Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/506 E. 2023/585 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/506
KARAR NO : 2023/585
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; davacı … ile davalılardan … A.Ş. arasında … tarihinde genel kredi sözleşmesi ve ayrılmaz parçası olan yapılandırma sözleşmesine istinaden kredi açıldığını ve kullandırıldığını, diğer davalılar … A.Ş. , … ve …’ün ise genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamak suretiyle sözleşme kapsamında borçlu şirket tarafından kullanmış olduğu ve ileride kullanacağı kredilerden, her türlü bankacılık işleminden vs. nedenlerden dolayı davacı … karşı doğmuş ve doğacak borçlarına kefil olduğunu, açılan ve kullandırılan kredinin geri ödenmemesi nedeniyle davalı borçluların kredi sözleşmesine dayalı davacı banka alacakları yönünden; kredi hesabının kat edildiğini, asıl borçlu ile birlikte davalı kefillere … Noterliği … tarihli, … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi gönderilerek …-TL hesap özetinde gösterilen borçların işleyecek temerrüt faizi, BSMV.si, komisyon ve masrafları ile birlikte ödemeleri, aksi halde haklarında yasal yollara başvurulacağının ihtar olduğunu, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine müteselsil kefiller hakkında Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatılarak alacağın tahsilinin talep edildiğini, davalıların borca, faize ve tüm fer’ilerine hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın itiraz ederek icra takibinin durdurulmasını talep ettiklerini, beyanla davanın kabulü ile davalıların Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … E. Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları haksız itirazlarının tamamı ile iptaline, takibin kaldığı yerden takip taleplerindeki esaslar dahilinde devamına, takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … ile davalı borçlu şirket arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme ile …A.Ş. nin de müteselsi kefil olduklarını, davacı tarafın işbu itirazın iptali davasına konu etmiş olduğu icra takibi ve dayanak ihtarname ile davalılardan, Genel Kredi Sözleşmesi’nden sonra tahsis edilen ve ayrıca bir kefalet ilişkisi kurulmayan kredi kullandırmaları için icra takibi ikame ettiğini, davalı … … Şirketi ile davacı … arasında yeni bir kredi tahsisi; Genel Kredi Sözleşmesi kaynaklı ödeme planını, kredi tutarını ve faiz oranını değiştirerek yenileyen (yani hukuken bertaraf eden) bir sözleşme olup; ancak beraberinde yeni bir kefalet sözleşmesi akdedilmediğini, dolayısıyla …, … ve … … ile sonradan tahsis edilen kredilere ilişkin kefillik ilişkisi kurulmadığını, ödeme planlarında ve kullandırılan kredilerde yalnızca asıl borçlu şirketin kaşesi bulunduğunu, borcun yeniden yapılandırılmasının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda borçların sona erme sebepleri içinde sayılan “borcun yenilenmesi” olarak görüldüğünü, yeniden yapılandırılan borçlanmalarda, önceki asıl borç ve buna bağlı olarak fer’i nitelikteki kefaleti sona erdiğini, bankanın icra takibine konu ettiği borcun da bu yeni sözleşmeden doğan bakiye borç olduğunu, kefillere tebliğ edilmeyen hesap kat ihtarnameleri sonucunda temerrüt oluşmayacağını ve işlemiş faiz talep edilemeyeceğini, somut olayda … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi tebliğ şerhleri incelendiğinde kat ihtarının …’a tebliğ edilmediği ve … yerine ise … … Şirketi çalışanı …’a tebliğ edildiğini, geçerli adresleri dışında bir adreste, kefil dışında üçüncü kişiye yapılan tebligat nedeniyle … ve … bakımından işlemiş faiz talep edilmesinin hukuken dayanaksız olacağını, işbu hususun incelenmesi adına ilgili tebliğ şerhlerinin celp edilmesinin talep edildiğini, davacı tarafından alacaklı olduğunu iddia edilen takip değeri ve uygulanan faiz oranlarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmiş, usulüne uygun taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı … müzekkere yazılarak, takibe dayanak kredi sözleşmeleri, hesap bildirim cetvelleri ve asıl borçlu ve kefiller tarafından yapılan ödemelere ilişkin kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası uyap sistem üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Dosya banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak üzere bankacı bilirkişi ile borçlar mevzuatından kaynaklı hesaplama uzman bilirkişilere tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “…Hesaplama ve varılan sonuç:
1- Davalı asıl kredi lehtarı … Tekstil şirketinin yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere … kat tarihi itibariyle … TL. olarak belirlenen asıl alacak tutarı üzerinden ve … tarihi itibariyle temerrüt halinde bulunduğu dikkate alınarak, davalı şirket yönüyle yapılan hesaplama:

Tablo özetlendiğinde, davalı şirketin kullandığı … numaralı KGF garanti taksitli krediden doğan banka alacağı takip tarihi itibariyle:
… Asıl alacak
40.062,36 İşleyen akdi ve temerrüt faizi
2.003,12 Gider vergisi
2.240,57 İhtarname gideri olmak üzere toplam … TL. bulunmaktadır.
Talep sınırları dikkate alındığında banka alacağı:
… Asıl alacak
31.692,16 İşleyen akdi ve temerrüt faizi
1.584,61 Gider vergisi
2.240,57 İhtarname gideri olmak üzere toplam … TL. olmaktadır.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %29,9 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi bulunmaktadır.
2- Davalı kefillerin kefalet sorumluluğu:
Davacı … tarafınca, davalı … şirketine kullandırılan … kat tarihi itibariyle KGF garantili taksitli krediden doğan toplam … TL. asıl alacak olarak belirlenen banka alacağının davalı kefiller …, … ve … şirketinin kefalet limitleri içerisinde bulunması nedeniyle, davalı kefillerin sözü edilen banka alacağının tamamından ve kendi temerrütlerinden sorumlulukları doğmaktadır.
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, … tarihinde temerrüt halinde bulunan davalı kefil … şirketinin takip tarihi itibariyle kefalet sorumluluğu yukarıda asıl borçlu davalı şirket için yapılan hesaplama ile aynı bulunmakta olup, … tarihi itibariyle temerrüt halinde bulunan davalı kefiller … ve …’ün takip tarihi itibariyle kefalet sorumlulukları ise aşağıdaki tabloda gösterilmektedir: …
Tablo özetlendiğinde, davalı kefiller … ve …’ün asıl kredi borçlusu davalı şirketin kullandığı krediden doğan takip tarihi itibariyle kefalet sorumlulukları:
… Asıl alacak
37.348,02 İşleyen akdi ve temerrüt faizi
1.867,40 Gider vergisi
2.240,57 İhtarname gideri olmak üzere toplam … TL. bulunmaktadır.
Talep sınırları dikkate alındığında banka alacağından kefalet sorumlulukları:
… Asıl alacak
31.692,16 İşleyen akdi ve temerrüt faizi
1.584,61 Gider vergisi
2.240,57 İhtarname gideri olmak üzere toplam … TL. olmaktadır.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %29,9 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi bulunduğu.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
… tarihli ek raporda özetle; “… Hesaplama ve Varılan Sonuç:
… tarihli kök rapora davalılar tarafından yapılan itiraza rağmen görüşümüzün aynen geçerli olduğu ve kök raporda olduğu gibi hesaplama ve varılan sonuç
1- Davalı asıl kredi lehtarı … şirketinin yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere … kat tarihi itibariyle … TL. olarak belirlenen asıl alacak tutarı üzerinden ve … tarihi itibariyle temerrüt halinde bulunduğu dikkate alınarak, davalı şirket yönüyle yapılan hesaplama:

Tablo özetlendiğinde, davalı şirketin kullandığı … numaralı KGF garanti taksitli krediden doğan banka alacağı takip tarihi itibariyle:
… Asıl alacak
40.062,36 İşleyen akdi ve temerrüt faizi
2.003,12 Gider vergisi
2.240,57 İhtarname gideri olmak üzere toplam … TL. bulunmaktadır.
Talep sınırları dikkate alındığında banka alacağı:
… Asıl alacak
31.692,16 İşleyen akdi ve temerrüt faizi
1.584,61 Gider vergisi
2.240,57 İhtarname gideri olmak üzere toplam … TL. olmaktadır.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %29,9 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi bulunmaktadır.
2- Davalı kefillerin kefalet sorumluluğu:
Davacı … tarafınca, davalı … şirketine kullandırılan … kat tarihi itibariyle KGF garantili taksitli krediden doğan toplam … TL. asıl alacak olarak belirlenen banka alacağının davalı kefiller …, … ve … şirketinin kefalet limitleri içerisinde bulunması nedeniyle, davalı kefillerin sözü edilen banka alacağının tamamından ve kendi temerrütlerinden sorumlulukları doğmaktadır.
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, … tarihinde temerrüt halinde bulunan davalı kefil … şirketinin takip tarihi itibariyle kefalet sorumluluğu yukarıda asıl borçlu davalı şirket için yapılan hesaplama ile aynı bulunmakta olup, … tarihi itibariyle temerrüt halinde bulunan davalı kefiller … ve …’ün takip tarihi itibariyle kefalet sorumlulukları ise aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:
Tablo özetlendiğinde, davalı kefiller … ve …’ün asıl kredi borçlusu davalı şirketin kullandığı krediden doğan takip tarihi itibariyle kefalet sorumlulukları:
… Asıl alacak
37.348,02 İşleyen akdi ve temerrüt faizi
1.867,40 Gider vergisi
2.240,57 İhtarname gideri olmak üzere toplam … TL. bulunmaktadır.
Talep sınırları dikkate alındığında banka alacağından kefalet sorumlulukları:
… Asıl alacak
31.692,16 İşleyen akdi ve temerrüt faizi
1.584,61 Gider vergisi
2.240,57 İhtarname gideri olmak üzere toplam … TL. olmaktadır.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %29,9 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi bulunmaktadır.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerin ödenmemesi sebebiyle davacı … tarafından kredi borçlusu ile müşterek borçlu müteselsil kefiller aleyhine yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine takibin durmasından sonra alacaklı banka tarafından açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Açılan dava süresindedir.
Eldeki dava yönünden Mahkememizin görevli yetkili olduğu anlaşılmıştır.
İİK. 67/1. Maddesinde: “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı … Antalya Şubesi ile davalı … A.Ş. arasında … tarihli Çerçeve Niteliğinde kredi sözleşmesinin devamı ve sözleşmeye bağlı … tarihli kefalet sözleşmesinde davalılar … ve …’ün … TL azami miktar üzerinden müteselsil kefil oldukları, davalılar … ve …’ün kredi sözleşmesine şirket kaşesi üzerine şirketi temsilen ve kefalet sözleşmesinin ise kendi adlarına asaleten imzaladıkları görülmüştür.
Kredi Sözleşmesini davalı şirket ve kefil … Şirketi kaşesi üzerinde her iki şirketi temsilen … ve …’ün müştereken imzaladıkları ve adı geçenlerin kefalet sözleşmesini ayrıca kendi adlarına asaleten imzaladıkları, ibraz edilen sözleşmelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça cevap dilekçesinde, yapılandırma sözleşmesinin TBK 133. Maddesi kapsamında borcun yenilenmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de; eski borcun açıkça ortadan kaldırılması ve yeni bir borç meydana getirilmesine ilişkin koşulun somut olayda bulunmadığı, tek bir çerçeve sözleşmenin bulunduğu, kredi garanti fonu kapsamında davalı şirkete yapılandırma amaçlı olarak kredinin açıldığı ve kullandırıldığı, kredi geri ödeme planı ve kat ihtarnamesinde yazılı olup, ayrıca kredi sözleşmeleri dışında kredi yapılandırmasına ilişkin ayrı bir sözleşme ve protokolün dosyaya ibraz edilmediği görülmüştür.
Kredi garanti fonu tarafından yürütülen hazine desteğinin Bakanlar Kurulu ve takiben Cumhurbaşkanlığı düzenlemeleri kapsamında fon ve bankalar arasında düzenlenen protokole bağlı olarak yürütüldüğü, buna göre kredi garanti fonu tarafından yürütülen hazine desteğine ilişkin yapılan kamu düzenlemelerine göre kredi kullanan ve kredi veren arasındaki sözleşmelerin aynen geçerli olduğu, kredi garanti fonu krediye müteselsil kefil sıfatıyla ifada bulunduğu ölçüde kredi verenin haklarına halef olduğu, temerrüt durumunda kanuni takip işlemlerinin kredi veren tarafından yürütüleceği açıktır.
Dosyaya ibraz edilen davalı … Şirketi ticari mevduat hesabı hareketlerinde dava tarihine kadar kredi garanti fonu tarafınca davacı şirket kredisi için tazmin edilen bir tutar bulunmamaktadır. Kaldı ki, kredi garanti fonu tarafınca davacı … yapılan bir tazmin ödemesi olması hali davalılar hakkında yürütülen icra takibini etkilemeyecektir.
Kredi garanti fonu uygulamasına benzer bir durumu gösteren Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmelerinin yasal temelini, 7186 sayılı Kanun ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununa eklenen geçici 32. Madde, bu yasa ile ilişkilendirilen Yönetmelik ve BDDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Finansal Yeniden yapılandırma Büyük Ölçekli Uygulama Çerçeve Anlaşması, oluşturmaktadır. Söz konusu Yapılandırma Sözleşmesi, kanuna istinaden akdedilmiş olan ve asıl borcun ödenmesini ağırlaştırmayan, dolayısıyla da kefilin de sorumluluğunu ağırlaştırmayan, tam tersine hafifleten bir sözleşmedir. Ayrıca, akdedilen FYYS *de belirtildiği üzere; bu Sözleşme dava dışı asıl borçlunun finans sektörüne, aralarında akdedilen sözleşmelerde dayalı olarak kullandırılan kredilerin, firmanın lehine olacak yeni bir. vade ve faiz/kar payı uygulanmak suretiyle yapılandırılması olup, FYYS ‘ye konu kredilerin hiçbir şekilde ertelendiği, yenilendiği veya nakledildiği, anlamına gelmemektedir. Bu husus FYYS içeriğinde açık bir şekilde vurgulanmış olup devamında da, alacaklı kuruluşlar ile borçlu ve kefiller arasında akdedilmiş olan kredi sözleşme ve taahhütnamelerin bu sözleşmelere dayalı ipotek, rehin ve sair teminat belgelerinin geçerliliğini ortadan kaldırmadığı belirtilmiştir. Bu durum sebebiyle davacının, davalı bankaya Genel Kredi Sözleşmesine istinaden verdiği kefaletlerinden, kefalet limiti dahilinde ve dava dışı firma lehine tesis ettirdiği ipoteklerden ipotek miktarıyla sınırlı olarak sorumlu olduğu dolayısıyla da, Yapılandırma Sözleşmesinin akdedilmesiyle birlikte kefaletinin sona ermemiş olduğu, açıktır.
6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Yukarıda belirtilen açıklamalar, kanun maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kredi borcunun yapılandırılmasının borcun yenilenmesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla kredi sözleşmesindeki müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaları bulunan davalılar yönünden kefaletin geçerli olduğu, yapılandırmanın kefillerin kefilliklerini sona erdirmediği anlaşılmakla hüküm kurmaya, yargı denetimine elverişli bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle söz konusu kredi işlemleri nedeniyle davalı borçlu şirketten ve müşterek borçlu müteselsil kefil davalılardan talep edilebilecek alacak miktarı hesaplanmış, mahkememizce hesaplanan tutar üzerinden itirazın iptali isteminin kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19. H.D.nin 27/02/2013 gün ve 2013/10 E. 2013/1630 K. sayılı emsal içtihatında ”…alacağın, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu gözetildiğinde, sözleşme hükümlerine göre her aşamada hesap edilebilir, likit bir alacak olarak kabulünün gerekçesine ve borçlunun itirazında haksız bulunmasına göre, 2004 sayılı kanunun ilgili maddesi doğrultusunda itirazın iptaline karar verilen, harcı yatırılarak dava konusu edilen bölüm üzerinden alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekir…” şeklinde belirtilmiş olup davacı lehine hükmolunan alacak üzerinden hesaplanan miktarda icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Buna göre; Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında borçlu davalıların itirazlarının … TL asıl alacak, 31.692,16 TL işleyen akdi ve temerrüt faizi, 1.584,61 TL gider vergisi, 2.240,57 TL ihtarname gideri olmak üzere … TL üzerinden İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %29,9 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi UYGULANMASINA,
3-Hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan … TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL başvuru harcı ile … TL karar ve ilam harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEDE İRAD KAYDINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince kabul miktarı üzerinden hesaplanan … TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 17.900 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan davetiye, posta ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 4.655,75 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 4.594,18 TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul oranı dikkate alınarak 1.539,37 TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEDE İRAD KAYDINA,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın reddedilen oranı dikkate alınarak 20,63 TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEDE İRAD KAYDINA,
11-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır