Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/566 E. 2023/165 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/566
KARAR NO : 2023/165
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine borç nedeniyle Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … MTS sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız ve MK’nun 2. ve 3.maddelerine aykırı olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibin devamını sağlayabilmek adına tarafımızdan arabuluculuk yoluna başvurulmuş ise de Antalya Arabuluculuk bürosunun … numaralı dosyası anlaşmama ile sonuçlandığını, bu sebeple eldeki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, takibe konu borçların … adresinde kayıtlı … numaralı abonenin tespit edilen endeksli kullanımlarına göre …dönemlerine tahakkuk ettirilen, ancak ödenmeyen fatura borçları olduğunu, … tarihinde yapılan istihbarat çalışmasında; abone adresinde kullanıcı olarak … Ltd. Şti. tespit edildiğini, şantiyedeki görevliye söz konusu borçların ödenmesi gerektiği, aksi takdirde haklarında yasal işlem başlatılacağına dair ihbarname bırakıldığı, ancak herhangi bir ödeme ve itiraz yapılmadığı anlaşıldığından abone adresinde fiili kullanıcı (abone sahibi) olarak tespit edilen … LTD.ŞTİ. adına icra takibi başlatıldığını, saha İstihbarat Formunu tanzim eden kamu görevlisinin tanık olarak dinlenebileceğini, davalı ile … tarihinde dava konusu su kullanımının yapıldığı … numaralı şantiye abonelik sözleşmesi yapıldığını ve davalı şirket adına tescil edildiğini, bu nedenle, abonenin, abone devredilmediği veya feshedilmediği sürece sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğu başlamış bulunduğunu, davalının abone sahibi olduğunu ve aboneliği iptal ettirmediği ve devretmediği sürece oluşan borçlardan sorumlu oludğunu, bu nedenle, davalının itiraz dilekçesi takibi durdurmak amacıyla verilmiş olup kötü niyetli olduğunu, borcun tamamından ve ferilerinden davalı sorumlu olduğunu, tarifeler Yönetmeliğinin 30. maddesi “ Aboneler, … ile yaptığı abone sözleşmesine ait ilişkisini kesmeden aboneliği terk ederlerse, başkaları tarafından kullanılacak suyun bedelinden sorumludurlar.” gereği abone sözleşmesini iptal ettirmediği için kurumlarının bu süreç içerisinde hazırlanan tüm faturaları … Ltd. Şti’adına tanzim etmiş ve tahakkuklarda … numaralı aboneye kaydedildiğini, takibe konu faturaların Kanun ve Yönetmeliklere uygun olarak düzenlenmiş, fatura ihbarnameleri abone adresine bırakılmış, ödeme yapılmadığı için faturaların son ödeme tarihinden itibaren değişen oranlı gecikme zammı oranlarına göre gecikme zammı ve gecikme zammı K.D.V.’si hesaplandığını, müvekkil Kurumun kamu hizmeti yaptığını, doğal olarak yapılan her hizmetin bir maliyeti olduğunu, bu maliyetin de su kullanıcılarından alınan su bedelleriyle karşılandığını, davalı kendisine sunulan hizmetten yararlanmak ve suyu kullanmak suretiyle, takip konusu dönemde su sayacının her türlü kullanımını uhdesinde bulundurduğunu, dolayısıyla takip konusu borçtan ve tüm ferilerinden de kendisi sorumlu olduğunu, davalının itirazı hiçbir sebebe dayanmamakta olup takibi durdurmak amacıyla yapıldığını beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
UYAP sisteminde mevcut icra dosyasının incelenmesinde Alacaklı/Davacı tarafından borçlu … Limited Şirketi aleyhine Antalya Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasından … harç tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Mahkememizce deliller toplanmış, dosya bilirkişilere tevdi edilerek, bilirkişi raporu aldırılmıştır.
… tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Dosya kapsamında, davalının söz konusu taşınmaz adresine kayıtlı, … Genel Müdürlüğünün hizmet verdiği ,sınırlarında su aboneliğinin bulunduğu; davacı … Genel Müdürlüğü tarafından davacı adına tahakkuk ettirilen su harcamalarına ait bedelinin ödenmesine ilişkin işlemin; gerek su ve kanalizasyon hizmetleri özel bir kanun ile düzenlenmiş olan … Genel Müdürlüğü tarafından tesis edilmiş olması, gerekse de taraflar arasında bir abonelik ilişkisinin bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu su borcunun, hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre idarece belirlenen tarifeye dayanılarak alınan bir ücret olduğunun tespit edildiği; davalı ile … tarihinde dava konusu su kullanımının yapıldığı … numaralı şantiye abonelik sözleşmesi yapılmış ve davalı şirket adına tescil edilmiştir. Tarifeler Yönetmeliğinin 30. maddesi “Aboneler, … ile yaptığı abone sözleşmesine ait ilişkisini kesmeden aboneliği terk ederlerse, başkaları tarafından kullanılacak suyun bedelinden sorumludurlar.” gereği abone sözleşmesini iptal ettirmediği için davacı idare tarafından bu süreç içerisinde hazırlanan tüm faturaları davalı taraf ödemek zorunluluğu olduğu tespit edildiği; davacı kurumun kamu hizmeti yaptığı; doğal olarak yapılan her hizmetin bir maliyeti olduğu; bu maliyetin de su kullanıcılarından alınan su bedelleriyle karşılandığı; Davalı kendisine sunulan hizmetten yararlanmak ve suyu kullanmak suretiyle, takip konusu dönemde su sayacının her türlü kullanımına yetkili olduğu; dolayısıyla takip konusu borçtan davalının sorumlu olacağı; itirazın İptaline konu Antalya Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesi … sayılı dosyasında; takip tarihi itibari ile takip talebi/ödeme emrinde, davacı/alacaklı tarafça talep edilebilecek asıl alacak tutarının 4.175,45 TL, işlemiş faiz tutarının taleple bağlılık ilkesi uyarınca 621,73 TL, işlemiş faizin K.D.V.’sinin 50,52 TL olduğu, bu itibarla takip talebi/ödeme emrinde davacı/alacaklı tarafça fazla talep edilen tutarın mevcut olmadığı, takip toplamının 4.847,70 TL olabileceği, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %19,20 ve değişen oranlarda gecikme zammı uygulanabileceği tespit edildiği; dava tarihi itibari ile bakiye borcun 6.746,53 TL olabileceği hesaplanmış olup, davalı/borçlu tarafça dava tarihinden sonra muhtelif zamanlarda yapılan ödemelerin toplamının ise 4.297,73 TL olduğu görüldüğü; harici ödemelerin dava tarihinde dahi dosya borcunu karşılamadığının tespit edildiği; davalı/borçlu tarafça iş bu dava tarihinden sonra … tarihinde 660,08 TL ve … tarihinde 3637,65 TL olmak üzere toplam 4.297,73 TL davacı/alacaklı hesabına haricen ödeme yaptığı, bu ödemelerin davacı/alacaklının da kabulünde olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi heyet raporu doğrultusunda, davacının talebinde haklı olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
Alacaklının icra dairesine yapacağı takip talebi ile başlayan, takibin durması için borçlunun itirazının yeterli olduğu ve cebri icraya devam edilebilmesi için alacaklının harekete geçmesinin gerekli olduğu ilamsız icra usulunde; gerek alacaklının haksız ve kötüniyetli takipte ve gerekse borçlunun haksız itirazda bulunmasını önlemek amacıyla icra tazminatına hükmolunması esası kabul edilmiştir. Anlaşıldığı üzere alacaklı lehine hükmolunacak icra tazminatının amacı, gerçekten borçlu olduğunu bildiği halde, süre kazanmak kasdı ile ya da başka bir sebeple icra takibini haksız olarak engelleyen kişinin, alacaklının hakkına kavuşmasını geciktirmeye yönelik kötü niyetli davranışlarını önlemektir. Borçlunun itirazının haksızlığı, itirazın yapıldığı andaki duruma göre tespit edilir. Borçlu hakkında tazminatına hükmedilmesi için, onun ödeme emrine “kötüniyet”le itiraz etmiş olması şart değildir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmiş olmalıdır. Alacaklının bir zarar görmüş olması da şart değildir.
Öğretide, hakim görüşe göre (POSTACIOĞLU, İlhan, İcra Hukuku Esasları, İstanbul, 1982, s. 184 vd., KURU, Baki, İcra ve İflas Hukuku, C. I, 3. Bası, İstanbul 1988, s. 304 vd., UYAR, Talih, İcra Hukukunda İtiraz, s. 215 vd.) itirazın haksız olup olmadığı, takip konusu yapılan ve borçlunun itiraz ettiği alacağın likit olup olmadığına göre belirlenmelidir. Alacak likit ise borçlu itirazında haksızdır, alacak likit değilse borçlu itirazında haklıdır. Öğreti, likit alacağı, miktarı belirli veya belirlenebilir olan ve bunun için tarafların anlaşmalarına veya böyle bir anlaşma olmazsa mahkeme kararına gerek olmayan alacak olarak tanımlamışlardır. Buna göre; borçlu alacağın gerçek miktarını tayin için bütün unsurları bildiği veya bilmesi gerektiği halde ödeme emrine itiraz ederse itirazında haksızdır; şayet diğer şartlarda gerçekleşmiş ise yargılama sonunda icra tazminatı ödemeye mahkum edilir. Alacağın gerçek miktarını tayin için tarafların anlaşmasına veya mahkeme kararına ihtiyaç varsa itiraz haklıdır ve borçlu itirazın iptali davasını kaybetse bile icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilemez. İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların var olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Abonelik Sözleşmeleri İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 969,54 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Alınması gerekli harç 331,14 TL olduğundan; davacı tarafça yatan 82,79 TL peşin harcın bundan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 248,35 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 163,49 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.559,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.560,00 ₺ (TL) nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.847,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’in yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır