Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/535 E. 2022/801 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/535
KARAR NO : 2022/801

ASIL DAVA YÖNÜNDEN
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2018
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ: 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil ile davalı arasında düzenlenen 03/02/2017 tarihli devir vaadi sözleşmesi ile taraflar …adresinde bulunan dükkanın devri konusunda 150.000,00-tl bedel üzerinden anlamaya vardıklarını, müvekkil anlaşma gereği 20.000,00-TL nakit ödemiş olduğunu, kalan 130.000,00-TL yi ise taraflar 14.02/2017 tarihinde ödeyecekleri konusunda anlaştıklarını, ancak dükkan devrinin gerçekleşmediği ve ödenen miktarın iadesinin geciktiği, haricen yapılan araştırma sonucu söz konusu dükkanın davalı tarafından devredildiği öğrenilmiş ve davalıya herhangi bir para iadesi gerçekleşmediğini, söz konusu 20.000,00-TL için Serik 2. İcra Müdürlüğünün …Esas ayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun takibi durdurduğunu, bu nedenlerle, …tarihli sözleşme doğrultusunda müvekkil tarafından davacıya yapılan peşin ödemenin sözleşmenin ifa edilememesi nedeni ile sebepsiz zenginleşmeme yol açması nedeni ile 20.000,00-TL bedelin davalı …’ten dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile alınarak müvekkile verilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı/Karşı Davacı taraf cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sunduğu sözleşme suretinindeki imza müvekkile ait olmadığını, davacı taraf ile müvekkil davaya konu dükkanın devri için görüştüklerini ve anlaştıklarını, müvekkil bu anlaşmayı sözleşmenin 3. Maddesinde belirlenen 150.000,00-TL’nin ve 4. Maddesinde düzenlenen ödeme şekli kısmında peşinat olarak verileceğini, 20.000,00-TL’sini kendisine ödenmesi ile imzalayacağını söyleyerek imzalamadığını, söz konusu para davacı tarafa ödenmediğinden sözleşmenin imzalanmadığını, ancak davacı taraf davalıya parayı ödediğini iddia ettiğini, davacı taraf daha sonra müvekkilin ailesini rahatsız ettiğini, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu, ancak delil yetersizliğinden takipsizlik kararı aldığı, müvekkilin zararının tam hesabı bilirkişi hesabı ile ortaya çıkacağını, müvekkilin 9 ay boyunca işletmeyi devir yapamadığını, işletmeyi davalı ile anlaştığı bedelin yarısı değerine devir etmek zorunda kalmasından ve alamadığı faiz bedelinden dolayı zararın belirleneceğini, söz konusu davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmasından dolayı görev yönünden reddini, davacı tarafın sözleşme edimlerini yerine getirilmemesinden dolayı zararın hesaplanarak belirlenen miktar üzerinden ıslah ve harç tamamlama haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL’NİN SÖZLEŞME TARİHİnden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak tarafımıza ödenmesini talep ettiği görülmüştür.
Serik 2 İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …esas sayılı dosyasının bir örneği istenilmiş, UYAP sistemi üzerinden gelen dosya incelenerek dosyamız içerisine alınmıştır.
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığına müzekkere yazılarak Davalı …’in hangi usul ile defter tuttuğunu ayrıca son gayri safi hasılatının tespiti istenilmiş, Mükellefin faaliyetini 29/12/2017 tarihinde terk ettiği, İşletme Hesabı Esasına göre defter tuttuğu ve 2017 dönemi gayrisafi hasılatını gösterir Yıllık Gelir Vergisi beyannamesi incelenerek dosya içesine alınmıştır.
Dava, ilk öncelikle, Antalya 11. Asliye Hukuk mahkemesinin …Esas sayısında görülmüş, özetle; Asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD’nin …Esas, …Karar sayılı ilamı ile özetle; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle, hükmün ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye mahkemesi kararından sonra dosya Antalya 11. Asliye Hukuk mahkemesinin …esasında tekrar görülmüş ve BAM ilamı doğrultusunda görevsizlik nedeniyle usulden red kararı verilmiştir. Bu hüküm, 19/07/2022 tarihinde kesinleşmiştir ve davacı vekili 19/07/2022 tarihli dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olup olmadığı sözleşme şartlarının yerine getirilip getirilmediği ve tarafların birbirlerinden alacaklı olup olmadığı olarak tespitine ilişkindir. Davacı taraf dosyaya fotokopisi sunduğu “Devir Vaadi sözleşmesi” başlıklı …tarihli belgeye dayalı olarak davalı taraftan alacaklı olduğunu iddia etmiş, söz konusu belgenin aslını dosyaya sunamamıştır. Davalı taraf ise belgedeki imzayı inkar etmiştir.
Asliye Hukuk mahkemesince öncelikle fotokobi belge üzerinden imza incelemesi yaptırılmış ancak daha sonrasında fotokopi belge üzerinden imza incelemesinde bulunulamayacağı yönündeki Yargıtay uygulamasını da dikkate alarak dikkate almamıştır.
Davacı taraf, mahkememizde de benzer beyanlarda bulunmuş, belgenin “delil başlangıcı” olduğunu, tanık dinlenebileceğini, dinlettikleri tanık beyanlarından da davalarını ispat ettiklerini beyan etmişlerdir. Davalı da istikrarlı şekilde belgeyi kabul etmediklerini temel olarak belirtmiştir.
Hukukumuzda, senet delilinin uygulanma alanı oldukça geniştir çünkü hukukumuzda, hukuki işlemler için “senetle ispat” kuralı mevcuttur. Esasen, “senetle ispat kuralı” kavramı yerine “kesin delille ispat” kuralı denilmesi daha doğrudur. Çünkü, senetle ispatı zorunlu olan bir hukuki işlem, diğer kesin delillerle de (ikrar, yemin, kesin hüküm) ispat edilebilir. Senetle ispat zorunluluğu, “tanıkla ispat yasağı” olarak da ifade edilmesine rağmen, bunun da esasen “takdiri delille ispat yasağı” olarak belirtilmesi daha uygundur. Senetle ispat kuralı, kendisini iki temel durumda gösterir. Bunlardan birincisi olarak; Belli bir meblağı aşan hukuki kural olarak yalnız senetle ispat olunur. Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri kanunla belirlenen miktarı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir Senetle ispat kuralının kendisini gösterdiği ikinci durum ise, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler kanunda belirtilen miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz olmasıdır.
Dava, senetle ispat kuralına tabidir.
Delil başlangıcı ise, HMK da ispat hukukuna ait genel hükümlerde düzenlenmiş bir kurumdur.
HMK m. 202:
“(1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.
(2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. “hükmünü içermektedir.
Kanun maddesinde de açıkça ifade edildiği üzere, delil başlangıcının bulunduğu durumlarda, tanık dinlenebilir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2008/3556 esas, 2009/2468 karar sayılı, 28/04/2009 tarihli ve 2007/2297 esas, 2008/2891 karar sayılı, 01/05/2008 tarihli emsal ilamlarında belirtildiği üzere; Aslı ibraz edilmeyip fotokopisi ibraz edilen ve diğer tarafça kabul edilmeyen fotokopi belge üzerinde imza ve yazı incelemesi yapılamayacağı gibi yapılmış olsa bile bu rapora itibar edilemez (Yargıtay HGK’nın 16.03.2005 gün, 2005/13-80 esas ve 2005/149 karar sayılı ilâmı) ve yine altındaki imzası inkâr olunan fotokopi belge yazılı delil başlangıcı kabul edilerek, bu belgeye dayanılmak suretiyle tanık dahi dinlenemez (Yargıtay HGK’nın 21.04.1993 gün, 15-17/1170 sayılı ilâmı)
Anlatılan nedenlerle, fotokopi belge üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün olmadığı gibi, tanık dinlenmesi, dinlenilen tanıkların beyanlarının hükme esas alınması istekleri hukuken yerinde bulunmamıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 03.03.2017 gün ve 2015/2 E. 2017/1 K. no’lu kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde “sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller” gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hâkimin ispat yükü kendisine düşen tarafa ‘yemin teklifinde bulunma hakkı’nı hatırlatmayacağına oyçokluğu ile karar verilmiştir. Davacı taraf da açıkça yemin deliline dayanmamıştır.
Davacı tarafın davasını miktar itibariyle kesin delille ispet etmesi gerekmekte olup, yemin deliline de başvurmamıştır. Bu nedenle asıl davanın sübut bulmadığı anlaşıldığından reddine karar vermek gerekmiştir. Karşı dava yönünden ise; davalı-karşı davacı öncelikle davanın reddine karar verilmesini, mahkeme kabul kararı verdiği takdirde sözleşmenin ifa edilmemesi nedeni ile oluşan zararlarına yönelik karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Buna göre asıl davanın reddine karar verildiğinden, karşı davanın da reddine karar vermek gerekmiştr.

HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı REDDİNE,
//ASIL DAVA YÖNÜNDEN//
2-Asıl davada davacı tarafça yatırılan başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Asıl davada alınması gerekli 80,70 TL maktu karar harcının davacı tarafça yatırılan 341,55 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Asıl davada davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
//KARŞI DAVA YÖNÜNDEN//
6-Karşı davada davacı tarafça yatırılan başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
7-Karşı davada alınması gerekli 80,70 TL maktu karar harcının davacı tarafça yatırılan 341,55 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
8-Karşı davada davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Karşı davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Asıl ve karşı davada taraflarca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …ve davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..02/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır