Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/490 E. 2022/750 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/490 Esas
KARAR NO : 2022/750
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, davacı ve beraberinde çalıştığı ekibinin uzun yıllardır …’da … ve … işlerinde çalışan deneyimli ustalar olup, davalı şirket adına hareket ettiğini söyleyen davalı …’ın … her biri yaklaşık … m² büyüklüğünde … adet … işçilik işlerinin yapılması hususunda davacıyla görüşüp her bir … için … TL olmak üzere … TL bedel üzerinden anlaşıldığını, … yapılacağı kısımda … ustası tarafından yapılan “…” bir kısım hatalı imalatlar görüldüğünü, hatalı bu imalat nedeniyle davacı ve ekibinin bir hafta çalışamadığını, … gerekli düzeltmeleri yaptıktan sonra davacı ve ekibinin … montajına başlandığını, montajların yarısı tamamlandığı sırada davalı tarafın planda değişiklik yaptıklarını, … … eklemek istediklerini söylemiş, yaptıkları bu değişiklik nedeniyle … adet … “anlaşma harici ekstra olarak” yapıldığını, … yalıtımları yapılıp … döşenecek hale getirildiği sırada yağmur yağdığını, su yalıtımı için aldıkları yalıtım malzemesinin su geçirdiğini, ısı yalıtımı olarak kullarılan … ıslandığını, bu durumun davalılara bildirildiğini, davalı …’ın, yalıtım malzemesini satın aldığı firmayı telefonla arayarak “Verdikleri yalıtım malzemelerinin ayıplı olduğunu, kabul etmeyeceklerini, geri götürmelerini vs.” söylediğini bu konuşmadan ve … firmasından olur alınmasından sonra davalıların talimatıyla davacı ve ekibinin … … ısı yalıtımı olarak kullanılan …, su yalıtımı olarak kullanılan nem bariyerini (…), … vs.” söküldüğünü, davalı tarafından satın alınan yeni yalıtım malzemelerinin ve diğer sökülen malzemelerin davacı ekibi tarafından yeniden yapıldığını, … döşendiğini, başlangıçta tarafların dava konusu taşınmaz üzerine sadece … adet … … ve … işçiliklerinin yapılması hususunda anlaşılmasına rağmen davalı tarafın talebi üzerine çok farklı işlerinde yapıldığını, yapılan bunca işe karşılık davalıların toplam … TL ödeme yaptıklarını, anlaştıkları bedelin bir kısmını ödemedikleri gibi, ekstra yapılan imalatların karşılığını da ödemediklerini, bu sebeplerle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik … TL alacağın tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, davacı taraf için tacir araştırması yapılmış, gelen yazı cevaplarında davacının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğu görüldü.
6100 sayılı H.M.K. 2. Maddesinde; “…Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir…”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. düzenlemesi bulunmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içerisinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi uyarınca ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağı hususu düzenlenmiştir.
Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih 2015/8409 Esas 2016/1048 Karar sayılı emsal içtihatında ; “…Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1. maddesine göre ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Somut olayda dava; … ile uğraşmakta olan davalı şirketin, davacı … açmış olduğu … aldığı ve davacı … tarafından ihale gereği ödenmesi gereken bedelin ödenmesine rağmen, davalı şirketce icra takibine başvurulduğu ve icra takibinin kesinleşmesinden dolayı davacı … borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar, davalı taraf ticari şirket olsa da, davacının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle de davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır…”
Yine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 13/12/2016 Tarih 2016/13625 Esas 2016/12143 Karar sayılı emsal içtihatında da ; “…Her ne kadar davacı taraf ticari şirket olsa da; davalının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği…” belirtilmiştir.
21 Temmuz 2007 gün ve 26589 s. Resmi Gazete’de yayınlanan, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/b maddesi ile de, “213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları…” kararlaştırılmıştır.
Vergi usul kanununun 177 inci maddesi gereği, bilanço esasına göre defter tutma hadleri; (177/1 gereği) alış tutarı kalemlerinde, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı için ise … TL’dir. Satış tutarı kalemlerinde, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı ise … TL’dir. Kanunun 177/2 maddesi gereği, yıllık gayrisafi iş hasılatı hadleri; … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL’dir. Kanunun 177/3 maddesi gereği, 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde İş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı hadleri; … yılı için … TL, … yılı için … TL, … yılı için … TL, … yılı için … TL, … yılı için … TL, … yılı için … TL’dir.(https://…/…/…/…/…-…-…-…-…-…-…/) (https://…/…/…/…/…-…-…-…-…-…-…/)
Müzekkere cevaplarına göre davacının ticari vergi kaydının olmadığı, ticaret odasına ve ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı olmadığı görülmekle davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, davalılardan biri tacir olsa dahi davacının tacir olmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari davalardan da olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili Av. … ile e- duruşma talep eden davalı vekili Av. …’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır