Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/898 E. 2023/342 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/898
KARAR NO : 2023/342
DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İstirdat)
DAVA TARİHİ : 19/12/2022
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İstirdat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin … Bankasından kredi kartı kullandığını, borcunu ödeyememesi üzerine Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile %42 temerrüt faiz talebiyle takip başlattığını, bankanın 5464 Sayılı Yasa gereği TCMB tebliğlerine aykırı faiz işlettiğini, … tarihinde 44.383,79 TL ödeme yaptığını, halen 950,43 TL borcu bulunduğunu beyan ederek; şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte müvekkiline iade edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkil banka arasında … tarihli kredi sözleşmesi imzalandığını, temerrüt faiz oranının taraflar arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmesi ile belirlendiğini bu nedenle faizin fahiş olduğu iddiasının yerinde olmadığını, taraflar arasında imzalanan çerçeve sözleşmeye istinaden bankanın T.C. Merkez Bankasına bildirdiği en yüksek cari faiz oranı olan %28’in %50 ilavesiyle bulunan %42 temerrüt faiz oranının sözleşmeye ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, icra dosyasında haksız oranda faiz işletilmesi nedeniyle ödendiği iddia edilen fazla faiz bedelinin iadesi talebinden ibarettir.
Mahkememizce deliller toplanmış, yazışmalar yapılmış, dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Antalya Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında yazılan yazıya verilen cevapta; takip dosyasının … tarihinde infazen kapatılarak (dosya borcu yatırıldığından) işlemden kaldırıldığı, dosya infaz olmadan önce yapılan son dosya hesap raporunun ekte sunulduğu belirtilmiştir.
… tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı …’ya davalı bankaca, Antalya … Noterliği, … Yevmiye numaralı, … tarihli ihtarname keşide edilmek suretiyle, … numaralı kredi kartından kaynaklanan … tarihi itibariyle toplam 22.414,39-TL. borcun 7 gün içinde ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının bildirildiği; Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi, … tarih, … Esas sayılı dosyası ile 23.057,07-TL. asıl alacak, 2.947,18-TL. işlemiş faiz, 147,36-TL. gider vergisi olmak üzere toplam 26.152,07-TL.’nin tahsili ve takip tarihinden itibaren işleyecek %42 oranında temerrüt faizi talebiyle takibe geçildiğinin anlaşıldığı; davalı banka ile davacı … arasında … tarihli, 60.000,00-TL. limitli Genel Kredi Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı;
Davacı kredi borçlusuna çerçeve sözleşmesine istinaden; … numaralı ticari kredi kartı tanımlandığı;
01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Bankacılık ve Kredi Kartları Kanunun “Kurumsal Kredi Kartları” başlıklı 43.maddesinde tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında yasanın 8/2, 9, 12, 24, 25, 26 ve 44. maddelerinin uygulanmayacağı hükmüne yer verilmiş, ancak bilahare … tarihli 6495 sayılı yasada yapılan düzenlemeyle ticari kredi kartlarına 5464 yasanın 26.maddesi uyarınca TC Merkez Bankasınca kredi kartları için belirlenen akdi ve temerrüt faizi oranlarının uygulanmasının getirildiği;
Davalı bankanın … ihtarname tarihi itibariyle 22.414,39-TL. borç bildirdiği ve icra ödeme emrinde 23.057,53-TL. asıl alacak talebinde bulunduğu görülmektedir. Davacı tarafın asıl alacak ve akdi faiz yönüyle bir itirazı olmadığı dikkate alınarak raporda da 23.057,53-TL. asıl alacak olarak esas alınacağı;
Davacı …’ya hitaben düzenlenen ihtarnamenin … tarihinde iade edildiği dosyada yer alan tebliğ mazbatasından anlaşılmaktadır. Bu durumda 7 günlük ihtar süresi dikkate alındığında davacının temerrüdünün … tarihi itibariyle doğduğu sonucuna varıldığı; keza davacı tarafın muacceliyet ile ilgili bir itirazının da bulunmadığı;
Davalı bankanın, kat tarihinden itibaren %42,00 temerrüt faizi talep ettiği ancak 5464 Sayılı Yasa Gereği Merkez Bankası tarafından belirlenen … temerrüt tarihinden … tarihine kadar %22,68, … tarihinden … tarihine kadar %25,08, … tarihinden … takip tarihine kadar ise %26,28 temerrüt faizi talep etmesi gerektiği; takip ve dava tarihi itibariyle 5464 Sayılı Kanun gereğince, yukarıdaki tabloda detaylı olarak gösterildiği üzere, T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen, dönemine uygun, değişen oranlarda temerrüt faiz oranlarının uygulanması neticesinde hesaplama yapılacağı belirtilerek; yapılan hesaplamalar sonucu, takip dosyasına dava tarihi itibariyle 4.498,46 TL fazla ödeme yaptığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili itirazlarını sunmuştur.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi sunmuştur ve dava değerinin 4.498,46 TL olduğunu belirtmiştir.
Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu doğrultusunda; Davanın kısmen kabulü ile; 4.283,54 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Her ne kadar ıslah dilekçesinde davacının talebi 4.498,46 TL olsa da davacının bu talebinin toplam hesap üzerinden yaptığı, oysaki talebinin faize yönelik olduğu anlaşılmakla; bu yönde hüküm kurulmuştur. Ayrıca, tensip ara kararı gereği, davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile dava değerinin 5.949,91 TL olduğunu belirterek, gerekli harcı da yatırmıştır. Ancak, … tarihli dilekçesi ile ıslah yaptıklarını beyan ederek; 4.498,46 TL alacağın hüküm altına alınmasını talep etmiştir. … tarihli dilekçesinde belirttiği miktardan daha az miktarı belirterek, ıslah talebinde bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 176/1. maddesine göre, “taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.” Eldeki davada davacının talebi, bir usul işlemi olmayıp maddi hukuka taalluk eden kısmi feragattir. Doktrinde buna talep sonucunun daraltılması (azaltılması) da denilmektedir. Davacının talep sonucunu azaltması, davayı genişletme ya da değiştirme sayılmaz. Tam veya kısmi feragat için karşı tarafın iznine ve ayrıca bunun için ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur. (Baki Kuru – Hukuk Muhakemeleri Usulü – altıncı baskı cilt IV sayfa 4048-4049) Davacının söz konusu isteminin ıslah müessesesinin mahiyetiyle bağdaşır bir yönü de bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; reddedilen dava bölümü miktarı 1.666,37 TL olarak kabul edilmiştir.
HÜKÜM/Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 4.283,54 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 80,70 TL peşin harç, aşamalarda sistemde tamamlama harcı olarak görünen ve yatırılan 85,00 TL harç, aşamalarda sistemde ıslah harcı olarak görünen 60,00 TL harcın toplamı 225,70 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 66,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (Alınması gereken toplam harç=292,60 TL)
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 306,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.085,50 TL’nin haklılık durumu gereği; 782,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 3.120,00 TL’nin; haklılık durumu gereği, 2.246,00 TL’sinin davalıdan; 874,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.283,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 1.666,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’nın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır