Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/896 E. 2023/690 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/896
KARAR NO : 2023/690
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/12/2022
KARAR TARİHİ : 29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketinde … nolu … vadeli Kobi Paket Sigorta Poliçesi bulunan … … Ltd. Şti.’nin … Mah. … Sokak No: … adresindeki iş yerinde … … A.Ş.’nin sorumluluğundaki trafoda meydana gelen hasar nedeniyle elektronik eşyalarda maddi hasar meydana geldiğini, trafoda meydana gelen hasardan sonra … Sokak üzerindeki çoğu kullanıcı gibi sigortalının da elektronik eşyaları voltaj dalgalanması sebebiyle zarar gördüğünü, … tarihinde yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda televizyon, güvenlik kamerası, yazıcı vb. birçok cihazın voltaj dalgalanması/yüksek voltaj sebebiyle hasar gördüğünün tespit edildiğini, söz konusu hasar nedeniyle müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalısı … … Ltd. Şti.’ye toplam …-TL tazminat ödemesi yapıldığını, ilgili kanun maddeleri ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda müvekkil sigorta şirketinin ödediği tazminatı hasara sebep olan voltaj dalgalanmasının sorumlusu olan davalıya rücu hakkının bulunduğunun açık olduğunu, sonuç itibariyle müvekkil sigorta şirketi tarafından yapılan toplam …-TL tutarındaki ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte TBK, TTK ve Sigorta Genel Şartları hükümleri gereğince hasara sebep olan … … A.Ş.’den rücuen tahsili için iş bu davayı açtıklarını beyan ederek; …-TL tazminat ödemesinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte hasara sebep olan … … A.Ş.’den rücuen tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı def-inde bulunduklarını, husumet itirazlarının olduğunu, davaya konu hasarın meydana geldiği yerin dava dışı ”… … Ltd. Şti.” olmakla birlikte, ilgili şirketin bağlı bulunduğu adresin … Mah. …. Sitesi, … olduğu sabit olduğunu, müvekkil şirket tarafından yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde müvekkil şirketin kayıtlarında dava dışı sigortalı şirketin adına kayıtlı herhangi bir aboneye rastlanılmadığını, dava dışı sigortalı şirketin gerek müvekkil şirket bünyesinde aboneliğinin bulunmamasından gerekse kurulu trafosunun müvekkil şirkete ait olmamasından dolayı davaya konu hasarın meydana gelmesinde müvekkilin kusur ve sorumluluğu aranmasının da mümkün olmadığını, zira bahse konu zararın; müvekkil şirketin, yetkisi/faaliyeti dışında kalan yani müvekkile ait abonesi ve trafosu bulunmayan dava dışı sigortalı şirketin hizmet alanında meydana geldiğini, kabul etmemekle birlikte dava dışı sigortalı şirketin, müvekkil şirket trafolu abonesi olduğunu varsayıldığında dahi; ilgili hasarda müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığının açık olduğunu, zira trafolu ve müvekkil şirketin elektrik şebekesine yüksek gerilimden bağlı tüm tüketiciler ile akdedilen Dağıtım Bağlantı Anlaşması ve Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği gereğince branşman noktasından itibaren tüm … elektrik tesislerinin mülkiyetinin kendilerinde dolayısıyla sorumluluğunun da kendilerine ait olduğunun belirtildiğini, davacı tarafça yokluklarında alınan ekspertiz raporunun ve diğer belgelerin kabulünün mümkün olmadığını, yapılan incelemede bölgede ve dava dışı işletmenin bulunduğu alandaki komşu işletmelerde herhangi bir arıza bulunmadığı, şebeke geriliminin ise Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nde belirtilen sınır değerlerinin altında veya üstünde olmadığı (nominal çalışma gerilim değerlerinde olduğu) sonucuna ulaşıldığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, rücuan tazminat davasıdır.
Ödeme tarihi ile dava tarihi dikkate alındığında, zaman aşımı def-inin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
TTK’nın madde 1472/1’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. (Yargıtay 17. H.D.’nin 2014/9316 E., 2014/9764 K.; 2015/1543 E., 2015/10091 K. ve 2014/20835 E., 2016/11086 K.). Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmıştır.
Davacının sigortalısı ticaret şirketidir ve davalı da ticaret şirketi olmakla, davada mahkememiz görevlidir.
Dosyada taraf delilleri toplanmış ve dosyada keşif/bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
Keşif sonucu düzenlenen … tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Meydana gelen hasarın davacı sigortacı ile dava dışı sigortalısı … … Ltd. Şti arasında tanzim edilen Kobi Paket Sigorta Poliçesinin vadesi içinde, poliçede belirtilen riziko adresinde sigorta kapsamında teminat limiti dahilinde meydana geldiği, meydana gelen hasarın … TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi kapsamında … tarihinde dava dışı … … Ltd. Şti firmasına ödenmiş olan … TL’nin belirlenen gerçek hasar bedeli ile uyumlu olduğu, sigorta bedeli üst limitini aşmadığı, davalı yönünden rücu şartlarının oluştuğunun kabulüne binaen yapılan tazminat yönünden incelemede, rücuya konu bedelin … TL olduğu; meydana gelen hasarın Dağıtım Şebekesi kaynaklı olup olmadığı yönünden yapılan incelemede, … Ticaret firması işyerinde olay tarihinde aynı anda hasarlanan elektrik/elektronik cihaz miktarı yüksek olduğundan (23 Adet), işyeri normal faaliyetini yürütüyorken aynı anda 23 adet elektrik/elektronik cihazda hasar meydana gelmesinin cihazların eski model, yıpranmış olmasına bağlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, aynı anda çoklu cihaz hasarlarının hasar kaynağı olarak cihazların elektriki beslemesine işaret ettiğinden; aynı gün, … Ticaret firması işyeri yakınındaki başka işyerlerinde de cihaz hasarları meydana geldiğine dair beyanlar olduğundan; cihaz hasarı ile eş zamanlı olarak … … Şirketi sorumluluğundaki panoda hasar meydana geldiği yönünde beyanlar bulunduğundan; Dağıtım Sisteminde arızi gerilim dalgalanmaları saniyeler hatta milisaniyeler içinde erçekleşirken … … A.Ş tarafından sunulan … kaydında 1 er saatlik periyotlarla kaydedilmiş veri sunulduğundan, sunulan veriler ilgili günün tamamında Dağıtım Şebekesinde gerilim dalgalanması meydana gelmediğini doğrulayacak nitelikte teknik veri olmadığından, meydana gelen hasarın Davalı … … A.Ş sorumluluğundaki elektrik şebekesinden kaynaklandığı görüşü belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi heyet raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi heyet raporu doğrultusunda; Meydana gelen hasarın davacı sigortacı ile dava dışı sigortalısı … … Ltd. Şti arasında tanzim edilen Kobi Paket Sigorta Poliçesinin vadesi içinde, poliçede belirtilen riziko adresinde sigorta kapsamında teminat limiti dahilinde meydana geldiği, meydana gelen hasarın … TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi kapsamında … tarihinde dava dışı … … Ltd. Şti firmasına ödenmiş olan … TL’nin belirlenen gerçek hasar bedeli ile uyumlu olduğu, sigorta bedeli üst limitini aşmadığı, davalı yönünden rücu şartlarının oluştuğunun kabulüne binaen yapılan tazminat yönünden incelemede, rücuya konu bedelin … TL olduğu, meydana gelen hasarın Dağıtım Şebekesi kaynaklı olduğu hususlarının kabulü ile, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; ….-TL’nin … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 262,12 TL peşin karar harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 786,33 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (Toplam alınması gereken harç= 1.048,45 TL’dir)
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 342,82 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi-keşif ücreti gideri toplamı 6.774,65 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 3.120,00 ₺ (TL) nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; ….-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına,
10-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’in yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır