Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/716 E. 2023/306 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/716
KARAR NO : 2023/306
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hesabından çeşitli tarihlerde, ticari kredi teklif ücreti, ekspertiz ücreti, ipotek fek ücreti, hesap özet ücreti, haberci paket ücreti, kobi tarife paket ücreti, sigorta poliçesi nedeniyle haksız kesintiler yapıldığını beyan ederek; haksız kesintilerin iadesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu davanın iddia ve taleplerinin fili ve hukuki temelinin bulunmadığını, davacı davasını yetkisiz mahkemede açtığını, yetkili mahkemenin müvekkili banka şubesinin bulunduğu Antalya Mahkemeleri olduğunu, davanın zamanaşımı ve süre yönünden reddi gerektiğini, davacının tacir olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasındaki sözleşmenin yerleşik içtihatlar ile belirlenen prensiplere uygun olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı ve davanın usulden reddine, davacıdan tahsil edilen masrafların haksız şart olmadığı açık olup masrafların iadesine yönelik taleplerinin reddine, usul ve kanuna, emsal yargı kararlarına aykırı, hukuki temeli bulunmayan davanın esastan reddi ile, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, davalı bankadan kullandırılan ticari krediler nedeniyle haksız tahsil edildiği iddia edilen kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir.
6. 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğin 6/2. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar” şeklinde değiştirilmiştir. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken anılan düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, yapılmamışsa emsal banka uygulamaları araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2018/3567 Esas, 2018/5113 Karar)
7.Mahkememizce, taraf delilleri toplanmış, emsal kesintileri gösterir bilgi/belgelerin dosyaya girebilmesi amacıyla bankalarla yazışmalar yapılmış, gelen belgeler dosyaya alınmıştır.
8.Kural olarak belirtmek gerekir ki; 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olan sözleşmeler, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesinde düzenlenen ”Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmü uyarınca; sözleşme tarihi itibariyle 818 sayılı BK yürürlükte ise bu kanunun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2018/3594 Esas, 2018/5920 Karar)
9. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. Maddesinde ise genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları, ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak olup taraflar arasındaki 2009 ve 2010 yıllarına ait genel kredi sözleşmelerinin, kanunun yürürlük tarihinden önce akdedildiği gözönüne alındığında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarının bu sözleşmelere uygulanmasının mümkün bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
10.Bu temel belirlemeler ışığında, mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
11…. tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin “Komisyon, Vergi ve Masraflar” başlıklı maddesinde, “Müşteri, Banka’nın Sözleşme ile ekleri uyarınca açtığı ve açacağı her türlü kredi ile hesap aldığı teminatlar ile ilgili olarak iktisadi koşullar çerçevesinde Bankanın belirlediği/belirleyeceği veya yetkili merciler tarafından saptanan veya ileride saptanacak olan oranları geçmemek üzere, her nevi komisyon, masraf, hesap işletim ücretlerini, fon ve BSMV, KKDF gibi yasal ve Banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edilebilecek ücret, masraf, vergi ve sair her türlü gideri ve bunların gider vergilerini Bankaya derhal ödemekle yükümlüdür.”
“Banka, münferit her bir işleme ait, müşteri ile mutabakata varılan veya bankaca belirlenen komisyon, masraf oran ve tutarlarını, gider vergilerini ve sair resim ve harçları ile birlikte müşterinin cari hesabına borç yazabilecektir.”
“Müşteri, Sözleşme çerçevesinde hesabına borç yazılan komisyon, masraf tutarları ve sair ücretler ile bunların gider vergilerini ve sair kalemleri Bankaya derhal ve nakde ödemekle yükümlüdür.” maddelerinin yazılı olduğu, her ne kadar sözleşmelerde faiz ve komisyon oranları ile ücret ve masrafların hangi oranda yazılı olacağı belirtilmemiş olsa da bankaların tüketici kredilerinin dışında kalan diğer bütün kredi işlemlerinde serbestçe faiz, komisyon ve masraf alınmasının mümkün olduğu, bankaların faiz dışındaki gelirlerinin açılan kredinin üzerinden maktu ve nispi oranda komisyon niteliğinde olabileceği veya kredi işleminde fiilen yapılan herhangi bir masrafın karşılanması amacıyla masraf alınabileceği ve bu husustaki tarifelerin banka şubelerinde ve web sitelerinde ilan edildiği, alınan faiz dışı gelirlerin komisyon niteliği gösterdiği bilinmekle beraber Yargıtay emsal kararlarında da yer aldığı üzere,
Genel bankacılık uygulamalarında tahsil edilen tutarların makul sınırlarda kabul edilebilecek oranlarda olması gerektiği,
Davalı bankanın 2015 yılında “ticari kredi teklif ücreti” adı altında tahsil ettiği 250,00-TL. tutarın kullandırılan kredilerin %0,55 oranına tekabül ettiği ve nispi oranda alınan faiz dışı gelirin komisyon niteliği gösterdiği ve genel bankacılık uygulamalarında alınan tutarın makul sınırlarda kabul edilebilecek oranda olduğu ve iade edilmesinin uygun olmayacağı,
Davalı bankaca, tahsil edilen toplam 34,00-TL. hesap özeti ücretinin, diğer banka emsal uygulamaları dikkate alındığında, makul sınırlarda kabul edilebilecek tutarda olduğu haksız kazançtan söz edilemeyeceği,
– Davalı bankaca, davacının kredi kartından “Aksigorta” açıklamasıyla tahsil ettiği 150,50-TL. sigorta ücretinin, … poliçe numaralı Kuaförüm Paket Sigortasına ait olduğu, sigorta poliçesinin kredi ile bağlantılı sigorta kapsamında davacının bilgisi ve rızası ile yapıldığı ve iadesinin uygun olmayacağı,
-Davalı bankanın, 2019 yılında “ticari kredi teklif ücreti” adı altında tahsil ettiği 400-TL.’nin yeni bir limit tahsisine ya da limit değişmeden revizyon vadesinin uzatılmasına dair alındığını gösterir bir belgenin dosyada bulunmadığı, keza davacının, 36 ay vadeli taksitli ticari kredisinin de 2019 yılında sona erdiği, bu kesintide genel işlem koşullarından söz edilmesi ve haksız yere alınan 400,00-TL. “ticari kredi teklif ücretinin” iade edilmesi gerektiği,
– Davalı bankanın, “ekspertiz ücreti” adı altında tahsil ettiği 760,00-TL. masrafı gösterir fatura ya da benzeri belgenin dosyada yer almadığı, ödeme belgesinin olmamasından ötürü 760,00-TL. ekspertiz ücreti tahsilatının haksız Ģart niteliği gösterdiği,
-Davalı bankanın, dışarıdan hizmet alımı suretiyle yaptığı masrafı davalıya yansıtması olağan olmakla birlikte “ipotek fek ücreti” adı altında tahsil ettiği 650,00-TL. masrafı gösterir fatura ya da benzeri belgenin dosyada yer almadığı, diğer bankaların çoğunda da bu ücretin tahsil edilmediği, ödeme belgesinin olmamasından ötürü 650,00-TL. ipotek fek ücreti tahsilatının haksız şart niteliği,
-Bankaların, çeşitli paket isimleri altında, müşterilerine, bazı hizmet ve işlemlerden ücretsiz yararlanmasına olanak sağlayan, bazı işlemlerin ücretlerinden muafiyet kazandıran ürünler sundukları, ancak davacının, “haberci paket ücretini” ve “kobi tarife paket ücretini” satın aldığına dair belge, taahhütname ya da talep formunun dosyada yer almadığı, bu paketlerin hangi istisnaları kapsadığı, davacıya hangi konuda muafiyet sağladığına dair bir bilginin de bulunmadığı, “haberci paket ücreti” adı altında tahsil edilen 336,00-TL. ile “kobi tarife paket ücreti” adı altında tahsil edilen 843,00’nin haksız şart niteliği gösterdiği,
-Davacının, davalı bankadan 36 ay vadeli … tarihinde ipotekli taksitli ticari kredi kullandığı ve kuaför olarak faaliyet gösteren dükkân vasfındaki işyerini davalı bankaya ipotek verdiği, …, … ve … tarihlerinde tahsilatları yapılan sigorta tahsilatlarının kredi ile bağlantılı sigortalara ait olduğu ve davacının da bu sigortaların yapılmasında menfaatinin olduğu, ancak emsal İstinaf Mahkemesi kararları gereği sigorta poliçesi ve ödeme belgesi dosyaya sunulmayan sigortaların içeriği hakkında bir net bir bilgiye de ulaşmanın mümkün olmadığı, bu nedenle toplam 274,71-TL.’nin haksız şart niteliği gösterdiği” hususları belirtilmiştir.
12.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itiraz/beyanlar alınmıştır.
13.Davacı taleplerini ıslah etmiş ve bu dilekçe davalıya tebliğ edilmiştir.
14.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
15.Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
16.Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu gereğince; Davanın kısmen kabulü ile; davacının ticari kredi teklif ücreti kesintisinin iadesi talebinin kabulü ile; 400,00 TL ticari kredi teklif ücreti kesintisinin, 346,21 TL’sine … tarihinden, 53,79 TL’sine … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının hesap özeti ücreti kesintisinin iadesi talebinin reddine, davacının ekspertiz ücreti kesintisinin iadesi talebinin kabulü ile; 760,00 TL ekspertiz ücreti kesintisinin … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ipotek fek ücreti kesintisinin iadesi talebinin kabulü ile; 650,00 TL ipotek ücreti kesintisinin; … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının haberci paket ücreti kesintisinin iadesi talebinin kabulü ile; 336,00 TL haberci paket ücreti kesintisinin; 79,00 TL’sine …, 68,64 TL’sine …, 10,36 TL’sine …, 79,00 TL’sine …, 99,00 TL’sine … tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kobi tarife paket ücreti kesintisinin iadesi talebinin kabulü ile; 843,00 TL kobi tarife paket ücreti kesintisinin; 222,00 TL’sine …, 222,00 TL’sine …, 399,00 TL’sine … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının haksız sigorta poliçesi masrafı alındığına ilişkin talebinin kabulü ile; 274,71 TL’nin; 149,71 TL’sine …, 60,00 TL’sine …, 65,00 TL’sine … tarihinden itibaren şleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davacının ticari kredi teklif ücreti kesintisinin iadesi talebinin KABULÜ İLE; 400,00 TL ticari kredi teklif ücreti kesintisinin, 346,21 TL’sine … tarihinden, 53,79 TL’sine … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının hesap özeti ücreti kesintisinin iadesi talebinin REDDİNE,
3-Davacının ekspertiz ücreti kesintisinin iadesi talebinin KABULÜ İLE; 760,00 TL ekspertiz ücreti kesintisinin … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının ipotek fek ücreti kesintisinin iadesi talebinin KABULÜ İLE; 650,00 TL ipotek ücreti kesintisinin … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının haberci paket ücreti kesintisinin iadesi talebinin KABULÜ İLE; 336,00 TL haberci paket ücreti kesintisinin; 79,00 TL’sine …, 68,64 TL’sine …, 10,36 TL’sine …, 79,00 TL’sine …, 99,00 TL’sine … tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının kobi tarife paket ücreti kesintisinin iadesi talebinin KABULÜ İLE; 843,00 TL kobi tarife paket ücreti kesintisinin; 222,00 TL’sine …, 222,00 TL’sine …, 399,00 TL’sine … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının haksız sigorta poliçesi masrafı alındığına ilişkin talebinin KABULÜ İLE; 274,71 TL’nin; 149,71 TL’sine …, 60,00 TL’sine …, 65,00 TL’sine … tarihinden itibaren şleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 TL karar harcının ve aşamalarda yatan 55,75 TL ıslah harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 107,89 TL (Toplam alınması gereken harç=222,94 TL) harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
11-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 174,35 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.352,50 TL nin haklılık durumu gereği; 1.338,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine , arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1320,00 TL nin haklılık durumu gereği 1.306,00 TL sinin davalıdan, 14,00 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
14-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 3.263,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
15-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 20,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
16-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır