Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/600 E. 2022/803 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/600
KARAR NO : 2022/803

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2022
KARAR TARİHİ: 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava dışı dava dışı …A.Ş.’de inşaat mühendisi-şantiye sorumlusu olarak çalıştığını, …İnşaat Şirketi ile … arasında araç kiralama işlemleri yapılmakta olup, son olarak 04.03.2022 tarihinde araç kiralaması yapıldığını, şirket yetkilisi hazır bulunamadığından ve aracı şirket işlemleri için kullanacak olan kendisi olduğu için, sözleşmede davacının adı ve imzasının bulunduğunu, araç kira sözleşmesinin bir karbon kopyasının da müvekkile verildiğini, …İnşaat tarafından …’dan … model … plakalı aracın, 04.03.2022 – 03.04.2022 tarihleri arasında kiraladığını, Araç Kiralama sözleşmesinde kiralayan, dava dışı şirket çalışanı olan davacı …olarak görünmekle birlikte, şirket adına işlem yapıldığını, araç kiralama bedelinin ödendiğini, faturanın da dava dışı şirket adına kesildiğini, araç kiralama sözleşmesi yapılırken sözleşme ile birlikte davacıdan, aracın bir kazaya karışması veya geri getirilmemesi ihtimalinde kullanılmak üzere ayrıca boş bir senet de alındığını, kira süresi sonunda, davacı tarafından aracın teslim edildiğini, kiraya veren tarafından aracın kontrol edildiğini ve herhangi bir sorun olmadığından sözleşme ile birlikte ayrıca alınan boş senedin iade edildiğini, aradan 4 ay geçtikten sonra, davacıya karşı, …sahibi davalı … tarafından, 200.000-TL bedelli, …düzenleme, …vade tarihli senede dayalı olarak Antalya Genel İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyası ile asıl alacak 5.000- TL işlemiş faiz 69,04-TL olmak üzere (fazlaya dair haklar saklı tutularak) toplam 5.059,04-TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, müvekkilin böyle bir borcu bulunmadığını, takibe konu olan senetin, hukuka aykırı olarak ve suç teşkil edecek şekilde, yukarıda açıklanan 04.03.2022 tarihli araç kiralama sözleşmesinin bir kısmı yırtılmak ve sonradan doldurulmak suretiyle düzenlendiğini, araç kiralama sözleşmesinin, davalının sahibi olduğu …’da bulunan suretinin mahkemece dosyaya getirtilmesini talep ettiklerini, sözleşme getirtildiğinde, son kısmının yırtıldığı ve bu şekilde takip başlatıldığının görüleceğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, tarafların arasındaki borçlanma işleminin kökünün, müvekkilin işletmesi olan … araç kiralama firmasından davacı/borçlunun araç kiralamak için vermiş olduğu bonodan kaynaklandığını, aracın davacı/borçlu … tarafından kiralandığını, dava dilekçesinde bahsedildiği gibi müvekkil ile bir şirket arasında kira sözleşmesi yapılmadığını, bonoya davacı/borçlunun kendi adına imza attığını, bir şirket yetkilisi olarak imza atılmadığını, borçlu/davacının isteği üzerine, müvekkilinin, almış olduğu kira parası için davacının çalıştığı şirkete fatura kestiğini, bu durumun müvekkille şirket arasında bir sözleşmenin doğduğu anlamına gelmediğini, zaten davacının da bu şirket adına işlem yapıp, kambiyo borcu altına girmeye yetkisi veya vekaletnamesinin olmadığını, müvekkilinin yaygın olarak uygulanan ve herhangi bir hasar, kaza, trafik cezası v.b. durumlarında kendini garanti altına almak için, aracı kiralayandan bono aldığını, bononun davacı tarafından imza edildiğini, zaten imzasını da ikrar ettiğini, davacıdan araçtaki hasar nedeniyle masraf talep edildiğini, ödeme yapılmadığını, davacının kötüniyetli davranışından sonra müvekkilinin, araç bedeli olan tutarın yazılı olduğu bonoyu icra takibine koştuğunu, araç bedelinin senede yazılmış olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davacının , borcu olan parayı ödememek için bu davayı kötü niyetle açtığını, ispat külfetinin davacıda olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespit talebinden ibarettir.
Mahkemelerin görevi dava şartıdır. Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere ise dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan// YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N, 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Görev kuralları kamu düzenindendir ve re’sen dikkate alınır, dava şartıdır. Bu nedenle mahkememizin görevli olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir.
Dosyaya bakıldığında; davacı, dava dışı dava dışı … A.Ş.’de inşaat mühendisi-şantiye sorumlusu olarak çalıştığını, …Şirketi ile …arasında araç kiralama işlemleri yapılmakta olup, son olarak 04.03.2022 tarihinde araç kiralaması yapıldığını, şirket yetkilisi hazır bulunamadığından ve aracı şirket işlemleri için kullanacak olan kendisi olduğu için, sözleşmede davacının adı ve imzasının bulunduğunu, kiralama sözleşmesinde kiracının davacı olduğunu ancak şirket adına kiralama yaptığını, kira sözleşmesi yapılırken kiralanan araçta oluşabilecek hasar ve aracın geri getirilmemesi ihtimaline binaen senet alındığını beyan etmiş, davalı da tarafların arasındaki borçlanma işleminin kökünün, müvekkilin işletmesi olan …araç kiralama firmasından davacı/borçlunun araç kiralamak için vermiş olduğu bonodan kaynaklandığını, aracın davacı/borçlu …tarafından kiralandığını, dava dilekçesinde bahsedildiği gibi müvekkil ile bir şirket arasında kira sözleşmesi yapılmadığını, bonoya davacı/borçlunun kendi adına imza attığını, bir şirket yetkilisi olarak imza atılmadığını, borçlu/davacının isteği üzerine, müvekkilinin, almış olduğu kira parası için davacının çalıştığı şirkete fatura kestiğini, kendini garanti altına almak için, aracı kiralayandan bono aldığını, bononun davacı tarafından imza edildiğini beyan etmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü, iddia ve savunmalar konusunda değerlendirme yapılması, kira ilişkisinin incelenmesini gerektirmektedir. Kira ilişkisi taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacı, takip konusu senedin kira sözleşmesinin bir yerinin yırtılarak ve sonradan doldurulmak üzere meydana getirildiğini, davalı ise bu hususu kabul etmeyerek, kira sözleşmesi nedeniyle alınan senetlerin takibe konulduğunu ileri sürmektedir. Her halukarda kira ilişkisinin, kira sözleşmesinin irdelenmesi gerekmektedir. Bu hususta da görevli mahkeme Sulh Hukuk mahkemesidir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 09/11/2015 tarih 2015/8319E. 2015/10836K. sayılı kararında; “…Somut olayda; davacı ile davalı arasında, davacının restoran olarak işlettiği taşınmaza ilişkin yapılan kira sözleşmesi nedeniyle karşı tarafa bono verildiği, kiraya veren davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, kira sözleşmesinin feshi, ödenen 6 aylık kira bedelinin geri verilmesi ve ödenmeyen 6 adet bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitinin istendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 6100 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi uyarınca kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Bu nedenlerle, davanın sulh hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir…” denilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, iddia ve savunmalar göz önüne alınarak, mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmakla, usulden ret kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili …ile davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır