Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/550 E. 2023/513 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/550
KARAR NO : 2023/513
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; … tarihinde müvekkile ait olan, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin … Caddesi üzerinde seyir halindeyken aynı istikamette müvekkile ait aracın arkasında seyreden davalı … adına kayıtlı, sürücü davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin duramayarak müvekkile ait araca arkadan çarpması neticesinde iki taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalılardan sürücü …’nun, söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkile ait araca arkadan çarpması nedeniyle %100 kusurlu olduğunu, nitekim, olay sonrası düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı ve olay anını gösteren fotoğraflar da bu durumu ispat ettiğini, bu bağlamda, davalıya ait aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası şirketi olan …’ne … tarihinde yazılı başvuru yapılmış ancak sigorta şirketi tarafından bu başvuruya herhangi bir cevap verilmediği gibi ödeme de yapılmadığını, müvekkilin uğramış olduğu zarardan, kusurlu aracın şoförü, maliki ve sigorta şirketi birlikte sorumlu olduğundan araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin ve araç tamirat bedelinin davalılardan tahsili gerektiğini beyan ederek; davanın kabulüyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. Maddesi uyarınca net zarar belirlendikten sonra harcı tamamlamak üzere; müvekkile ait … plaka sayılı araçta oluşan 500,00 TL araç değer kaybı tazminatı ve 500,00 TL araç tamirat bedeli olmak üzere toplamda 1.000,00 TL’nin (davalı … poliçe limiti kadar sorumlu olmak üzere) kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı def-inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limitinin ise kaza tarihi itibariyle araç başına 43.000,00-TL olduğunu, davacıya ait aracın davaya konu kazadan daha öncesinde bir kazaya karışıp karışmadığının ve aynı bölgeye hasar almış olup olmadığının, ayrıca 165.000 km’nin üzerinde olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, huzurdaki uyuşmazlık kapsamında karşı yana ait araçta meydana gelen hasar kasko sigortacısı tarafından giderilmiş olup müvekkil şirketçe … A.Ş.’ye … tarihinde 16.050,69-TL rücu tazminatı ödemesi yapıldığını, avans faizi talebinin yerinde olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı (haksız fiilden) araçta oluştuğu iddia edilen değer kaybı tazminatı talebinden ibarettir.
Davacı, davasını belirsiz alacak davası olarak açmıştır.
Araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/17/1099 E, 2019/460 K) Diğer talep bakımından da zararın tespiti özel bir uzmanlık gerektirdiğinden, belirsiz alacak davası olarak talebin ileri sürülmesinde hukuki bir engel yoktur. Davalının itirazı yerinde değildir.
Davalı … şirketinin zaman aşımı itirazına bakıldığında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72-73 maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır. Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda Devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte, böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bırakılmaktadır. Şu halde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber, artık doğal bir borç (Obligatio naturalis) haline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli değildir; bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def’ide bulunması gerekir (HGK’nun 05.05.2010 gün ve E:2010/8-231, K:255 sayılı ilamı). İşte, zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır (Kuru, Baki:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, Cilt:2, s.1761;Von Tuhr. A.:Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt:1-2, s.688 vd.;Canbolat, Ferhat:Def’i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHF Dergisi, Cilt:III, Sayı:1, Kayseri 2008, s.255 vd.; HGK’nun 06.04.2011 gün ve E:2010/9-629, K:2011/70 sayılı ilamı). .6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49 ve devamı maddeleri haksız fiillerden doğan borç ilişkilerini düzenlemektedir. Buna göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirlenir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. maddeye göre; Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı Karayolları trafik kanunu’nun 109 uncu maddesi gereğince de ; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür.(HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir)
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kaza tarihi, dava tarihi, olayın niteliği göz önüne alınarak, davalının zaman aşımı def-inin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yargı kararlarında, öncelikle dava konusu aracın hasar geçmişine ilişkin tüm bilgi ve belgeler (tramer kaydı, sigorta şirketlerinde oluşturulan hasar dosyası, servis belgeleri, trafik denetleme şube müdürlüklerince tanzim edilen tutanaklar ve fotoğraflar vs) ilgili yerlerden getirtilip konusunda uzman ayrı bir bilirkişiye tevdi edilerek aracın markası, modeli,yaşı, kilometresi ve değere etki eden diğer özellikleri de dikkate alınarak dava konusu aracın kaza öncesi serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri ile aracın onarım sonrası serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri (kaza sonrası onarımla değişen orijinal parçalar varsa bunların araca kattığı değer de dikkate alınarak) arasındaki farkın belirlenmesi yöntemiyle değer kaybının tespiti gerektiği belirtilmektedir.
Mahkememizce dosya kusur ve hesap bilirkişisine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
… tarihli heyet raporunda özetle; … Plakalı araç sürücüsü …’nun ; 2918 Sayılı KTK. da Belirtilen; 56/ 1-C ,84/4 , Maddeleri ile Yönetmelik 95. 101 ve 107. Maddelerini ihlal ettiği; 07 AHH 145 plakalı araç sürücüsü …’ın ise kusurlarının/ kural ihlallerinin olmadığı; rapora konu kaza sonucunda araçta meydana gelen hasarın, parça değişimi ve hasar gören parçaların onarım ve değişim işçiliklerinin 12.546,13 TL + KDV (KDV DAHİL 14.804,43 TL ) tutarında olduğunun tespit edildiği; yapılan dosya incelemesinde Davalı … A. Ş.’nin … tarihinde hasar tutarı ile ilgili dava konusu aracın kasko sigortası … kuruluşuna 16.050,59-TL tazminat ödemesi yaptığı görülmüş olup, tespit doğrultusunda hasar tutarı ile ilgili bakiye alacak bulunmadığı; inceleme konusu aracın … tarihinden önce piyasa değerinin … TL olduğu … tarihindeki kaza olayından sonra piyasa koşullunun … TL olacağı, sonuç olarak inceleme konusu araç üzerinde 8.000,00 TL değer kaybı oluşacağı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
İtirazları değerlendirmeleri amacıyla ek bilirkişi raporu alınmış ve özetle, kök rapordaki tespitler tekrar edilmiş, itirazların yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Ek rapor taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir (AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi kök ve ek raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, aşamalarda bedel artırım dilekçesi sunmuştur ve bu dilekçe davalılara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi kök ve ek raporları ışığında, davacının hasar (tamirat) bedeli talebinin reddine; davacının değer kaybı tazminatı talebinin kabulü ile; 8.000,00 TL değer kaybı tazminat bedelinin, davalılar … ve … bakımımında kaza tarihi … tarihinden davalı … yönünden … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına karar vermek gerekmiştir.
Son olarak söylemek gerekir ki; 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.Dosyada, sigorta şirketine başvuru tarihi … olduğundan, temerrüt tarihi sigorta şirketi yönünden …’dir. Bunun yanında Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup, tazminat borcu haksız fiil tarihinde muaccel olur. Başka bir ifade ile haksız fiillerde borcun muaccel hale gelmesi ihtarı gerektirmez. Diğer davalılar yönünden ise faiz başlangıç tarihi kaza tarihi olarak belirtilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının hasar (tamirat) bedeli talebinin REDDİNE,
2-Davacının değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 8.000,00 TL değer kaybı tazminat bedelinin, davalılar … ve … bakımımından kaza tarihi … tarihinden; davalı … yönünden … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 80,70 TL peşin karar harcı ve aşamalarda yatan 129,00 TL talep artırım harcı toplamı 209,70 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 336,78 TL’nin (546,48 TL alınması gereken toplam harçtır. 546,48 – 209,70= 336,78) davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve yukarıda mahsubuna karar verilen toplamda 290,40 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.137.50 TL’nin, haklılık durumu gereği; 2.009,00 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.560,00TL’nin, haklılık durumu gereği 1.466,00 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 94,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 8.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar … ve … AŞ, davacının hasar bedeli talebi yönünden kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … AŞ’ye eşit oranda verilmesine,
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır