Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/634 E. 2023/107 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/634
KARAR NO : 2023/107
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; … tarihinde davalı … adına kayıtlı ve …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile, …’a ait ve durmakta olan … plakalı araca arkadan çarptığını, çarpışmanın etkisi ile ileri giden bu aracın da, müvekkiline ait … Plakalı aracına arkadan çarpması sonucu, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı …’nın olayda asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracının aynı gün … A.Ş ünvanlı yetkili servise götürülerek, … poliçe numaralı kaskosu üzerinden, … Sigorta nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını, müvekkilinin aracındaki hasarlar için tamir süreci başlamış ve hasara ilişkin fotoğraflama ve tespit işlemlerine devam edildiğini, aracın bagaj kısmından hasar aldığı için parça değişimi, onarımı ve boya işlemi gördüğünü, müvekkilinin aracının, … tescil tarihli, … markalı, kaza anında 4321 km de olan, hasar kayıtsız bir araç olduğundan, kaza nedeniyle rayiç bedeline göre değerinin düştüğünü, yaklaşık bir aya yakın bir süre, ekper incelemesi, parça tedariki, tamir nedenleri ile serviste kalan araç nedeniyle araç mahrumiyeti yaşandığını, bu sebeplerle … A.Ş.’ye başvuruda bulunulduğunu, … numaralı hasar dosyası açıldığını ve … tarihinde değer kaybına ilişkin olarak 5.062,00 TL ödendiğini, bu ödemenin ortaya çıkan zarar karşısında yetersiz olup, tüm zararı karşılamadığından, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı için kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte şimdilik 500,00 TL nin ve servis süresince mahrum kalınan araç nedeniyle oluşan 500,00 TL araç kaybı tazminatının araç maliki ile sürücüsünden müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı sigorta vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreler dikkate alınarak süresinde açılıp açılmadığının tespitini, süresinde açılmadığının tespiti halinde zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yönünden itirazlarının kabulünü ve zamanaşım/hak düşürücü sürelerin geçmiş olması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ZMMS genel şartlarında belirtilen ve ibrazı zorunlu olan belgelerle yapılmış bir başvuru bulunmadığından, dava şartı yokluğundan iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle, kanuna aykırı şekilde yapılan hesaplamaları kabul etmediklerini, aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre hakkaniyete uygun sonuca gidilmesi için kaza tarihindeki rayiç bedelinin belirlenmesi gerektiğini, mahrumiyet bedelinin poliçe ile teminat altına alınmadığını, kusur oranlarının tespiti için ilgili Adli Tıp Kurumuna gönderilemesini, uzman bilirkişilerce davaya konu tazminat taleplerinin hesaplanması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, değer kaybı tazminatı ve kazanç kaybı talebinden ibarettir.
Kaza tarihi, dava tarihi dikkate alınarak, davada zaman aşımı süresinin geçmediği açıktır. Hak düşürücü süre de söz konusu değildir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/71 esas, 2019/798 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 16. Maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda genel yetkili mahkemeler yanında haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalin bulunduğu yer ile zarar görenin yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir. Motorlu aracın neden olduğu kazalardan doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, davalının yerleşim yeri (HUMK 9, KTK 110/2), haksız fiilin vuku bulduğu yer (HUMK 21, KTK 110/2), sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer (KTK 110/2) mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Dosyada kaza yeri Antalya’dır ve dosyadaki belgelerden (vekaletname) davacının yerleşim yerinin de Antalya olduğu anlaşılmakla, mahkememiz dosyada yetkilidir ve davalı sigorta şirketinin yetki itirazı yerinde değildir.
HMK m. 107 gereği; Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Söylemek gerekir ki, araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. Kazanç kaybına ilişkin talep de kabule göre, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. Davanın açıldığı tarihte bu alacağın miktarı yahut değeri davacı tarafından tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği hali kabule göre, dosyadaki veriler ışığında mevcuttur. Davacı, dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açtığını açıkça beyan etmiştir. Davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin itirazları da yerinde bulunmamıştır.
Mahkememizce noterler birliği, Tramer ve davalı sigorta şirket ile yazışmalar yapılmış ve gelen cevaplar dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce dosya kusur ve hesap bilirkişisine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
,,, tarihli raporda özetle; … Plakalı araç sürücüsü …; 2918 Sayılı KTK. da Belirtilen; 47/ 1-d, 56/ 1-c, 84/ 4 , Maddeleri ile Yönetmelik 95. 101 ve 107. Maddesini ihlal ettiği; … Plakalı araç sürücüsü … ve … Plakalı araç sürücüsü … için ayrı ayrı kusurlarının/ kural ihlallerinin olmadığı; İnceleme konusu aracın … tarihinden önce piyasa değerinin … TL olduğu … tarihindeki kaza olayından sonra piyasa koşulları ve şahsi kanaat eklendiğinde piyasa değerinin … TL olacağı, sonuç olarak inceleme konusu araç üzerinde 30.000,00 TL değer kaybı oluşacağı; Yapılan dosya incelemesinde sigorta kuruluşunun hak sahibine değer kaybı ile ilgili 5.062,00 TL tazminat ödemesi yaptığı, bakiye değer kaybı alacak tutarın 24.938,00 TL olacağı; Bahse konu kaza sonucu … plakalı aracın makul onarım süresinin 15 gün olacağı, Yapılan araştırma neticesinde, kaza tarihinde muadil bir aracın ortalama günlük kiralama bedelinin 500,00 TL olduğu, 15 gün (onarım süresi) x 500,00 TL( günlük kiralama bedeli) = 7.500,00 TL(mahrumiyet bedeli) olduğu, buna göre dava konusu araç için mahrumiyet bedelinin 7.500,00 TL olduğu hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, taleplerini artırmıştır ve talep artırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. İtirazlar soyuttur ve yeni/ek rapor alınmasını gerektirir itirazlar değildir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu dikkate alınarak düşünülerek, davacının davasını ispatladığı kanaatiyle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dosyaya baktığımızda; davanın trafik kazasına dayandığı anlaşılmaktadır ve genel kural olarak Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup, tazminat borcu haksız fiil tarihinde muaccel olur. Başka bir ifade ile haksız fiillerde borcun muaccel hale gelmesi ihtarı gerektirmez. Haksız eylemden kaynaklanan tazminat  davalarında, olay tarihinden faiz yürütülmelidir(fur semper in moro). 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Dosya arasında bulunan davalı tarafından dosyaya gönderilen yazı içeriğinde, başvurunun … tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. 8 iş günü sonrası ise … tarihine denk gelmektedir. Mahkememizce hükümde, davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden … tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
Davacının değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 24.938,00 TL değer kaybı tazminatının, davalılar … ve …’den kaza tarihi olan … tarihinden, davalı … … ŞİRKETİ yönünden … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … … ŞİRKETİ’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
Davacının araç mahrumiyet zarar bedeli talebinin KABULÜ İLE; 7.500,00 TL araç mahrumiyet zarar bedelinin, davalılar … ve …’den kaza tarihi olan … tarihinden, davalı … … ŞİRKETİ yönünden … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … … ŞİRKETİ’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
2-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 80,70 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 537,00 TL tamamlama harcı toplamı olan 617,70 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.598,13 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 698,40 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.109,50 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır