Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/486 E. 2023/56 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/486
KARAR NO : 2023/56
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ : 25/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla, … İcra Müdürlüğünün …, …, … ve … esas sayılı dosyalarıyla borçlu hakkında ilamsız icra takipleri yapıldığı, takipler borçlunun itirazıyla durdurulduğu, müvekkilinin davalının … vasıtasıyla … Bankası ile imzaladığı kredi sözleşmesi sebebiyle davalıya kefil olduğu, davalı …’in vadesi gelen kredi ödemelerinin hiçbirini gerçekleştirmediği, bunun üzerine müvekkilinin borcun katlanmaması ve mağdur olmamak için kefil sıfatıyla kredi borcunu ödemek zorunda kaldığı, … tarihinde … TL; … tarihinde … TL, … tarihinde … TL. ve … tarihinde … TL. yaptığı ödeme sebebiyle icra takipleri yoluyla kefil sıfatıyla yaptığı ödemeleri faizleri ile birlikte talep ettiği, arabuluculuk başvurusundan netice alamadıkları belirtilerek davalının takip dosyalarına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere … tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, Kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Belirtmek gerekir ki; Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; icra dosyaları uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Dava, asıl borçlunun borcunu ödeyen kefilin, rücu için yaptığı icra takiplerine davalının itirazının haksız olduğundan bahisle açılan itirazın iptali talebinden ibarettir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 581. maddesi kefalet sözleşmesi;
“Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.”
Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında yapılır ve kefalet sözleşmesinin hukuki sebebi alacaklıya teminat sağlamaktır. Kefalet sözleşmesi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir(YHGK., T. 24/05/2017, E.  2017/1135,  K. 2017/1012 )
Bilindiği üzere; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ”Kefilin rücu hakkı” başlıklı 596. maddesinde; (1)”Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir. (2)Kefil, aksi kararlaştırılmamışsa, rehin hakları ile aynı alacak için sağlanmış diğer güvencelerden sadece kefalet anında var olan veya bizzat asıl borçlu tarafından sonradan özellikle bu alacak için verilmiş bulunanlara halef olur. Alacaklıya kısmen ifada bulunan kefil rehin hakkının sadece bunu karşılayan kısmına halef olur. Alacaklının rehin konusu üzerinde geriye kalan alacak hakkı, kefilin rehin hakkından ön sırada gelir.”
Dosyanın niteliği gereği; mahkememizce deliller toplandıktan sonra dosya, bir bankacı, bir borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Dava dışı banka ve kooperatif tarafınca müzekkere üzerine dosyaya tevdi edilen belge ve kayıtların incelenmesinde; Davalı … ile dava dışı … Bankası … Şubesi arasında bağıtlanan … tarihli … TL. limitli çerçeve kredi sözleşmesine dayalı olarak davalı …’e davacı …, dava dışı …, dava dışı … Kooperatifinin her birinin ayrı ayrı … tarih … TL. üzerinden müteselsil kefaletlerinin sağlanmasıyla, … numaralı üç ayda bir …TL. anapara geri ödemeli … taksitten oluşan … TL. tutarında nakdi esnaf kredisi açıldığı ve kredinin davalının … nezdindeki mevduat hesabına … tarihinde alacak kaydı verilmek suretiyle kullandırıldığı; Kredi hesabı ekstresinde, sözü edilen krediye karşılık … tarihinde … TL,
… tarihinde … TL, … tarihinde … TL, … tarihinde … TL ve ertelemeden doğan faiz ilavesi sonucu … tarihinde … TL. ödenmesiyle, kredinin … tarihinde kapatıldığı görülmekte olup, kredi hesabında sözü edilen ödemelerden sadece … tarihli ödeme kaydı açıklamasında davalı … tarafından kefil sıfatıyla ödeme yapıldığı; ancak, icra dosyalarına sunulan dava dışı … Bankası … şubesince düzenlenen banka dekontlarında, kredinin anapara taksiti ve anaparaya işleyen faizleriyle birlikte, … tarihinde … TL. … tarihinde … TL, … tarihinde … TL. ve … tarihinde … TL. tutarların davacı … tarafınca kefil sıfatıyla davalı …’in kredisine mahsup edilmek üzere …’in banka nezdindeki mevduat hesabına yatırıldığı, dekontlar üzerine açıkça şerh düşüldüğü ve söz konusu tutarların davalı …’in kredi hesabına aktarılarak kredinin kapatıldığı; Davalının kredi taksitlerinin vadelerinde ödenmemesiyle kredi borcunun muaccel hale geldiği ve davacı …’un TBK 596 maddesi hükmü uyarınca kefil sıfatıyla ödediği tutarı kredi lehtarı …’e karşı rücu hakkı doğmuş olup, davacı tarafınca ödediği tutarları dört ayrı icra takibiyle davalı kredi lehtarı …’den talep etmesi huzurdaki davanın konusunu oluşturduğu belirtilerek; yapılan hesaplama sonucu; … İcra Müdürlüğünün … tarih … esas sayılı dosyasına ilişkin hesaplamada; … TL asıl alacak, … TL faiz olmak üzere toplamda … TL; … İcra Müdürlüğünün … tarih … esas sayılı dosyasına ilişkin hesaplamada; … TL asıl alacak, … TL faiz, olmak üzere toplamda … TL; … İcra Müdürlüğünün … tarih … esas sayılı dosyasına ilişkin hesaplamada; … TL asıl alacak, … TL faiz olmak üzere toplamda … TL; … İcra Müdürlüğünün … tarih … esas sayılı dosyasına ilişkin hesaplamada, … TL asıl alacak, … TL faiz, olmak üzere … TL hesaplama yapılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, rapora karşı verdiği beyanda, iddialarının doğruluğunun teyit edildiği özetle, beyan etmiştir.
Davalı, her hangi bir itiraz veya beyanda bulunmamıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundaki tespit de göz önüne alınarak, davacının davasını ispatladığı kanaatiyle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların var olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla; davacının inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; … İcra Müdürlüğü … Esas; … İcra Müdürlüğü … Esas; … İcra Müdürlüğü … Esas; … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı sayılı dosyalarına yaptığı İTİRAZLARININ AYRI AYRI İPTALİ İLE; takiplerin DEVAMINA, takip dosyalarındaki asıl alacaklara her bir takip tarihlerinden itibaren %9 faiz işletilmesine,
2-Davacının inkar tazminatının kabulü ile; hükmolunan miktar toplamının % 20’si üzerinden hesaplanan … TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan … TL başvuru harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan … TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye … TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda … TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı … TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; … TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; … TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı asil Sn. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır