Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/714 E. 2022/922 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/714
KARAR NO : 2022/922

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 11/10/2022
KARAR TARİHİ: 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı, dava dilekçesinde özetle; belirttiği adreste ekmek üretim ve unlu mamüller üzerine işletme işlettiğini, yıllardan beri vergisini, elektrik su paralarını ödediğini, son yıllardaki fahiş fiyat artışlarından dolayı yasal zamların dışında % 100 olarak elektrik zammının yapıldığını, ödeyemez duruma geldiğini, son olarak davalı firmanın işletmesine … TL’lik fatura gönderdiğini, davalı firmayı aradığında oyalama yoluna gittiğini, devletin yaptığı zammın kendilerini ilgilendirmediğini beyan ettiğini beyan ederek; davalı firmanın … tarih ve …müşteri numaralı kendilerine % 100 zamlı olarak yansıtılan faturanın devletçe yapılan % 30’luk zamma çekilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davacının kullanmış olduğu sözleşmelerin elektrik kullanan iki adet sayacın olması sebebiyle iki tane olduğunu, davacının imzalamış olduğu abonelik sözleşmesinin son sayfasında yer alan aboneye özel sözleşme koşulları enerji birim fiyat hesaplama yöntemi ve birim fiyat formulüne açıkça yer verildiğini, iş bu davanın sözleşme uyarlama koşullarını taşımadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, iddianın ileri sürülüşü bakımından sözleşmenin uyarlanması talebinden ibarettir.
Aboneliğin ticaret vasıflı olması nedeniyle, dosyada mahkememiz görevlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(13)3-2308 E, 2021/994 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere;
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sözleşmenin uyarlanması kavramının açıklanmasında fayda vardır.
Kurulmuş bir sözleşmede sonradan ortaya çıkan bazı olgular nedeniyle değişiklik yapılabilmesi, bugün çağdaş tüm hukuk sistemlerinde kabul edilen, beklenmeyen hâl (emprevizyon) veya clausula rebus sic stantibus kuramının koşullarının gerçekleşmiş olması hâlinde mümkün görülmektedir. Bu kuramın, borçlunun şartları ne olursa olsun mutlaka akde sadık kalmasını zorunlu gören, bir bakıma artık eskimiş olarak nitelendirilebilecek ahde vefa veya pacta sunt servanda kuramını sınırlamak için konulduğu benimsenmektedir.
Beklenmeyen hâl kuramı, şöyle açıklanmaktadır: “Akit yapıldığı sırada mevcut bulunan şartlar önemli surette değişmişse taraflar akitle bağlı olmamalıdır. Buna “clausula rebus sic stantibus” (beklenmeyen hâl şartı) denmektedir. Bu görüş öğretide “emprevizyon teorisi” adıyla anılmaktadır. Öğretide, sözleşmenin, yapıldığı andaki durumun değişmeyeceği şeklindeki bir zımni kabul ile yapıldığı, aynen uygulanmasının taraflarca bu zımni şarta bağlı tutulduğu varsayılmaktadır (Tekinay, Selahattin Sulhi/Akman, Sermet/Burcuoğlu, Haluk/Altop, Atilla : Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 7.Bası, İstanbul 1993, s.1005).
Akitlerin ifasını şartların değişmemesine bağlayan fikir (clasula rebus sic stantibus) gerçeğe tam olarak uygun değilse de, ahde vefa prensibine kesin ve sıkı sıkıya bağlılığında her zaman adil olmadığı görülmektedir. Bugün İsviçre-Türk hukukunda çoğunlukla dayanılan esas, uyuşmazlıklara dürüstlük kuralı uyarınca çözüm bulunmasıdır (Oğuzman, Kemal: Borçlar Hukuku ,Cilt 1, 4.Bası, İstanbul 1987, s.123; Serozan, Rona: Borçlar Hukuku, Genel Bölüm, İfa, İfa Engelleri, Haksız Zenginleşme 3.Cilt, İstanbul 1994, s.164; Kaplan, İbrahim: Hakimin Sözleşmeye Müdahalesi, Ankara 1987, s.112; Burcuoğlu, Haluk: Hukukta Beklenmeyen Hal ve Uyarlama, İstanbul 1995, s.4; İsviçre Hukuku için Bkz. Eugen Bucher, Schweizer Isch’es Obligationenrecbt Allgemeiner Teil, 2.Bası, Zürich 1988, s.385 vd. Henri Deschenaux, Le Titre Preliminaire Du Code Civil,Fribourg 1969, s.183).
Mukayeseli hukuk açısından konu irdelediğinde; Alman hukukunda beklenmeyen hâl veya clausula rebus sic stantibus kuramının daha da somutlaştırılarak kabul edildiği ve işlem temelinin çökmesi kuramı olarak adlandırılan bir kuramın geliştirildiği görülmektedir. Buna göre, sözleşmenin temelini teşkil eden, kendisi üzerine anlaşmanın dayandığı ve karşılıklı edimlerin tayin olunduğu edim ve karşı edim arasındaki dengenin taraflardan biri için artık çekilmez, katlanılamaz biçimde bozulduğu hâllerde, işlem temelinin çökmesi söz konusu olacaktır (Serozan, Rona; s.164 vd).
İsviçre hukukuna gelince; hâkimin bir sözleşmenin dönme ya da fesih suretiyle ortadan kalktığını veya emprevizyon nedeniyle sözleşmenin uyarlanması gerektiğini kabul edebilmesi için, şu koşulların varlığı aranmaktadır:
a) Öngörülmez bir dış olayın sebep olması: Söz konusu dış olay, bir kişi olayı olmamalıdır. Diğer taraftan bu olay öngörülemez olmalı ve sözleşmenin dengesi, yargıçtan müdahale talep eden tarafın kusurundan kaynaklanmaksızın bozmuş olmalıdır.
b) Sözleşme ekonomisinin bozulması: Yargıç, yalnızca sözleşme henüz ifa edilmediği takdirde emprevizyon kuramı çerçevesinde müdahale edebilir. Öngörülemez olgular, taraflar arasındaki dengeyi bozmuş olmalıdır.
c) Objektif olarak katlanılması beklenebilecek rizikonun aşılmış olması gerekir.
Federal Mahkeme içtihatlarında denge bozukluğunun önemli, açık ve aşırı olması aranmaktadır. Bu nedenle, her somut olayda objektif bir değerlendirmeyle emprevizyon kuramını ileri süren tarafın üstlenmesi gereken azami rizikonun belirlenmesi gerekir. Eğer bu riziko aşılmışsa, hâkim sözleşmeye el atabilecektir.
Türk hukukunda, mehaz kanundaki uygulamalar doğrultusunda, hem clausula rebus sic stantibus ilkesi, hem de işlem temelinin çökmesi kuramı uygulanmak suretiyle, uyarlanma davalarının görülebilir olduğu benimsenmiş ise de işlem temelinin çökmesi kavramının uygulanabilmesi için, sonradan meydana gelen değişikliklerin önceden teşhis ve tahmin edilememiş olması gerekir (Gürsoy, Kemal Tahir: Hususi Hukukta Clausula Rebus Sic Stantibus, Emprevizyon Nazariyesi, 1950, s.59-60).
Nitekim bu hususu yasal düzenlemeye kavuşturan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Aşırı İfa Güçlüğü” başlıklı 138. maddesinde;
“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
İşlem temelinin çökmesi ilkesinin somut olaya ne şekilde uygulanacağı hususu da irdelenmelidir. Yukarıda anıldığı gibi, uyarlama kurallarının uygulanması için öngörülmez bir dış olayın meydana gelmesi gerekir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 28.11.2019 tarihli, 2017/13-515 E., 2019/1233 K. sayılı kararında da aynı hususlara işaret edilmiştir.
Davacı, sözleşmenin fesihi ya da yanlış hesaplandığını iddia etmemekte, sözleşmenin uyarlanmasını istemektedir. Somut olaya bakıldığında, sözleşmenin uyarlanması şartlarının, sözleşme tarihleri de göz önüne alınarak mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, şartları bulunmayan talebin, ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan harçların mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı …ile davalı vekili …’ın yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır