Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/764 E. 2023/271 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/764
KARAR NO : 2023/271
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 01/11/2022
KARAR TARİHİ : 03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekilinin, dava dilekçesinde özetle; müvekkili … …/… şubesi ile … şirketi arasında imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca kredi limiti açıldığı ve kullandırıldığı, davalı …’in sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalayarak borcun sorumluluğunu üstlendiği, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine … tarihli ihtarname gönderilerek hesapların kat edildiği ve güncel borç tutarının bildirildiği, … tarihinde Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden … TL. bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca itirazının … tarihinde öğrenilmesiyle yapılan arabuluculuk başvurusunun olumsuz sonuçlandığı, gönderilen ihtarnameye cevap verilmediği ve itiraz edilmediği, bu şekilde temerrüt şartlarının gerçekleştiği, ödeme emrinde alacak miktarının tüm detaylarıyla açıklandığı ve güncel borç miktarının net şekilde ortaya konulduğu, uygulanacak faiz oranının sözleşme hükümlerine göre belirleneceği, gider vergisi tutarının sözleşme gereğince müşteriler tarafından ödeneceğinin açık olduğu belirtilerek davalıların itirazlarının iptaline ve icra inkâr tazminata karar verilmesi talep edilmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır. Her ne kadar davalı icra dosyasına vekil aracılığı ile itiraz etmiş ise de mahkememizce asile tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Çünkü; Ayrıntısı 2021/1 E., 2022/3 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da anlatıldığı üzere; Vekilin umumî vekâletname ile yetkilendirilmiş olması, müvekkilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu ona yüklemez. Örneğin, hakkında icra takibi yapılan borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dahi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından, borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin, bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belirli olmadığından, dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliği gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmış olmaz. Bu itibarla bir davada vekilin temsil yetkisinin olup olmadığı mahkemece kendiliğinden araştırılmalıdır (Benzer yönde; Yargıtay 15. HD., 02.11.2004 T., 2004/2041-5550 sayılı kararı; Yargıtay 9. HD., 18.09.2013 T., 2011/25392 E., 2013/23002 K.; Yargıtay 22. HD, 23.06.2020 T, 2017/29927 E., 2020/7453 K.; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. HD., 2019/794 E., 2019/888 K; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 29/12/2017 T, 2017/1262 E., 2017/1552 K.)
C.CEVAP:
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Belirtmek gerekir ki; Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; dava konusu icra dosyası, uyap sistemi üzerinden iş bu dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce deliller toplandıktan sonra dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Dava dışı asıl borçlu … Şirketi ve kefil sıfatıyla davalı …’e muhatap davacı … tarafından keşide edilen Antalya …Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı kat ihtarnamesinde, dava ve takibe konu edilen kredilerin … tarihi itibariyle kat edildiği ve … tarihi itibariyle asıl alacak, işlemiş akdi ve gecikme, gider vergisi ve masraflardan oluşan toplam … TL. olan banka alacağının … gün içerisinde ödenmesi aksi halde yasal takibe geçileceği hususunun bildirildiği; ihtarnameyi takiben davacı bankaca, davalı ve dava dışı asıl borçlu şirket aleyhine, Antalya … İcra Dairesinin … tarih … esas sayılı ilamsız takip dosyasıyla … TL. asıl alacak, … TL. işlemiş %23 akdi faizi, … TL. işlemiş %29,9 temerrüt faizi, … TL. temerrüt faizinin gider vergisi, … TL. ihtarname masrafı olmak üzere toplam … TL. tahsili ve asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %29,9 temerrüt faizi işletilmesi talebiyle takibe geçildiği, davalının itirazlarıyla takibin durdurulması huzurdaki davanın konusunu oluşturduğu;
davacı … …/… şubesi ile dava dışı asıl kredi lehtarı … şirketi arasında … tarihli … TL. limitli çerçeve kredi sözleşmesini bağıtlandığı, sözleşmeye bağlı ve devamı olan kefalet sözleşmesinde davalı …’in sözleşme tarih ve tutarı üzerinden müteselsil kefil olduğu, davalı …’in sözleşmeleri şirket kaşesi üzerine şirketi temsilen ve kefalet sözleşmesini ise kendi adına asaleten imzaladığı, dava dışı şirketin banka nezdindeki … numaralı ticari mevduat hesabı üzerinden çerçeve kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredi hesabının … tarihinden itibaren … TL. kredi limiti dahilinde havale ve çek ödemelerinin karşılanması için kullanıldığı, … tarihi itibariyle işleyen faiziyle birlikte … TL. borç bakiye gösteren hesabın … tarihinde … TL. anapara ve … TL. tahakkuk eden faiziyle birlikte kat edildiği, anapara ve faiz alacağının hesabına aktarıldığının hesap hareketlerinin incelenmesinden anlaşıldığı; dava dışı şirkete çerçeve kredi sözleşmesinin …maddesi uyarınca … TL kredi limitli olarak tahsis edilen … numaralı ticari kredi kartının alışveriş işlemlerinde kullanıldığı, geri ödemelerin asgari tutar gözetilerek yapılmasıyla kartın kredili işlem gördüğü, … hesap kesim döneminde dönem borcunun … TL. olduğu ve dönemi takiben geri ödeme yapılmadığı, … hesap kesim tarihli son ekstrede anapara, faiz ve gider vergisiyle birlikte dönem borcunun … TL’ye baliğ olduğu, kredi kartı hesabının … kat tarihi itibariyle … TL. asıl alacak üzerinden kat edildiği, hesabın kat öncesi tahakkuk eden ve tahsil olunamayan faiz tutarının ise … TL. Olduğunun dosyaya ibraz edilen hesap ekstreleri ve takip hesabı ekstresinin incelenmesinden anlaşıldığı; dava dışı şirketin banka nezdindeki vadesiz ticari mevduat hesabı üzerine keşide edilmek üzere teslim edilen çek yapraklarından … numaralı çek yaprağının kat öncesi … tarihinde, … numaralı çek yaprağının ise kat sonrası ve takip tarihi öncesinde … tarihinde karşılıksız kaydıyla bankanın yasal garantisi kapsamında her biri … TL. olmak üzere toplam … TL. üzerinden tazmin edilerek hamiline ödenerek nakde dönüştüğü ve bankanın talep edilebilir asıl alacağını oluşturduğu, … numaralı çekin kat öncesi işleyen faizinin …-…(kat) için 30 günlük %21,6 akdi faizinin … TL. olduğunun anlaşıldığı; davalının … tarihi itibariyle temerrüdünün doğduğu, Yargıtay kararında bankaların TC Merkez Bankasına bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı, kredilere fiilen uygulanan akdi faizin baz alınmasıyla temerrüt faizinin belirlenmesi gereğinin ortaya konulduğu; ancak, dava ve icra takibine konu kredili mevduat hesabı kredisi ve mevduat hesabı üzerine keşide olunmakla kredili mevduat hesabı niteliğindeki çek kredisinin TC Merkez Bankası 25.05.2013 tarihli 35 sayılı tebliğiyle 27.05.2013 tarihinden itibaren; ticari kart kredisinin ise Ağustos 2013 tarihli torba yasa uyarınca kredi kartı işlemlerine uygulanacak azami akdi ve gecikme faizini geçmemek üzere sınırlandırılarak bankaların faiz serbestisinden çıkarıldığı, buna göre kat ve takip tarihi itibariyle TC Merkez Bankasınca ilan edilen geçerli kredi kartı faiz oranlarının … kat ve … takip tarihini içine alan …-… dönemi için %21,6 akdi ve %25,2 temerrüt faizi olduğu, davacı … buna uygun faiz işletmediği ve işletilmesini talep etmediği, yapılan hesaplamalar sonucu; dava dışı şirketin kullandığı dava ve takip konusu kredilerden doğan banka alacağından davalı kefilin takip tarihi itibariyle kefalet sorumluluğu:
… Asıl alacak, … Kat öncesi ve kat sonrası işlemiş akdi faizleri, … İşlemiş temerrüt faizi, … Gider vergisi ve … İhtarname masrafı olmak üzere toplam … TL bulunduğu; talep sınırları dikkate alındığında banka alacağının; … Asıl alacak, … Kat öncesi ve kat sonrası işlemiş akdi faizleri, … İşlemiş temerrüt faizi, … Gider vergisi ve … İhtarname masrafı olmak üzere toplam … TL olduğu; takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarının %25,2 temerrüt faizi ve faiz üzerinden sözleşme uyarınca yansıtılacak %5 gider vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu doğrultusunda; Davanın kısmen kabulü ile; davalının, Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin, … TL asıl alacak, … TL kat öncesi ve kat sonrası işlemiş akdi faiz, … TL işlemiş temerrüt faizi, … TL gider vergisi, … TL ihtarname masrafı olarak toplamda … TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
Alacaklının icra dairesine yapacağı takip talebi ile başlayan, takibin durması için borçlunun itirazının yeterli olduğu ve cebri icraya devam edilebilmesi için alacaklının harekete geçmesinin gerekli olduğu ilamsız icra usulunde; gerek alacaklının haksız ve kötüniyetli takipte ve gerekse borçlunun haksız itirazda bulunmasını önlemek amacıyla icra tazminatına hükmolunması esası kabul edilmiştir. Anlaşıldığı üzere alacaklı lehine hükmolunacak icra tazminatının amacı, gerçekten borçlu olduğunu bildiği halde, süre kazanmak kasdı ile ya da başka bir sebeple icra takibini haksız olarak engelleyen kişinin, alacaklının hakkına kavuşmasını geciktirmeye yönelik kötü niyetli davranışlarını önlemektir. Borçlunun itirazının haksızlığı, itirazın yapıldığı andaki duruma göre tespit edilir. Borçlu hakkında tazminatına hükmedilmesi için, onun ödeme emrine “kötüniyet”le itiraz etmiş olması şart değildir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmiş olmalıdır. Alacaklının bir zarar görmüş olması da şart değildir. Öğretide, hakim görüşe göre (POSTACIOĞLU, İlhan, İcra Hukuku Esasları, İstanbul, 1982, s. 184 vd., KURU, Baki, İcra ve İflas Hukuku, C. I, 3. Bası, İstanbul 1988, s. 304 vd., UYAR, Talih, İcra Hukukunda İtiraz, s. 215 vd.) itirazın haksız olup olmadığı, takip konusu yapılan ve borçlunun itiraz ettiği alacağın likit olup olmadığına göre belirlenmelidir. Alacak likit ise borçlu itirazında haksızdır, alacak likit değilse borçlu itirazında haklıdır. Öğreti, likit alacağı, miktarı belirli veya belirlenebilir olan ve bunun için tarafların anlaşmalarına veya böyle bir anlaşma olmazsa mahkeme kararına gerek olmayan alacak olarak tanımlamışlardır. Buna göre; borçlu alacağın gerçek miktarını tayin için bütün unsurları bildiği veya bilmesi gerektiği halde ödeme emrine itiraz ederse itirazında haksızdır; şayet diğer şartlarda gerçekleşmiş ise yargılama sonunda icra tazminatı ödemeye mahkum edilir. Alacağın gerçek miktarını tayin için tarafların anlaşmasına veya mahkeme kararına ihtiyaç varsa itiraz haklıdır ve borçlu itirazın iptali davasını kaybetse bile icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilemez. İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı, b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı, c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı, d)Talep olmalı, e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların var olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, inkar tazminatının asıl alacak üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki; hükümdeki alacak kalemlerinin toplamı … TL’dir. Bilirkişi raporu da talep sınırları gereği bu rakamı esas almıştır, mahkememizce de rapora gereği hüküm kurulmuştur. Ancak, hükme ilişkin kısa kararda alacak kalemleri doğru olarak bilirkişi raporuna göre beilrtilmişse de toplam kısmı sehven … TL olarak belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Hükmün Tashihi” başlıklı 304 maddesinde;
“(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarda ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kağıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.”
Şeklindeki hükümle de hükümdeki yazı ve hesap hatalarının düzeltilebileceği düzelenmiştir.
Kısa kararda hesap hatası yapıldığı açıktır. Kanuna göre, re’sen bu hata düzeltilebilir. Hükümden kasıt da tarafların hak ve borçlarının tam anlamıyla bildirildiği bütünlüktür. Duruşmada ise sadece kısa karar olarak uygulamada adlandırılan kısım hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle kabule göre, hükmün tebliğ edildiği kabul edilmeyeceğinden, iş bu gerekçe ile hükümdeki hesap hatası düzeltilebilir. Aksinin kabulü hak kaybına da neden olabilir. Bu gerekçelerle, mahkememizce bu husus düzeltilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalının, Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE; takibin, … TL asıl alacak, … TL kat öncesi ve kat sonrası işlemiş akdi faiz, … TL işlemiş temerrüt faizi, … TL gider vergisi, … TL ihtarname masrafı olarak toplamda … TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile; asıl alacağın % 20’si üzerinden hesaplanan … TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Dava tarihi itibariyle alınması gerekli … TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Hüküm tarihi itibariyle alınması gerekli … TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı … TL’nin haklılık durumu gereği; … TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça bir gider yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; … TL’nin; haklılık durumu gereği … TL’sinin davalıdan; … TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; … TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
11-Kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği m. 58 gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., ,Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar davacı yönünden KESİN, davalı yönünden ise kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır