Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/516 E. 2022/780 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/516
KARAR NO : 2022/780

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2022
KARAR TARİHİ: 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 01/03/2021 tarihinde davalı tarafından sigortalanan ve dava dışı …’ün sevk ve idaresindeki …plakalı aracın içinde yolcu olarak bulunan davacının, meydana gelen kazada ağır yaralandığını, bu kazada müvekkilinin %25 oranında maluliyetinin olduğu, gün geçtikçe maluliyetin arttığını, yeni maluliyet durumunun belirlenmesi gerektiğini, ilgili soruşturma dosyasının Alanya CBS’nın …soruşturma numaralı dosyanın getirtilmesi gerektiğini, davacı ile davalı arasında …numaralı ihtiyari arabuluculuk dosyası adı altında gerçekleştirilen tutanakların kabulünün mümkün olmadığını,, geçersizliğe karar verilmesi gerektiğini, bahsedilen arabuluculuk tutanağının kamu düzenine ve mevzuata aykırı olduğunu, eksiklikler olduğunu beyan ederek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilinin ihtiyari arabuluculuk süreci ile anlaşma sağladığını, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi arabuluculuk tutanağının ibra olarak kabul edilerek iptal edilmesinin mümkün olmadığını, kötü niyetli bir dava olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, maluliyet oranının ATK tarafından tespit edilmesi gerektiğini, ceza dosyasının sonucunun ortaya konulmasını, geçici iş göremezlik talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, müterafık kusurun dikkate alınmasının gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tazminat talebinden ibarettir.

Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan// YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Somut olaya dönüldüğünde; taraflar arasında dava tarihinden önce …numaralı ihtiyari arabuluculuk süreci yapıldığı, davacının, dava dilekçesinde bu sürecin usulsüzlüğüne yönelik bir takım beyanlarda bulunduğu, davalının ise bu sürecin usulüne uygun olduğuna yönelik bir takım beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dosya arasında, …numaralı ihtiyari arabuluculuk tutanağı mevcuttur. Süreçte, davacının avukat ile temsil edildiği, aynı vekilin iş bu davanın dava dilekçesinde de davacı vekili olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. …numaralı ihtiyari arabuluculuk tutanağından da anlaşılacağı üzere, iş bu davaya konu edilen geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı kalemleri, ilgili süreçte de konu edilmiştir. Tutanağın ikinci sayfasında; “……..Anlaşma konusu ödemenin yapılmasıyla birlikte, anlaşmaya konu kaza ve hasar dosyası kapsamında, başvurucu; …Sigorta AŞ’den, sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri, bakıcı gideri, vekalet ücreti veya başkaca her ne isim altında olursa olsun her hangi bir hak ve alacağı kalmadığını, …Sigorta AŞ’den fazlaya ilişkin tüm hak ve taleplerinden feragat ettiğini, …Sigorta AŞ’yi ibra ettiğini gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt etmektedir…..” ibaresi yer almaktadır.
07/06/2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiş, aynı Kanunu’nun 18. maddesinin 5. fıkrasında da “Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” hükmü getirilmiştir. Buna göre arabuluculuk faaliyeti sonunda ulaşılan anlaşma belgesinin taraflar için bağlayıcı olmasının yanı sıra dava açma yasağı teşkil etmesi etkisini doğuran bir düzenlemeye yer verilmiş olup arabuluculuk sonucunda ulaşılan anlaşma taraflar için bağlayıcı olup arabuluculuk sonucunda üzerinde anlaşmaya vardığı uyuşmazlıklar yönünden daha sonra dava yoluna gidemeyeceği anlaşılmaktadır.(Yargıtay 4. HD; 2021/19751 E, 2021/11349)
Davacı vekilinin, dava dilekçesinde, sürecin müzakere edilmediğine ve toplantı yerine ilişkin usulsüzlük iddiaları, süreç sonunda imzanın yer alması ve vekilin aynı olması nedeniyle hukuken yerinde bulunmamıştır, TMK m. 2 ve 3′ e aykırı bulunmuştur. Hangi tazminat kalemlerinin arabuluculuk kapsamında olduğu hususu da tutanakta belli olmakla beraber buna yönelik itiraz da yerinde bulunmamıştır. Tutanakta sadece 4 kalem için belirleme yapılmışsa da başka bir tazminat alacağı yönünden de engelleyici ibare kullandığına yönelik itiraza bakıldığında da, dava konusu olan talepler geçici ve kalıcı iş göremezliğe ilişkin taleplerdir ki bu da arabuluculuk tutanağında açıkça yazmaktadır. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18 inci maddesine 7036 Sayılı Kanunla eklenen beşinci fıkrasında “dava açılamaz” ifadesi ve hükmün gerekçesinde de “dava açma yasağı” nitelendirmesi kullanılsa da, bunu kelime anlamıyla hak arama özgürlüğünü engelleyen bir yasak şeklinde nitelendirmemek gerekeceğini, burada asıl amaçlananın anlaşma belgesinde yer alan anlaşılan hususlar hakkında, mahkemenin esasa girip inceleme yapamaması ve bu konularda bir karar veremeyecek olması olduğu Yargıtayca belirtilmektedir. (Yargıtay 9. HD., 2022/7448 E, 2022/8350 K) Dava konusu olmayan kalemlerin hususu ise iş bu yargılamada/değerlendirmede konu değildir. Tekrar etmek gerekirse dava konusu geçici ve kalıcı iş göremezliğe ilişkindir ve bu kalemler de arabuluculuk tutanağında isim olarak anılmaktadır. İbranın hukuki mahiyeti ve niteliği gereği de taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk tutanağını ibra olarak nitelendirmek hukuken kabule göre doğru değildir. Başka bir irade fesadı iddiası ise dosyaya davacı tarafça sunulmamıştır. İhtirazi kayda benzer bir kayıt da görünmemektedir.
Tüm anlatılanlar ışığında, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18 inci maddesine 7036 Sayılı Kanunla eklenen beşinci fıkrası da göz önüne alınarak; davacının ihtiyari arabuluculuk süreci sonunda anlaşılan kalemler ile ilgili olarak iş bu davayı açmasında hukuki yarar olmadığından, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulden REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 80,70 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00 ₺ (TL)’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 1.000,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi..26/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır