Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/431 E. 2023/674 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/431
KARAR NO : 2023/674
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2015
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı kurum arasında imzalan sözleşme gereğince … tarih … ihale numaralı ile açılan … İlçesi … Mahallesi İçme Suyu Yapım İşi İhalesi işine başlanıldığını, müvekkilin inşaat işlerinin bittiğini, müvekkilinin sözleşme gereği hak ettiği ancak ödenmeyen … TL KDV dahil alacağı ile delil tespiti için yapılan masraflar ve sözleşme dışı işler sebebi ile ödemek zorunda kaldığı miktarlar yönünden şimdilik sözleşmeden doğan KDV dahil … ile 1.000,00TL sözleşme dışı yapılan işler ve tespit masraflarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile alacaklarının işlerin bittiği temerrüt tarihi olan … başlayarak en yüksek mevduat faizi ile tahsiline, … TL manevi tazminatın işlerin bittiği temerrüt tarihi olan … tarihinden başlayarak en yüksek mevduat faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu bakımından davanın ticari nitelikte olduğu, davanın ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmesi ve davalı … ‘da bulunan sicil kaydına göre yasal ikametgahının … olup, davanın Antalya Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatinde oldukları nedeniyle görev ve yetki itirazlarının bulunduklarını, davacının davasının usulden veya esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Taraflar arasında düzenlenen içme suyu yapım işi sözleşmesi kapsamında maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin … tarih … Karar sayılı ilamı ile ” Taraflar arasında yapılan … ihale numarası ile … ilçesi … Mahallesi için içme suyu yapım ihalesi sözleşmesi yapıldığı, davacının sözleşmeyi yüklenici sıfatıyla, davalının da iş sahibi idare sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşmenin 5. maddesinde işin tanımının yapıldığı, 9. maddede işe başlama ve bitirme sürelerinin düzenlendiği, mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda da ayrıntısı açıklandığı üzere, taraflar arasında içme suyu yapım ihalesi sözleşmesi bulunduğu, davalı idare tarafından davacının bir kısım hakedişlerinden sözleşme hükümleri uyarınca ceza kesintisi yapıldığı, tarafların tacir oldukları ve davacının sözleşme hükümleri uyarınca edimlerini yerini getirmede temerrüde düştüğü, teslimi kararlaştırılan bir kısım imalatları davalı idareye geç teslim ettiği, davalı idarenin 4735 sayılı kamu ihale sözleşmeleri kanunu kapsamında işi davacıya ihale ettiği, davacı yüklenicinin sözleşmeyle üstlendiği bir kısım imalatları geç teslim etmesi nedeniyle temerrüde düştüğü bilirkişi İnşaat Yüksek Mühendisi … ve Makine Mühendisi …’den oluşan heyet raporu doğrultusunda davacının davalı idareden … alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Bunu dışında davacı taraf manevi tazminat talep etmiş ise de; manevi tazminatın dayanağı olan 4721 Türk Medeni Kanunun 24 ve 25. maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 56. maddesi olup, salt sözleşmenin ihlali ya da sözleşmeye aykırı davranış manevi tazminatın verilmesi için yeterli olmaması, ayrıca şahsiyet haklarının da zedelenmesi gerekmesi, mal varlığı zarara uğrayan kişi yararına 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 56. maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmaması nedeni ile manevi tazminat istemlerinin reddine” karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosyamız Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmiş ve … Tarih … Karar sayılı ilamı ile “gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiş ise de, karara karşı başvurulacak kanun yolunun Yargıtaya temyiz yerine Bölge Adliye Mahkemesine istinaf olarak yanlış şekilde gösterilmesi, başvurulması gereken kanun yolunun niteliğini değiştirme sonucunu doğurmaz. Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı … tarihinden önce İlk Derece Mahkemesince verilen temyize tabii nihai yetkisizlik kararı bulunduğu gözetilerek HMK’nun geçici 3. Maddesi hükmü uyarınca, karar kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’un 427 ila 454. Madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunmasının gerekmesi sebebi ile temyiz incelemesinin yapılabilmesi amacıyla dosyanın Yargıtay … Hukuk Dairesine gönderilmek üzere, mahalline geri çevrilmesine” karar verilmiştir.
Bunun üzerine mahkememiz dosyası Yargıtay … Hukuk Dairesine gönderilmiş ve … tarih … Karar sayılı ilamı ile “Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih ve … Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve istinaf kanun yolu incelemesi yapılmak üzere dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Tarih … Karar sayılı ilamı ile;
“1)İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, esasa etkili tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle öncelikle davalı idareden ihale dosyasının tamamının, taraflar arasındaki sözleşme ve eklerinin, varsa hak ediş raporları, ödemeye ilişkin tahakkuk belgeleri ve dayanağı hak ediş tutanaklarının tüm dayanaklarının, tüm yazışmaların, davacı tarafından yazılmış dilekçe ve ihtarnamelerin, davalı tarafından yazılmış yazı ve ihtarnamelerin, tebliğ şerhlerinin, hak ediş tutanaklarının, durum tespit tutanaklarının ve tüm ödeme belgelerinin davalı kurumdan getirtilerek, kesin / tasfiye hak edişinin yapılıp yapılmadığının araştırılması ve bu eksiklikler tamamlandıktan sonra , içinde ihale ve hak edişler konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunacağı ehil 3 kişilik yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken esasa etkili bu deliller toplanmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
2)Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan ve tarafların beyanlarından sözleşmenin eki olduğu anlaşılan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. maddesinde yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen … tarihli dilekçemde yazılı ihtirâzi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, bu şekilde itiraz edilmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Yine kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesine ilişkin 40. madde hükmünce, yüklenicinin itirazı olduğu takdirde itirazlarını 39. maddedeki usuller çerçevesinde dilekçe ile idareye bildirmesi gerekir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. ve 40. maddelerindeki bu düzenlemeler 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 193. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup mahkemece re’sen gözetilmelidir. Buna göre ilk derece mahkemesince sonuca gidilirken düzenlenen hak ediş tutanaklarının, yapım işleri şartnamesinin 39. ve 40. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi” gerektiği belirtilerek mahkememiz kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmemiştir.
Mahkememizce İstinaf ilamı doğrultusunda rapor aldırılmak üzere mahkememiz dosyası Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, bilirkişi heyeti … tarihli raporunda özetle;
Davacının davalıdan almayı hakettiği bedel heyetimizce hesaplanmış olup,
Kesin Hesap İmalat Tutarı : … TL
1 nolu hakkedişte ödenen tutar : … TL
Fark : … TL
KDV (%18) : … TL
Toplam : … TL
1 nolu hakkedişten yapılmış
Olan Emanet Kesintisi : … TL
Genel toplam : … TL
Kesintiler
Stopaj : … TL
Gecikme Cezası : … TL
Personel Cezası : … TL
Toplam : … TL
Olarak bulunmuş olup, davacının davalıdan … – … = … TL alacaklı olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … sayılı kararında; “…davacının itirazı kayıtsız imzası bulunan geçici kabul tutanağı içeriği, davacı tarafından düzenlenen kesin hakediş raporuna göre, davacının işi geç teslim ettiğinin belirlenmiş olması, sözleşmeye göre çalışılamayan günlerin belirlenen iş bitim süresi içerisine dahil edilmiş oluşu, davacının bunun dışında kalan çalışmasına engel mücbir sebep bulunduğunu ispat edememiş oluşu; davacı tarafından verilen istinaf dilekçesine göre inşaat mühendisi ya da mimar şantiye şefinin çalıştırılmadığının açıkça belirtilmiş oluşu, davacının süresi içerisinde sözleşmeye göre usulüne uygun teknik personel bildirimi yapmadığının anlaşılması, işin bitirildiği süre gözönüne alındığında, davalının hakedişden kestiği bedelden daha fazla ceza kesmesi gerektiğinin anlaşılması…” denilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında … ihale numarası ile … ilçesi … Mahallesi için içme suyu yapım ihalesi sözleşmesi yapıldığı, davacının sözleşmeyi yüklenici sıfatıyla, davalının da iş sahibi idare sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşmenin 5. maddesinde işin tanımının yapıldığı, 9. maddede işe başlama ve bitirme sürelerinin düzenlendiği görülmektedir. Mahkememizce son alınan … tarihli bilirkişi raporu esas alınarak değerlendirme yapmak gerekmiştir. Bilirkişi heyet raporunda her ne kadar sözleşmenin 30.2 maddesi uyarınca kesinti yapıldığı tespit edilerek, “Davaya konu işin kesin hesabının bilirkişi heyeti tarafından yapılmış olması nedeniyle bu şekilde bir kesinti yapılmasına gerek olmadığı, 1 nolu hakkedişten sözleşmenin bu maddesi gereği yapılmış olan 3.000 TL tutarındaki kesintinin de davacıya iade edilmesi gerektiği “ değerlendirilmiş ise de; 1 nolu hakedişin davacı tarafça itirazsız imzalandığı anlaşılmakla; sözleşmenin eki olduğu anlaşılan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. maddesinde yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen … tarihli dilekçemde yazılı ihtirâzi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, bu şekilde itiraz edilmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemesi dikkate alınarak bilirkişi raporuna bu yönden itibar edilmemiştir. Tarafların tacir oldukları ve davacının sözleşme hükümleri uyarınca edimlerini yerini getirmede temerrüde düştüğü, teslimi kararlaştırılan bir kısım imalatları davalı idareye geç teslim ettiği, davalı idarenin 4735 sayılı kamu ihale sözleşmeleri kanunu kapsamında işi davacıya ihale ettiği, davacı yüklenicinin sözleşmeyle üstlendiği bir kısım imalatları geç teslim etmesi nedeniyle temerrüde düştüğü anlaşılmıştır. Ayrıca stopaj, gecikme cezası, personel cezası kesintilerinin toplam hesabında sehven maddi hata yapıldığı görülmekle kesintiler toplamı 14.380,00-TL’nin …-TL’den mahsubu ile …’TL yönünden hüküm kurumak gerekmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … K. sayılı kararında; “…Türk Borçlar Hukuku uygulamasında objektif görüş kabul edildiğinden, şahsiyet haklarından yararlandıkları ölçüde tüzel kişiler de BK’nın 49. maddesindeki koşulların gerçekleştiği hallerde manevi tazminat isteyebilirler. Nitekim Türk Medeni Kanunu’nun değişik 24. maddesinin gerekçesinde bu yön açıkça belirtilmiştir. Manevi tazminatın dayanağı TMK’nın 24 ve 25. maddeleri ile TBK’nın 56. maddesi (BK’nın 49. md.) olup, kural olarak tüzel kişiler de manevi tazminat isteyebilirlerse de, salt sözleşmenin ihlali ya da sözleşmeye aykırı davranış manevi tazminatın verilmesi için yeterli değildir. Ayrıca tüzel kişiliğin şahsiyet haklarının da zedelenmesi gerekir. Bu husus kanıtlanamadığı halde davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur…” denilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … K. Sayılı kararında; “…Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi (TBK’nun 58.md.) nde manevi tazminata ilişkin düzenleme yer almaktadır. Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (TBK.nun 58. md.) hükmüne göre manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur. Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. O halde; mahkemece; yukarıda ifade edilen madde metni incelendiğinde de görüleceği üzere; davacı yönünden manevi tazminat istem koşullarının eldeki dava bakımından oluşmadığı nazara alınarak, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması da doğru görülmemiş…” denilmiştir.
Davacı taraf manevi tazminat talep etmiş ise de; manevi tazminatın dayanağı olan 4721 Türk Medeni Kanunun 24 ve 25. maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 56. maddesi olup, salt sözleşmenin ihlali ya da sözleşmeye aykırı davranış manevi tazminatın verilmesi için yeterli olmaması, ayrıca şahsiyet haklarının da zedelenmesi gerekmesi, mal varlığı zarara uğrayan kişi yararına 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 56. maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmaması nedeni ile manevi tazminat istemlerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1- Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; ….-TL ‘nin … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
2- Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE;
3-Alınması gerekli 3.980,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.940,18TL’nin mahsubu ile bakiye 2.040,67 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.940,18TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 6.988,05 TL posta, talimat, keşif ve bilirkişi masrafı ile delil tespiti dosyasında yapılan 483,40-TL masrafın kabul ve red oranları nazara alındığında 3.980,85TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alındığında 73,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan … TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Manevi tazminat talebi yönünden, Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/3. gereğince hesap ve takdir olunan … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9- Maddi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Karar kesinleştiğinde … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasının mahkemesine İADESİNE,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan gider-delil avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza