Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/68 E. 2022/258 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/68 Esas
KARAR NO : 2022/258
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2022
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin yapımını üstlendiği … inşaatı için davalı şirketten Türk Standartları Estitüsü Kritere Uygunluk Belgesine Sahip Olduğu belirtilen üreticisi … Şti. Olan metreküpleri farklı toplamda 15 adet … cihazını satın aldığını, bu hususta Türk Standartları Enstitüsü Kritere Uygunluk Belgesi … adresinden … adresine … tarihinde mail olarak gönderilerek, bu evrağa duyulan güven ile alışverişin tamamlandığını, cihazların teslimi ve montajından sonra … tarafından yapılan kontrollerde -kontrollerin … çalışan … tarafından yapıldığını, Türk Standartları Enstitüsü Kritere Uygunluk Belgesine Sahip Olduğu belirtilen cihazların bu belgeye sahip olmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine üretici firma ile iletişime geçen müvekkilinin, davalı şirketin kurumsal e-posta adresinden gönderilen ve bu kritere sahip olduğu belirtilen cihazların aslında hiçbir zaman Türk Standartları Enstitüsü Kritere Uygunluk Belgesine sahip olmadığının öğrenildiğini, … tarihinde malların bir kısmının davalı tarafından iade alındığını, diğer kısmının ise davalıya geri alması için bildirildiğini fakat davalı tarafça alınmadığından şantiyede kaldığını, daha sonra yapılan incelemede mail vasıtasıyla gönderilen evrak üzerine ”- … … m³/h (dahil) den …m³/h (dahil) ‘ e kadar” ibaresinin müvekkile mail gönderildiği tarihte, … tarihinde eklendiğini bu eklemenin ”…” isimli yazar tarafından yapıldığının anlaşıldığını, Müvekkiline satılan … taahhüt edildiği üzere TSE Kritere uygunluk belgesine sahip olmaması nedeniyle … işin kabulü yapılmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından bu kritere uygun yeni cihazlar alındığını, önceki cihazların sökülerek bunların takıldığını, adeta inşaatın yeniden yapıldığını, … kabulün yapılması için; … değişimi ve mevcut … cihazlarının sökümü, Sökülen cihazların yerine farklı marka ve farklı ölçülerde gelen cihazların montajı, Alçıpan asma tavan yenilenmesi ve karolaj tavan yapımı işleri, Seramiklerin değişimi işlemleri yapıldığını, tadilatın ve yeni cihazların; işçilik, malzeme vs tüm giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını keza aynı şekilde … tarafından da davalı şirketten alınan cihazların kritere uygunluk belgesine sahip olmaması nedeniyle müvekkiline hak edişinden gecikme cezası kesildiğini, tüm bu hususlara ilişkin olarak davalıdan alınan … cihazlarının monte edildiği inşaatın ana yüklenicisi … Şti tarafından yapılan tespite ilişkin belgelerin de mahkemeye sunulduğunu, bu sebeplerle davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, Müvekkili şirketin … ve … sistemleri üzerine ürün satışı yaptığını, davacı şirketin yapımını üstlendiği … inşaatı için üreticisi … Şirketi olan … cihazından alacaklarını, başka marka … cihazları olmasına rağmen fiyat olarak daha ucuz olan ilgili markayı tercih ettiğini, ilgili markanın daha ucuz olmasının sebebi ise Türk Standartları Enstitüsü Kritere Uygunluk Belgesine Sahip olmaması olduğunu, bu bilgilere rağmen davacı şirketin talebi doğrultusunda istenilen markaya ait … cihazlarının satımı konusunda anlaşma sağlandığını, kaldı ki bu işi üstlenen davacının hangi firmanın hangi kritere uygun ürün sattığını bilmediğini beyan etmesinin mümkün olmadığını, yapılan anlaşma sonrası davacı şirkete ısı kazanım cihazı dışında bir çok ürün satışı da yapıldığını, Bu husus ile ilgili faturaların mahkemeye sunulduğunu, Davacı şirketin dava dilekçesinde taraflarına mail vasıtasıyla gönderilen evrak üzerine ”- … CİHAZLARI … … m³/h (DAHİL) DEN …m³/h (DAHİL) ‘ E KADAR” ibaresinin … tarihinde eklendiğini; bu eklemenin ”…” isimli yazar tarafından yapıldığının iddia edildiğini, Söz konusu pdf formatındaki evrağa müvekkil şirket tarafından yapılan herhangi bir eklemenin söz konusu olmadığını, Pdf formatında bir evrağa sonradan yapılan bir değişiklik yapıldığı takdirde değişikliğin hangi tarihte yapıldığı ve değişiklik yapılan bilgisayarın kullanıcı adı bilgilerinin tespit edileceğini, herhangi bir bilgisayarın adı ve tarihi değiştirildiğinde o an bilgisayarın tarihi pdf dosyasında göründüğünü, müvekkili şirket yetkililerinin bilgisi olmadan başka bir bilgisayarın adının … olarak ve tarihinin de davacı şirkette gönderilen mail tarihinden önce olarak değiştirilmesinin söz konusu olabileceğini, dolayısıyla davacının iddialarını kabul etmediklerini, kaldı ki davacı şirket yetkililerinin tacir sıfatına haiz olduğunu, tacirler ise basiretli iş adamı gibi hareket etmek zorunda olduklarını, davacı şirket yetkililerinin gerekli araştırmayı yaptıkları takdirde üreticisi … Şirketi olan … cihazının Türk Standartları Enstitüsü Kritere Uygunluk Belgesine Sahip olmadığını öğrenebilecekken bunu yapmadıklarını, davacı tarafın iddia olunduğu üzere malı teslim aldığını, taktığı ve sonrasında ayıbın ortaya çıktığı beyan ettiklerini, Türk ticaret kanunu ve borçlar kanunu uyarınca tarafımızca kusur kabul edilmemekle birlikte davacının zaten bu ihbar sürelerini geçirdiğini, davacının iş bu ayıp sürelerini geçirmesine rağmen müvekkile durumu bildirdiğinde müvekkilinin iyi niyetli olarak tüm ürünleri geri alıp fatura etmediğini, yeni sıfır ürün alarak davacıya teslim ettiğini,. 4 yıl sonra iş bu davanın açılmasında hiçbir hukuki menfaat bulunmadığını, iş bu talep zaman aşımına uğramış olup zaman aşımı defi talepleri olduğunu, bu sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı satım sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık satılan malların daha önce kararlaştırılan nitelikte olup olmadığı, malların ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının tazminat istemlerinin yerindeliği noktalarında toplanmaktadır.
Davacı tacir olup, tacir olmanın hüküm ve sonuçları kapsamında basiretli davranma yükümlülüğü ve TTK da belirtilen yasal yükümlülükler altındadır.
TTK 18/3 Maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmünü içermektedir.
TTK 23/1-c) “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünü içermektedir.
6098 s. TBK’nun 223/2 maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
Davamıza birebir emsal Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında, “Davacı vekili müvekkilinin davalıdan aldığı malzemeyi ihalesini aldığı dava dışı … Şti.’nin işinde kullandığı, davalının …/… … boru vermesi gerekirken, … boru verdiğini, alınan borunun inşaatte kullanılıp üstünün betonla kapatıldığını, dava dışı … Şti. tarafından yapılan incelemede alınıp kullanılan malzemenin TSE kriterlerine uygun olmadığını belirterek işin müvekkiline tekrar yaptırıldığını, davalının bu kusurlu eylemi sonucu zarara uğradıklarını belirterek … TL tazminatın davalıdan tahsilini, ayrıca davalıya verilen çeklerin üçüncü kişilere ciro edilmemesi için tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı hangi malı sipariş etmiş ise o malın kendisine verildiğini, faturalarda alınan malın özelliğinin yazılı olduğunu, davacının üstlendiği işin şartnamesinde belirtilen ürün yerine daha ucuz ürün alarak yaptığı iş de kullandığını, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı da olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve alınan bilirkişi kurulu raporuna göre; davacının dava dışı şirketle arasındaki sözleşmeye uygun mal sipariş edip satın alması gerekirken, sözleşmeye uygun olmayan mal almasında davalının bir sorumluluğu olmadığı gibi, TTK’nun 25. madde de belirtilen süreler içinde de ayıp ihbarı yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,”
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında, “dava satış sözleşmesinde ayıplı aracın iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı mali teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu 2 ve 8 günlük süre içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Somut olayımızda dava konusu araç, davacı alıcıya … tarihinde teslim edilmiştir. Davacı vekilinin dosya içindeki beyanı ve ihtarname içeriğinden de araçtaki yapıların aynı gün öğrenildiği ayıp ihbarının ise … tarihinde yapıldığı anlaşımış olup, açıklanan ilkeler uyarınca ihbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilip getirilmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sebebiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki kanun maddeleri ve emsal kararlar ışığında değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı taraf davalı tarafın kendisini yanıltmak suretiyle satılan malların TSE kriterlerine sahip olduğu yönünde bir izlenim yaratıldığı iddiasında bulunmuşsa da, davacı şirketin unvanından da anlaşılacağı üzere ısıtma soğutma sistemleri konusunda uzman olduğu, yaptığı iş gereği basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, bu sektörde satılan ürünlerin niteliklerini bilmesi gerektiği, kaldı ki TSE standartlarına sahip olup olmama hususunun basit bir araştırmayla anlaşılabileceği , davalının savunmasına göre de ürününün TSE standartlarına uygun olduğunun garantisinin verilmediği anlaşıldığından davacının iddiasına itibar edilmemiştir. Kaldı ki davacının TTK 23. madde de belirtildiği şekilde, süresinde yaptığı bir ayıp ihbarının da bulunmadığı ve iş bu davayı satım sözleşmesinden tam 5 yıl sonra açtığı dosya kapsamıyla sabit olduğundan davacının davasının yerinde olmadığı kanaatine varılarak, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır