Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/483 E. 2022/849 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/483 Esas
KARAR NO : 2022/849
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … A.Ş abonelerine KabloTV/internet hizmeti sunduğunu, aboneler ile yapılan sözleşme gereği bu hizmetin kesintisiz olması gerektiğini, davalı tarafından vekil eden … A.Ş şirketine ait … adresinde bulunan KabloTV/İnternet şebekesinin hasara uğratıldığını, aboneleri tarafından oluşturulan arıza kaydının akabinde teknik saha ekibi ve taşeron şirket elemanlarının davaya konu adrese giderek tespit yapıtıklarını, fotoğraflarını çektiklerini ve tutanak tutulduğunu, arızanın giderilebilmesi için gerekli malzemelerin tespiti ile hasarın giderildiğini, hasara ilişkin tüm evrakların davalı tarafa gönderilerek belirlendiğini, miktarın tahsilini davalıdan talep ettiklerini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi , itiraza dayalı bir başvuruda da bulunulmadığını, Zararın tazmini için Arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu ancak taraflar arasında herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, davalarının kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile hasar tarihi itibari ile KDV dahil 1.589,34 TL ( Hasar tarihindeki TCMB döviz kuru karşılığı %18 KDV) alacağın, hasar tarihinden itibaren işleyecek TCMB’nin yasal faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı davaya cevap vermemiş, davalı şirket yetkilisi celse arasında 29/07/2022 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, haksız fiil nedeniyle tazminat davasıdır.
6100 sayılı HMK’nun 308. maddesinde “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur”
311. maddesinde “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.”
düzenlemesine yer verilmiştir.
Davayı kabul, davalının mahkemeye ulaşması gerekli tek taraflı irade beyanı ile davacının dava dilekçesindeki talep sonucu kısmına kısmen veya tamamen muvafakat etmesi şeklinde tanımlanabilir (Kuru, B.; Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, C. IV., İstanbul 2001, s. 3674; Tanrıver, S.; Mahkeme Huzurunda Yapılan Kabuller, AÜHFD, 1995/I, s. 221). Kabul, davayı sona erdiren usul işlemi olmasının yanı sıra aynı zamanda davalı, davacının istemiş olduğu hakkın varlığını da kabul ettiğinden bir maddi hukuk işlemidir (Kuru, s. 3677). Davayı kabul, her şeyden önce bir usul işlemi olduğundan, kabulün şartları ve etkileri usul hukuku bakımından düzenlenir.
Davayı kabulden söz edilebilmesi için dört koşulun bir arada bulunması gerekir. Bunlardan ilkini; davalı tarafından mahkemeye yöneltilmiş bulunan tek taraflı ve varması gereken bir irade beyanının mevcudiyeti oluşturur. Bu irade beyanının kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları doğurabilmesi mahkeme veya davacı tarafından kabul edilmesine bağlı değildir. Diğer bir koşul, davayı kabule ilişkin irade beyanının, kayıtsız, şartsız ve açık olması gereklidir (6100 s. HMK m. 309/4). Usul işlemleri kural olarak şarta bağlı olarak yapılamayacağından, şarta bağlı olarak bir kabul beyanında bulunulmuş ise, davalının bu beyanının davayı kabul olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davalının, davanın kabulüne ilişkin davayı kabul eden irade beyanının, kayıtsız, şartsız olmasının yanı sıra, açık ve tereddüte yer vermeyecek bir biçimde kesin olmalıdır. Zımni olarak davayı kabul de mümkün değildir (Kuru, 3692-3694). Diğer taraftan, davalının kabule ilişkin irade beyanının davacının talep sonucunu konu alması gerekir. Davalı sözü edilen irade beyanı ile davacının dava dilekçesinin talep sonucu kısmına rıza gösterir. Davayı kabul davacının dava dilekçesinin talep sonucunun tamamına ilişkin olabileceği gibi, talep sonucunun bir kısmına ilişkin de olabilir ( HMK m. 309/3). Son koşul olarak kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda hüküm doğurur (6100 s. HMK m. 308/2). Medeni Usul Hukukunda kural olarak tasarruf ilkesi (1086 s. HUMK m. 72, 6100 s. HMK m. 24) uygulandığından, bu ilkeden hareketle davalı da dava konusu üzerindeki tasarruf yetkisine dayanarak açılmış bir davayı kabul edebilir. Bu suretle davalının kabulü davayı sona erdirir.
Kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir ( 6100 s. HMK m. 309/1). Kabulün zamanı ise 6100 sayılı HMK’nın 310. maddesinde düzenlenmiş ve feragatta olduğu gibi hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği öngörülmüştür. Kabul, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemidir. Davayı kabul ile mevcut olduğu tespit edilen veya yeni doğan hak, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava konusu yapılamaz ( 6100 s. HMK m. 311). Davanın kabulü, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur (6100 s. HMK 311/1, 1.c)
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” düzenlenmesine yer verilmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesine göre; Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; Davalı şirket yetkilisi 29/07/2022 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğini beyan ettiğinden 6100 sayılı HMK’nın 311/1 fıkrası gereği kabulün kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurması ve aynı sayılı yasanın 309/2 maddesi gereği hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaması sebebiyle, davanın kabul nedeniyle kabulüne, kabul beyanı ön inceleme duruşmasından önce sunulduğundan harcın ve vekalet ücretinin buna göre belirlenmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabul nedeniyle KABULÜ İLE, 1.589,34 TL’nin hasar tarihi olan 22.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDNEMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 36,19-TL harcın peşin olarak alınan 80,70.-TL harçtan mahsubu ile 44,51-TL’nin istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 794,67-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 128,39-TL ilk dava masrafı 13,75.-TL müzekkere, davetiye giderinden ibaret toplam 142,14-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davalıdan ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’in yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı