Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/463 E. 2023/520 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/463
KARAR NO : 2023/520
DAVA : Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar (Finans İhtisas) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan … Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar (Finans İhtisas) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirketin imzalamış olduğu Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca davacı … Şubesinden krediler kullandığını, davalılar … ve …’de söz konusu borçlara müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, ancak, borçlu firma kredinin geri ödemesinde temerrüde düştüğünden, borçlunun kredi hesabı kat edilmiş ve borçlulara noter ihtarnameleri gönderilmek suretiyle ödemeye davet edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine … numaralı teminat mektubu borcu ile … numaralı taksitli ticari kredi borcu için Antalya … Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiğini, borçlu/davalıların icra takibine karşı itiraz dilekçeleri ile takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz etmiş ve söz konusu takibe davalılar yönünden devam edilebilmesini teminen dava şartı olan zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olup, … tarihindeki arabuluculuk toplantısında, anlaşma sağlanamamış ve dava şartı olan arabuluculuk son tutanağı … tarihinde imzaladığını, davalı borçluların takibe haksız yere itiraz ettiklerinden icra takibimize devam edilebilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davalıların Antalya … Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki haksız ve mesnetsiz itirazlarının … TL’lik kısmının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalıların aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti, arabuluculuk masrafları ve yargılama giderinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf işbu itirazın iptali davasına konu etmiş oldukları icra takibi ve dayanak ihtarname ile davalılardan, Genel Kredi Sözleşmesi’nden sonra tahsis edilen ve ayrıca bir kefalet ilişkisi kurulmayan kredi kullandırımları için icra takibi ikame edildiğini, davalı şirket ile davacı … arasında yeni bir kredi tahsisi; Genel Kredi Sözleşmesi kaynaklı ödeme planını, kredi tutarını ve faiz oranını değiştirerek yenileyen bir sözleşme olup; ancak beraberinde yeni bir kefalet sözleşmesi akdedilmediğini, dolayısıyla … ve … ile sonradan tahsis edilen kredilere ilişkin kefillik ilişkisi kurulmadığını, zira, Türk Borçlar Kanunu madde 582 uyarınca; kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabileceğini, borçların yeniden yapılandırılması, yeni bir kredi tahsisi, mevcut borcun miktarının artırılması ya da eksiltilmesi veya ödeme şeklinin ya da takviminin değiştirilmesi sonucunu doğuracak şekilde yeniden düzenlenmesinin mümkün olduğunu, yeni ödeme planında davalılar … ve …’ün kefil olarak yer aldıklarına dair beyanları ve imzaları bulunmadığını, dolayısıyla ortadan kalkmış olan çerçeve sözleşmede mevcut kefalet ilişkisine dayanılarak haklarında icra takibi başlatılmasının hukuki bir dayanağı bulunmadığını, … tarafından kredi sınıflandırılması ve düzenlenmesinde yönetmelikle belirlenen süreler ile yapılandırma hükümlerine aykırı şekilde hareket edildiğini, kefillerin Genel Kredi Sözleşmesi’ne dayanarak borçlu olduklarını kabul etmemekle birlikte; Antalya … Alacakları İcra Dairesi … Esas sayılı icra takip dosyasında mevcut ödeme emri incelendiğinde kefiller bakımından da işlemiş faiz kalemleri talep edildiğini, kefilin borçtan dolayı temerrüde düşürülmesi için hesap kat ihtarının kefile tebliğinin şart olduğunu, asıl borçlu yönünden sözleşmede belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde, İİK. 68/b maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanmasının mümkün bulunmadığını, dolayısıyla davalı kefillere tebliğ edilmeyen hesap kat ihtarnameleri sonucunda temerrüt oluşmayacak ve işlemiş faiz talep edilemeyeceğini, somut olayda davalılara gönderilen ihtarnamelerin tebliğ şerhlerinin celp edilerek incelenmesi gerektiğini, zira, yine davacı tarafından gönderilen farklı ihtarnamelerde de mevcut olduğu gibi, … ve … yerine … ve … Şirketi çalışanı …’a veyahut başka bir üçüncü kişiye tebliğ edildiği görülmesi halinde tebliğin usulüne uygun yapılmadığının kabulü gerektiğini, geçerli adresleri dışında bir adreste, kefil dışında üçüncü kişiye yapılan tebligat nedeniyle … ve … bakımından işlemiş faiz talep edilmesinin hukuken dayanaksız olacağını, davacı tarafından alacaklı olunduğu iddia edilen takip değeri ve uygulanan faiz oranları fahiş olup; hakkaniyete ve Yargıtay içtihatlarına aykırı şekilde belirlendiğini, borcun varlığının dayandığı iddia olunan genel kredi sözleşmesi kapsamında kötü niyetli olarak birden fazla takip ikame edildiğini, davacı taraf, davalılardan … Şirketi’nin Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalayarak kredi borcu altına girdiğini iddia etmekte ise de davalılara karşı temerrüde düştüğü iddia olunan borçlar bakımından kötü niyetli olarak birden fazla icra takibi ikame ettiğini, davacı taraf; bir kısım alacağa yapılan itiraz sonucunda itirazın iptali davalarının “basit yargılama” usulü ile görülmesi ve birden fazla vekalet ücreti tahsil etme saikiyle kötü niyetli hareket ettiğini, Mahkememizde ikame olunan tarafları ve dayanak yapılan kredi sözleşmesi aynı olan Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas ve Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyada mevcut dava dilekçesi ile işbu davada mevcut dava dilekçelerinin birebir aynı olması ise iddialarını kanıtlar mahiyette olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz iddialar ile açılan işbu davanın reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Antalya … Alacakları İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası yönünden İİK’nun 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya … Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı … tarafından, davalı borçlular …A.Ş., … ve … aleyhine teminat mektubu borcu için 48.226,01 TL. asıl alacak, 47.514,83 TL taksitli ticari kredi borcu için asıl alacak, 378,70 TL teminat mektubu borcu için BSMV, 8.704,82 TL taksitli ticari kredi borcu için işlemiş temerrüt faizi %70,80, 7.574,00 TL teminat mektubu borcu için işlemiş temerrüt faizi %70,80, 435,24 TL taksitli ticari kredi borcu için BSMV olmak üzere toplam toplam … TL. alacak için girişilmiş ilamsız icra takibi olduğu, davalı borçlular tarafından takibe itiraz edildiği, takibin durduğu ve yasal 1 yıllık sürede eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dava açılışında dava değeri …-TL olarak gösterilmiş, buna ilişkin davacı vekilinden HMK’nun 31. Maddesi kapsamında açıklama dilekçesi istenmiş, davacı vekilinin … tarihli dilekçesini sunduğu görülmüştür.
Bankacı Bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak; “…Tablo özetlendiğinde her iki krediden doğan … alacağı (takip talebi faiz talep tarihleriyle bağlı kalınmıştır.) takip tarihi itibariyle;
Taksitli ticari krediden:
… Asıl alacak
4.832,73 İşlemiş faizi
241,64 Gider vergisi olmak üzere toplam … TL. bulunmaktadır.
Taksitli kredi asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %43,92 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi bulunmaktadır.
Teminat mektubu kredisinden:
… Asıl alacak
5.512,42 İşlemiş faizi
275,62 Gider vergisi olmak üzere toplam … TL. olmaktadır.
Teminat mektubu kredisi asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %53 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden *05 gider vergisine tabi bulunmaktadır.
2- Davalı kefiller yönüyle;
Davacı … tarafınca, davalı … … şirketine açılan ve kullandırılan taksitli ticari kredi ve teminat mektubu kredisinden doğan yukarıda her bir kredi yönüyle kat tarihi itibariyle belirlenen asıl alacak tutarından oluşan … alacağının davalı kefiller … ve …’ün kefalet limiti içerisinde bulunması nedeniyle, davalı kefillerin sözü edilen … alacağının tamamından ve kendi temerrütlerinden sorumlulukları doğmaktadır.
Her birinin ayrı ayrı olmak üzere ve tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla, … tarihi itibariyle temerrüt halinde bulunan davalı kefillerin kefalet sorumlulukları yukarıda davalı şirket için yapılan hesaplamayla aynı bulunmaktadır.
3- Davacı … tarafınca iki ayrı krediden doğan alacak talebiyle ilgili olarak herhangi bir ayrım yapılmaksızın toplam takip çıkışı toplam … TL. olan alacaklarından huzurdaki dava ile … TL. kısmı yönüyle itirazın iptali ve takibin devamı talep olunmuştur. Yukarıda, tablolarda görüldüğü üzere taksitli ticari krediden … TL. Ve teminat mektubu kredisinden ise … TL. olmak üzere toplam … TL. takip çıkışı olması gereken takip çıkışı hesaplanmış olup, … talebine göre 2.943,78 TL. farkın teminat mektubu kredisinin işlemiş faiz tutarından tenziliyle, dava değerine taleple bağlılık sağlanmış olacaktır.”şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … tarihli ek raporunda sonuç olarak; “…Davacı … tarafınca yapılan itiraz ve itirazın incelenmesi:
Davacı … vekilinin … tarihli itiraz dilekçesinde özetle, raporda temerrüt faiz oranlarının hatalı uygulandığı, sözleşme ve … talimatı uyarınca uygulanacak temerrüt faizinin %70,80 olduğu belirtilerek, dava dilekçesindeki talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmektedir.
Dosyaya sunulan … tarihli raporumuzun “Uygulanacak akdi ve Temerrüt faiz oranlarının saptanması” bölümünde faiz oranları hususunda ayrıntılı durulmuş olup, Yargıtay içtihatlarında, temerrüt faizinin belirlenmesinde TC Merkez Bankasına bildirilen faizlerin ve … kendi teşkilatına duyurduğu talimat değil, kredilere fiilen uygulanan akdi faizlerin baz olarak esas alınması gerektiği net olarak ifade edilmektedir. Oysa davacı … icra takibine konu edilen kredilerde … TC Merkez Bankasına tüm krediler için bildirdiği %35,40 oranının esas alınarak, Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak sözleşmede yazılı iki katı üzerinden %70,8 oranında faiz işlettiği ve takip sonrasında işletilmesini talep ettiği açıktır. Bu nedenle raporumuzda açıklandığı üzere kredilere fiilen uygulanan akdi faizleri baz alınmak suretiyle belirlenen temerrüt faiz oranları temerrüt tarihinden itibaren uygulanmıştır.
Bu durumda, inceleme ve değerlendirmeye esas yeni somut bir delil sunulmaması ve taraf itirazlarında yeniden değerlendirme yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığı gözetildiğinde dosyaya sunulan … tarihli kök raporumuz geçerli bulunmaktadır.
3- Dava değeri yönüyle davacı … ara karar uyarınca açıklamasının değerlendirilmesi:
Dosyaya sunulan … tarihli kök raporumuzda, davaya konu icra takibine konu … talebine ilişkin olarak, davalı şirket yönüyle yapılan hesaplamada takip tarihi itibariyle … alacağının:
Tazmin edilen teminat mektubu kredisinden:
… Asıl alacak
5.512,42 İşlemiş faizi
275,62 Gider vergisi olmak üzere toplam … TL.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %53 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi bulunduğu,
Taksitli krediden:
… Asıl alacak
4.832,73 İşlemiş faizi
241,64 Gider vergisi olmak üzere toplam … TL.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %43,92 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi olduğu belirlenmiştir.
Dava dilekçesinde, takibe esas icra takibinden doğan … alacağı için … TL. dava değeri üzerinden huzurdaki davanın ikame edildiği, görülmektedir.
Davacı … ara karar uyarınca … tarihli beyanlarında, raporumuzun sonuç bölümü 3.maddesinde belirtildiği üzere … talebine farkın teminat mektubu kredisinden tenzil edilmek suretiyle, Tazmin edilen teminat mektubu kredisinden:
… Asıl alacak
2.708,82 İşlemiş faizi
135,44 Gider vergisi olmak üzere toplam … TL.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %53 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi bulunduğu,
Taksitli krediden:
… Asıl alacak
4.832,73 İşlemiş faizi
241,64 Gider vergisi olmak üzere toplam … TL.
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %43,92 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi olduğu,
Ve böylece toplam … TL’ye ulaşılmaktadır.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlık; kredi sözleşmesinden kaynaklı davalıların davacı … karşı borçlu olup olmadıkları, davalılar … ve … kefaletlerinin geçerli olup olmadığı, bu sebeple sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davalıların borca itirazlarında haklı olup olmadıkları, davacının icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Akdi ilişkinin incelenmesinde; Davacı … … Şubesi ile davalı … … … ve … Şirketi arasında imzalanan … tarihli …-TL limitli çerçeve kredi Sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların sözleşme tarihinden sonra kullandırılaracak krediler için …-TL limitle müteselsil kefil oldukları, Antalya … Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, kat ihtarlarının davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı … ve …’ün davalı şirket kaşesi üzerinde imzaları bulunduğu gibi, kefalet beyanlarında asil olarak ,imza attıkları görülmüştür.
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
6098 Sayılı TBK 584.Maddesinde”Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(Ek fıkra: 28/3/2013-6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı … ile davalı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesindeki davalıların kefaletlerinin 6098 Sayılı TBK 583. Vd. Maddesindeki yasal düzenlemeye uygun ve geçerli olduğu görülmüştür.
Bütün dosya kapsamı, mahkememizce alınan yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi rapor ve ek raporları da dikkate alındığında, davalıların kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu olduğunun anlaşılması ile mahkememizce esasa alınan bilirkişi raporunda belirtilen bedeller ile davacı vekilinin dava değeri ile açıklama dilekçesindeki bedeller dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar taraflar uygulanan faiz oranlarına itiraz etmiş ise de; Davaya dayanak kredi sözleşmesinin temerrüt faizini düzenleyen 10. maddesinde borcun ödenmemesi halinde alacağın muaccel olduğu tarihten müşteriye ihtarda belirtilen süre sonuna kadar Merkez Bankasına bildirilen en yüksek cari faiz oranının, temerrüt tarihinden itibaren ise bildirilen en yüksek cari faiz oranını 2 Katı oranında temerrüt faizi uygulanacağı kabul edilmiştir. Dosya kapsamında mevcut davacı … tarafından taksitli kredi yönünden akdi faiz oranı o dönem itibariyle %21,96 olduğu, teminat mektubu kredisi yönünden %26,5 olduğu hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu oranlar ve 2 katı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, dolayısıyla uygulanan faiz oranının sözleşme hükümlerine ve davacı … cari kredi faiz oranlarına uygun olduğu anlaşılmakla, itirazlarına itibar edilmemiştir. (Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. HD. , 2021/1299 Esas, 2021/1211 Karar)
Öte yadan davalı taraf yapılandırma kredileri bulunduğundan borcun sona erdiği savunmasında da bulunmuş olup, bilirkişi aracılığı ile incelenen … kayıtlarından, taraflar arasında imzalanmış bir yapılandırma kredisinin bulunmadığı, … tarihli çerçeve krediye bağlı olarak açılan ve kullandırılan kredilerin olduğu anlaşılmakla davalının işbu savunmalarına da itibar edilmemiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine yönelik değerlendirmede: Yargıtay 19. H.D.nin 27/02/2013 gün ve 2013/10 E. 2013/1630 K. sayılı emsal içtihatında ”…alacağın, … kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu gözetildiğinde, sözleşme hükümlerine göre her aşamada hesap edilebilir, likit bir alacak olarak kabulünün gerekçesine ve borçlunun itirazında haksız bulunmasına göre, 2004 sayılı kanunun ilgili maddesi doğrultusunda itirazın iptaline karar verilen, harcı yatırılarak dava konusu edilen bölüm üzerinden alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekir…” şeklindeki emsal içtihad doğrultusunda kredi sözleşmesi nedeniyle sorumluluğunun kabulüne karar verilen borçlular aleyhine hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, Antalya … Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında,
A-Taksitli ticari krediden doğan … alacağı yönünden;
a)Borçlu davalıların itirazlarının …-TL asıl alacak, 4.832,73-TL işlemiş faizi, 241,64-TL faizin gider vergisi olmak üzere toplam …-TL üzerinden İPTALİNE,
b) Asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren % 43,92 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden % 5 gider vergisi UYGULANMASINA,
B- Teminat mektubu kredisinden doğan … alacağı yönünden;
a)Borçlu davalıların itirazlarının …-TL asıl alacak, 2.708,82-TL işlemiş faizi, 135,44-TL faizin gider vergisi olmak üzere toplam …-TL üzerinden İPTALİNE,
b) Asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren % 53 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden % 5 gider vergisi UYGULANMASINA,
2- Takibin yukarıda belirlenen bu miktarlar üzerinden DEVAMINA,
3-Hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan 19.400,00- TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 6.626,07-TL harçtan peşin alınan 1.092,35-TL’nin mahsubu ile bakiye 5.533,72-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacının yapmış olduğu bilirkişi ücreti, posta ve müzekkere ücretinden ibaret toplam 1.134,50-TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.520-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere tarafların göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile e- duruşma talep eden davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır