Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/429 E. 2022/676 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/429 Esas
KARAR NO : 2022/676
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirket … A.Ş. ile davalı arasında yapılan ticari alışveriş neticesinde, müvekkil şirket tarafından düzenlenen … tarih …-… numaralı faturanın, davalı tarafından teslim alınan ürünlere ilişkin olup, davalı taraf işbu faturaya ilişkin olarak müvekkil şirkete borçlu olduklarını, müvekkili şirketin teslim etmeyi taahhüt ettiği siparişleri davalıya teslimini yaptığını fakat davalı tarafın satın almış olduğu faturalı ürünlere ilişkin borcunu ödemediğini, bunun üzerine Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi açıldığını,, davalı tarafın Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine haksız olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini, bu sebeplerle, icra dosyasına davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan borca ve ferilerine itirazın iptalini, alacaklarının tahsilini ve davalı taraf aleyhine %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Davanın ticari satımdan kaynaklanan İtirazın İptali davası olduğu görüldü.
6100 sayılı H.M.K. 2. Maddesinde; “…Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir…”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. düzenlemesi bulunmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içerisinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi uyarınca ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağı hususu düzenlenmiştir.
Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih 2015/8409 Esas 2016/1048 Karar sayılı emsal içtihatında ; “…Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1. maddesine göre ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Somut olayda dava; … ile uğraşmakta olan davalı şirketin, davacı … açmış olduğu … ihalesini aldığı ve davacı … tarafından ihale gereği ödenmesi gereken bedelin ödenmesine rağmen, davalı şirketce icra takibine başvurulduğu ve icra takibinin kesinleşmesinden dolayı davacı … borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar, davalı taraf ticari şirket olsa da, davacının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle de davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır…”
Yine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 13/12/2016 Tarih 2016/13625 Esas 2016/12143 Karar sayılı emsal içtihatında da ; “…Her ne kadar davacı taraf ticari şirket olsa da; davalının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği…” belirtilmiştir.
21 Temmuz 2007 gün ve 26589 s. Resmi Gazete’de yayınlanan, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/b maddesi ile de, “213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları…” kararlaştırılmıştır.
Vergi usul kanununun 177 inci maddesi gereği, bilanço esasına göre defter tutma hadleri; (177/1 gereği) alış tutarı kalemlerinde, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı için ise … TL’dir. Satış tutarı kalemlerinde, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı ise … TL’dir. Kanunun 177/2 maddesi gereği, yıllık gayrisafi iş hasılatı hadleri; … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL, … yılı … TL’dir. Kanunun 177/3 maddesi gereği, … ve … numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde İş hasılatının … ile yıllık satış tutarının toplamı hadleri; … yılı için … TL, … yılı için … TL, … yılı için … TL, … yılı için … TL, … yılı için … TL, … yılı için … TL’dir.(…/…/…/…-defter-tutma-ve-sinif-degistirme-hadleri/) (…/…/…/…-yilinda-isletme-hesabindan-bilanco-esasi-gecis/)
Müzekkere cevaplarına göre davalının esnaf boyutunda olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede, davacı vekilinin talebinin müvekkili ile davalı şirket arasında mal satışından kaynaklı imzalanan faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, davacı şirket tacir olsa dahi davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari davalardan da olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Diğer hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır