Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/932 E. 2023/179 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/932 Esas
KARAR NO : 2023/179
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu hakkında tarihinde Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası üzerinden … keşide tarihli 11.800 TL tutarındaki faturaya istinaden ilamsız icra takibine geçilmiştir. İşbu dosyadan gönderilen ödeme emri davalı-borçluya tebliğ edilmiş olup … tarihli itirazında “takibe konu alacaktan dolayı borçlu olmadığını bu nedenle borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini” beyan etmiştir. İtiraz üzerine de takip İ.İ.K.’nın 66. maddesi gereğince kendiliğinden durduğunu, Müvekkil … Vergi Dairesine kayıtlı şahıs şirketi olup; davalı şirketin iş yerine UV Baskılı Özel Tasarım Stor Perde işi yapmıştır. Davalı-borçlu her ne kadar itiraz dilekçesinde müvekkil şirkete borcu olmadığını iddia etmişse de müvekkilimce yapılan işin ücretini ödememiştir. Müvekkil şirket tarafından … Ltd. Şti.’ye kesilen fatura gereği, müvekkilin takip açıldığı tarihte 11.800 TL alacağı bulunduğunu, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyasına konu fatura borçlu aleyhine yazılı delil başlangıcı teşkil ettiğini, . Ayrıca borçlu tarafından sunulan itiraz dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin itiraz da bulunmadığı gibi borcu ödemediği sabit olduğundan takibe konu faturanın dikkate alınarak itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, arabuluculuğa başvurduklarını, anlaşma sağlanamadığını, Antalya Genel İcra Dairesi … sayılı takip dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, Takibin devamına, Davalı-borçlunun takibi sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetle yaptığı itiraz nedeniyle alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı-borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini s talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. Maddesi gereği açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep etmiş, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, davalı için tacir araştırması yapılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1-a bendi uyarınca; tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz.
TTK’nın 4/1. maddesi uyarınca nisbi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın ticari işletmelerinden doğması gerekir. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari işletme, TTK’nın 11/1.maddesindeki tanıma göre; esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Esnaf işletmesi ile ticari işletme arasındaki sınırın ise Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak kararname ile belirleneceği hükme bağlanmıştır.Kanunda ticari işletme için herhangi bir miktarda gelir değil, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşar düzeyde gelir sağlama amacı aranmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 3.maddesinde; “ticari iş” kavramı açıklanmış ve “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmiştir.
Ticaret hayatının temel öznesi olan “tacir” de yine işletme kavramı bağlamında tanımlanmış ve “bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi”ye tacir deneceği TTK’nın 12/1.maddesinde belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu tacir kavramını gerçek kişiler ve tüzel kişilerde ayrı ayrı ele almış, gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılması bir ticari işletmenin mevcut olması, bir ticari işletmenin işletilmesi ve ticari işletmenin kısmen de olsa o kişi adına işletilmesi unsurlarına bağlanmıştır. Tüzel kişi tacir kavramının kapsamı ise TTK’nın 16/1. maddesinde düzenlenmiştir.
Tüm açıklamalardan sonra dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; davalı şirket ile davacı arasında faturaya istinaden mal alım satım ilişkisinin gerçekleştiği, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile mahkememizden itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır. Ancak; mahkememizce yapılan tacir araştırması neticesinde; davacının 2022 yılı vergi beyannanemelerinin 2013 sayılı yasanın 177. Maddesi gereği belirlenen hadleri aşmadığı, tacir sıfatının olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun maddeleri ve tanımlar doğrultusunda olayda; dava TTK.nun 4/1-a-f bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan (tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın) değildir. Davalının Limited şirket olduğu ve tacir sıfatını taşıdığı sabit ise de, davacının tacir olmadığı dolayısıyla davanın da hukuki niteliği itibariyle ticari dava olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın mahkememiz görev alanına girmediği anlaşılmıştır.
Görev, 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı