Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/847 E. 2023/488 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/847 Esas
KARAR NO : 2023/488
DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 30/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … şubesi nezdinde, davalı … lehine kredi sözleşmeleri gereğince kredilerin açıldığı ve kullandırıldığını, kredilerin normal seyrini kaybetmesi, borçlunun hacze ve icraya maruz kalması üzerine kredi hesaplarının … tarihi itibariyle kat edilerek noter ihtarnamesiyle bu hususun ihtar edildiği, ödeme yapılmaması üzerine davalılar aleyhine Antalya Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından ilamsız takibe geçildiği, davalının itirazıyla takiben durduğu, davalıların imzaladığı sözleşme gereğince banka kayıtlarının kesin delil olacağının kabul edildiği, davalıların borçlu olduklarının kayıtlar üzerinde yaptırılacak incelemeyle ispat edileceği, davalıların faize ve ferilerine itirazlarının da yerinde olmadığını belirterek, yapılan itirazın iptalini, takibin devamını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar tarafından cevap dilekçesi verilmediği ancak duruşmada alınan beyanlarında, borçlulara yapılan herhangi bir ihtarın bulunmadığını, kefaletin geçerli olmadığını beyan ettikleri görüldü.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, Antalya Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası yönünden itirazın iptali istemli davadır.
Antalya Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmış, incelenmesinde; alacaklı banka tarafından borçlular … ile … aleyhine …-TL asıl alacak, 2.727,39-TL işlemiş faiz, 136,34-TL gider vergisi, 894,15-TL masraf olmak üzere …-TL toplam alacak için başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve yasal 1 yıllık sürede eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dosya banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu raporda,
“Davalı asıl borçlu … yönüyle yapılan hesaplamada takip tarihi itibariyle toplam alacak miktarının … TL, talep sınırları dikkate alındığında banka alacağının … TL, asıl alacak takip tarihinden itibaren %25,2 temerrüt faizine ve sözleşme uyarınca yansıtılabilecek olan faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi bulunduğunu, davalı … yönüyle davacı banka tarafınca, davalı asıl kredi borçlusu …’a açılan ve kullandırılan kredili mevduat hesabı ve ticari kart kredisinden doğan davacı banka alacağının davalı …’in kefalet limiti içerisinde bulunması nedeniyle, davalı …’in banka alacağının tamamından ve kendi temerrüdünden sorumlu bulunmaktadır.
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla … tarihi itibariyle temerrüt halinde bulunan davalı …’in kefalet sorumluluğu davalı asıl borçlu için yapılan hesaplama aynıdır” şeklinde rapor sunulmuştur.
Dosya ek rapor aldırılmak üzere tekrar bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu ek raporda,
“Kullanılan kredilerin 5570 sayılı yasa kapsamında bir kredi olup olmadığının belirlenmesi talep edilmektedir. Söz konusu 5570 sayılı yasa kamu bankalarınca açılan sellektif kredilere ilişkin olup, dava icra takibine konu borçlu cari hesap şeklinde işletilen kredili mevduat hesabı ve ticari kredi kartı kredileriyle ilgisi bulunmamaktadır” şeklinde rapor sunmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 308. maddesinde “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur”
311. maddesinde “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davayı kabul, davalının mahkemeye ulaşması gerekli, tek taraflı irade beyanı ile davacının dava dilekçesindeki talep sonucu kısmına kısmen veya tamamen muvafakat etmesi şeklinde tanımlanabilir (Kuru, B.; Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, C. IV., İstanbul 2001, s. 3674; Tanrıver, S.; Mahkeme Huzurunda Yapılan Kabuller, AÜHFD, 1995/I, s. 221). Kabul, davayı sona erdiren usul işlemi olmasının yanı sıra aynı zamanda davalı, davacının istemiş olduğu hakkın varlığını da kabul ettiğinden bir maddi hukuk işlemidir (Kuru, s. 3677). Davayı kabul, her şeyden önce bir usul işlemi olduğundan, kabulün şartları ve etkileri usul hukuku bakımından düzenlenir.
Davayı kabulden söz edilebilmesi için dört koşulun bir arada bulunması gerekir. Bunlardan ilkini; davalı tarafından mahkemeye yöneltilmiş bulunan tek taraflı ve varması gereken bir irade beyanının mevcudiyeti oluşturur. Bu irade beyanının kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları doğurabilmesi mahkeme veya davacı tarafından kabul edilmesine bağlı değildir. Diğer bir koşul, davayı kabule ilişkin irade beyanının, kayıtsız, şartsız ve açık olması gereklidir (6100 s. HMK m. 309/4). Usul işlemleri kural olarak şarta bağlı olarak yapılamayacağından, şarta bağlı olarak bir kabul beyanında bulunulmuş ise, davalının bu beyanının davayı kabul olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davalının, davanın kabulüne ilişkin davayı kabul eden irade beyanının, kayıtsız, şartsız olmasının yanı sıra, açık ve tereddüte yer vermeyecek bir biçimde kesin olmalıdır. Zımni olarak davayı kabul de mümkün değildir (Kuru, 3692-3694). Diğer taraftan, davalının kabule ilişkin irade beyanının davacının talep sonucunu konu alması gerekir. Davalı sözü edilen irade beyanı ile davacının dava dilekçesinin talep sonucu kısmına rıza gösterir. Davayı kabul davacının dava dilekçesinin talep sonucunun tamamına ilişkin olabileceği gibi, talep sonucunun bir kısmına ilişkin de olabilir ( HMK m. 309/3). Son koşul olarak kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda hüküm doğurur (6100 s. HMK m. 308/2). Medeni Usul Hukukunda kural olarak tasarruf ilkesi (1086 s. HUMK m. 72, 6100 s. HMK m. 24) uygulandığından, bu ilkeden hareketle davalı da dava konusu üzerindeki tasarruf yetkisine dayanarak açılmış bir davayı kabul edebilir. Bu suretle davalının kabulü davayı sona erdirir.
Kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir ( 6100 s. HMK m. 309/1). Kabulün zamanı ise 6100 sayılı HMK’nın 310. maddesinde düzenlenmiş ve feragatta olduğu gibi hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği öngörülmüştür. Kabul, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemidir. Davayı kabul ile mevcut olduğu tespit edilen veya yeni doğan hak, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava konusu yapılamaz ( 6100 s. HMK m. 311). Davanın kabulü, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur (6100 s. HMK 311/1, 1.c)
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” düzenlenmesine yer verilmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesine göre; Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; Davalı … tarihli celsede davayı kabul ettiğini beyan ettiğinden 6100 sayılı HMK’nın 311/1 fıkrası gereği kabulün kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurması ve aynı sayılı yasanın 309/2 maddesi gereği hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaması sebebiyle, davanın kabul nedeniyle kabulüne, kabul beyanı ön inceleme duruşmasından sonra sunulduğundan harcın ve vekalet ücretinin buna göre belirlenmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabul nedeniyle KABULÜ İLE, davalıların, Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ İLE; takibin …-TL asıl alacak, 2.727,39-TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 136,34-TL gider vergisi, 894,15-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 108.478,88-TL üzerinden devamına,
2-Asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren % 25,2 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden % 5 gider vergisi UYGULANMASINA,
3-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 21.695,77-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.940,13- TL harçtan peşin alınan 1.310,16 TL’nin mahsubu ile eksik alınan 3.629,97 TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.560,00 TL’nin davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacının yapmış olduğu ilk dava masrafı, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 3.191,60 TL nin davalılardan tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.271,83 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde TARAFLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekili Av. … ve davalı … ile vekili Av. …’nun yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır