Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/737 E. 2022/994 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/737 Esas
KARAR NO : 2022/994
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 21/10/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirket aleyhine … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirkete tebligatın UETS sisteminden yapıldığını, şirketin bu adresi daha önce hiç kullanmamış olması ve sistemde telefon ve mail adreslerinin bulunmaması nedeniyle takipten haberi olmadığını ve takibin kesinleştiğini, takipten 18/10/2022 tarihinde haricen haberdar olduklarını, müvekkilinin cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağı için … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, borca itiraz üzerine mahkemece itizarın kaldırıldığını, icra takibi nedeniyle müvekkilinin mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle … İcra Dairesinin … Esas sayılı takibinin durdurulmasını, icra dosyasına yapılacak ödemelerin karşı tarafa ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiş, davalı taraf için tacir araştırması yapılmış, gelen yazı cevaplarında davalının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı H.M.K. 2. Maddesinde; “…Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir…”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. düzenlemesi bulunmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içerisinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi uyarınca ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağı hususu düzenlenmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı emsal içtihatında ; “…Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1. maddesine göre ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Somut olayda dava; temizlik işleri ile uğraşmakta olan davalı şirketin, davacı Belediyenin açmış olduğu temizlik ihalesini aldığı ve davacı belediye tarafından ihale gereği ödenmesi gereken bedelin ödenmesine rağmen, davalı şirketce icra takibine başvurulduğu ve icra takibinin kesinleşmesinden dolayı davacı belediyenin borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar, davalı taraf ticari şirket olsa da, davacının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle de davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır…”
Yine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Tarih … 5 Esas … Karar sayılı emsal içtihatında da ; “…Her ne kadar davacı taraf ticari şirket olsa da; davalının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği…” belirtilmiştir.
21 Temmuz 2007 gün ve 26589 s. Resmi Gazete’de yayınlanan, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/b maddesi ile de, “213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları…” kararlaştırılmıştır.
Vergi usul kanununun 177 inci maddesi gereği, bilanço esasına göre defter tutma hadleri; (177/1 gereği) alış tutarı kalemlerinde, 2016 yılı … TL, 2017 yılı … TL, 2018 yılı … TL, 2019 yılı … TL, 2020 yılı … TL, 2021 yılı için ise … TL’dir. Satış tutarı kalemlerinde, 2016 yılı … TL, 2017 yılı … TL, 2018 yılı … TL, 2019 yılı … TL, 2020 yılı … TL, 2021 yılı ise … TL’dir. Kanunun 177/2 maddesi gereği, yıllık gayrisafi iş hasılatı hadleri; 2016 yılı … TL, 2017 yılı … TL, 2018 yılı … TL, 2019 yılı … TL, 2020 yılı … TL, 2021 yılı … TL’dir. Kanunun 177/3 maddesi gereği, 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde İş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı hadleri; 2016 yılı için … TL, 2017 yılı için … TL, 2018 yılı için … TL, 2019 yılı için … TL, 2020 yılı için … TL, 2021 yılı için … TL’dir.(https://www.alomaliye.com/2018/12/12/2019-defter-tutma-ve-sinif-degistirme-hadleri/) (https://www.alomaliye. com/2020/12/30/2021-yilinda-isletme-hesabindan-bilanco-esasi-gecis/)
Müzekkere cevaplarına göre davalının esnaf boyutunda olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede, davacı şirket tacir olsa da davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari davalardan da olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır