Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/788 E. 2023/237 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/788 Esas
KARAR NO : 2023/237
DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İstirdat)
DAVA TARİHİ : 08/11/2022
KARAR TARİHİ : 17/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İstirdat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacaklarından dolayı keşidecisi Antalya … Limited Şirketi olan … Bankası … Şubesine ait, … hesaba ait … seri nolu 25.000,00 TL bedelli … keşide tarihli çeki, Keşidecisi … Ltd. şti. Olan … … Şubesine ait … hesaba ait … seri nolu 20.000,00 TL bedelli … keşide tarihli çeki, Keşidecisi … Limited Şirketi Olan … Şubesine ait … hesaba ait … seri nolu 50.000,00 TL bedelli … keşide tarihli çeki uhdesinde tutmakta iken yaklaşan ticari ödemelerini gerçekleştirmek amacıyla çek yapraklarını yanına aldığını, aynı gün çekleri kontrol ettiğinde ceplerinde olmadığını ve kaybettiğini fark ettiğini, iş bu sebeple çeklerin iptali için Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, iş bu dosya üzerinden yargılama devam ederken … tarihinde çekleri elinde bulunduran davalı yanın müdahil olma talebinde bulunduğunu ve mahkemece davalı yanca çeklerin sunulmasından itibaren 2 haftalık süre içerisinde iş bu istirdat davasını açmak amacıyla taraflarına süre verildiğini, davacının davalı yana bu çeklerin karşılığı olacak şekilde herhangi bir borcu bulunmadığını, çekleri ciro sebebinin yaklaşan ödemelerini yapmak olup davalı yana borçlarını ödemek için verilmesi gibi bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını, davalı taraf her ne kadar … tarihli duruşmada ”…şirketimin işlerini davacıya yaptırdığım için kendisine borç para verdim, paraların hepsini banka üzerinden gönderdim, bu paralar karşılığında davacı bana senet ve çek verdi, senedin karşılığını kendisinden aldım, diğer kalan borç için bana çekleri ciroladı, halen bana kalan borcunu ödemedi…” şeklinde beyanda bulunmuş ise de; davalı yanca iddia edilen şirketin ticari defter kayıtlarının mahkemece dosya arasına alınmasını, zira davalıdan sadece kamyon parası istediğini ve buna dair senet vermiş olup bu senet bedellerini davalının da ikrar ettiği şekilde ödediğini, bunun haricinde başkaca da bir borcu bulunmamakta, tam tersine davalı yanın davacıya borcu bulunduğunu, her iki tarafın birbirleriyle olan banka hesap hareketleri incelendiğinde ve dekont açıklamalarına bakıldığında bu durumun anlaşılacağını, davalı yanın çekleri davacının rızası dışında aldığının en büyük kanıtının yakalanma korkusu ile çekleri süresinde bankaya ibraz etmemesi olduğunu, her ne kadar … ve … bankalarına ibraz ettiğini fakat bankalarca ödeme yasağı olduğundan yazdıramadığını iddia etmiş ise de; bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zira bankalar kanunen çek ibraz olduğunda bu durumu çeke yazmak zorunda oldukları gibi mahkemeye de çekin bankaya ibraz edildiğini bildirmekle yükümlü olduğunu, ancak iki bankanın da mahkemeye gelen yazılarında çekin kendilerine ibraz edilmediğini bildirdiklerini, ait çekin ise davalı yanca vadesinden çok sonra … tarihinde, … tarihli müdahil olma talebinde bulunduğu çek iptali duruşmasından sonra, bankaya sunulmuş ve ödeme yasağı olduğu hususunun yazdırıldığını, dava konusu çeklerin davalının elinde olduğunu, çekleri kötü niyetle iktisap ettiğini, bu nedenlerle dava konusu çeklerin istirdadı ile davacıya iadesinin sağlanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmayarak davanın reddini dilediği görülmüştür.
Dava konusu istirdadı talep edilen çeklere ilişkin muhatap bankalara müzekkere yazılmış, gelen yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı çek iptaline ilişkin dava dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, TTK 792. Maddesi uyarınca açılan çek istirdadı davasıdır.
Davacı tarafından Antalya … Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı TTK 757. Maddesi gereğince hasımsız olarak açılan zayi nedeniyle çek iptali davasında, 3. Kişi davalı tarafından çeklerin elinde bulunduğu bildirilerek müdahale isteminde bulunulmuş, mahkemece davacıya çeki elinde bulunduran 3. Kişi aleyhine istirdat davası açmak üzere süre verilmiş, davacı tarafından mahkememizin yukarıdaki esas sırasında açılan dava ile iptali istenen çeklerin davalıdan istirdadı talep edilmiştir.
TTK 792. Maddesinde; ” Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … Karar sayılı ilamında; “…İstirdat davası olarak nitelenen bu dava özü itibariyle menkullerin iadesini sağlamak için açılan menkul davası niteliğindedir. Medeni hukukta bu dava gasp, çalınma veya zayi hâllerinde sadece kötü niyetli değil, iyi niyetli hamile karşı da açılmakta ise de, kambiyo senetleri yönünden bir sınırlama getirilmiş ve aynî haklardaki genel prensipten ayrılmak suretiyle, söz konusu davanın yalnızca kötü niyetli veya senedi iktisabında ağır kusuru bulunan kimselere karşı açılabileceği esası benimsenmiştir. Bu tür davalarda, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2000, s. 294). Bu kapsamda yukarıda anılan kanunî düzenleme, emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 990. maddesine paralel bir koruma sağlamakta olup bahse konu maddeye göre, “Zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.” Ancak hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde iade davası açılabilecektir.
16. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesindeki “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak çeki çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin senedi ciro ile devretmesi hâlinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, başka bir deyişle kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan yeni hamil korunur. Bu tür davalarda, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delile kanıtlanabilir…” şeklinde belirtilmiştir.
Davacı tarafça davalının istirdadı istenen çekleri iktisapta haksız ve kötü niyetli olduğu, kötü niyete ilişkin olarak çeklerin davalı tarafça normal şartlarda bankaya süresinde ibraz edilmesi gerekirken ibraz etmedikleri, ayrıca çek iptaline ilişkin hasımsız olarak açılan davada davalının 3. Kişi sıfatıyla … tarihli duruşmadaki “…davacı benim köylüm olur, kendisi kamyon almak için benden para istedi, ben de şirketimin işlerinin davacıya yaptırdığım için kendisine borç para verdim, paraların bir kısmını banka üzerinden gönderdim, bu paralar karşılığında davacı bana senet ve çek verdi, senedin karşılığını kendisinden aldım, diğer kalan borç için bana çekleri ciroladı, halen bana kalan borcunu ödemedi…” şeklindeki beyanlarının kötü niyetinin ispatı olduğu iddia edilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede: TTK 792. Maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Maddedeki çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ibaresi çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit yada hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile ve fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Çeki çalan veya hile ile hamilin elinden alan yada bulan kişinin senedin ciro ile devretmesi halinde bunu bilmeyen veya bilebilecek durumda bulunmayan kötü niyetli ve ağır kusuru bulunmayan yeni hamil korunur. Bu tür davalarda çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap iddiasının ispat külfeti davacıya ait olup, anılan olgular tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Dava konusu somut olayda, davacı tarafından çeklerin haksız ve kötü niyetli davalı tarafından iktisap edildiği iddia edilmiş ve buna ilişkin olarak çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmemesi ve çek iptali talepli açılan davada 3. Kişi sıfatıyla beyanlarının kötü niyetinin ispatı niteliğinde olduğu beyan edilmiş ise de; çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmemesinin salt kötü niyet ve ağır kusurun ispatı niteliğinde olmadığı, çek iptali davasındaki beyanlarınında bu nitelikte olmadığının kabulü gerekmiştir.
Davacı tarafça taraflar arasında alacak borç ilişkisi olup, davalının borçlu olduğu, buna ilişkin olarak davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi talep edilmiş ise de; eldeki davanın menfi tespit davası olmadığı, çek istirdadı talepli davada çeki elinde bulunduran hamil davalının çeki kötü niyet veya ağır kusurla iktisap ettiği hususunun davanın kabulü için zorunlu olduğu, kötü niyet veya ağır kusurun ispatlanamaması halinde ticari defter ve belgelerdeki davacı lehine kaydın bir önem arz etmeyeceği, bu hali ile kötü niyet ve ağır kusurun ispatlanamadığı eldeki dava yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 1.703,06 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 1.523,16 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, e- duruşma talep eden davacı vekili Av. … ile e- duruşma talep eden davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır