Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/606 E. 2023/194 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/606
KARAR NO : 2023/194
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2022
KARAR TARİHİ : 29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin uzun yıllardır Antalya ‘da Yapı Malzemeleri satmakta olduğunu, davalı şirketin ekte sunulan faturalardan da anlaşıldığı üzere yapı malzemeleri satın aldığını, müvekkil şirket ile davalı arasında ıslak imzalı bir şekilde mutabakat mektubu imzalandığını, iş bu mutabakat ile davalı şirket ‘ … tarihi itibari ile mektubunuzda belirtilen … TL borç bakiyede mutabık olduğumuzu bildiririz. ‘ diyerek borcun varlığı ve miktarını kabul ettiğini, borcun ödenmemesi üzerine Antalya … ATM’nin … sayılı … tarihli kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığını, hemen ardından tarafımızca Antalya Genel İcra Dairesinin … numaralı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı şirket ile Antalya Adliyesi Arabuluculuk Bürosu … dosya numarası ile yaptığımız arabuluculuk görüşmeleri … tarihinde olumsuz sonuçlandığını, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptalini, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yasal faiziyle birlikte ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; icra dosyası içeriği uyap sisteminden dosyaya eklenmiştir.
HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi yönünde ara karar kurulmuştur ve dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Davacı taraf ticari defterlerini sunmuş ancak davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır, bulunduğu yeri de bildirmemiştir.
… tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında yazılı olmayan uyugulamada sıkça ratlanan açık hesap şeklinde ‘E- ARŞİV FATURA”larla ‘yapı malzemeleri’ alımı / satımı hususunda 2020 ve 2021 yıllarında ticari ilişki kurulduğu, davacının sunduğu, Ticari Defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin kanuni sürelerinde yapıldığı, defterlerin birbirini doğruladığı, davalının ise inceleme gününde ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davalı şirketten bakiye … TL alacağının kayıtlı yer aldığı, takipte talep edilen asıl alacak ile defter kayıtlarının uyumsuz olduğu, davalının bağlı vergi dairesine 2021 yılında 1 adet eksik belge beyan ettiği tespit edilmiş ise de davalının defterlerini incelemeye sunmadığından eksikliğin tespitinin sebebi yapılamadığı, bu nedenle davacının 2020 yılından kalan cari hesap alacağı ve 2021 yılından 15 adet belge karşılığı bakiye toplamından tahsilat kayıtları düşüldükten sonra takipte … TL asıl alacak talep edebileceği, ve ürünlerin davalıya irsaliyelerle ve e-arşiv faturalarla teslim edildiği kanaatine varıldığı, davalının bağlı vergi dairesine 1 adet eksik belge bildirimine ilişkin itirazı olması halinde ticari defterlerini sunması halinde ek inceleme yapılabilineceği, davacının davalı tarafı usulüne uygun ihtarname ile temerrüte düşürmediği, davalının takibe … tarihinden itibaren yaptığı itiraz ile temerrüte düştüğü değerlendirildiğinde davacının taleple bağlılık ilkesi gereğince takipte talep ettiği %9 temerrüt faiz oranı üzerinden davalının temerrüte düşürüldüğü tarihten ödeme tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanabilineceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir ve davacı vekili rapora karşı itirazlarını, beyanlarını sunmuştur. Davalı tarafın her hangi bir itirazı veya beyanı mevcut değildir.
Davacının, itiraz dilekçesinde, davalının ticari defterlerinin mutlaka incelenmesi gerektiği yönündeki talebi yerinde değildir. Aksi düşünce, tasarruf ilkesine, taleple bağlılık ilkesine, taraflarca getirilme ilkesine aykırılık teşkil eder. Ticari defterlerin incelenmesi, mahkemenin re’sen karar verebileceği bir husus olmakla ve bu yönüyle tasarruf ilkesinin, taraflarca getirilme ilkesinin bir istisnası olsa da ticari defterlerin incelenmesi ara kararından sonra ticari defterlerin sunulması yönünde zorlama anlamını taşıyan ve hukuka aykırı olacak bir davranış içerisine mahkemeler giremez. Ticari defterlerin incelenmesi ara kararında sonra defterlerin sunulmamasının usuli sonuçları kendini gösterecektir. Bu nedenle davacının bu yöne ilişkin itirazları yerinde değildir.
Dava dilekçesi ekinde mutabakat mektubu mevcuttur. Bilirkişi raporunda … isimli kişinin şirket çalışanı olup olmadığı belli olmadığından bahsedilmiş ise de davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunduğu belgede ve itiraz dilekçesi içeriğinde de belirtildiği üzere, …’in davalı şirket yetkilisi olduğu anlaşılmıştır. Davalı ticari defterlerini sunmamakla, kanunda belirtilen “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şartı gerçekleşmiş olacağından davacı ticari defterlerinin davacı lehine delil olabileceği anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerine göre davalı şirketten bakiye … TL alacağının kayıtlı yer aldığı, takipte talep edilen asıl alacak ile defter kayıtlarının uyumsuz olduğu belirtilmiş ise de ticari defterler iddianın ispatı için başvurulabilecek delillerden biridir ve ancak tek delil değildir. Dosyada da, davacı taraf … TL asıl alacak ve fer-ileri için takip yapmış ve buna yapılan itirazın iptali için asıl alacak yönünden iş bu davayı açmıştır. Mutabakat belgesinde adı geçen …’in davalı şirket yetkilisi olduğu anlaşılmıştır. Mahkememiz kabulüne göre, hem davacı ticari defterleri hem de mutabakat mektubu dikkate alınarak, davacının davasında haklı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, bilirkişi raporu, mutabakat formu dikkate alınarak, davanın kabulü ile, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin … TL asıl alacak üzerinden aynen devamına karar vermek gerekmiştir.
Aşamalarda, dava dilekçesinde dava değerinin … TL olarak gösterildiği, ancak harca esas değer olarak 1.000,00 TL gösterildiği anlaşılmakla, emsal yargı kararları da düşünülerek, bu eksiklik giderilmiş, harç tamamlattırılmıştır. Davacı, … TL üzerinden harcı tamamlamıştır.
HMK’nun 26.maddesi gereğince Hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu nedenle asıl alacak göz önüne tutularak, hüküm kurmak gerekmiştir.
“Dava dilekçesi harçlandırma formunda dava değeri gösterilmiş ve bu miktarın harcı yatırılmıştır. Harçlandırılan değer takip talebindeki asıl alacağa karşılık gelmektedir. Bu durumda takip talebindeki işlemiş faiz alacağı yönünden usulen açılmış bir davanın varlığından sözedilemez. HMK’nın 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup fazlasına karar veremez. Mahkemece kurulan hüküm takip öncesi işlemiş faizi de kapsadığından HMK’nın 26. maddesine aykırıdır.”
(Yargıtay 15. HD., 2014/3480 E., 2015/2000 K.)
“HMK’nın 26. maddesi gereğince taleple bağlılık ilkesi gereği mahkemece davanın kabulü ile icra takip dosyasındaki asıl alacağa yönelik itirazın iptaline karar vermek gerekirken, talep konusu olmadığı halde işlemiş faiz alacağını da kapsar şekilde icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmayıp, resen gözetilen davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir.”
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı, b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı, c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı, d)Talep olmalı, e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların var olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin … TL asıl alacak üzerinden aynen DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 21.563,07 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 1.841,22 TL tamamlama harcı toplamı 1.921,92 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, davada alınması gerekli toplam harç 7.364,86 TL olduğundan, mahsup edilen harç sonrası kalan alınması gerekli bakiye harç miktarı 5.442,94 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 1.993,62 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.434,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 17.172,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.560,00 ₺ (TL) nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’un yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır