Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/540
KARAR NO : 2023/345
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2022
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; borçlu … ile müvekkili banka arasında imzalanan … tarihli genel kredi sözleşmesini davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredi sözleşmesi gereğince borçluya kredi kullandırıldığı ve geri ödeme yapılmaması üzerine müvekkili banka tarafından hesabın kat edilerek … tarihinde ihtar mektubu gönderildiği, kredi borcu ödenmediğinden … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takibe geçildiği, yetki itirazıyla takibin … İcra Müdürlüğüne gönderilerek … esas sayılı dosyasından takip başlatıldığı takibe itiraz edildiği, arabuluculuk başvurusunda anlaşma sağlanamadığı, davalının açık iradesiyle sözleşmeyi imzaladığı ve borcun ödenmemesi halinde hukuki vecibelerine katlanılacağının açıkça taahhüt edildiği, banka belgeleri üzerinden yapılacak bilirkişi incelemesiyle davalının haksız olacağının ortaya çıkacağı belirtilerek davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dava dışı …’ın imzaladığı sözleşme gereği ticari kredi kullandırıldığının belirtilesine karşılık tebliğ edilen dava dilekçesi ekinde kredi sözleşmesinin bulunmadığı, ödeme emri incelendiğinde dava dilekçesinde kefalet miktarı olan 50.000,00 TL. üzerinden dava açılmasına rağmen icra takibinde … TL. toplam alacak üzerinden takip yapıldığı, müvekkilinin bu miktar borcu ve kefilliği olmadığından haklı sebeple takibe itiraz edildiği, asıl alacak tutarının, kat tarihine kadar işlemiş akdi faizin ve temerrüt faizinin davacı tarafın iddia ettiği tutarda olduğunun denetlenebilmesi amacıyla açıklayıcı bilgi verilmesi hesap kat ihtarının dayanağı ihtarnamenin usulüne uygun tebliğine dair belgelerin sunulmasının gerektiği, icra takibi sırasında uygulanan ve sözleşmeye dayandığı iddia edilen faiz oranlarının fahiş olduğu, genel işlem şartı olarak dayatılan faiz oranlarını kabul etmenin mümkün olmadığı, faiz alacakları içine BSMV ve KKDF dahil edildiği düşünüldüğünden her bir kalemin ve dayanağının tereddüte yer verilmeyecek şekilde belli olması açısından incelenmesinin gerektiği, kat ihtarnamesinin usulü uygun tebliğ edilip edilmediğinin irdelenmesinin gerektiği, dava konusu kredinin tüketici veya esnaf kredisi olması halinde tüm kredinin muaccel hale gelmediği, 30 günlük süre verilerek muacceliyet uyarında bulunulmasının gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Mahkememizce aşamalarda dava konusu icra dosyası, dosya arasına alınmıştır, deliller toplanmıştır ve dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin ön raporu gereği banka ile yazışmalar yapılmış ve eksik belgeler dosya arasına alınmıştır.
… tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava dışı asıl kredi lehtarı … ve kefil sıfatıyla muhatap kılınan davalı …’e davacı banka tarafınca … …Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek … tarihi itibariyle diğer yatırım kredi hesabından … TL. anapara, 35.114,07 TL. faizi, 1.755,70 TL. gider vergisi, 5.267,12 TL Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu olmak üzere toplam … TL’nin bir gün içerisinde ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurularak tahsili yoluna gidileceği; İhtarnameyi takiben temlik eden bankaca davalı ve dava dışı asıl kredi lehtarı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … tarih … esas sayılı ilamsız takip dosyasıyla, kredi riski, ihtarname ve banka kayıtları borcun sebebi olarak gösterilerek ve davalı kefil …’in kefalet limiti ile sorumlu olması kaydıyla … TL. asıl alacak, 41.073,77 TL. işlemiş faizi, 2.857,04 TL. gider vergisi, 276,02 TL. masraf toplamı … TL’nin tahsili ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa %25,74 ve masraf kalemine %9 faiz işletilmesi talepleriyle takibe geçildiği, yetki itirazıyla … İcra Müdürlüğünün … esasına kaydedildiğinin dava dilekçesinde beyan edildiği ve davalının borca itirazıyla 50.000,00 TL. dava değeri üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiği;
Davacı banka …/Antalya şubesi ile dava dışı asıl kredi lehtarı … arasında bağıtlanan; … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve … seri numaralı sözleşme eki ayrılmaz parçası olduğu açıkça yazılı … tarihli 30.000,00 TL. limitli Cari hesap sözleşmesi, … tarihli …(son rakamı okunaksız) Ticari kart Sözleşmesi, Kapak ve imza son bölüm sayfaları yanı sıra, imzasız matbu sözleşmelerin iç sayfalarının müzekkere ve ön raporumuz üzerine Banka Genel Müdürlüğü yazısı ekinde dosyaya gönderilen CD içeriğinde yer aldığı, ayrıca, … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesine bağlı olduğu açıkça belirtilen … tarihli davalı … adına düzenlenen kefalet sözleşmesinde davalı …’in 50.000,00 TL. üzerinden müteselsil kefil olduğu kefalet sözleşmesinin dosyaya tevdi edildiği;
Davacı bankanın … müşteri numarasına kayıtlı dava dışı …’a, tarımsal işletmesinin finansmanı amaçlı olarak genel kredi sözleşmesine dayalı taksitli kredi işlemleri ve Ticari Kart Kredisi kapsamında tahsis edilen üretici kredi kartı üzerinden nakit avans ve ayni kredi işlemleri yapıldığı, 2013 yılından itibaren dava dışı …’ın davacı bankadan taksitli krediler kullandığı, yeni kullandırılan kredilerden eski kredinin kapatılmasıyla kredi işlemlerinin sürdürüldüğü, … tarihinde kullandırılan … TL. kredinin anapara ve faizlerinin … tarihinde açılan ve kullandırılan davaya konu icra takibinde talep edilen … TL. tutarındaki krediden kapatıldığı anlaşılmakta olup, müzekkere üzerine davacı banka genel müdürlüğünce dosyaya gönderilen … tarihli … ve … yetkili imzalarını taşıyan yazıda, söz konusu kredinin davalının kefaletinde … tarihinde telefon bankacılığı ile kullandırılan ve herhangi bir geri ödemesi bulunmayan yapılandırma kredisi olduğunun belirtildiği; müzekkere ve … tarihli ön rapor üzerine dosyaya tevdi edilen CD içeriğinde … tarihinde dava dışı …’a kullandırılan … TL. kredinin banka sisteminde yer alan kredi ve geri ödeme planının raporda belirtildiği;
Dosyaya ibraz edilen kayıtta görüldüğü üzere … tarihinde … TL. kredi işlemi bankanın Call Center/çağrı merkezi aracılığıyla mesafeli sözleşme uyarınca aylık %1,65 yıllık bazda %19,8 akdi faizli yıllık sabit taksit ödemeli beş yıl vadeli olarak dava dışı …’ın borçlandırılmasıyla realize edilerek, kullandırılan … TL. tutar dava dışı …’ın … tarihinde kullandırılan … TL. tutarlı kredisinin anapara ve faizlerine aktarılmış olup, yapılan kredi işleminin tecdit anlamında kredi yapılandırması olduğunun anlaşıldığı;
Ancak, davacı banka ile dava dışı … arasında … tarihinde mesafeli kurulduğu anlaşılan akdi ilişkinin dosyaya tevdi edilen … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve … seri numaralı sözleşme eki ayrılmaz parçası … tarihli 30.000,00 TL. limitli Cari hesap sözleşmesine dayalı olup olmadığının kredi işleminde yazılı olarak teyit edilmediği gibi asıl borçlu yönünden mevcut kredi limitinin fevkinde yapılan yapılandırma borçlanmasının 6502 sayılı Tüketici kanunun “Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler” başlıklı 49.maddesi kapsamında akdi ilişki oluşturduğu,
Yasanın 49/3 maddesinde, kredi sağlayıcının sözleşmenin bütün şartlarını ve Bakanlıkça belirlenen diğer hususları, kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla tüketiciye iletmesi zorunludur. Bu yükümlülük, tüketicinin sözleşmeyi kuran iradesini yöneltmesinden önce veya tüketicinin talebi üzerine yazılı bilgilendirmeye elverişli olmayan bir uzaktan iletişim aracı kullanılarak sözleşmenin kurulması hâlinde sözleşmenin kurulmasından hemen sonra yerine getirilir, hükmünün yer aldığı,
Mesafeli sözleşmelerin 6502 sayılı tüketici yasasında düzenlenmesi, kredi işleminin yasanın 22.maddesine kapsamında tesis edilmesini gerektirmekle birlikte, dava dışı …’a bankaya karşı tüketici sıfatına haiz olmadığı gibi asıl kredi lehtarı olan adı geçenin tacir sıfatının da bulunmadığı zira, bir ticari işletmeye sahip olmadığı gibi ticari kredilere tahakkuk eden faizlerin kaynak kullanımına destekleme fonu kesintisinden muaf olmakla birlikte söz konusu kredinin tüketici kredilerinde olduğu üzere faiz üzerinden %15 fona tabi tutulduğu ve bu haliyle kredinin ticari ve tüketici kredileri dışında “diğer” olarak nitelendirilen dava dışı …’ın tarımsal işletmesinin finansmanı amaçlı olarak bankanın kredi müşterisi olduğu anlaşılmakla birlikte, mesafeli sözleşme şeklinde kurulan kredi işleminin … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesine dayalı olup olmadığı ve sözü edilen sözleşmeye bağlı olduğu açıkça belirtilen … tarihli davalı …’in 50.000,00 TL. üzerinden müteselsil kefil olduğu kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu;
Dosyaya ibraz edilen CD içeriği banka kayıtları ve takip hesabı kaydı incelendiğinde, kredi hesabına … tarihinde 27,10 TL. hesap kalıntısı tutarın alacak kaydını takiben kredinin … TL. olan anaparasının … tarihinde takip hesabına aktarıldığı, kredinin … vadeli taksitinin ödenmemesi üzerine … tarihi itibariyle … TL. anapara, 35.114,07 TL. faizi, 1.755,70 TL. gider vergisi, 5.267,12 TL Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu olmak üzere toplam … TL. üzerinden kat edilen kredi hesabının işleyen ve tahsil olunamayan faizinin anapara üzerine kapitalize edilmesiyle oluşturulan … TL. asıl alacak üzerinden … tarihinde takibe geçildiği, herhangi bir kredi sözleşmesi varlığının borcun sebebi olarak gösterilmeyen icra ödeme emrinde davalı kefil …’in kefalet limitiyle sorumlu olduğu kaydı konulduğu ve huzurdaki davada dava değerinin davalının kefaletnamede sorumlu olduğu 50.000,00 TL. tutar olarak belirlendiği, talep edilen temerrüt faizinin ise Çerçeve kredi sözleşmesinin 10.02 maddesinde temerrüt halinde bankaca tespit edilen en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50 ilavesiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ödeneceği yazılı bulunduğu ve kredinin akdi faizi olan %19,8 baz alındığında, davacı bankanın %25,74 temerrüt faiz işletilmesi talebiyle bağlı bulunduğu hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkemelerin görevi dava şartıdır. Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere ise dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan/YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Görev kuralları kamu düzenindendir ve re’sen dikkate alınır, dava şartıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1097 esas, 2019/458 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hâlinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Bu genel açıklamalar ışığında dosyaya bakıldığında; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davacı banka ile dava dışı … arasında … tarihinde mesafeli kurulduğu anlaşılan akdi ilişkinin dosyaya tevdi edilen … tarihli … seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve … seri numaralı sözleşme eki ayrılmaz parçası … tarihli 30.000,00 TL. limitli Cari hesap sözleşmesine dayalı olup olmadığının kredi işleminde yazılı olarak teyit edilmediği gibi asıl borçlu yönünden mevcut kredi limitinin fevkinde yapılan yapılandırma borçlanmasının 6502 sayılı Tüketici kanunun “Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler” başlıklı 49.maddesi kapsamında akdi ilişki oluşturduğu; yasanın 49/3 maddesinde, kredi sağlayıcının sözleşmenin bütün şartlarını ve Bakanlıkça belirlenen diğer hususları, kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla tüketiciye iletmesi zorunludur. Bu yükümlülük, tüketicinin sözleşmeyi kuran iradesini yöneltmesinden önce veya tüketicinin talebi üzerine yazılı bilgilendirmeye elverişli olmayan bir uzaktan iletişim aracı kullanılarak sözleşmenin kurulması hâlinde sözleşmenin kurulmasından hemen sonra yerine getirilir, hükmünün yer aldığı, mesafeli sözleşmelerin 6502 sayılı tüketici yasasında düzenlenmesi, kredi işleminin yasanın 22.maddesine kapsamında tesis edilmesini gerektirmekle birlikte, dava dışı …’a bankaya karşı tüketici sıfatına haiz olmadığı gibi asıl kredi lehtarı olan adı geçenin tacir sıfatının da bulunmadığı zira, bir ticari işletmeye sahip olmadığı gibi ticari kredilere tahakkuk eden faizlerin kaynak kullanımına destekleme fonu kesintisinden muaf olmakla birlikte söz konusu kredinin tüketici kredilerinde olduğu üzere faiz üzerinden %15 fona tabi tutulduğu ve bu haliyle kredinin ticari ve tüketici kredileri dışında “diğer” olarak nitelendirilen dava dışı …’ın tarımsal işletmesinin finansmanı amaçlı olarak bankanın kredi müşterisi olduğu anlaşılmakla; mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğu kanaatiyle, davanın, görev dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır