Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/666 E. 2023/269 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/666
KARAR NO : 2023/269
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2022
KARAR TARİHİ : 03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişki uyarınca müvekkili tarafından davalıya lavoba takım halinde satılıp teslim edildiğini, satılan ve davalıya teslim edilen lavobalarla ilgili olarak … tarihli, Fatura No: … 6.000,6 TL ve … tarihli, Fatura No: …, 40.200,43 TL bedelli olmak üzere toplam 2 adet fatura düzenlendiğini, borçlu tarafından fatura alacağı müvekkiline ödenmemesi üzerine … tarihinde borçlu aleyhine Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlu vekili aracılığıyla, … tarihinde, alacaklıya bir borcu bulunmadığını iddia ederek haksız olarak borca, faize ve ferilere itiraz ettiğini, davalı tarafın, takibe konu faturalarla ilgili olarak, banka aracılığıyla … tarihinde “… faturaya istinaden” açıklaması ile 10.000 TL, … tarihinde “… faturaya istinaden” açıklaması ile 8.000 TL, … tarihinde “… faturaya istinaden” açıklaması ile 6.000 TL olmak üzere toplam 24.000 TL ödeme yapıldığını, ancak, kalan fatura miktarı olan 22.200,49 TL borcunu ödemediği gibi, kötüniyetli olarak borcunu inkar ettiklerini, müvekkili tarafından faturadan kaynaklı bakiye alacağın ödenmesi için Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, davalı tarafından ise Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ürünlerin teslim edilmediği ileri sürülerek ürün bedelinin iadesi istendiğini, davalı tarafın ürünlerin teslim edilmediği iddiası gerçek dışı olduğunu, Faturanın düzenlenmesi ile birlikte ürünler davalı şirkete teslim edildiğini, TTK’nun 21/2 maddesi uyarınca, davalı tarafın, 8 günlük itiraz süresinde faturayı iade etmeyerek faturanın içeriğini ve malın teslimini kabul ettiğini, akabinde davalı tarafından takip konusu faturalara ilişkin olduğu açıklaması ile müvekkile toplam 24.000 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafın, takibe konu faturaları ticari defterlerine de işlediğini, futaralara süresinde itiraz edilmemesi, ticari deftere işlenmesi, faturalara istinaden ödeme yapılması malın teslim edildiğini gösterdiğini, davalı tarafın, kötüniyetli olarak borcu inkar etmekte, borçtan kurtulmaya çalışmakta olduğunu, davalı tarafından 24.000 TL’lik ödemesi sonrası müvekkilin bakiye alacağı 22.200,49 TL kaldığını, ayrıca, borçlu takip öncesi noter ihtarı ile temerrüde düşürüldüğünden 574 TL işlemiş faiz alacağı oluştuğunu, bu nedenle, dava değeri, ödemeden sonra bakiye 22.200,49 TL asıl alacak ve 570 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 22.770,49 TL olarak gösterildiğini, dolayısıyla, borçlu davalının, itirazının 22.200,49 TL asıl alacak ve 570 TL işlemiş faiz alacağı miktarı üzerinden iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına karar verilmesini, ayrıca, alacak miktarı borçlu tarafından belirlenebilir durumda olduğundan likit olduğundan borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru şartı yerine getirildiğini, fatura alacağından kaynaklı uyuşmazlık hakkında tarafların anlaşmaya varamadığını, açıklanan ve mahkemece resen dikkate alınacak nedenlerle; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkili şirkete yapmış olduğu icra takibi ile talep etmiş olduğu alacağın iddiasının aksine haksız talebine dayalı olması ve müvekkil şirketin takibe konu alacağa konu meblağa ilişkin borcunun olmadığını beyan ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkile ürünlerin teslim edilmiş olduğu hususu doğru olmayıp, müvekkil şirketin mağduriyetine sebebiyet veren davacı taraf her ne kadar ürünlerin teslim edildiğini belirtmişse de aksine ürünlerin teslim edilmediğini, Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas: Akdi ilişkinin inkar edildiği hallerde, fatura düzenlenmesi ve tebliğ edilen bu faturaya süresinde itiraz edilmemesi tek başına alacağın varlığını göstermez. Fatura muhteviyatı malın teslim edildiğinin ispatı davacıya aittir…” denildiğini, yine her ne kadar davacı taraf Antalya … Noterliği ile … tarihli ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturadan kaynaklı bakiye alacağın olduğuna dair ihtarname gönderildiğini belirtmişse de müvekkil şirket tarafından gönderilen Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarda açıklandığı üzere faturalara karşı itiraz ve ürün bedelinin iadesini talep ettiğini, anılı ihtarda açıklandığı üzere davalı müvekkil şirket faturaları ve içeriklerini kabul etmediklerini, malın teslim edilmediğini hatta teslim edilmesi için dahi süre verdiğini anılı ihtar ile davacı tarafa bildirdiğini, davacı tarafından sipariş edilen ürünler teslim edilmeksizin davacı taraf kötü niyetli olarak davalı müvekkil aleyhine icra takibi başlattığını, davacı tarafından davalı müvekkil şirkete herhangi bir mal teslim edilmemiş olup davalı müvekkil tarafından ödenen paralarda halen iade edilmediğini, anılı ihtar ile yapılan 24.000TL bedelin ödenmiş olması karşısında ürünlerin halen teslim edilmemiş olduğu açıklandığını, buna ilişkin sözde e-faturanın
mevcut olduğu iddia edilmesi karşısında teslim ve tesellüm edilmiş bir yazılı evrak dosyaya da sunulmadığını, davacı şirketin alacak konusu ürünlerin miktarı ve özellikleri değerlendirildiğinde teslim etme yükümlülüğü ile kendisine yüklenmiş olan hiç bir edimi yerine getirmemiş, haksız kazanç sağlamış ve müvekkilini açıkça mağdur ettiğini, müvekkili şirket tarafından çekilen Antalya …. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ekinde fatura mevcut olup, kabul edilmediği de açıkça beyan edildiğini, açıklanan nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddi ile davacı taraf hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gider ve masrafların karşı tarafta bırakılmasını savunma ve talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Belirtmek gerekir ki; Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; dava konusu icra dosyası, uyap üzerinde dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce deliller toplanmış, tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir.
HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
… tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre;
1- Davacı Şirketin 2022 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikine tabi olan defterlerinin açılış tasdikleri kanuni süresinde ve usulüne uygun olarak yapıldığı, kapanış tasdikinin … tarihine kadar süresi olduğu,
2-Takdiri ve değerlendirilmesi Yüce Mahkemenize ait olmak üzere bu haliyle ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdığı,
3-Davacı tarafın 2022 yılı ticari defter kayıtlarında Davalıya ait carisini … Hesap odundan takip ettiği,
4-Davacının 2022 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davacı ile Davalının açık cari hesap çalıştığı,
5- Yukarıda yer alan muavin kaydında da görüleceği üzere Davacının 2022 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davacının Davalıdan 22.799,48 TL Alacaklı olduğu gözüktüğü,
6- Davacı tarafça Davalı adına düzenlenen … tarihli, Fatura No: … 6.000,60 TL ve … tarihli, Fatura No: …, 40.200,43 TL bedelli Faturaların Davalının ticari Defter kayıtlarında yer almadığı,
7- Ancak; Söz konusu Faturaların Davacının dosya kapsamına kazandırılan Ba formlarında kayıtlı olduğu,
Davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre;
1- Davalı Şirketin 2022 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikine tabi olan defterlerinin açılış tasdikleri kanuni süresinde ve usulüne uygun olarak yapıldığı, kapanış tasdikinin … tarihine kadar süresi olduğu,
2- Takdiri ve değerlendirilmesi Yüce Mahkemenize ait olmak üzere bu haliyle ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdığı,
3- Davalı tarafın 2022 yılı ticari defter kayıtlarında Davacı ait carisini … Hesap kodundan takip ettiği,
4- Davalının 2022 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davalı ile Davacının açık cari hesap çalıştığı,
5- Yukarıda yer alan muavin kaydında da görüleceği üzere Davalının 2022 yılı ticari defter kayıtlarına göre Davalının Davacıdan 24.792,83 TL Alacaklı olduğu gözüktüğü,
6- Davacı tarafça Davalı adına düzenlenen … tarihli, Fatura No: … 6.000,60 TL ve … tarihli, Fatura No: …, 40.200,43 TL bedelli Faturaların Davalının ticari Defter kayıtlarında yer almadığı,
7- Ancak; Söz konusu Faturaların Davalının dosya kapsamına kazandırılan Ba formlarında kayıtlı olduğu,
8- Davalı tarafça Davacı tarafından düzenlenen söz konusu E-Arşiv faturalara ve içeriklerine … tarihinde Antalya … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarı ile (Faturalar düzenlendikten ve kısmi ödemeler yapıldıktan sonra) itiraz edildiği,
Sonuç itibariyle;
Mahkeme Davacı tarafça Davalı adına düzenlenen Davalı adına düzenlenen … tarihli, Fatura No: … 6.000,60 TL ve … tarihli, Fatura No: …, 40.200,43 TL bedelli Faturalarda yer alan ürünlerin Davacı tarafça Davalı tarafa teslim edildiği ve Davalı tarafın Davacı tarafa kısmi ödemelerden sonra kalan bakiye kısım kadar borçlu olduğu kanaatinde ise; Bu durumda Davacının Davalıdan taleple bağlılık ilkesi kapsamında 22.200,49 TL Asıl Alacağı olduğu, Bu asıl alacağı tutara … ihtar tarihinden itibaren … takip tarihine kadar işlemiş faizin ise rapor içeriğinde detaylandırıldığı üzere 574,78 TL olduğu,Davacı tarafça dava dilekçesinde takibin 22.200,419 TL Asıl Alacak ve 570,00 TL İşlemiş Faiz olmak üzere 22.770,49 TL üzerinden devamın talep edildiği, Davacı tarafça Davalı aleyhine … tarihinde Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 46.200,49 TL Asıl Alacak ve 1.953,71 TL İşlemiş Faiz olmak üzere ceman 48.154,20 TL talep edildiği,
Mahkeme; Davacı tarafça Davalı adına düzenlenen Davalı adına düzenlenen … tarihli, Fatura No: … 6.000,60 TL ve … tarihli, Fatura No: …, 40.200,43 TL bedelli Faturalarda yer alan ürünlerin Davacı tarafça Davalı tarafa teslim edilmediği ve Davalı tarafça Davacı tarafa yapılan kısmi ödemelerin iade edilmesi gerektiği kanaatinde ise;
Bu durumda Davalının Davacı tarafa takip ve dava dosyasından kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığı” hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Kural olarak belirtmek gerekir ki; Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz (Yargıtay 19 HD’nin 2009/8074 E 2010/5025 K sayılı içtihadı).
Malın tesliminin satıcı tarafından kanıtlanması gerekir. Faturanın sadece satıcının ticari defterlerinde kayıtlı olması malın teslimi için karine teşkil etmez (19 HD’nin 2014/14716 K sayılı kararı).
Bilirkişi raporunda, faturaların Davalının dosya kapsamına kazandırılan Ba formlarında kayıtlı olduğu belirtilmekle davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlar. Bu yönüyle, ispat külfeti üzerinde olan davacı kabule göre bu teslim hususunu ispat etmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir. (AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu içeriği, davacının üzerine düşen ispat külfetini yerine getirmesi karşısında; Davanın kabulü ile (dava dilekçesi ile hükümdeki kabul edilen rakam arasındaki oransal/kuruş farkı hakkaniyet ve paranın değeri gereği kabule göre fark yaratmayacak olduğundan, tam kabul kararı verilmiştir) davalının Antalya genel icra dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin 22.200,41 TL asıl alacak ve 570,00 TL işlemiş faiz üzerinden aynen devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların mevcut olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, inkar tazminatı talebinin asıl alacak üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin 22.200,41 TL asıl alacak ve 570,00 TL işlemiş faiz üzerinden aynen DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar talebinin kabulü ile asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 tutarındaki 4.440,08 TL icra inkar tazminatı talebinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 148,10 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.407,34 TL’nin (alınması gereken tüm harç miktarı; 1.555.44 TL’dir) davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kaunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 228,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.126,57 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.560,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
11-Kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği m. 58 gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., ,Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına, taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/05/2023

Katip … Hakim …

¸e-imzalıdır , e-imzalıdır