Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/920 E. 2023/368 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/920 Esas
KARAR NO : 2023/368
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya tahsis edilen ticari kredi kartına ait borcun ödenmediğini, ihtarnamenin gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe girişildiği, davalıların takibe itiraz ettiği belirtilmiş, itirazın iptali, takibin devamı, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 44.444,95 TL toplam alacak için girişilmiş icra takibi olduğu borçlu tarafından takibe itiraz edildiği, takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi raporunda sonuç olarak; davalıya tahsis edilen kredi kartının ticari/kurumsal kredi kartı niteliği taşımadığı ve dosyada mevcut bilirkişi raporunda kredi kartının kullanımından doğan dava konusu banka alacağının tüketici mevzuatına göre hesaplandığı, anlaşılmaktadır. ” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1-a bendi uyarınca; tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. maddesi uyarınca nisbi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın ticari işletmelerinden doğması gerekir. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/l maddesinin (l) bendinde tüketici işlemi, “gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
6502 sayılı Kanunun 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”, aynı kanunun 83/2. maddesinde de “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak; taraflar arasında düzenlenen kredi kartı sözleşmesinin ticari nitelik taşımadığı, kredi kartının ticari nitelikte işlem görmediği, bu hususta mahkememizce alınan bilirkişi raporunun denetime açık ve itibar edilebilir nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır. Zira … tarihli bilirkişi raporunda “… tarihli hesap kesim dönemi ekstresinde … tarihli … Toptan Gıda işyerinde 21.500,00 TL. kart harcamasının 2011 tarihli mizan parçası ile birlikte değerlendirilerek söz konusu alışveriş/harcama işlemi nedeniyle kredi kartının ticari vasıfta kullanıldığı kanaatine varılmak suretiyle, davalının kullandığı kredi kartının ticari kredi kartı niteliğinde olduğu belirtilmiş ise de; mahkememizce alınan bilirkişi raporunda bu harcama işlemi, sözü edilen dava konusu kredi kartına 5464 sayılı Bankacılık ve Kredi Kartları Kanunun “Kurumsal Kredi Kartları” başlıklı 43.maddesinde belirtilen tacirlere verilen kurumsal kredi kartları statüsünü sağlamaz. Ticari kredi kartları her bankanın kredi kartlarının ilk altı rakamından oluşan bin kodu içerisinde ayrıca tanımlanarak diğer kartlarından ayrılabilmekte olup, bin listede internet ortamında yapılan sorgulamada da davalıya tahsis edilen … numaralı kartın ticari/business olarak ayrılmadığı ve davacı banka kayıtlarında ticari/kurumsal kart olarak yer almadığı belirtilmiştir. Öte yandan davalı … …’nun tacir sıfatının bulunmadığı da yapılan yazışmalar neticesinde anlaşılmıştır. Böylelikle 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi gereğince işlem tüketici işlemi olduğundan ve 6502 sayılı Kanunun 73/1 maddesi gereği tüketici işleminden doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemesinin görev alanına girmekte olduğundan mahkememizin bu nedenlerle iş bu dava yönünden görevsiz olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Görevsizlik kararımız istinaf edilmeden kesinleştiğinde Antalya … Tüketici Mahkemesi ile olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geleceğinden dosyanın re’sen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı