Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/94 E. 2022/365 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/94
KARAR NO : 2022/365
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ: 11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, “…MARKET” adıyla Davalı firmanın ürünlerini de (… vb) bol miktarda satan bir bayi olduğunu, davalı … firmasının, sık sık düzenlediği satışı teşvik edici promosyonlar kapsamında 14.07.2021-30.09.2021 (Bitiş tarihi davalı firma tarafından sonradan 30 gün daha uzatılmıştır) tarihleri arasında devam eden bir kampanya düzenlendiğini, buna göre kampanyanı ; Tüm ülke sınırları içerisinde geçerli olup, müşterinin, davalı firmanın pazarladığı ürünler olan 2,5 litrelik …, … ve …ın 2 adet gümüş renkli kapakları altında yer alan kodu “Daha- Daha” uygulaması veya sitesine girerek elde ettiği QR kodu veya dijital şifreyi, kampanyaya katılan bir satış noktasına ileterek ilgili marketin kullandığı “…” uygulamasına okutulması sonrası kazandığı ürünü (1litre … şekersiz veya Zero) anında alabildiğini, bu kampanyanın Türkiye sınırları içerisinde her yerde geçerli olduğunun görüldüğünü, kampanyaya süpermarket, hipermarket ve katılmak istemeyen bayiler katılmadığını, bunun sonucu olarak, kampanyaya katılmayan ancak kampanyalı ürünlerinin büyük çoğunluğunu satan yerlerden tüketicilerin aldığı kola vb. ürün kapaklarındaki kodların tıpkı müvekkili gibi kampanyaya katılan bayilere ibraz edilip Promosyon ürün talep edildiğini, kampanyaya katılan müvekkilinin, kampanya süresinin son günlerine kadar (29.10.2021) bayiler ile davalı firma arasındaki … uygulamasına, QR kodu okutmaya devam ederek promosyon ürünleri tüketicilere verdiklerini, bunların karşılığı normal olarak davalı firma tarafından bayilere ya aynı ürün olarak verilmekte veya muadili ürün verilmekte veya cari borçlarından düşülmekte olduğunu, hak ettiği 1949 adet 1 Litre …Cola Zero veya Şekersiz ürün, aynen veya muadili ürün veya bedeli bütün görüşmelere rağmen davalı firma tarafından kendisine verilmediği gibi uygulamadaki teslimat bilgileri ve hak edişleri yine davalı firma tarafından sıfırlanmış ve sistemin kapatıldığını, böylece bayinin girdiği kapak şifrelerinin karşılığı verilmediği gibi henüz sisteme yükleyemedikleri kapakların şifrelerinin ellerinde kaldığını, beyan ederek; davacının bayi olarak tüm yükümlülüklerini yerine getirerek katıldığı ve hak ettiği 1949 adet 1 Litre …COLA Zero Sugar veya Şekersiz ürünün davalı firmadan alınarak davacıya aynen verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, görevsizlik nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, davacının esnaf olduğunu, davanın, yetkisiz mahkemede ikame edildiğinden davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, zorunlu arabuluculuk sürecinin tüketici uyuşmazlığı olarak yürütülmüş iken ticari dava açılmasının usule aykırı olduğunu, müvekkil şirketin, düzenlediği tüm kampanyalar kapsamında her bir tüketici ve müşteriye sahte veya geçersiz olmadığının tespiti ile kazandıkları promosyon ürünlerini temin etmekte ve her birinin hakkını layıkıyla gözettiğini, davacının talebine konu promosyon ürünlerini almaya hak kazanmadığı ve hatta kötü niyetli hareket ettiği açık olup; davasının esastan reddi gerektiğini, davacı tarafın sisteme girişinin şüpheli işlemleri nedeniyle kampanya koşulları kapsamında kısıtlandığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere ise dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan/YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Dava, ticari davadır. Davalı ticaret şirketidir ve tacirdir. Bu konuda bir uyuşmazlık yoktur. Davacının ise tacir olduğu, dosya arasına alınan Düden Vergi Dairesinin 23/02/2022 tarihli cevap yazısından anlaşılmaktadır. İlgili yazıda, davacının bilanço esasına göre defter tuttuğu belirtilmekle, davacının da tacir olduğu anlaşılmaktadır. Dava, iddia gereği nispi ticari davadır. Davanın konusu tazminat talebine ilişkindir. 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Kabule göre, kanun metnindeki “bir miktar paranın ödenmesi” nitelemesi alacağı nitelemekle birlikte, “tazminat”ı nitelemez. (bu yönde ve tersi yönünde görüşlerin olduğu bilinmekle birlikte üst mahkemece bu hususun değerlendirileceği şüphesizdir) Para alacağı dışındaki tazminat talepleri de hüküm kapsamındadır. Dosyada da aynen tazminat talebi mevcuttur. Davacı tarafça zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuştur ve bakıldığında, tüketici mevzuatı uyarınca arabuluculuk kurumuna başvurulduğu ve sonuçlandırıldığı ve hatta tüketici mevzuatına uygun şekilde arabuluculuk ücretinin ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durum, ticari davada usulune uygun olarak zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu göstermez. Her ne kadar uygulamada her hangi bir türde (iş-tüketici-ticari) zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmasının yeterli olacağı yönünde bir kısım görüş olduğu da bilinse de bu husus mahkememizin kabulünde değildir. Çünkü, temel ilke olarak belirtmek gerekir ki; “yasama organı abesle iştigal etmez”. Buradan yola çıkılarak, somut olay özelinde, tüketici yolunda uygulanan bir zorunlu arabuluculuk başvurusunun, sehven olduğu belirtilerek, ticari davada da geçerli olduğunun sayılması, ilk önce bir yargılama gideri olan ve başta bakanlık bütçesinden ödenen zorunlu arabuluculuk ücretinin daha az miktarda olmasının yolunu açar ki burada da hak kaybı ve adaletsizlikler olabilir. Olası seri bir davanın açılması ihtimalinde daha az ücrete tabi olan zorunlu arabuluculuk yolunun kullanılması sonucunu doğurur. Her ne kadar davacı taraf zorunlu arabuluculuk tutanağında sehven tüketici mevzuatına yönelik belirleme yapıldığını beyan etmiş ise de bu husus mahkememizce denetlenemeyecek bir husustur. Çünkü, davalının, dosyada, davacının esnaf olduğuna dayanarak, görev itirazında bulunduğu, mahkememizce de bu hususta araştırma yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava öncesi dönemde de taraflar, görev hususuna yönelik böyle bir konuşma yapmış olabilirler ve davacı tarafça da bu nedenle, takdiren tüketici mevzuatı ışığında zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulmuş olabilir. Mahkememiz niyeti sorgulayamaz, denetleyemez. Bu nedenle, davacının ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecine usulen başvurmadığı anlaşılmıştır.
Ticari davalarda başvurulması gerekli bir zorunlu arabuluculuk süreci yürütülmediği anlaşılmaktadır. Yasama organı iradesinin doğru bir şekilde uygulanmasının sağlanması mahkemelerin görevidir.
Tüm anlatılan nedenlerle, davanın dava şartı yokluğundan, usulden reddi gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, davacının yatırdığı 266,28 TL’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Dava dilekçesi ekinde sunulan tüketici mevzuatına yönelik arabuluculuk süreci sonundaki ücretin sonuç olarak Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiği anlaşılmakla, karar kesinleştiğinde ödenen 680,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …ve davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/05/2022
Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır