Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/48 E. 2023/192 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/48
KARAR NO : 2023/192
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/12/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile davacı …’nin diğer davacı şirketin ortağı olduğunu ve davacıların … şubesi ile çalıştığını, müvekkili …’un, davalı ortak …’e duymuş olduğu güvensizlik nedeni ile … tarihinde davalı …’in herhangi bir banka hesabından ayda sadece … USD’ye denk gelen farklı para birimi cinsinden para alabileceği, onun dışında herhangi bir işlemi sadece banka şubelerinden “Çift İmza” ile yapacağına dair şirket tarafından kısıtlama kararı alındığını, kararın şirket defterine işlenerek notere tasdik ettirildiğini, kısıtlama kararını …’in de kabul ettiğini ve çift imza şeklinde birlikte imzaladıklarını, … ruble tutarındaki paranın … tarihinde saat 16:33’te … … Şubesi’ne geldiğini ve valör işleminin de … cuma günü gerçekleştiğini, gelen bu paranın avans niteliğinde olup işin yapılması için gönderilen bir para olduğunu, şirket müdürlerinin bu parayı yalnızca iş için harcamaya yetkili olduğunu, davalı …’in, bankanın işlem yetkisi vermesi sayesinde yatan parayı şirket hesabından kaçırdığını, … … Bulvarı Şubesinin gerçekleştirilmiş olduğu işlemlerin şüpheli olup …’in yapacağı herhangi bir işlemi sadece ve sadece banka şubelerinden çift imza ile yapması mümkün iken bu şahsın tek başına telefon numarasını değiştirip akabinde değiştirdiği telefon numarası sayesinde hesaptaki parayı çalmasında … … Bulvarı Şubesinin de hem hukuki hem de cezai sorumluluğu bulunduğu beyanla davanın kabulüne, …-TL tutarındaki maddi zararın tazminine, 10.000,00-TL’lik manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı bankaya yöneltilen iş bu haksız ve mesnetsiz davanın kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirketin Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları incelendiğinde; davaya konu olay tarihi itibariyle, davacı şirketin yalnızca kuruluşuna ilişkin yayınlanan ilan metninin mevcut olduğunu, davacı tarafın mevcut olduğunu iddia ettiği kısıtlama kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmediğini, davacı şirket adına gerçekleştirilen işlem anında, davalı bankanın çalışanı tarafından davacı firma yetkilerinin güncel durumu, Ticaret Sicil Gazetesi’nden kontrol edilmiş, yapılan kontrolde davacı şirketin temsil ve işlemlerinde … ve … münferiden yetkili olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafından mevcudiyeti iddia edilen “kısıtlama kararının” ilan edilmemiş olması ve dolayısıyla mevcuttaki şirket yetkililerinin yetkilerinin kapsamı hakkında ilan edilen ve resmi kayıtlarda Ticaret Sicil Kayıtlarında mevcut bilgilerden başkaca bilgi sahibi olunamayacağının sabit olduğunu, davalı bankanın sonrasında yaşanan olaylardan ve şirket ortakları arasında yaşanan sorunlardan ve şirketin iç işleyişinden bilgisi mevcut olmamakla, davalı bankadan resmi kurum kayıtları ve sicillerde yer alan bilgiler haricindeki söz konusu durumdan bilgisinin olması da kendisinden beklenemeyeceğini, davaya konu olayın yaşandığı … tarihinde; davalı …’in; … Bulvarı Şubesi’ne gelerek firmanın kurumsal internet şubesi erişimine ilişkin telefon numarası değişikliği yaptığını ve işlem esnasında işlemi gerçekleştiren davalı banka çalışanına yetkilerinin kısıtlandığına ve bu işlemi münferit imzasıyla gerçekleştiremeyeceğine yönelik herhangi bir bilgilendirme yapmadığını, banka çalışanının da telefon değişikliği yapmaya yönelik talebine istinaden Ticaret Sicil Gazetesi, mersis ve imza sirkülerinde yaptığı kontrollerde …’in firmayı temsile münferiden yetkili olduğunu ve bu kişi hakkında herhangi bir kısıtlama kararı görmediği için telefon numarası değişikliği işlemini gerçekleştirdiğini, davacı şirketin kurumsal internet şubesinde de … kullanıcı kodlu tek kullanıcı tanımlı olması ve bu kullanıcıya MBB açılışı itibarıyla hesaplar üzerinden işlem yapılma yetkisi tanımlanmış olması dolayısıyla da …’in kendine ait … nolu telefon numarasını saat 09.14’te firmanın kurumsal internet şubesine tanımlanınca işlem yetkisinin bu telefona geçtiğini, davacı bankaca, bahse konu numara değişikliğine ilişkin elektronik ortamdan SMS ve e-posta da gönderildiğini, telefon değişikliğine dair uyarı SMS’i ile …’in hesabına yapılan para transferi arasında 1 saat 15 dakikalık bir zaman dilimi bulunduğunu, davacı tarafından bilgi sahibi olmadığı iddia edilmişse de işlem anında gönderilen SMS, davacı … ulaşmış ancak davacı, uzun saatler müvekkil bankayla telefonla dahi iletişime geçmemiş, hiçbir girişimde bulunmamış, diğer davalı …’in telefon numarası değişikliğinden bir süre sonra (tarafımızca 1 saat 15 dakikalık bir zaman aralığı tespit edilmiştir) kurumsal internet şubesi üzerinden kendi hesabına …-TL aktardığını, olaydan sonra davacı …, aynı gün öğleden sonra davalı banka … Şubesine gelmiş, kendine ait … telefon numarasını firmanın kurumsal internet şubesine tanımlatmış ve şube/ davalı banka da davacı/müşteri şikayetinden bu şekilde haberdar olduğunu, davalı banka ve banka çalışanları tarafından gerekli özen ve sorumluluğun yerine getirilerek kontrollerin yapıldığı sabit olup … …’in art niyetle hareket ettiğini, somut olayda; davacı şirket ortağının davalı bankaya şikayeti üzerine, davaya konu işlemin davalı bankaca incelendiğinde … tarihinde telefon numarası değişikliği, akabinde … İnşaat Malzemeleri firmasının kurumsal internet şubesi üzerinden …’in hesabına gerçekleştirilen … TL’lik para transferinin detaylarının belirtilen şekilde olduğunun tespit edildiğini, …, transfer ettiği … TL’lik tutarın … TL’lik kısmını; kendisinin davalı banka … Şubesindeki diğer hesabına ve aynı soy isimli farklı şahıslara EFT yaptığını, davalı …’in hesabında kalan tutarı da muhtelif zamanlarda alışveriş için harcadığının anlaşıldığını, somut olayda davalı bankanın kendisinden beklenilen tüm dikkat ve özeni gösterdiğini, davacı şirket ortaklarının basiretsiz davranışlarından doğan sorumluluk ve kusurun davalı bankaya yüklenemeyeceğini ileri sürerek, her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın öncelikle dava şartı eksikliğinden usul yönünden reddine, davalı banka aleyhine haksız ve mesnetsiz açılan davanın husumet yokluğundan ve esastan reddine, yargılama gideri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Taraflara usulüne uygun meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava dosyasının Antalya … Tüketici Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
…’a müzekkere yazılarak; davacı şirketin ilgili banka şubesinde hesabının bulunup bulunmadığı, hesaptan para çekme, hesapla ilgili işlemler yapma hususunda şirket tarafından bankaya verilen talimat olup olmadığı, şirket ile banka şubesi arasındaki çalışmaya ilişkin sözleşme ve varsa yazılı talimat ile şirket hesabına ilişkin hesap hareketlerini gösterir kayıt ve belgeler ile davacı şirket tarafından kişiye özel hesapla ilgili talimat yapma yetkisi verilmiş ise söz konusu kişiye ait açık kimlik bilgileri, bu kimlik bilgilerinin değiştirilip değiştirilmediği ile ilgili tüm kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; davacı şirkete ait sicil dosyası ve … tarihinden itibaren şirketi temsil yetkisi bulunan kişi/kişilerin isimlerine ilişkin kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı tarafa, dava dilekçesindeki talep sonucunu açıklamak üzere süre verilmiş, davacı taraf talep sonucuna ilişkin beyan dilekçesini dosyamıza ibraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada: davalı bankaya ait fiziki ve internet kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek davacının iddia ettiği işlem kısıtlılığının bulunup bulunmadığı, işlem kısıtlılığının davalı gerçek kişinini telefon numarasını değiştirerek işlem yapmasına engel teşkil edecek nitelikte olup olmadığının, işlem kısıtlılığının hangi hususları kapsadığının dolayısıyla yapılan işlemde bankanın kusurunun olup olmadığı, bankanın gerekli özeni gösterip göstermediği, bankanın kusuru var ise talep edilebilecek tazminat miktarına ilişkin mahkeme ve yargı denetimine elverişli rapor tanzimi için dava dosyası bir bankacı bilirkişi, bir internet ve bilgi işlem alanında uzman bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, bankacı bilirkişi … ve bilgisayar mühendisi bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “…Davacı şirketin davalı banka nezdindeki hesapları incelendiğinde, tüm işlemlerin şirket ortağı davalı … tarafınca yürütüldüğü, davacı şirketin kurumsal kimliğini banka nezdinde …’in temsil ettiği, bankanın log kayıtlarında … tarihli davacı şirketin yetki kısıtlamasıyla ilgili yönetim kurulu kararına ilişkin her hangi bir kayıt ve/veya iz bulunmadığı, davalı …’in yetki kısıtlanmasını bilerek ve bankaya haber vermeksizin hareket ettiği, davalı …’un … günü sabah saatinde münferit yetkili sıfatıyla hareket ederek kurumsal kullanıcı kimliğinde sistemde kayıtlı telefon numarası değişikliğinde bulunması talebinin davalı banka tarafından incelenerek yerine getirilmesinde bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığı, telefon numarası değişikliği talebi saat: 09.14 itibariyle yerine getirilirken davacı şirketin hesabından … TL’nin saat 10:29’da çıkarıldığı, değişiklik işleminin kısa mesajla değişikliğin yapıldığı telefona bildirildiği, anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça … TL. paranın tek kalemde internet üzerinden havale edilmesinin mümkün olmadığı iddiasının hiçbir dayanağı olmadığı, yukarıda açıklanan … tarihli müşteri tercih ve seçimleri formunda işlem limiti … TL. Ve … USD Dolar olarak belirlendiği, ticari işletmeler için intemet bankacılığı uygulamasında rutin ve normal bir tespit olması bir yana, bu tercihin kullanıcı firma tarafınca bu limitlerin her zaman değiştirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Gerek ticari ve gerekse tüketici banka müşterilerinin kendi tercihleriyle kullandıkları elektronik bankacılık işlemlerinde güvenliğin sağlanması ve sürdürülmesinde her türlü tedbirin alınması, bu tedbirlerin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetmeliğinde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliğ ve tebliğ hükümleri kapsamında yürütülmesi esastır. Müşterilerin hesaplarında bulunan paraların güvenliğinin sağlanmasında alınan tedbirler esas itibariyle kötü niyetli üçüncü kişilerin güvenlik önlemlerini aşarak hesap sahiplerinin iradeleri dışında işlem yapmasını önlemeye yöneliktir. Somut olayda, davalı … davacı şirketin büyük hisseye sahip ortağı ve şirket müdürü sıfatıyla banka hesaplarını … tarihinde açtıran ve şirket adına kurumsal internet bankacılığının kullanıcı olarak şirketin hesapları üzerinde tasarrufta bulunan şirket yetkilisidir. … tarihinde davacı şirketin ana sözleşmesi ve ticaret sicili tesciline göre münferit yetkili sıfatıyla hareket etmiş ancak, … tarihinde şirketin dâhili işlemi olarak diğer davacı ile birlikte yetki kısıtlaması kararının usulü gereği ticaret siciline tescil ettirilmediği gibi davalı bankaya da bildirilmediği, davalı …’in davacı şirket ortağı ve yetkilisi olarak … tarihinde 10:29 – itibariyle davacı şirketin banka nezdindeki hesabından internet bankacılığı/kurumsal mobil kullanıcısı sıfatıyla … TL’yi …’in davalı Bankanın Antalya şubesindeki … numaralı hesabına havale edilmesi işleminin gerçekleşmesinde davalı bankaya yöneltilebilecek bir kusur bulunmadığı, banka yönünden şüpheli bir işlem olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı,” kanaat ve sonucuna varılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, banka ve gerçek kişiye karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar tarafından bankaya yönelik olarak; bankanın bankacılık işlemlerine uygun özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davacıyı ve şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla meydana gelen zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.
Davacılar tarafından davalı … yönünden ise; şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkin olarak maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulduğu görülmüştür.
Davacı tarafın davacı şirket tarafından davalı … aleyhine açtığı davanın Ltd Şirket yöneticisi olan davalı aleyhine davacı şirket tarafından açılan TTK 553 maddesi kapsamında şirket yöneticisinin sorumluğu nedeni ile tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı şirket müdürü yönünden sorumluluk davası açılabilmesi için TTK 618/3.c maddesi uyarınca yasa da öngörülen nisapla alınmış bir genel kurul kararının bulunması gerektiği fakat genel kuruldan bu yönde karar alınmadığı bu hususunun HMK 114/2 maddesi uyarınca özel dava şartı niteliğinde olduğu anlaşılmakla; davacı tarafa anılan hususta genel kurul kararını ibraz etmek üzere 1 aylık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde genel kurul kararının ibraz edilmemesi halinde açılan davada tazminat istemine ilişkin sorumluluk davası yönünden istemin dava şartı yokluğu nedeniyle davacı şirket yönünden usulden reddine karar verileceği hususunda kesin süre verilmiş, dava şartı niteliğindeki genel kurul kararının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Ayrıca mahkememizce açılan davada davalı banka ve limited şirket müdürü arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, bu anlamda her bir davalı yönüyle ayrı ayrı peşin harç yatırılması gerektiği anlaşılmakla davacı tarafa bu husustaki peşin harç eksiğini tamamlamak üzere süre verilmiş, davacı tarafça bu yöndeki eksiklik tamamlanmıştır.
Davacı tarafça … tarihli dilekçe ile, … TL zararın davalı …’den alınarak zarara uğrayan davacılara verilmesi ve davacıların ticari itibarı zedelendiği için 9.000 TL manevi tazminatın davacılara ödenmesi, ayrıca 1.000 TL manevi tazminatın da davalı bankadan tahsili ile davacılara verilmesi talep edilmiştir.
Eldeki dava yönünden mahkememizce her iki davanın yargılama usullerinin farklı olduğu, zira banka yönünden açılan tazminat istemli davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin davanın ise yazılı yargılama usulüne tabi olduğu, her iki davanın ayrı ayrı görülmesi gerektiği anlaşılmış ise de; gelinen aşamada davacının banka yönünden maddi tazminat talebinin bulunmaması, delillerin her iki davalı yönünden de toplanmış olması dikkate alınarak davacının talepleri yönünden dava dosyasının her iki davalı için tefriki yoluna gidilmemiş, birlikte sonuçlandırılmasının usul ekonomisi ve yargılamanın sürüncemede kalmaması ilkelerine uygun olduğu kanaatine varılarak her iki dava birlikte görülmüştür.
Davacıların davalı banka yönünden bankacılık işlemleri nedeniyle doğan zarara ilişkin talepleri yönünden yapılan değerlendirmede:
Yukarıda belirtilen bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere bankanın şirket müdürü tarafından yapılan işlemlerde gerekli dikkat ve özeni gösterdiği, şirket tarafından alınan işlem kısıtlılığına ilişkin kararın bankaya ve ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmediği, ticaret sicil gazetesinde bu yönde bir ilan yapılmadığı, buna göre banka tarafından yapılan işlemde kusurlu bir hal bulunmadığı anlaşılmakla davalı banka aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasında davacı … ve davacı şirket tarafından açılan manevi tazminat davasının ve davacı şirket tarafından açılan manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirket müdürü aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemli sorumluluk davası yönünden yapılan değerlendirmede:
Kurucuların, Yönetim Kurulu Üyelerinin, Yöneticilerinin ve Tasfiye Memurlarının Sorumluluğunu Düzenleyen TTK’nun 553. maddesinde; ” Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. ”
TTK’nun 555. Maddesinde de; “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04/03/2015 tarih, 2014/18180 Esas, 2015/2931 Karar sayılı emsal içtihadında; “… Yönetici aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı ortaklığa aittir. Ancak, zarar gören ortakların da yöneticiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Yöneticinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Limited şirketlere uygulanacak anonim şirketlere ilişkin hükümlerin gösterildiği dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 644. maddesi gereğince, şirket yöneticilerinin sorumluluğu hakkında anonim şirketlerin bu konudaki hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı, davalı yöneticinin eylemleri ile şirketin doğrudan, kendisinin ise dolaylı olarak yani şirkete verildiği iddia olunan zarardan dolayı uğradığı zararın tazminini de terditli olarak istemiştir. Limited şirket yöneticileri hakkında da geçerli olan hükümler uyarınca şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 555. maddesi gereğince “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.”…”düzenlemesi mevcuttur.
Yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Davacı … tarafından davalı şirket müdürü aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasında, şahsına talep ettiği maddi ve manevi tazminat yönünden aktif husumetinin bulunmadığı, zira yukarıda belirtilen kanun maddesi uyarınca tazminatın ancak şirkete ödenmesini talep edebileceği görülmekle kendisine ödenmesine ilişkin talep yönünden aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların şirket müdürünün sorumluluğu yönünden açtığı ve talep edilen maddi tazminatın şirkete ödenmesine ilişkin istemine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; şirket müdürü davalı …’in şirket tarafından işlem kısıtlılığına ilişkin alınan kararı şirket müdürü olarak ticaret sicil müdürlüğüne ve bankaya bildirmediği gibi telefon numarasını değiştirmek suretiyle bankada şirkete ait hesaptaki tutarı kendisi ve başkalarına ait hesaplara aktararak şirketi zarara uğrattığı, bu hali ile sorumluluğunun doğduğu anlaşılmakla maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulü ile … TL’nin davalı …’den tahsili ile davacı şirkete verilmesine karar vermek gerekmiştir.
… aleyhine davacı şirket ortağı ve şirket yönünden talep edilen manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
6102 sayılı TBK’nun “Kişilik Haklarının Zedelenmesi” başlıklı 58. maddesinde ; “Kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
TBK’nın 58. (818 sayılı BK, m. 49) maddeleri ile koruma altına alınan kişilik hakları, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru, sır alanı, mesleki itibarı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.
Görüldüğü üzere, TBK’nın 58. (818 sayılı TBK, m. 49) maddesi gereğince kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Burada kural olarak doğrudan doğruya zarar görme koşulu aranmaktadır. Ancak kişilik değerlerinin kapsam ve çerçevesi, yerleşik değer yargılarına ve yaşam deneyimine bağlı olarak belirlenmelidir. TBK’nın 58. maddesi genel bir düzenleme olup, öngördüğü koşullar gerçekleştiğinde, ruhsal uyum dengesi sarsılanın, kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat isteyebilmesi olanağı vardır. Manevi tazminat isteminin temelinde, davalının haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere haksız eylemin unsurları hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunmasıdır.(Yargıtay 11. HD, 2018/5521 E, 2019/6490
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, somut olayda, davalılar tarafından gerçekleştirilen, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan bir durum söz konusu değildir. Banka yönünden zaten, bir kusurun olmadığı mahkememiz kabulündedir. Diğer davalı yönünden ise maddi tazminat hükmü kurulmuştur ancak kişilik haklarına saldırı ve manevi zarar oluşturduğu iddiası yerinde değildir.
Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
Buna göre … TL’nin davalı …’den tahsili ile davacı … … Limited Şirketine VERİLMESİNE,
2-Davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının aktif husumet yönünden REDDİNE,
3-Davacı … tarafından davalı banka aleyhine açılan manevi tazminat davasının REDDİNE,
4-Davacı şirket tarafından davalılar aleyhine açılan manevi tazminat isteminin REDDİNE,
Maddi tazminat davası yönünden;
5-Harçlar Kanunu uyarınca davacılar … Ltd Şti ‘nin açmış olduğu dava için alınması gereken 34.113,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 8.528,51 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25.584,89 TL harcın davalı …’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince davacılar … ve … Ltd Şti ‘nin açmış olduğu dava için hesaplanan 72.914,74 TL nispi vekalet ücretinin tazminatın şirkete verilmesi dikkate alınarak davalı …’den tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacılara eşit oranda VERİLMESİNE,
7-Davacı … Ltd Şti tarafından yapılan 51,00 TL davetiye, 229,20 TL posta, 4.000 TL bilirkişi giderinden ibaret toplam 4.280,20 TL yargılama giderinin davalı …’den tahsili ile davacılara eşit oranda VERİLMESİNE,
8-Davacı … Ltd Şti tarafından yapılan 8.596,31 TL ilk dava masrafının davalı …’den tahsili ile davacı … Ltd Şti’ne VERİLMESİNE,
9-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın yatıran tarafa İADESİNE,
Manevi tazminat davası yönünden;
10-Davacı … tarafından açılan dava için alınması gereken harç peşin alındığından başkaca HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince davacı … tarafından davalı banka aleyhine açılan dava için hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin kendisini vekille temsil ettiren davacı …’dan tahsili ile davalı bankaya VERİLMESİNE,
12-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince davacı şirket tarafından davalı banka aleyhine açılan dava için hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin anılan davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalı bankaya VERİLMESİNE,
13-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
14-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır