Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/836 E. 2023/514 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/836
KARAR NO : 2023/514
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 24/11/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin … Bankasından taksitli ticari kredi kullandığını, borcunu ödeyememesi üzerine Antalya Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 14.037,38-TL. üzerinden %76,50 faiz uygulayarak takip başlattığını, dava tarihi itibariyle 77.400,00-TL. toplam borcu olduğunu, Ek Yargıtay Kararları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında da belirtildiği üzere kredi sözleşmesinde temerrüt faizi konusunda anlaşma yapılmamış ise uygulanan akdi faizin %50 fazlası temerrüt faiz talep edilebileceğinin açık olduğunu belirterek, müvekkilin dava tarihi itibariye şimdilik 1.000,00-TL. borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı borçlu tarafından sözleşmede yer alan faiz oranları kabul edilerek sözleşme imzalandığını, uygulanan faiz oranlarının mevzuata uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, menfi tespit davasıdır.Dava dilekçesindeki anlatım içeriği dikkate alındığında, talebin faize yönelik menfi tespit talebi olduğu anlaşılmaktadır.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.03.2010 gün ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 gün ve 2011/13-576 E. 2011/747 K sayılı kararında da vurgulanmıştır. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2011/19-622 esas, 2012/9karar, Tar. 18/01/2012)
İlkesel olarak yargı kararlarına bakıldığında; Kısmi menfi tespit davası açılamaz. Böye bir durumda, mahkemece harcın tamamlattırılması gerekir.(Yargıtay 19. HD., 2016/20400 E., 2018/5505 K., 2012/8341 E, 2013/3997 K, 2015/14071 E, 2016/2564 K, 2015/7720 E, 2016/4845 K, 2016/7775 E, 2017/4600 K, 2016/14070 E, 2017/7936 K, 2016/19417 E, 2018/4868 K, 2017/2989 E, 2019/798 K sayılı emsal ilamları ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 2019/151 E, 2019/1938 K sayılı emsal ilamı)
Ancak, somut olayda, talep faiz oranına ve dolayısıyla sonuç miktara ilişkin olduğundan kısmi dava açılmasında bir usulsüzlük yoktur.
Menfi tespit davalarında tarafların haklılık durumunun dava tarihi itibariyle tespiti gerekir.(Yargıtay 19. HD., 2018/3676 E, 2020/106 K; 2017/3407 E, 2019/2006 K; 2014/20597 E, 2015/11667 K)
Yargıtay 19. HD., 2020/237 Esas, 2020/805 Karar sayılı, … Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına karar verilmiştir.(Benzer yönde Yargıtay 11. HD., 2020/4396 E, 2021/3198 K; 2020/6050 E, 2021/4519 K) Her ne kadar 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereği Ticari davalardan, konusu bir miktar para olan itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında arabuluculuğun zorunlu dava şartı olduğu hüküm altına alınmış ise de bu kanun maddesi henüz yürürlüğe girmemiştir/dava tarihi itibariyle de yürürlükte değildir. İş bu davada bu bakımdan bir usuli eksiklik yoktur.
Mahkememizce icra dosyası uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce aşamalarda Yargıtay kararları da dikkate alınarak, delil ve belgeler toplanarak, bir bankacı bilirkişi ve bir icra mevzuatından kaynaklı bilirkişiden oluşan heyetten rapor alınmıştır.
… tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … …’ye, dava dışı temlik eden bankaca, … Noterliğinin … tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmek suretiyle, … tarihi itibariyle …numaralı taksitli ticari krediye ait … vadeli taksitlerin vadesinde ödenmemesi sebebiyle kredi hesabının kat edildiği ve …. kat tarihi itibariyle toplam 15.313,20-TL. borcun 24 saat içinde ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının bildirildiği; dava dışı temlik eden bankaca, davacı … … aleyhine Antalya Genel İcra Dairesi’nin …. tarih … sayılı ilamsız takip dosyası ile 14.037,88-TL. asıl alacak, 2.258,90-TL. muacceliyetten takip tarihine kadar %76,50 işlemiş faiz, 112,94-TL. BSMV ve 176,51-TL. masraf olmak üzere toplam 16.585,73-TL.’nin tahsili ve takip tarihinden itibaren kredi alacağı için %76,50 oranında faiz ve faiz üzerinden gider vergisi işletilmesi talebiyle, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kısmi ödemelerin TBK 100. Madde hükümleri gereği öncelikle faiz ve ferilere mahsup edilmesi talebiyle takibe geçildiğinin görüldüğü; Dava dışı temlik eden banka ile davacı … … arasında … tarihli, 20.000,00-TL. limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı dosyada bulunan sözleşme suretinin incelenmesi neticesinde anlaşıldığı; Davacı kredi borçlusuna çerçeve sözleşmesine istinaden; … tarihinde, … referans numaralı, aylık %1,50 yıllık %18,00 akdi faiz oranı üzerinden 18 ay vadeli, aylık 909,26-TL. sabit taksit ödemeli, 14.155,00-TL. taksitli ticari kredi açıldığı ve kullandırıldığı, krediye ait yapılan geri ödemenin olmadığı dosyaya tevdi edilen kredi hesap özeti ve vadesiz mevduat hesap hareketlerinden anlaşıldığı; Dava dışı temlik eden bankanın kredi hesabını … tarihinde kat ettiği, kredinin kullandırıldığı … tarihinden hesabın kat edildiği … tarihine kadar kredi anapara tutarı 14.155,0-TL.’ye 140 günlük %18 akdi faiz 990,85-TL. ve 49,54-TL. gider vergisinin kapitalize edilmesiyle 15.195,39-TL. asıl alacak tutarı talep edilebilecekken, dava dışı temlik eden bankanın 14.037,38-TL. asıl alacak talebinde bulunduğunun görüldüğü; keza davacı tarafın asıl alacak yönüyle bir itirazı da bulunmadığı; … tarihinde temerrüdün oluştuğu; davaya konu taksitli krediye fiilen uygulanan, tarafların kredi geri ödeme planında mutabık oldukları akdi faiz %18 olup, sözleşme uyarınca bu oranın %30 fazlası ilavesiyle işleyecek ve talep edilecek temerrüt faizinin %23,40 olduğu tespit edildiği; Davacı … …’ın Dava Tarihi itibariyle Krediden Doğan Borcunun Hesaplanması sonucu; davacı … …’ın … takip tarihi itibariyle toplam borcunun 15.953,65-TL., … dava tarihi itibariyle ise toplam borcunun 33.533,88-TL. olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkememizce bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. … tarihli bilirkişi ek raporda özetle; borç hesaplaması yapılmayarak yapılan hesaplamada Davacı … …’ın Dava Tarihi itibariyle Krediden Doğan Borcunun Hesaplanması sonucu; davacı … …’ın dava tarihi itibariyle toplam borcunun 34.165,96 TL olduğu belirtilmiştir.
Aşamalarda davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile ıslah talebinde bulunmuştur. Islah dilekçesi duruşmada davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporlarındaki tablolarda hesaplamalar açıktır. Her ne kadar takip sonrası faiz miktarı ile sınırlı değerlendirme yapılması düşünülerek, ek rapor alınmış ise de dosyaya tekrar bakıldığında, davacının talebini bu şekilde sınırlamaması dikkate alındığında, kök rapordaki tespitlerin kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Kapak hesabında, kesinleşen miktar esas alınarak hesaplanan faiz miktarının 54.016,61 TL olduğu bildirilmiştir. Kök raporda da yapılan hesaplama gereği işlemiş faiz toplamı 16.743,08 TL’dir. İki rakam arasındaki fark miktar 37.273,53 TL’dir. Takip talebindeki faiz miktarının da talebe dahil olduğunun düşünülmesi sonrası bakıldığında, takipteki faiz miktarının 2.258,90 TL olduğu, kök rapor içeriğinde bakıldığında yapılan hesaplama gereği faiz miktarı toplamının 990,85 TL+91,24 TL+574,83 TL olmak üzere toplamda 1.656,92 TL olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, bulunan miktar bu kalem için 2.258,90 TL – 1.656,92 TL = 601,98 TL’dir. 37.273,53 TL + 601,98 TL = 37.875,51 TL borçlu olunmayan rakam mevcuttur. Talep 17.000,00 TL’dir. Bu durumda, davanın kök rapor doğrulusunda tam kabulüne karar vermek gerekmiş; bu durumda; Davanın kabulü ile, davacının Antalya Banka Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında icra dairesinin … tarihli yazısı ekinde kapak hesabında bildirilen dava tarihi itibariyle hesaplanan 54.016,61 TL faiz (takip sonrası) ve takip talebinde yer alan 2.258,90 TL faiz olmak üzere toplamda 56.275,51 TL faizin, temerrüt faiz oranı % 23,40 olarak kabul edilerek 37.875,51 TL’sinden borçlu olmadığı anlaşılmakla beraber taleple bağlılık ilkesi gereği 17.000,00 TL’sinden borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Hükmün birinci fıkrasında, her ne kadar hüküm tam kabul olsa da sehven son kısımda fazlaya ilişkin talebin reddine dair belirleme yapılmıştır ancak anlaşılacağı üzere bu husus sehven yazılmıştır. Hükümde bu durum dikkate alınmamış olsa da yani tam kabul olarak hüküm verildiğinin kabulü söz konusu ise de gerekçe yazılırken bu husus hükümden, hüküm ile gerekçe arasında mutlak çelişki olmaması için çıkarılmamıştır.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davacının Antalya Banka Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında icra dairesinin … tarihli yazısı ekinde kapak hesabında bildirilen dava tarihi itibariyle hesaplanan 54.016,61 TL faiz (takip sonrası) ve takip talebinde yer alan 2.258,90 TL faiz olmak üzere toplamda 56.275,51 TL faizin, temerrüt faiz oranı % 23,40 olarak kabul edilerek 37.875,51 TL’sinden borçlu olmadığı anlaşılmakla beraber taleple bağlılık ilkesi gereği 17.000,00 TL’sinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 80,70 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 274,00 TL ıslah harcı toplamı 354,70 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 806,57 TL’nin (Alınması gereken harç=1.161,27 TL – 354,70 TL= 806,57 TL) davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve yukarıda mahsup edilen toplamda 435,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.328,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına,
9-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’un yüzüne karşı verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır