Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/442 E. 2023/335 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/442 Esas
KARAR NO : 2023/335
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Antalya … Müdürlüğünün … tarihinde Antalya … Dairesi … olarak 49.316,06 TL için takip açıldığını, Takip alacaklısı … A.Ş. (… … ) olduğunu, takip alacaklısının alacağı temlik ettiğini, halen alacaklı olan tarafın … Yönetim A.Ş. (davalı) olduğunu, Dosyanın yenileme ile … E. sayılı takip dosyası olduğunu, söz konusu icra takibinin dayanağının … tanzim tarihli, … vade tarihli …. Bedelli keşidecisi … ltd.şti. ve davacı … olduğunu, Ancak … doğumlu olduğunu, Senette imzası da olmadığını, … yerine annesi … … …’den temsilen imza alındığını, Davacı o tarihte velayet altında olduğunu, Velayet altındaki 12 yaşındaki bir çocuk hiç bir şekilde borçlandırıcı bir işlemin tarafı olamayacağını, Vesayet veya velayet hakkı olanın , vesayet veya velayet altındaki bir kişiyi borçlandırıcı bir işlemde temsil etmesi mümkün olmadığını, Davacı söz konusu senet nedeni ile borçlu olamayacağını, İş bu takip konusu senet davacı bakımından yok hükmünde olduğunu, Alacak, davacının miras yolu ile hisse sahibi olduğu dava dışı şirketin … A.Ş. den kullandığı krediden kaynaklandığını, Kredi kullanıldığı tarihte davacı henüz 12 yaşında olduğunu, Kredi kullanan taraftan takip kambiyo senedi kredi tesis edilirken alındığını, geçersiz olduğunu, Davacı …’ın borç doğuran işlemden dolayı sorumluluğu olmadığını, Ancak hakkında halen derdest bir takip olduğun, İcra takip dosyası dosya kapak hesabı olarak şu an 200.000 TL. üzerinde bir rakama ulaştığını, Takip alacaklısı Banka esasen aynı alacak için Antalya … Dairesinin … E. sayılı takibini açtığını, (kredi sözleşmesi ve ihtarnameye dayanarak) Alacaklı taraf aynı alacak için bu kez (tahsilde tekerrür etmemek kaydı düşmeden) kambiyo takibi yaptığını esasen iki alacak aynı alacak olduğunu, Söz konusu takipte de … kefil sıfatıyla taraf olduğunu, Belirtilen … E. sayılı dosya nedeni ile de ayrıca Antalya … Asliye Tic.Mah. … E. sayılı dava açılmıştır. Dava devam ettiğini, davacı hakkında icra takibi yapılmış olması yasal olmadığını, söz konusu senet davacı bakımından geçersiz olduğunu, açılan icra takibi nedeni ile borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının %20 İcra İnkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … ‘ın Antalya … Dairesi … E. sayılı takip dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep ve dava ettiğini, TTK.nun 582. maddesi hükmüne göre “akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, bono, çek ile de borçlanmaya ehildir”. Bu nedenle kambiyo senetleriyle borçlanma konusunda ehliyet yönünden M.K.nun hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Antalya … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile, … … ‘in küçük … … ‘ın %97.5 hissedarı olduğu … Ltd Şti adına … A.Ş. ile yapılacak olan …-TL üst limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında küçük … … adına velayeten borçlandırılmasına izin ve yetki verilmesine karar verildiğini, Ayrıca, teminat olarak alındığı iddia edilen takibe konu senedin, teminat senedi olduğu davacı tarafça ispatlanamazsa, bu durumda senet, kredi borcunun ödenmesi için düzenlenmiş olarak kabul edilir ve banka senedi doğrudan takibe koyabileceğini, Bir senedin teminat senedi olduğu, hangi borcun ve ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/03/2001 tarihli 2001/12-233 Esas 20/06/2001 tarihli 2001/12-496 Esas sayılı kararları da aynen bu yöndedir. Aksi takdirde, senedin kredi borcunun ödenmesi, kredi taksitlerinin ödenmesi için verildiği kabul edilecektir ki, doğrudan takibe konulmasına hukuki bir engel olmadığını, Davacının yetkilisi olduğu şirket üzerinden kredi temin edilmiş olup, kötüniyetli olarak iş bu dava açıldığını, Davacı tarafça açılan dava kötüniyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava;menfi tespit davasıdır.
Davacıya ait nüfus kayıt örneği sistem üzerinden dosya arasına alınmış, Antalya … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas- … Karar sayılı dosyası dosyamız arasına celbedilmiştir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … ( eksi nosu Antalya … Müdürlüğünün … esas ) sayılı dosyasının incelenmesinde; … A.Ş tarafından … aleyhine 49.346,06.-TL alacak için girişilmiş icra takibi olduğu anlaşılmıştır.
Antalya … Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı gerekçeli kararında; davacının iş bu davanın davacısı adına velayeten … … olduğu, çekişmesiz yargı olarak sulh hukuk mahkemesinden talepte bulunulduğu, mahkemece davacının davasının kabulü ile, davacı … …’in küçük davacının %97,5 hissedarı olduğu … Ltd. Şti adına … Aş ile yapılacak olan … YTL üst limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında küçük davacı adına velayeten borçlandırılmasına izin ve yetki verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; Antalya … Müdürlüğü’nün … Esas (yenileme ile … Esas) sayılı dosyasında takibe konu … tanzim … vade tarihli … TL bedelle senet yönünden davacının hukuki işlem ve imza ehliyetinin bulunup bulunmadığının, senede dayalı borçtan sorumluluğunun olup olmadığının tespitine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK.’nın 670. maddesine göre sözleşme ile borçlanmaya ehil olan kişi kambiyo senetleriyle borçlanmaya da ehildir, ancak ayırt etme gücü olanlar yani sınırlı ehliyetlilerden olan küçüğün kambiyo senetlerinden dolayı taahhüt altına girebilmesi için yapmış olduğu işlem yönünden, velisinin iznine ihtiyaç bulunmaktadır.
Somut olayda dava konusu kambiyo senedinin keşidecisi, … Ltd. Şti.’dir. Davacının işbu şirketten miras yoluyla hisse sahibi olduğu, nüfus kayıtlarından, davacının doğum tarihinin 1996 olduğu, kambiyo senedinin düzenlendiği tarihte reşit olmadığı anlaşılmaktadır. Antalya … Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasında, davacı … adına velayeten … … tarafından talepte bulunulduğu, mahkemece davacının davasının kabulü ile, davacı … …’in küçük … …’ın %97,5 hissedarı olduğu … Ltd. Şti adına … AŞ. ile yapılacak olan … YTL üst limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında küçük … … adına velayeten borçlandırılmasına izin ve yetki verilmesine karar verildiği ancak, bu iznin kredi sözleşmesi için verildiği ayrıca, senet üzerinde davacının velayeten de olsa keşideci/borçlu olduğuna ilişkin bir ibarenin de bulunmadığı görülmektedir.
TMK.’ ın 336. maddesi uyarınca, evlilik devam ettiği sürece, anne ve babanın velayet hakkını birlikte kullanmalarının gerektiği, hüküm altına alınmış yine TMK.’nın 345. maddesindeki düzenlemeye göre de çocuk ile ana baba arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile 3. kişi arasında yapılacak hukuki işlemle, çocuğun borç altına girebilmesi bir kayyımın katılmasına ve hakimin onayına bağlıdır. Dolayısıyla davacının senedin düzenlendiği tarihte 18 yaşından küçük olması da nazara alındığında, takip konusu bonodan dolayı davacının sorumlu tutulması söz konusu olamaz, Hatta davacının annesiyle birlikte, annenin onun yerine senedi imzalaması ise icazet olarak değerlendirilemez.(Yargıtay 19. HD.’nin 14/01/2019 tarih ve 2017/1912 Esas, 2019/89 Karar)
Tüm dosyada kapsamının incelenmesi neticesinde, davacının takibe konu senet yönünden takip alacaklısı bankaya, dolayısıyla temlik alan davalıya borçlu olmadığı kanaati ile; davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 20/03/2017 tarih ve 2016/7613 Esas, 2017/2232 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2012 tarih ve 2012/4862 Esas, 2012/10063 Karar)
Davacı, dava dilekçesinde ayrıca kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur. (Her ne kadar dava dilekçesinde icra inkar tazminatından bahsedilse de hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan, dosya kapsamına göre talep kötü niyet tazminatına ilişkindir)
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İcra İflas Kanunu’nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 esas, 2010/154 karar, 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 esas 2011/747 karar ve 20.03.2013 tarihli ve 2012/19-778 esas, 2013/250 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Takibin haksız olduğu yargılama sırasında anlaşılmıştır. Somut dosyada da takip yapan banka da davalı da ticaret şirketidirler ve tacirdirler ve basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülükleri mevcuttur. Basiret, sağduyu, ilim, tecrübe ve feraset ışığıyla görüp sezmeye ve bilip değerlendirmeye esas teşkil eden konuları etraflıca ve tam olarak kavrayabilmedir.(KARAHAN, Sami, Ticarî İşletme Hukuku, 6102 Sayılı TTK. ile 6098 Sayılı TBK. ve 6100 Sayılı HMK‟ya Göre Güncellenmiş 20 Baskı, Konya 2011, s. 86; AYHAN, Rıza, Ticarî İşletme Hukuku, Ankara 2007, s. 203) Basiret, tacirin ticarî işletmesiyle ilgili olarak, fiilî ve hukukî işlemlerde göstermesi gereken dikkat, tedbir ve objektif özen yükümlülüğü demektir. Tacir, tüm bu hukukî ve fiilî işlemlerini yaparken, ticarî hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri almalı ve meydana gelebilecek değişmeleri önceden tahmin etmeye çalışarak yükümlülük altına girmesi gereklidir. Tacirden beklenen basiretin ne olduğu kanundan değil ticarî hayattan, özellikle ticarî teamüllerden çıkartılabilir. (KİZİR, Mahmut., “Yargıtay Kararları Işığında Basiretli İşadamı Gibi Hareket Etme Yükümlülüğünün Sözleşmenin Değişen Şartlara Uyarlanmasına Etkisi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 19 Sayı: 2 Yıl: 2011, s. 245-283) Bankalar da, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlar olup, sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir. TTK 18/2 maddesi gereğince, tacir,ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim, bankaların, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağırdır. (YILMAZ, Süleyman; Hukuki Açıdan İnternet Bankacılığı, Ankara, 2010, s. 152.) Bankanın özen borcu, TMK m. 2 ye dayanır.(ÇEKER, …; Hukuki Yönleriyle Banka Mevduatı, Adana 2004, s. 273)
Davalı da banka benzeri bir finans kuruluşudur ve tacir olmasının yanında iş bu niteliği de bankalara benzemektedir. Basiretli iş adamı olarak davranma yükümlülüğü gereği takipte kötü niyetin varlığı mahkememizce kabul edilmekle, davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davacının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas (Kapatılan Antalya … İcra Müdürlüğünün …) sayılı dosyası yönünden davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin KABULÜ İLE, takip konusu alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 9.863,21 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.368,78.-TL harçtan peşin olarak alınan 842,20.-TL harcın mahsubu ile 2.526,58.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 934,40.-TL ilk dava masrafı 39,25.-TL müzekkere, davetiye giderinden ibaret toplam 973,65.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı