Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/678 E. 2023/111 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/678 Esas
KARAR NO : 2023/111
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, davalı tarafınca Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas (eski dosya No:..İcra Müdürlüğünün … esas) dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığı ve ödeme emrinin usulsüz tebliği ile takibin kesinleştirildiği, söz konusu icra takibinde müvekkilinin maaşından haciz kesintisi yapılmak suretiyle icra dosya borcunun büyük kısmı tahsil edilmekle birlikte takibin devam ettiği, her ne kadar tacir konumundaki dava dışı … isimli kişinin davalı kooperatif aracılığıyla … Bankasından çektiği krediye kefil olduğundan bahisle davalı tarafından müvekkili … hakkında icra takibi başlatılmış ise de, söz konusu kefalet sözleşmesi ve kefillik işlemlerinin usul ve yasaya aykırı ve geçersiz olduğu, kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihinin … tarafından el yazısı ile yazılmadığı, bu hususun Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasıyla yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla sabit olduğu, kaldı ki, sözleşmenin yapılması sırasında eşinin yazımı muvafakatinin alınmadığı belirtilerek Sayın Mahkemeden öncelikle icra takibinin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi, takipte davacının borçlu olmadığının tespitine, cebri icra yoluyla tahsil edilen toplam 4.913,71 TL’nin ayrı ayrı ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatif vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, dava dışı borçlu olan … …’ın müvekkili kooperatiften … tarihli 25.000,0 TL. bedelli işletme kredisi kullandığını, borçlu …’un müteselsil kefil sıfatıyla bu krediye kefil
olduğunu, taksit tutarlarının ödenmemesi üzerine … Bankasının yetkisini kullanarak taksit tutarını faiziyle birlikte müvekkili kooperatifin hesaplarına borç kaydettiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme, ek Muvafakatname ve taahhütname başlıklı sözleşme hükümleri gereğince müvekkili kooperatifin kredisi tüm taksitleri için ödenen tutarın tamamından sorumlu olan … ve … …’a karşı yasal takibe geçtiğini, işbu kefaletin kanun ve hukuka uygun gerçekleştirildiğini, kooperatifin kullandırdığı kredi için verilecek kefaletlerde eşin rızasının aranmadığını, davacı tarafın asılsız iddialarla kefil olma sorumluluğundan kurtulma çabasında olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nun 72 maddesi gereği menfi tespit davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmesinde; alacaklının … , borçluların … olduğu, 3.775,58-TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının kooperatif masrafları ve işletme kredisinin 3. Taksidi olduğu anlaşılmıştır.
Dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu raporda; “Sayın Mahkemece de, sözü edilen … tarihli 28.000,00 TL. limitli çerçeve kredi sözleşmesinin devamında düzenlenen Kefalet Sözleşmesinde kefalet yazılarının elinden çıkmadığının tespiti nedeniyle davacı … yönüyle geçersiz olduğunun kabulü halinde ise davacının icra dosyasına yaptığı, … tarihinde 637,50; … tarihinde 637,50;
… tarihinde 637,50;
… tarihinde 637,50;
… tarihinde 637,50;
… tarihinde 862,46
… tarihinde 863,75 TL olmak üzere 7 kalemde toplam 4.913,71 TL. ödemenin talebine uygun olarak ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle iade edilmesinin yerinde olacağı, kanaat ve sonucuna varılmaktadır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B. İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, davalının dayandığı hukuki ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Davalı alacaklı varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiden kendi lehine çıkar sağlamak durumunda olduğundan, bu ilişkinin varlığının borçlu tarafından inkar edilmesi halinde, ilişkinin mevcudiyetini ispat etmek davalı alacaklıya düşer. Fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer .
6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava dışı … Bankası ile davalı Kooperatifin ortağı … arasında
… tarihli 28.000,00-TL limitli çerçeve kredi sözleşmesinin imzalandığı, Kefalet Sözleşmesine davalı kooperatif ve davacı …’un … tarih 28.000,00 -TL kefalet tutarı üzerinden müteselsil kefil oldukları, dava dışı …’ın kooperatif kredisi taksitlerini ödeme planına göre vadelerinde ödemediği ve vadesi gelen taksitlerin banka
tarafınca kredinin müteselsil kefili davalı kooperatif hesabından tahsil edildiği buna karşılık davalı kooperatifin davacı ile dava dışı … aleyhine takibe başladığı ve davacının maaş hesabından haciz işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … karar sayılı ilamı ile kefalet sözleşmesindeki yazıların davacının elinden çıkmadığı gerekçesi ile yargılamanın iadesi talepli davada alınan bilirkişi raporu ile kredi sözleşmesindeki azami miktarın ve adresin davacının eli ürünü olmadığı tespit edilerek kooperatif tarafından açılan itirazın iptali davasının reddine kesin olarak karar verilmiştir.
İncelenen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ile genel kredi sözleşmesindeki kefile ait imzanın ve yazıların davacının eli ürünü olmadıkları alınan bilirkişi raporu ile tespit edilerek kesin karar verildiğinden, davacının kefalet sorumluluğunun bulunmadığına, dolayısıyla Antalya Genel İcra Dairesi’nin … takip dosyası yönünden davacının borcunun bulunmadığına, İcra takibinin devamı sırasında davacının hesabından tahsil edilen miktarların da ödeme tarihlerinden itibaren iadesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; davacının Antalya Genel İcra Dairesi’nin …(Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …) esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadığının TESPİTİ İLE, icra dosyasında ödendiği anlaşılan toplam 4.913,71-TL’den 637,50-TL’sinin ödeme tarihi … tarihinden, 637,50-TL’sinin ödeme tarihi … tarihinden, 637,50-TL’sinin ödeme tarihi … tarihinden, 637,50-TL’sinin ödeme tarihi 05.03.2019 tarihinden, 637,50-TL’sinin ödeme tarihi 05.04.2019 tarihinden, 862,46 –TL’sinin ödeme tarihi … tarihinden, 862,46-TL’sinin ödeme tarihi … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 335,65 TL harçtan peşin alınan 83,92 TL nin mahsubu ile eksik alınan 251,73 TL nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KADINA,
3-Davacının yapmış olduğu ilk dava masrafı, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 1.193,62 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.913,71 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …’ın yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır