği afişler direklere asılmış ve sözleşmede belirtilen süreler dahilinde direklerde asılı kaldığını, Müvekkil şirket imzalanan sözleşme gereği edimini yerine getirdiğini, yapılan işin karşılığı olarak kesilen … tarihli 226.326-TL bedelli ve … tarihli 111.474-TL bedelli faturaları davalı şirkete tebliğ ettiğini, Davalı şirket faturalara itiraz etmediğini, borcu kabul ettiğini, ancak müvekkil şirketin edimini yerine getirmiş olmasına ve işe ilişkin faturaları düzenlemesine rağmen, davalı şirket sadece 30.000-TL ödeme yaptığını, bu sebeple borcunu ödemeyen davalı şirket aleyhine, bakiye alacağın tahsili için Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas numarası ile ilamsız takip başlatıldığını, Ödeme emrinin tebliğinin akabinde borçlu şirket, … tarihli dilekçeyle borcun tüm fer’ileri ile birlikte tamamına ve faize itiraz ettiğini, takibin durduğunu, arabulucuya başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, Davalı borçlunun itirazlarının tamamı hukuki mesnetten yoksun olup; haksız ve kötü niyetli olduğunu, Davalı borçlunun Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazda kötü niyetli olmasından ve alacağımızın da likit olmasından ötürü dava miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile Mahkemenizce takdir edilecek miktarda icra inkar tazminatının davalı tarafça, vekil eden davacı alacaklıya ödenmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında imzalanan … Kiralama sözleşmesi uyarınca, müvekkil şirketin reklam işlerini aldığı ve ayrıca anlaşmış olduğu … Ltd Şti. (vn:…) isimli firmaya ait reklam afişlerinin asılması için, davacı firmaya ait reklam ünitelerinin belirlenen şartlar ve periyotlarda kullanımı ile kiralanması işlemlerinin yapılması hususunda taraflar anlaştıklarını, İş bu sözleşme gereğince Kiralayan davacı şirket, 252*90cm afiş ve 250*90cm görünen alan olacak şekilde 100 adet/200face reklam afişini belirlenen tarihlerde, uygun lokasyonlarda asım yapacak, asım gerçekleştikten sonra resimlenip, asım yapılan koordinatlar eklenerek, taraflarca karşılıklı onaya ilişkin imza altına alınacak şekilde anlaşma sağlandığını, ayca bir çok teknik husus belirlenen sözleşme içeriğinde davacı kiralayanın 14 günlük periyotlarla 12 hafta süreyle asım yapması vaadinde bulunduğu sözleşme içeriğinde sözleşme tarihinden itibaren 3 gün içerisinde fatura düzenleyeceği belirtilmiştir. Ki sözleşme tarihinden hemen sonra, iş tamamlanmadan, takibe dayanak faturalar düzenlendiğini, yine tarafların yükümlülükleri başlıklı özel şartların belirlendiği kısımda her iki tarafın yükümlülükleri düzenlenmiş olup, davacı tarafça diğer sözleşme maddelerine uyulmadığı gibi bu maddeye de hiç uyulmadığını, tarafların iş ilişkileri her ne kadar belirtilen sözleşme ile kurulduysa da davacı yanca sözleşme şartları hiç bir suretle yerine getirmediğini, . Sözleşme akdedildikten hemen sonra takibe dayanak faturalar düzenlenmiş, ancak iş layığıyla değil hiç yerine getirilmediğini, . Buna rağmen müvekkili şirketçe … tarihinde işin yerine getirileceği düşünülerek 30.000.-TL ödeme yapıldığını, Teslim edilmeyen ve hiç bir suretle sözleşme gereklerini yerine getirmeyen davacı yanın kötü niyetli işlemlerine rağmen ödeme gerçekleştirildiğini davacı yanın sözleşme gereğini yerine getirmemesi ve işi teslim etmemekte direnmesi, müvekkil şirketi büyük mali zararlara uğrattığını, müvekkili haksız icra takibi başlatıldığını,
müvekkil şirket hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep etmiş, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1-a bendi uyarınca; tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz.
TTK’nın 4/1. maddesi uyarınca nisbi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın ticari işletmelerinden doğması gerekir. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari işletme, TTK’nın 11/1.maddesindeki tanıma göre; esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Esnaf işletmesi ile ticari işletme arasındaki sınırın ise Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak kararname ile belirleneceği hükme bağlanmıştır.Kanunda ticari işletme için herhangi bir miktarda gelir değil, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşar düzeyde gelir sağlama amacı aranmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 3.maddesinde; “ticari iş” kavramı açıklanmış ve “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmiştir.
Ticaret hayatının temel öznesi olan “tacir” de yine işletme kavramı bağlamında tanımlanmış ve “bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi”ye tacir deneceği TTK’nın 12/1.maddesinde belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu tacir kavramını gerçek kişiler ve tüzel kişilerde ayrı ayrı ele almış, gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılması bir ticari işletmenin mevcut olması, bir ticari işletmenin işletilmesi ve ticari işletmenin kısmen de olsa o kişi adına işletilmesi unsurlarına bağlanmıştır. Tüzel kişi tacir kavramının kapsamı ise TTK’nın 16/1. maddesinde düzenlenmiştir.
Tüm açıklamalardan sonra dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; davacı şirket ile davalı arasında imzalan … kiralama sözleşmesinin faturanın dayanağını oluşturduğu, sözleşmenin 2. Maddesinde sözleşmenin konusu; 3. Maddede belirtilen reklam alanlarının belirli ücret karşılığında kiralanması olarak belirlenmiş, 4. Maddede kira süresi, kira bedeli ve ödeme koşullarının belirlenmesine yer verilmiştir. Dolayısı ile taraflar arasında kira ilişkisinin varlığı Kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir.
Görev, 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda, davanın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi Antalya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı şirket yetkilileri … ile …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı