Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/697 E. 2023/80 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/697
KARAR NO : 2023/80
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2022
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … ve benzeri organizasyonlarda ses, ışık ve görüntü ile ilgili düzenlemeleri yapan ekip ve ekipmana sahip çok sayıda işçi çalıştıran bir şirket olduğunu, davalı şirket ile yapılan sözlü anlaşma gereği müvekkilinin davalıya da hizmet verdiğini ve bunun karşılığında … sıra numaralı … tarihli … TL tutarlı fatura kesildiğini ve davalıya gönderildiğini, davalının … tarihinde bu faturayı aldığı ve defterlerine işlediğini, davalının her ne kadar ödemeyi hemen yapması gerekse de davalıya tolerans gösterildiği ve davalının … tarihinde … TL ödendiğini, bakiye tutarın ödenmesi için devamlı davalı taraf ile irtibat kurulsa da davalının kalan tutarı ödemediğini, bunun üzerine Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına … TL ödeme yaptığını kalan tutara takip öncesi işlemiş faize itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, davalının temerrüde düşmediğini iddia ederek faize itiraz ettiğini, oysa faturaya itiraz etmeyip kısmi ödeme yaptığını, ödeme yapması gereken tarihi, ödeme miktarını bildiğini, ayrıca temerrüde düşürülmesine de gerek olmadığını, faturayı … tarihinde alıp itiraz etmediği için bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini, kısmi ödemenin yapıldığı tarih olan … tarihinden itibaren istendiğini, davalının ödemeyi geciktirmek ve zaman kazanmak için kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamınını, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı taraf üzeride bırakılmasını talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu, davacının dilekçesinde de ikrar ettiği gibi müvekkiline düşen borç miktarının ödendiğini, ancak takip öncesi işlemiş faizi ödemeleri için gereken temerrüde düşme şartı oluşmadığını, müvekkiline usulüne uygun bir ihtarın çekilmediğini ve faturanın düzenlendiğini, faturanın usulünce tebliğ edildiğini kabul anlamına gelmemek kaydı ile fatura tebliğ edilmiş olsa dahi faturada tebliğinin ihtar olarak kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle faiz işletilmesi gerekli olan muacceliyet ve mütemerritlik koşulları oluşmadığını, kanundan da anlaşılacağı üzere alelade bildirimler ihtar yerine geçip borçlu tarafı temerrüde düşürmediğini, usulüne uygun ihtarname çekilmesi gerektiğini, tarafların tacir olduğu dikkate alındığında da bunun noter kanalı ile veya iadeli taahhütlü mektupla yapılması gerektiğinin açık olduğunu, Yargıtay kararlarında da alacaklının yaptığı her bildirimin borçluyu temerrüde düşürecek nitelikte olmadığının kabul edildiğini, temerrüt şartları oluşmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Belirtmek gerekir ki; Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; icra dosyası uyaptan eklenmiştir. Bakıldığında; Davacı … LTD. ŞTİ. Vekilinin Antalya Genel İcra Dairesinin … sayılı dosyasında ilamsız takipte ödeme emri örnek no:… ile fatura bedelinin eksik ödenen kısmı … TL açıklaması ile … TL ödenmeyen fatura bedeline … TL işlemiş faiz (istenen %0 Yıllık Diğer) temerrüt faizi üzerinden toplam … TL alacağı için takip tarihinden itibaren asıl alacak için 3095 sayılı yasa uyarınca T.C. Merkez Bankasının Kısa Vadeli Kredilere uyguladığı yıllık 365 gün %15,75 avans faiz oranı üzerinden davalı / borçlu … LTD. ŞTİ. aleyhine … tarihinde takip başlattığı, Davalı Borçlu Vekilinin ‘Takip Konusu edilen faize açıkça itiraz ediyoruz. Vekil eden şirket temerrüte düşürülmediğinden dolayı işlemiş faiz uygulanamaz. Ödeme emrinde işlemiş faiz miktarı olan … TL’ye açıkça itiraz ediyoruz.’ şeklinde … tarihli itiraz dilekçesi sunduğu, tespit edilmiştir.
Mahkememizce aşamalarda bilirkişi raporu aldırılmıştır.
… tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında yazılı olmayan sözleşme ile … tarih … seri nolu Toplam Bedeli … TL olan irsaliyeli fatura’nın üst tarafının imza ve kaşe edilerek açık fatura şeklinde ‘Otobüs Ses Sistemleri Kira Bedeli’ açıklaması ile ticari ilişki kurulduğu, (Davacının dosya kapsamında davalıyı temerrüte düşürmediği), davacının takip dosyası ile … TL ödenmeyen kısmi fatura alacağına … TL işlemiş faiz (istenen %0 Yıllık Diğer) açıklaması ile takip başlattığı, 3095 sayılı kanun kapsamında artan azalan oranlarda ticari avans faiz oranı uygulandığı, ve davalının … tarihinde yaptığı kısmi ödeme tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilerek hesaplama yapıldığı, ve hesaplanan avans temerrüt faizinin takipte talep edilen temerrüt faiz alacağı tutarı olan … TL ile uyumlu olduğu, davacının TTK 1530 kapsamında hesaplanan temerrüt faiz alacağının ise … TL olarak hesap edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Taraf vekilleri, rapora karşı beyanlarını/itirazlarını sunmuştur.
Temel olarak belirtmek gerekir ki; 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117/1. Maddesinde ; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” denilmiştir.
Dosyada taraflar ticaret şirketidirler ve tacirdirler.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde düzenlenmiş ve “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” denilmek suretiyle mülga TTK’ya göre kısım değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler madde gerekçesinde, “… Bu maddenin üçüncü fıkrasında üç köklü değişiklik yapılmıştır. (1)Hükümdeki şekil, geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmış, ispat şartına dönüştürülmüştür. Bu amaçla eski metinde yer alan “muteber olması için” ibaresine metinde yer verilmemiştir. Bu değişikliğin sebebi, geçerlik şartının artık haklı bir gerekçesinin bulunmaması ve teknikteki hızlı gelişmedir. Ayrıca hiçbir modern kanunda bu kadar ağır bir geçerlilik şartı yer almamaktadır. Şartın tacir gibi basiretli bir işadamı için öngörülmüş olması da anlamsız bulunmuştur. (2) İadeli taahhütlü mektup taahhütlüye dönüştürülmüştür. Çünkü , burada varma teorisinin kabulünü haklı gösterecek bir gerekçe mevcut değildir. (3) Güvenli elektronik imza hem Borçlar Kanununda kabul edilmiş hem de düzenli bir sisteme bağlanmıştır. Hükme bu olanak da eklenmiştir.” şeklinde açıklanmış ve böylece tacirler arasında ihtar ve ihbarlar için öngörülen şekil şartı geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmıştır.
Bu belirlemeler ışığında, davacı tarafın davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir bilgi veya belge, delil dosyada mevcut değildir. Bu husus, davacı tarafça, TTK m. 18 veya kanunun izin verdiği her hangi bir şekilde ispatlanamamıştır.
Davacı vekili, aşamalarda, davalının, TTK 1530. Maddesi gereğince hiçbir ihtara gerek olmadan temerrüde düştüğünü ve müvekkili şirketin faize hak kazandığını ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, takip dayanağı fatura alacağı bakımından TTK’nın 1530/2 maddesi gereğince davacının, davalıdan faiz talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 1530.maddesi; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.” düzenlemesini haizdir. Madde hükmü, yalnızca mal ve hizmet tedariki amacıyla akdedilen sözleşmelerde, mal veya hizmet karşılığı ödenecek bedelde temerrüde düşüldüğü durumda ve iki ticari işletme arasında akdedilen sözleşmeler bakımından uygulanır. Madde, borcunu zamanında ödemeyen borçlunun ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmesi ve faize hak kazanmasını öngörür. Ancak TTK’nın 1530/2. maddesi mal ve hizmet tedarik sözleşmesine ilişkindir. Söz konusu maddenin gerekçesinde de; hükmün üreticileri, KOBİ’leri ve ödeme talepleri karşılığı hizmet veren ticari işletmeler ile kişileri, şartları dayatma konumları güçlü ticari işletmeler, özellikle market, süper market, hiper market gibi alışveriş merkezleri karşısında koruma amacıyla, üreticiler ile KOBİ’lerin ticari olarak büyük ve güçlü konumda bulunan işletmelere mal / hizmet tedarik etmesi halinde, teslim ettikleri mal ve hizmetlerin bedellerini zamanında tahsil etmesine olanak sağlanması amacıyla ihdas edildiği belirtilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık bir nev-i eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … ve benzeri organizasyonlarda ses, ışık ve görüntü ile ilgili düzenlemeleri yapan ekip ve ekipmana sahip çok sayıda işçi çalıştıran bir şirket olduğunu beyan etmiştir. Somut olayda, tarafların konumu ve aralarındaki işlem hacmi de dikkate alındığında, ilişkinin TTK’nın 1530. maddesi anlamında mal veya hizmet tedariki olarak nitelendirilmesi kabule göre mümkün değildir. TTK 1530.maddenin konuluş amacına bakıldığnında, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı alacaklının bu madde kapsamında faiz talep hakkı bulunmamaktadır. Bu durumda davalı alacaklının davacıdan faiz talep edebilmesi için, TBK’nın 117. maddesi uyarınca davalı borçluya bir temerrüt ihtarı tebliği veya borcun ifa tarihinin bir sözleşme hükmüyle tayin edilmiş olması gerekmektedir. Ancak, yukarıda da belirtildiği üzere, davacıya keşide edilmiş bir ihtar bulunmadığı gibi, bu hususta akdedilmiş bir sözleşme de bulunmamaktadır. Bu nedenle takip tarihinden önceki dönem için davalı alacaklının davacı borçludan faiz talep etmesi mümkün değildir.(İstanbul BAM … HD., … E, … K; Bursa BAM … HD., … E, … K; Samsun BAM … HD., … E, … K; İstanbul BAM … HD., … E, … K; Konya BAM … HD., … E, … K)
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, TTK 1530.maddesinin, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olması, tarafların konumu ve aralarındaki işlem hacmi, hukuki ilişkinin niteliği de dikkate alındığında, ilişkinin TTK’nın 1530. maddesi anlamında mal veya hizmet tedariki olarak nitelendirilmesi kabule göre mümkün olmaması, TBK’nın 117. maddesi uyarınca davalının temerrüde düşürüldüğünün ispatlanamaması hususları bir arada düşünüldüğünde, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan … ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan … ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye … ₺ (TL)’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça dosyada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; … TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; … ₺ (TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’un yüzüne karşı verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır