Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/616 E. 2023/308 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/616
KARAR NO : 2023/308
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/08/2022
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … AŞ ile dava dışı … arasında kredi sözleşmesi imzalandığı ve davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle Antalya …İcra Müdürlüğünün esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığı, söz konusu alacağın banka tarafından müvekkili şirkete temlik edildiği, davalıların borca itirazıyla takibin durdurulmasına karar verildiği, arabuluculuk başvurularının anlaşamama ile sonuçlandığı, davalıların müvekkil şirkete takipte belirtilen rakam ve ferileri üzerinden borçlu olduğu, bankanın defter belge ve kayıtlarının incelenmesiyle müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğunun açıkça ortaya çıkacağı, temlik eden bankaca uygulanan akdi faiz, temerrüt faizi ve tüm ferilerin sözleşme ve yasaya uygun olduğu belirtilerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin icra dosyası asıl borçlusu … ile alacaklı … ile … tarihinde imzalanan 8.000,00 TL. bedelli … … numaralı kredi sözleşmesine kefil oldukları, asıl borçlunun 8.000,00 TL. bedelli … … numaralı kediye düzenli ödeme yaparak krediyi kapattığı, kredi borcunun ödenmesiyle kefaletlerinin sona erdiği, yaklaşık beş yıl sonra alacaklı bankanın müvekkillerine ihtarname göndererek asıl borçlunun başka tarihlerde ve başka miktardaki kredilerden sorumlu olduğun beyan ettiği, imzaladıkları kredi sözleşmesinin tarih ve numarasının belli olduğu, asıl borçluya verilen yeni kredilerden sorumlu tutulamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/251 karar) İlgili icra dosyası uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
… tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Dava dışı asıl kredi lehtarı … ve kefil sıfatıyla muhatap kılınan davalılar … ve …’e temlik eden … tarafınca … tarihli düzenlenen ihtar mektubunda, kullandırılan taksitli krediden doğan … tarihi itibariyle toplam 37.755,13 TL’nin bir gün içerisinde ödenmemesi halinde yasal yollara başvurularak tahsili yoluna gidileceğinin bildirildiği; İhtarnameyi takiben temlik eden bankaca davalılar aleyhine Antalya …İcra Dairesinin … tarih … esas sayılı ilamsız takip dosyasıyla, 28.642,75 TL. asıl alacak, 11.163,56 TL. işlemiş faizi, 617,36 TL. gider vergisi, … TL. ihtar gideri olmak üzere toplam 40.439,68 TL. tahsili ve takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarına %53,82 faiz ve faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesi talebiyle takibe geçildiği, davalıların itirazıyla İcra Müdürlüğünce takibin durdurulması huzurdaki davanın konusunu oluşturduğu; temlik eden banka …/Antalya şubesi ile dava dışı asıl kredi lehtarı … arasında bağıtlanan … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve … seri numaralı sözleşme eki ayrılmaz parçası olduğu açıkça yazılı … tarihli 90.000,00 TL. limitli Cari hesap sözleşmesi, söz konusu cari hesap sözleşmesi metninde kredi limiti içinde kalmak şartıyla geri ödenen tutarların tekrar kullanımının talep edilebileceği, tarafların mutabakatıyla ve kredi limiti içinde kalmak kaydıyla kredinin cari hesap veya ödeme planı oluşturmak suretiyle vadeli kredi şeklinde kullandırılabileceğinin kararlaştırılacağı, ayrıca, … tarih ve … … numaralı kredi sözleşmesine bağlı olduğu açıkça belirtilen … tarihli davalılar … ve … adlarına ayrı ayrı düzenlenen kefalet sözleşmelerinde davalı …’ın 26.000,00 TL. ve …’in 20.000,00 TL. üzerinden müteselsil kefil oldukları kefalet sözleşmelerinin, müzekkere üzerine temlik eden Banka Genel Müdürlüğünün … tarihli yazısı ekinde dosyaya tevdi edilen sözleşmelerin incelenmesinden anlaşıldığı; bu cümleden olarak, … tarihli kefaletnamelerin bağlı olduğu … tarih ve … … seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve sözleşme limitini belirleyen cari hesap sözleşmesinin ibraz edilmeksizin temlik eden banka tarafınca, dava dışı … arasında cari akdi ilişkinin yürütüldüğü … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve 90.000,00 TL limitli cari hesap sözleşmesinin ve ayrıca, dava dışı …’in temlik eden bankanın …/Antalya şubesi nezdindeki vadesiz mevduat hesabının banka nezdindeki … tarih aralığındaki hesap hareketleri (son işlem … tarihlidir) ve … tarihinde … ek numaralı olarak 27.300,00 TL. taksitli yatırım kredi hesabı ekstresinin dosyaya tevdi edildiğinin görüldüğü; Dava dışı asıl kredi lehtarı …’in hesap hareketleri incelendiğinde, temlik eden banka ile akdi ilişkisinin tarımsal işletmesinin finansmanı amaçlı taksitli krediler ve üretici kart işletme ve yatırım kredileri kullanımı üzerinden kurulduğu anlaşılmakta olup, … tarihli … seri numaralı çerçeve kredi sözleşmesini takiben … tarihinde … ek numaralı 20.000,00 TL. nakdi kredi kullandırımı yapıldığı, davaya konu icra takibinin ise … tarihinde kullandırılan … ek numaralı 27.300,00 TL. tutarındaki taksitli yatırım kredisi olduğu ve krediye geri ödeme yapılmaması nedeniyle kredi anapara tutarı 27.300,00 TL’nin … tarihinde Takip hesabına aktarılarak … tarihli ödeme emrinde 28.642,75 TL. asıl alacak talep edildiği, müzekkere cevabında krediye ilişkin kredi geri ödeme tablosunun dosyaya gönderilmemesi nedeniyle, krediye uygulanan akdi faiz oranının belirlenememiş olup bu haliyle, akdi faiz oranının bilinmemesi nedeniyle talep edilen asıl alacak tutarı tevsik edilememektedir. Ancak, dosyaya tevdi edilen sözleşme ve hesap hareketlerinin temlik eden banka ile dava dışı asıl kredi lehtarı arasında … tarihi takiben açılan ve kullandırılan kredi işlemlerinin … tarihli … seri numaralı çerçeve kredi sözleşmesine dayalı olduğunu açıkça gösterdiği, davalılarının kefaletlerinin bulunduğu … tarih ve … … numaralı sözleşmeye dayalı olarak açılan ve kullandırılan kredilerden devam eden banka alacağının bulunmadığının anlaşıldığı; Davalıların müteselsil kefil olduğu … tarihli kefalet sözleşmesinin doğrudan ve açık bir ifadeyle … tarih ve … … tarihli çerçeve kredi sözleşmesine bağlı olduğu, kefalet sözleşmelerinin 2.maddesinde, “müşteri …’in … … numaralı … tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi alanın kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayri nakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının davalı … yönüyle 26.000,00 TL. ve … tarafınca 20.000,00 TL. kısmına müştereken ve müteselsilen kefil olunması bu sözleşmenin konusunu oluşturmaktadır” hükmü yazılı olup, davalıların kefaletlerinin … tarihli sözleşmeye dayalı olduğu, bu durumda, dava ve icra takibine konu, dava dışı asıl kredi borçlusuna … ek numaralı 27.300,00 TL. üzerinden açılan ve kullandırılan taksitli yatırım kredisinin … tarihli 90.000,00 TL. limitli çerçeve sözleşme ve sözleşme eki cari hesap sözleşmesine dayalı olduğu, davalıların anılan kredi sözleşmesine kefaletlerinin bulunmaması nedeniyle davaya konu icra takibinde talep edilen banka alacağından kefaleten sorumlu tutulmalarının mümkün bulunmadığı belirtilerek;
Yargıtay ilamları gereği sonuç olarak;
Temlik eden banka …/Antalya şubesi ile dava dışı asıl kredi lehtarı … arasında bağıtlanan … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve … seri numaralı sözleşme eki ayrılmaz parçası olduğu açıkça yazılı
… tarihli 90.000,00 TL. limitli Cari hesap sözleşmesi, Ayrıca, … tarih ve … … numaralı kredi sözleşmesine bağlı olduğu açıkça belirtilen … tarihli davalılar … ve … adlarına ayrı ayrı düzenlenen kefalet sözleşmelerinde davalı …’ın 26.000,00 TL. ve …’in 20.000,00 TL. üzerinden müteselsil kefil oldukları kefalet sözleşmelerinin, müzekkere üzerine temlik eden banka tarafınca dosyaya tevdi edildiği, Dava dışı asıl kredi lehtarı …’in hesap hareketleri incelendiğinde, temlik eden banka ile akdi ilişkisinin tarımsal işletmesinin finansmanı amaçlı taksitli krediler ve üretici kart işletme ve yatırım kredileri kullanımı üzerinden kurulduğu anlaşılmakta olup, … tarihli … seri numaralı çerçeve kredi sözleşmesini takiben … tarihinde … ek numaralı 20.000,00 TL. nakdi kredi kullandırımı yapıldığı, davaya konu icra takibinin ise … tarihinde kullandırılan … ek numaralı 27.300,00 TL. tutarındaki taksitli yatırım kredisi olduğu ve krediye geri ödeme yapılmaması nedeniyle kredi anapara tutarı 27.300,00 TL’nin … tarihinde Takip hesabına aktarılarak … tarihli ödeme emrinde 28.642,75 TL. asıl alacak talep edildiği, müzekkere cevabında krediye ilişkin kredi geri ödeme tablosunun dosyaya gönderilmemesi nedeniyle krediye uygulanan akdi faiz oranının belirlenemediği ve bu haliyle akdi faiz oranının bilinmemesi nedeniyle talep edilen asıl alacak tutarının tevsik edilemediği ancak, dosyaya tevdi edilen sözleşme ve hesap hareketlerinin temlik eden banka ile dava dışı asıl kredi lehtarı arasında … tarihi ve takiben açılan ve kullandırılan kredi işlemlerinin … tarihli … seri numaralı çerçeve kredi sözleşmesine dayalı olduğunu açıkça gösterdiği, Davalıların müteselsil kefil olduğu … tarihli kefalet sözleşmesinin doğrudan ve açık bir ifadeyle … tarih ve … … tarihli çerçeve kredi sözleşmesine bağlı olduğu, kefalet sözleşmelerinin 2.maddesinde, “müşteri …’in … … numaralı … tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi
alanın kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayri nakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının davalı … yönüyle 26.000,00 TL. ve … tarafınca 20.000,00 TL. kısmına müştereken ve müteselsilen kefil olunması bu sözleşmenin konusunu oluşturmaktadır” hükmü yazılı olup, davalıların kefaletlerinin … tarihli sözleşmeye dayalı olduğunun açıkça tespit edilebilir nitelikte olduğu,
Bu durumda, dava ve icra takibine konu, dava dışı asıl kredi borçlusuna … ek numaralı 27.300,00 TL. üzerinden açılan ve kullandırılan taksitli yatırım kredisinin … tarihli 90.000,00 TL. limitli çerçeve sözleşme ve sözleşme eki cari hesap sözleşmesine dayalı olduğu, davalıların anılan kredi sözleşmesine kefaletlerinin bulunmaması nedeniyle davaya konu icra takibinde talep edilen banka alacağından kefaleten sorumlu tutulmalarının yerleşik içtihatlar da dikkate alınarak mümkün bulunmadığı, hal böyle iken temlik eden banka tarafından davalıların … tarihli ödeme emrinde mevcut kefalet limitleri dahi açıklanmaksızın toplam 40.439,68 TL. takip çıkışı olan tüm borçtan sorumlu tutuldukları, banka ve dava dışı asıl borçlu taraflar arasındaki kredileme sürecinde yeni bir sözleşme bağıtlanmasıyla, davalıların imzalarının bulunduğu kefalet sözleşmelerinin fiilen geçerliliğinin kalmadığı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, itirazların yeniden rapor/ek rapor alınmasını gerektirir olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu doğrultusunda; Temlik eden banka …/Antalya şubesi ile dava dışı asıl kredi lehtarı … arasında bağıtlanan … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve … seri numaralı sözleşme eki ayrılmaz parçası olduğu açıkça yazılı … tarihli 90.000,00 TL. limitli Cari hesap sözleşmesi, Ayrıca, … tarih ve … … numaralı kredi sözleşmesine bağlı olduğu açıkça belirtilen … tarihli davalılar … ve … adlarına ayrı ayrı düzenlenen kefalet sözleşmelerinde davalı …’ın 26.000,00 TL. ve …’in 20.000,00 TL. üzerinden müteselsil kefil oldukları kefalet sözleşmelerinin, müzekkere üzerine temlik eden banka tarafınca dosyaya tevdi edildiği; Dava dışı asıl kredi lehtarı …’in hesap hareketleri incelendiğinde, temlik eden banka ile akdi ilişkisinin tarımsal işletmesinin finansmanı amaçlı taksitli krediler ve üretici kart işletme ve yatırım kredileri kullanımı üzerinden kurulduğu anlaşılmakta olup, … tarihli … seri numaralı çerçeve kredi sözleşmesini takiben … tarihinde … ek numaralı 20.000,00 TL. nakdi kredi kullandırımı yapıldığı, davaya konu icra takibinin ise … tarihinde kullandırılan … ek numaralı 27.300,00 TL. tutarındaki taksitli yatırım kredisi olduğu ve krediye geri ödeme yapılmaması nedeniyle kredi anapara tutarı 27.300,00 TL’nin … tarihinde Takip hesabına aktarılarak … tarihli ödeme emrinde 28.642,75 TL. asıl alacak talep edildiği, müzekkere cevabında krediye ilişkin kredi geri ödeme tablosunun dosyaya gönderilmemesi nedeniyle krediye uygulanan akdi faiz oranının belirlenemediği ve bu haliyle akdi faiz oranının bilinmemesi nedeniyle talep edilen asıl alacak tutarının tevsik edilemediği ancak, dosyaya tevdi edilen sözleşme ve hesap hareketlerinin temlik eden banka ile dava dışı asıl kredi lehtarı arasında … tarihi ve takiben açılan ve kullandırılan kredi işlemlerinin … tarihli … seri numaralı çerçeve kredi sözleşmesine dayalı olduğunu açıkça gösterdiği, Davalıların müteselsil kefil olduğu … tarihli kefalet sözleşmesinin doğrudan ve açık bir ifadeyle … tarih ve … … tarihli çerçeve kredi sözleşmesine bağlı olduğu, kefalet sözleşmelerinin 2.maddesinde, “müşteri …’in … … numaralı … tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi alanın kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayri nakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının davalı … yönüyle 26.000,00 TL. ve … tarafınca 20.000,00 TL. kısmına müştereken ve müteselsilen kefil olunması bu sözleşmenin konusunu oluşturmaktadır” hükmü yazılı olup, davalıların kefaletlerinin … tarihli sözleşmeye dayalı olduğunun açıkça tespit edilebilir nitelikte olduğu,
Bu durumda, dava ve icra takibine konu, dava dışı asıl kredi borçlusuna … ek numaralı 27.300,00 TL. üzerinden açılan ve kullandırılan taksitli yatırım kredisinin … tarihli 90.000,00 TL. limitli çerçeve sözleşme ve sözleşme eki cari hesap sözleşmesine dayalı olduğu, davalıların anılan kredi sözleşmesine kefaletlerinin bulunmaması nedeniyle davaya konu icra takibinde talep edilen banka alacağından kefaleten sorumlu tutulmalarının yerleşik içtihatlar da dikkate alınarak mümkün bulunmadığı, hal böyle iken temlik eden banka tarafından davalıların … tarihli ödeme emrinde mevcut kefalet limitleri dahi açıklanmaksızın toplam 40.439,68 TL. takip çıkışı olan tüm borçtan sorumlu tutuldukları, banka ve dava dışı asıl borçlu taraflar arasındaki kredileme sürecinde yeni bir sözleşme bağıtlanmasıyla, davalıların imzalarının bulunduğu kefalet sözleşmelerinin fiilen geçerliliğinin kalmadığı hususları anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL başvurma harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli 179,90 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu arabuluculuk ücreti 800,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ile davalı vekili Sn. Av. … yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır