Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/740 E. 2022/963 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/740
KARAR NO : 2022/963
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ : 21/10/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Ticari hesabından davalı bankanın 11.04.2017 Tarihinde 39,99 TL, 15.05.2017 Tarihinde 39,99 TL, 28.06.2017 Tarihinde 39,99 TL , 07.07.2017 Tarihinde 39,99 TL,24.08.2017 Tarihinde 39,99 TL ve 07.12.2017 Tarihinde 39,99 TL Toplam 239,94 TL Mobil Post Ücreti adı altında haksız kesintiler yaptığını, ek Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı davalının 10.11.2021 Tarihli cevap yazısında da Komisyonsuz Post Kullanması sebebi ile sözleşmeye aykırı alınan Mobil Post Kullanım Ücretlerinin iade sürecinin başlatışdığı yönnüde cevap verildiğini ancak müvekkilime herhangi bir iade işlemi yapılmadığını, sözleşmeye aykırı alınan ve iade edilmeyen Mobil Post Ücretlerinin gerektiğinde Bilirkişi incelemesi yapılarak müvekkiline iadesi gerektiğini beyan ederek; müvekkilimden haksız alınan Toplam 239,94 TL ‘nin kesinti Tarihlerinden itibaren TTK 9. Maddesi gereği Ticari Avans Faizi ile müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, müvekkil banka ile davacı arasında “genel kredi ve teminat sözleşmesi” imzalandığını, kredi Sözleşmesi maddeleri tek tek sayılarak davacının bilgilendirildiğini, müvekkil bankanın da tacir sıfatında olduğu gözetildiğinde T.T.K.20.maddesi kapsamında müvekkil bankanın kredi kullandırılmasına ilişkin işleminde ücret istemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, davacı ile müvekkil banka arasında, “üye işyeri sözleşmesi” imzalandığını, davacının müvekkil banka aleyhine açmış olduğu birçok dava olup, bu davalardan Antalya 4. Ticaret mahkemesi … esas sayılı dava da talep ettiği ücretin komisyonsuz mobil post kullanım ücreti olduğu belirtildiğini, bu yönüyle huzurda görülen davada da talep edilen komisyonsuz mobil post kullanım ücreti olup, bu yönüyle her iki davada da komisyonsuz mobil post kullanım ücreti mükkerer olarak talep edildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız kesildiği iddia edilen bedelin iadesi talebinden ibarettir.
Cevap dilekçesinde bahsi geçen Antalya 4. Ticaret mahkemesi … esas sayılı dosyasının uyaptan incelenmesinde; tarafların aynı olduğu, iş bu davanın davacının davanın itirazın iptaline ilişkin olduğu, mahkememizce 2. Celsesinde davacı vekiline hangi ve dönemlere ait post komisyon tahsilatlarının iadesini talep ettiği hususunda beyanda bulunması için süre verildiği, o davada da davacı vekili olan Av. … tarafından verilen 01.11.2022 tarihli dilekçede, 01.01.2017 ile 31.12.2017 tarihleri arasındaki tahsilatların (mobil post/post/komisyonsuz post kullanım) talep edildiğine ilişkin açıklama dilekçesi verildiği görülmüştür.
İş bu davadaki talepler de 2017 yılının çeşitli tarihlerine ilişkin taleplerdir ve talep konusu iddia edilen kesinti aynıdır. İş bu davadaki dava dilekçesinde de mahkememizin … esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde de Antalya 3. ATM’nin … esas sayılı dosyasından bahsedilmektedir.
Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan// YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
6100 sayılı HMK da “derdestlik” kelimesi, kelime olarak geçmemektedir. Kanunda “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” ibaresi yer almaktadır. 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 114/1-ı maddesi gereği “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” hususunun dava şartı olduğu açıkça belirtilmiştir. Belirtmek gerekir ki; Derdestliğin ilk koşulu, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir davanın daha önce açılmış olmasıdır. İkinci koşulu, daha önce açılmış bulunan davanın halen görülmekte ve kesin hükümle sonuçlanmamış olmasıdır. Bu iki koşulun birlikte bulunması durumunda derdestlik söz konusu olmaktadır. Her ne kadar mahkememizin … esas sayılı dosyasında talep edilen aynı kesintinin dönemleri mahkememiz dosyasında da dava konusu yapılmış ise de … esas sayılı dosyasının itirazın iptali olması, iş bu dava dosyasının ise alacak talebinden ibaret olması dikkate alınarak, kendiliğinden dikkate alınması gereken derdestlik hususunun söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Bu noktada öncelikle, davada menfaat (hukuki yarar) kavramı üzerinde durulmalıdır.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır(Arslan, Ramazan; Aktaran, Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009 Önsöz VII Öte yandan, bu yararın, “hukuki ve meşru” doğrudan ve kişisel “doğmuş ve güncel” olması gerekir( a.g.e, s. 135). Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, “dava şartı” olarak kabul etmiştir. Bu şart, “dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri” olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, menfaate, “davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı” da denilmektedir( a.g.e, s. 19-21). Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulu’nun 24/11/1982 gün ve 1982/7-1874 E.-914 K.; 05/06/1996 gün ve 1996/18-337 E. – 542 K.; 05/02/1997 gün ve 1997/18-797 E. – 53 K.; 11/03/1998 gün ve 1998/8-176 E.-217 K.; 20/10/1999 gün ve 1999/14-840 E-859 K; 10/11/1999 gün ve 1999/1-937 E.- 946 K.; 30/05/2001 gün ve 2001/14- 443 E.-458 K.; 29/05/2002 gün ve 2002/2-401 E.- 451 K.; 17/03/2010 gün ve 2010/3-119 E.-159 K.; 31/03/2010 gün ve 2010/11-143 E.-196 K. sayılı karalarında da, benimsenmiştir.
Tüm açıklamalar ışığında, davacının, iş bu davaya konu taleplerinin, mahkememizin … esas sayılı dosyasında da dava konusu edildiği, bu davayı açmakta bu yönüyle hukuki yararının olmadığı anlaşılmakla; davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 80,70 ₺ (TL) başvuru harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, harcın davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, harcın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 239,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır