Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/99 E. 2022/639 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/99 Esas
KARAR NO : 2022/639
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 08/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan … tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … davacıdan haksız kesinti yaptığını, bu kesintinin iadesi için Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı … davacının Ticari hesabından kullanmış olduğu kredilerden dosya masrafları tahsil ettiği halde … adı altında Toplam …TL birçok bankanın uygulamadığını, … ilgili hükümlerine aykırı alınan ücretlerin iadesi gerektiğini ifade ederek, itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına hühmedilmesine ve takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde, özetle; banka ile borçlu arasında imzalanan …’leri kapsamında ve TTK’nın 4. Maddesi gereği taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olduğunu, ayrıca tarafların TTK’nın 11 vd. hükümleri gereği tacirdir olduklarını ve bu sıfatla davacının, davalı … ile ticari ilişkiye girdiğini ve ticari faaliyetleri için kredi kullandığını, bağlı olunan yasal düzenlemeler dikkate alınmadan taraflar arasındaki akdi ilişkiyi; tüketici mahkemesinin görev alanına giren mevzuat hükümleri çerçevesinde Genel İşlem Koşulu olarak değerlendirmenin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının davalı … ile … tarihinde … gr. altın, … tarihinde … USD, … tarihinde … TL, … tarihinde … gr. ve yine … tarihinde … TL genel kredi sözleşmesi imzaladığını, davacının Genel Kredi Sözleşmelerini imzalamadan önce de kendisine sözleşme öncesi bilgilendirme formları “…” verildiğini, davacının …‘yi okuyup; sırasıyla …, …, …, … ve yine … tarihinde imzaladıktan sonra genel kredi sözleşmesini imzaladığını, … de davacıya; eğer kullanmak isterse ne tür bir kredi kullanacağına ilişkin bilgi verildiğini, davacının …’yi imzaladığını, kullanacağı krediye ilişkin bilgileri aldığını, daha sonra genel kredi sözleşmesini de inceleyip imzaladığını, davacı hiçbir maddeye ilişkin de şerh düşmediğini, değiştirilmesini de talep etmediğini,davacının davalı … koşullarını uygun görüp ve yasalar uyarınca da kendisine bütün bilgiler verildiğini, müzakere yapılarak akdi ilişki içine girildiğini, dava konusu edilen iddianın davacının gerçeğe aykırı olmadığını, dönemsel hizmet komisyonu adı altında dava konusu edilen tutarda kesinti yapılmadığını, icra takibi ile talep edilen faiz alacaklarının hesaplamalarını da kabul etmediklerini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmamakta olduğunu, sebepsiz zenginleşme niyeti ile ticari kredi ilişkisini Genel İşlem Koşulları kapsamından değerlendirilmesini isteyerek kendi lehine durum yaratma çabası içinde olduğunu, yapılan masraf, ücret ve komisyon kesintilerin adeta 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu genel işlem koşuluna ilişkin hükümler çerçevesinde ele alınmasını talep etmesi Yargıtay kararlarıyla da ortaya konulduğu gibi haksız ve dayanaksız olduğunu, taraflar arasında düzenlenen ticari sözleşmeler ve banka tarafından tahsil edilecek ücret, masraf ve komisyon tutar ve oranları, banka içi duyuru ve WEB sitesi bilgilendirmelerinde işlemler ve kesintiler tarafların ticari ilişki içinde olduğunu ve davacının bilgi, kabul ve onayı içinde gerçekleştirildiğini ortaya koyduğunu, ayrıca davalı … ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmetinin karşılığı olarak, yasadan ve sözleşmelerinden kaynaklanan faiz dışı gelir elde etme hakkının kapsamında ücret, masraf ve komisyon istemeye hakkı olduğunu, bunun yanında bu kesintilerin hiçbir koşulda herhangi bir keyfiyete dayalı olmasının da mümkün olmadığını ifade ederek, yetki ilk itirazının kabulüne, mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili Antalya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi yönünde usulden reddine, davalı … hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu raporda,
Yukarıda yaptığımız açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; davacı …’dan davalı … A.Ş tarafından haksız olarak kesildiği iddia edilen toplam Dönemsel Hizmet Komisyonu işlemleri ile ilgili olarak yaptığımız inceleme ve tespitler sonucunda;
a.davacı tarafından Antalya … İcra Dairesi nezdinde başlatılan ve davalı … itirazı üzerine duran … TL.’sı anapara olmak üzere faizleri ile birlikte toplam … TL’sına baliğ olan alacak için davalı … yapılan itiraza istinaden takibin durduğu,
b.bahse konu takip alacağının ticari sözleşmelere dayalı olarak ortaya çıkan bir ticari alacak niteliğinde olduğu,
c. davalı … kredi müşterilerinin kredibilitelerinin periyodik zaman aralıklarla yenide değerlendirilmesinin sürpriz risklerin önlenmesi açısından gerekli bir işlem olduğu, bu işlemin de belirli bir mesai, zaman ve masraf gerektirmesi açısından bir komisyon karşılığının olmasının normal olduğu, diğer bankaların web sitelerine bakıldığında, günümüzde de “Kredi Kullandırım Ücreti” (Kredi Tahsis Ücreti ile karıştırılmaması gerekir) ve “Kredi İzleme Ücreti” gibi isimlerle periyodik olarak bu ücretlerin alınmakta olduğu,
d. davalı … temin edilen Hesap Hareketlerine göre, takibe konu rakamın 3’er aylık dönemler halinde kesilen toplam … TL olarak tespit edildiği, ancak dava dilekçesiyle yapılan talebin; kesintilerin hesaplama şekline ve/veya mükerrer oluşuna değil, kesintilerin Genel İşlem Koşullarına, sözleşmeye ve mevzuata aykırılığı nedeniyle hiçbir şekilde yapılmamasına dönük olması nedeniyle araştırma ve tespitlerimizin de bu talep doğrultusunda yapılması gerektiği,
e. bu bağlamda, gerek dosya üzerinde gerekse davalı … edindiğimiz sözleşme ve diğer belgelerin incelenmesinde; sözleşmelerin ve sözleşme öncesi bilgilendirme formlarının Genel İşlem Koşulu olarak değerlendirilemeyeceği,
f. düzenlenen sözleşmelerin bahse konu kesintilerin yapılmasına uygun hükümler içerdiği,
g.. Dava dilekçesinde bu kesintilerin TCMB’nın 2020/4 Sayılı Tebliğine aykırı olduğu belirtilmiş ise de, anılan tebliğin … tarihinde yürürlüğe girdiği, davalı … yapılan kesintilerin ise TCMB’nın 22.11.2006 tarihinde yürürlüğe giren 2006/1 Sayılı Tebliğin dönemi içinde yapıldığı ve bu tebliğe göre de bankaca kesintilere bir engelin bulunmadığı,
h.yukarıdaki fıkra kapsamında yapılan kesintiler için emsal banka uygulamalarının örnek gösterilemeyeceği,
ı. ayrıca; söz konusu kesintilerin TTK’nun 22. Maddesinde öngörülen hüküm çerçevesinde yapılabileceği,
i. kesintiler karşısında bankaca tanınan ticari imkanlardan faydalanmış olan, bu giderleri muhtemelen muhasebeleştirmek suretiyle de onaylanan bu kesiniler için haksız olduğunu iddia etmek TTK’nun tanımladığı “basiretli bir tacir” gibi davranmak hükmü ile de bağdaşmadığı, sayılan bu nedenlerden dolayı da; davalı … A.Ş.’nin, davacı …’ya iade etmesi gereken bir komisyon miktarının olmadığı görüş ve kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kullandırılan ticari kredi nedeniyle davacıdan haksız olarak kesildiği iddia olunan meblağın iadesi için başaltılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıdan yapılan kesintilerin haksız olup olmadığı ve iadesinin gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 20. maddesinde, tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir uygun bir ücret isteyebilir, hükmü düzenlenmiştir. Bankaların bu anlamda tacir oldukları ve temel iştigal konuları olan kredi işlemleri dolayısıyla şartlarının mevcut olması halinde ücret isteyebilecekleri kuşkusuzdur. Yine 6098 sayılı TBK’nın 20 ve devamı maddelerinde genel işlem koşulları ile ilgili olarak haksız şartın yazılmamış sayılmasına, yorum ve içerik denetimine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Haksız şart ile ilgili olan TBK’nın 21. maddesi “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır”. hükmünü havidir. Yorum denetimine ilişkin olan aynı Kanun’un 23. maddesinde ise “Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı doğrultuda içerik denetimini düzenleyen 25. madde de “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz” şeklindedir.
Ayrıca, 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemleri Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ’in 4. maddesinde bankaların reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların niteliklerini ve sınırlarını serbestçe belirleyeceği ve aynı tebliğin 6. maddesinde de bankaca serbestçe belirlenen miktar ve oranların TCMB’ye bildirileceği ve kredi kullananların öğrenebileceği şekilde ilan edilmesi gerektiği hususu kaleme alınmıştır. (Yargıtay … H.D. … E., … K.)
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve mahkememizce esasa alınan bilirkişi raporu ışığında uyuşmazlığa baktığımızda;
Kredinin ticari niteliği ve genel işlem koşulları açısından değerlendirme;
Davacı … ile davalı … A.Ş. … Şubesi arasında … tarihinde, … Gram … limitli bir Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği(Ek: 2), akabinde tarihsiz bir … Formu niteliğindeki “… … … Nolu … Formu” imzalandığı, anılan formunun son sayfasında yer alan; … Formu ile Sermaye Piyasası Araçlarının taşıdıkları Risklere ilişkin açıklamalardan oluşan …’nı okuduğumu ve anladığımı, özgür iradem ile imzaladığımı ve bir örneğini elden teslim aldığımı kabul ve beyan ederim.” bölümünün altının davacı tarafından el yazısıyla isim yazmak ve imzalanmak suretiyle onaylandığı, akabinde de … tarihinde bu sözleşme öncesi bilgi formuna bağlı olarak “… Sözleşmesi” düzenlendiği ve ayrıca tarihsiz bir … Sözleşmesi” düzenlenerek ticari hesapların işleyişine zemin hazırlandığı, bilahare bu sözleşmenin … tarihinde … gram limiti kaldırılarak kıymetli … kredisine ek olarak diğer ticari kredi türlerini de ihtiva edecek şekilde ve …-TL sınırlı olarak revize edildiği(Ek: 3), bu sözleşmenin de “… ve …” bölümüne;“Sözleşme imzalamadan önce Banka tarafından tarafımıza iletilen sözleşme nüshalarını teslim alarak birbirini takip eden toplam … (…) maddeden ibaret işbu Sözleşmenin tamamını okudum, anlamadığım tüm konularda Banka yetkilileriyle görüştüm ve detaylı bilgi aldım, Sözleşme içerisinde yer alan genel işlem koşulu niteliğindeki maddelerin niteliğini profesyonel olarak ve danışmanlarım aracılığıyla değerlendirdim ve kabul ediyorum. Sözleşmeyi imzalarken bu haliyle mutabık olduğumu kabul ediyorum” İbaresinin altının davacı tarafından isim, adres yazılmak ve imzalanmak suretiyle onaylandığı(Ek: 4), böylece; ticari nitelikli olarak hazırlanan bu sözleşme öncesi bilgi formlarında, dava dilekçesinde konu edilen “TBK’nun 20. ve devamı maddelerinde sözü edilen Genel İşlem Koşullarına aykırı” olabilecek bir hususun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Kesintilerin niteliği, sözleşmelere uygunluğu, TCMB tebliğine aykırılığı açısından değerlendirme;
Sözleşme Öncesi Bilgi Formu niteliğindeki “…… … Nolu … Formu’nun” ekinde, aralarında “… Komisyonu’nun da (…TL – …-TL)” yer aldığı tüm komisyonlarına yer verildiği ve anılan formun son bölümündeki;
“Yukarıda yer alan Ödeme Hizmetlerine ilişkin Masraf ve Komisyonlar Listesi ile Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri Genel Risk Bildirim Formunu Okuduk ve Elden Teslim Aldık” ibaresinden de anılan formun ekinde güncel ücret ve komisyonları konusunda davacının bilgi sahibi olması gerektiği, esasen; bu ön bilgilendirme formu akabinde düzenlenen ve yukarıdaki bölümde de sözü edilen sözleşmelerin; “2.11. Komisyon, Vergi, Fon, Resim, Harç ve Masraflar2.11.1. Banka , bu Sözleşme’ye dayanarak açtığı ve ileride açacağı Altın Kredisi, Döviz Kredisi, Kredi Kartı, teminat mektubu ve aval-kabul, teşvik belgeli aval kabul kredisi dahil olmak üzere her türlü krediler ile hesaplara ve aldığı teminatlara yetkili merciler tarafından saptanan veya ileride saptanacak olan en yüksek oranları geçmemek üzere belirleyeceği oranlarda faiz ve (muhabir, akreditif, teminat mektubu ve aval-kabul komisyonları dahil) her nevi fon ve komisyonları ve Kaynak Kullanım Destekleme Fonu (“KKDF”) gibi yasal ve Banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edebilecek her türlü ücret, masraf ve sair gideri uygulayacak ve bunları gider vergileri ve sair resim ve harçları ile birlikte Müşteri’nin cari hesabına borç yazabilecektir. Müşteri bunu kabul eder.”hükmü(Ek: 5) çerçevesinde dava konusu “…’nun” davalı … cari hesaptan kesinti yapmak suretiyle tahsil edilebileceği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde bu kesintilerin TCMB’nın 2020/4 Sayılı Tebliğine aykırı olduğu belirtilmiş ise de, anılan tebliğin … tarihinde yürürlüğe girdiği, davalı … yapılan kesintilerin ise TCMB’nın 22.11.2006 tarihinde yürürlüğe giren 2006/1 Sayılı Tebliğin dönemi içinde yapıldığı ve bu tebliğin; “Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatlerMADDE 4 – (1) Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.” hükmüne ve hatta, tacir olan davalı bankaca TTK’nun 22. Maddesinde öngörülen “… tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesi ile ilgili iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir.” hükmüne de uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Neticeten tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;.davacı tarafından Antalya … İcra Dairesi nezdinde başlatılan ve davalı … itirazı üzerine duran … TL.’sı anapara olmak üzere faizleri ile birlikte toplam … TL’sına baliğ olan alacak için davalı … yapılan itiraza istinaden takibin durduğu, bahse konu takip alacağının ticari sözleşmelere dayalı olarak ortaya çıkan bir ticari alacak niteliğinde olduğu, sözleşmelerin ve sözleşme öncesi bilgilendirme formlarının Genel İşlem Koşulu olarak değerlendirilemeyeceği, düzenlenen sözleşmelerin bahse konu kesintilerin yapılmasına uygun hükümler içerdiği, Dava dilekçesinde bu kesintilerin TCMB’nın 2020/4 Sayılı Tebliğine aykırı olduğu belirtilmiş ise de, anılan tebliğin 01.03.2020 tarihinde yürürlüğe girdiği, davalı … yapılan kesintilerin ise TCMB’nın 22.11.2006 tarihinde yürürlüğe giren 2006/1 Sayılı Tebliğin dönemi içinde yapıldığı ve bu tebliğe göre de bankaca kesintilere bir engelin bulunmadığı, ayrıca; söz konusu kesintilerin TTK’nun 22. Maddesinde öngörülen hüküm çerçevesinde yapılabileceği kanaatine varılığından açılan davanın reddine, davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken … TL harçtan peşin alınan … TL nin mahsubu eksik alınan … TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan … TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; … TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’ yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır