Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/72 E. 2022/535 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/72 Esas
KARAR NO : 2022/535
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 17/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil, … ilçesinde müteahhitlik yapmakta ve mobilya işi ile iştigal etmektekdir. Dava konusu Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına konu teminat bonosu, aralarında yapılan sözleşme gereği, müvekkil tarafından davalıya verildiğini, Müvekkilin sözleşmeler kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen borcu ödenmiş olan ve geçerliliği kalmayan teminat bonosunun, müvekkile iadesi gerekirken, davalı tarafça kötü niyetle takip konusu yapıldığını, takibin durdurulmasına, mahkemenizce takdir edilecek teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek, icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine, Müvekkilin yaptığı iş dolayısıyla araçlarına ihtiyaç duyacağı için … plakalı araçlar üzerinde hacizlerin ve …, … plakalı araçlar üzerindeki yakalamaların kaldırılmasını, Müvekkile ait taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, Müvekkilin tacir olması ve banka hesaplarındaki haciz sebebiyle ticaret hayatına devam edemediği için müvekkile ait banka hesapları üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, Haklı davamızın kabulüne ve Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki senedin teminat senedi olması ve borcun ödenmiş olması sebebiyle haksız takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davaya konu taraflar şahıs sıfatında olduğunu sözde alacağa konu iş ticari bir işten kaynaklanmadığını, bu nedenle görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, dava görevsiz mahkemede açılması nedeni ile davanın esasına girilmeden görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmesini talep emiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı olarak verilen teminat sentleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır.
Yargıtay …. Sayılı ilamı şöyledir; “Dava, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince düzenlenen teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile onanmış, bu kez davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Davacı taraf, aralarında kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, inşaatın bitmesine yakın bir tarihte davalı tarafından sözleşmedeki edim borçlarının teminatı olması için bu defa 150.000,00 TL bedelli 30.03.2008 ödeme günlü bononun davalıya teminat olarak verildiğini, teminat amacıyla verilen bonoya karşılık yapılan protokol çerçevesinde ödemelerin müvekkilince yapılmasına rağmen teminat senedinin takibe konulduğunu, belirterek 150.000,00 TL bedelli bonodan protokolde kararlaştırılan 44.500,00 TL’nin düşülmesi suretiyle bakiye miktar olan 105.500,00 TL’lik kısmından dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı ise senedin davacının mevcut borçları için verildiğini, teminat senedi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…Görülmekte olan dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmış olup bu kanuna göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Yukarıda yapılan açıklama nezdinde somut olaya baktığımızda; aralarında düzenlenen kat karşılığı düzenlenen bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istenmiş olup, davacı arsa sahibinin ticari işletmesiyle ilgili bir iş söz konusu değildir. Dolayısıyla nisbi ticari dava söz konusu değildir. Yine TTK’nın 4/son maddesinde düzenlenen hususlardan veya diğer kanunlarda yer alan hususlardan kaynaklanan bir davada söz konusu değildir. Dolayısıyla mutlak ticari davadan söz konusu değildir. Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğuna ve iddianın ileri sürülüş biçimi bakımından senedin eser sözleşmesinin teminatı olarak verildiği ileri sürüldüğünden görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken zuhulen onandığı karar düzeltme aşamasında yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme isteminin bu yönden kabulüyle kararın bozulması gerekmiştir.
Dava tarihi itibariyle davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, tarafların sıfatı ve temel ilişkinin eser niteliğine göre görevli mahkeme ticaret mahkemesi olmayıp, asliye hukuk mahkemesidir. Davanın dayanağı olan kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti, davanın ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Mahkemece görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerekirken, esasın incelenip davanın reddi doğru olmamış, karar bu gerekçe ile bozulması gerekirken zuhulen onandığı, bu kez yapılan incelemede karar düzeltme istediğinin kabulü ile kararın bozulması uygun bulunmuştur”.
Yine davamıza emsal Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin … Sayılı ilamı şu şekildedir: “Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında teminat olarak verildiği ileri sürülen çeklerden dolayı boçlu olunmadığının tespiti, karşı dava ise aynı sözleşme nedeniyle eksik ve kusurlu işler, molozların kaldırılması ve gecikmeye dayalı zararın tazmini ve tespit bedelinin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece asıl dava bakımından karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz isteminde bulunulmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan hem asıl hem de karşı davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. İşin ticari iş olması davanın doğrudan ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Her ne kadar davacı ticari şirket olsa da davalıların tacir olmadığı anlaşıldığından her iki tarafın tacir olma koşulu gerçekleşmediği için davaya bakmaya ticaret mahkemesi görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesi görevlidir. “
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi yukarıdaki kararlarında taraflara arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle teminat amaçlı verildiği öne sürülen kambiyo senetleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemli menfi tespit davalarında görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğuna hükmetmiştir. İş bu davadaki dava konusu çeklerin teminat senedi olduğunun davalı tarafından da kabul edildiği , çeklerin teminat senedi olduğu hususunun ihtilafsız olduğu bu sebeple mahkememizin yukarıdaki emsal kararlara göre görevsiz olduğu evleviyetle anlaşılmıştır.
Tüm dosya yukarıdaki açıklamalar, tespitler ve emsal kararlar ışığında değerlendirildiğinde; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayanarak verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmiş olup, davalı arsa sahibinin ticari işletmesiyle ilgili bir iş söz konusu değildir. Nitekim davalının tacir sıfatı da bulunmamaktadır. Yine TTK’nın 4/son maddesinde düzenlenen hususlardan veya diğer kanunlarda yer alan hususlardan kaynaklanan bir dava da söz konusu değildir. Davanın dayanağı olan kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti, davanın ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Dolayısıyla mutlak ticari dava da söz konusu değildir. Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğuna ve senetlerin eser sözleşmenin teminatı olarak verildiğinin iddia edildiğinden görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir. Tüm bu gerekçelerle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda, harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/06/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı