Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/675 E. 2023/217 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/91 Esas
KARAR NO : 2023/156
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili Kurumun Kanalizasyon Şebeke Hattı Yapım İşinin ihale edilmesi neticesinde ihaleyi alan davalı şirketin, ihale dokümanı gereğince müvekkil Kuruma hizmet verdiğini, davalı şirket, ihale konusu işi ihale dokümanı gereğince dava dışı işçi gibi işe aldığı işçiler eliyle tamamladıklarını, ancak davalı şirket tarafından işe alınan ve çalıştırılan dava dışı işçi … tarafından müvekkil İdaremize ve taşeron firmaya işçilik alacakları istemi ile Antalya … İş Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile açılan davanın yargılaması neticesinde; dava dışı işçi lehine İşçilik alacakları ile yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olup anılan karar gerekli harçlar müvekkil İdarece yatırılmak suretiyle istinaf edildiğini, Söz konusu mahkeme ilamı dava dışı işçi vekili tarafından Antalya Genel İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile müvekkil İdare aleyhine takibe konulmuş, takipte kesinleşen miktar, icra faiz ve masrafları ile bu dava kapsamında mahkum kalınan yargılama giderleri dahil olmak üzere ücret dava dışı işçiye ödendiğini, dava dışı işçi, diğer davalı şirket nezdinde çalışmış olup mahkemelerce işçinin alacağını garanti altına almak adına bu ücretlerin ödenmesinden müvekkil kurumun da bu şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verildiğini, Yani dava dışı işçilerin alacağının korunması adına işçi alacaklarından Mahkemelerce müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş bulunduklarını, Eğer diğer davalı şirket, dava dışı işçiyi işten çıkarmasaydı veya işçinin alacağını zamanında ödemiş olsa idi, müvekkil İdare bu dava ile karşılaşmayacak ve bu masrafları ödemek veya karşılamak durumunda kalmayacağını, dava konusuna ilişkin yapılan ödemelerin davalı şirketin ödemesi gereken borcun, mahkeme kararlarında ve yüksek mahkeme kararlarında belirtilen müştereken ve müteselsilen ifadesi nedeniyle müvekkili İdarece yapılan bir ödeme olduğunu, fazlaya ilişkin tüm tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; Davalı taşeron şirket tarafından, müvekkili İdareye sunulan ihale kapsamında, karşı taraf şirket tarafından çalıştırılan, dava dışı işçi … ın İdareye ve taşeron firmaya işçilik alacakları istemi ile açtığı davada, Antalya … İş Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararı neticesinde Antalya Genel İcra Dairesinin … Esasında başlatılan icra takibi ile dava dışı işçiye ödenen İşçilik alacakları ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin, alt işveren konumunda bulunan davalı şirketten rücuen tazmini istemi ile 336,30TL Arabuluculuk ücreti 175TL harç, 50TL ve 100 TL avans ve 887,49TL harç ile icra takibi ile işçiye ödenen 17108,05.-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren; toplamda 18.656,84TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı şirketten rücuen tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davanın niteliği gereği, Antalya … İş Mahkemesi’nin … Esas, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları getirtilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi …, …tarihli raporunda sonuç olarak;
“1- Sayın Mahkemece davalı şirketin tam oranda sorumlu bulunduklarının kabulü halinde; İşveren … Ltd. Şti nin sorumluluk miktarının 17.108,05.-TL
2-Davalı şirketin yarı oranında sorumlu bulunduklarının kabulü halinde; İşveren … Ltd. Şti nin sorumluluk miktarının 8.554,03.-TL
3-Kurumun dava dilekçesinde bildirmiş olduğu tüm ödemelerin yarlığının kabulü halinde; İşveren … Ltd. Şti nin sorumluluk miktarının 18.656,84.-TL olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Bilirkişi …, … tarihli ek raporunda sonuç olarak; ” 1- Nihai Değerlendirme ve taktir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davalının sorumluluğunun bulunduğunun kabulü halinde; İşveren … Ltd. Şti nin sorumluluk miktarının 18.656,84.-TL
2-Davalı şirketin yarı oranında sorumlu bulunduklarının kabulü halinde; İşveren … Ltd. Şti nin sorumluluk miktarının 9.328,42.-TL olduğu “sonuç ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık; dava dışı işçi …’ın davacı ve davalı şirkete karşı Antalya … İş Mahkemesi’nin kararı sonrasında Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibinde yapılan ödemelerden davalı şirketin alt işveren olarak sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, varsa alacağa konu miktarın tespitine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da taraflar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcuttur. Dava, asıl işveren davacının, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin talebi sonrasında ödemek zorunda kaldığı alacağın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, işçiye karşı olan bu tazmin yükümlülüğü nedeniyle asıl ve alt işverenler 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6.maddesi gereğince müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Burada Kanun’dan doğan bir teselsül hali söz konusudur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesinde, müteselsil sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişki düzenlenmiş olup, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki bu hükümde, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği belirtilmiştir.
Taraflar arasında imzalanmış olan hizmet alım sözleşmesi ile sözleşmenin eki niteliğindeki şartnamelerde yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları Yapım işleri Genel şartnamesi hükümlerine göre belirleneceği kararlaştırılmış olup, yüklenicinin bunlara uymakla yükümlü olduğunun düzenlendiği görülmektedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ve … tarihli kararında belirtildiği gibi; “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. ” şeklindedir.
Taraflar arasında düzenlenen Personel çalıştırmaya dayalı hizmet alım sözleşmelerinin 2015 yılında düzenlenmiş olup, Yargıtay’ın yerleşik hale gelmiş kararlarının 4857 Sayılı İş Kanunu’nda 6552 Sayılı yasa ile hizmet alım sözleşmesi ile çalıştırılan işçiye tazminat ve alacaklarının idarece ödeneceği yönünden getirilen değişikliğin işçiyi koruma amaçlı olduğu, emredici nitelikte olmadığı bu hükmün aksi yönünde tarafların her zaman sözleşme düzenleyebilecekleri, nitekim taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 19,34, maddesi ile yüklenicinin çalıştırdığı işçinin işçilik haklarından sorumluluğunda işaret edildiği anlaşılmıştır. Sözleşme, Teknik şartnameler ve Genel şartnamede ihale makamının denetim ve kontrol sorumluluğu dışında bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Böylece davalının dava dışı işçiyi çalıştırdığı süre ile sınırlı olmak üzere ödeme yapan idareye karşı sorumlu olduğu, bilirkişi raporu ile davalının dava dışı işçiye çalıştırdığı döneme ilişkin sorumlu olduğu tutarın hesaplandığı, yapılan diğer giderlerinde rücu alacağına tabi olduğu işbu raporun hükme esas alınabilir nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı tacir olup dava konusu alacak ticari işletmesi ile ilgili olduğundan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2.maddesine göre; taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır ve dava konusu alacak için ticari (avans) faizi istenebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının sorumluluğunda olan ödemelerin rücu isteminin yerinde olduğu, ayrıca temerrüt gerekmediğinden ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; toplam 18.656,84-TL’nin; 17.108,05-TL’si yönünden … tarihinden, 336,30-TL’si yönünden 30/06/2021 tarihinden; 175,00-TL’si yönünden … tarihinden; 50,00-TL’si yönünden … tarihinden; 100,00-TL’si yönünden … tarihinden; 887,49-TL’si yönünden … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.274,44-TL harçtan peşin olarak alınan 318,62.-TL harcın mahsubu ile 955,82-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 410,82.-TL ilk dava masrafı 1.361,00.-TL müzekkere, davetiye ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 1.679,62-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı