Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/427 E. 2023/664 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/427
KARAR NO : 2023/664
DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif (Genel Kurulun Yenilenmesi Talepli), Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava da davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların … ortaklı davalı kooperatefin ortakları olduğu, … Pazar günü … Mahallesinde bulunan Şoförler Odası Düğün Salonunda … üyenin katılımı ile genel kurul toplantısı yapıldığını, Genel Kurul Toplantı Tutanağının 1. Maddesi ile yönetim ve denetim kurulu seçimlerinin gündeme alınmasına oybirliği ile karar verildiğini, davacılardan … yönetim kurulu asil, … denetim kurulu asil üyeliğine aynı liste ile aday olduklarını, mevcut yönetim ve denetim kurulu üyeleri, raporları, bilançoları, gelir ve gider raporları ibra edilmemesine rağmen ayrı bir liste ile yönetim kurulu asil, denetim kurulu asil, yönetim kurulu ve denetim kurulu yedek üyeliklerine aday olduklarını, mevcut yönetim ve denetim kurulu üyeleri ibra edilmediği için yeniden aday olamayacaklarını ve seçilemeyeceklerini, Genel Kurul Toplantı Tutanağının 1. Sayfa b) maddesine göre genel kurula asaleten ve vekâleten toplam 325 ortak katıldığını, mezkûr tutanağın Gündem 5. Maddesine göre yönetim ve denetim kurulu ile raporları, genel kurula katılanların yarısından bir fazlası olan 163 oyla ibra edilmesi gerekirken 155 oy aldığını ve ibra edilmediğini, bilanço ve gelir gider tablolarının da ibra edilmesi için aynı şekilde 163 oy alması zorunlu iken 138 oy aldığını ve ibra edilmediğini, aynı maddeye göre denetim kurulunun da ibra için 147 oy aldığı için karar nisabı sağlanamadığını, bu sebeple mevcut yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyeleri ibra edilmediği için yeniden aday olamayacaklarını ve seçilemeyeceklerini, bu hususun emredici kanun hükmü olup kamu düzenine ilişkin olduğunu, bu sebeple mevcut yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçilmelerine dair genel kurul kararının iptal edilmesini, yönetim kurulu adayı olan davacılar … yönetim kurulu asıl üyesi, denetim kurulu adayı olan … denetim kurulu asıl üyesi olarak seçilmelerine karar verilmesi gerektiğini, Kooperatif Anasözleşmesinin 36/3 maddesinde de kesin bir şekilde “İbra edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri, bu organlara aynı genel kurulda tekrar seçilemezler.” hükmünün mevcut olduğunu, bu sebeple Divan ve Bakanlık temsilcileri tarafından, mevcut yönetim ve denetim kurulu üyelerinin adaylıklarının reddedilmesi zorunlu iken, adaylıklarının kabul edilmesi ve seçilmelerine karar verilmesinin kanuna açıkça aykırı olduğunu, Kooperatif Anasözleşmesinin 43/3 m.de “Yönetim kurulunun asil ve yedek üyeleri genel kurulda en çok oy alanlar arasından sıra ile belirlenir. Oylarda eşitlik halinde kuraya başvurulur.” düzenlemesinin bulunduğunu, seçimlerde “yedek üye adaylığı” diye bir usul ve kanununun olmadığını ve aday olarak gösterilemeyeceğini, genel kurul toplantı tutanağındaki, “ibralardan önce ve sonra salondan ayrılanlar olduğu için yarıdan bir fazla çoğunluğun sağlandığına” dair görüşün de kanuna açıkça aykırı olduğunu beyanla davanın kabulü ile … tarihli kooperatif genel kurulunda yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmiş sayılmasına ilişkin genel kurul toplantı tutanağının Gündem 5. Maddesinin iptaline, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmemiş sayılmalarına, ibra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri yeniden aday olamayacağından …’ın yönetim kurulu asil üyesi seçilmelerine dair genel kurul toplantı tutanağı Gündem 17/B maddesinin iptal edilmesine, ibra edilmeyen denetim kurulu üyelerinin yeniden aday olamayacağından …nın denetim kurulu asil üyesi seçilmelerine dair genel kurul toplantı tutanağının Gündem 17/B maddesinin iptaline, seçimlerde yeterli oy alan davacılar … nın yönetim kurulu asil üyesi olarak seçilmiş sayılmalarına, seçimlerde yeterli oy alan davacılar …’ın denetim kurulu asıl üyesi olarak seçilmiş sayılmalarına, Yönetim ve denetim kurulu üyeliği seçimleri aleni olarak yapıldığı ve gizlilik kuralına uyulmadığı için genel kurul toplantı tutanağının Gündem 17/B maddesinin iptal edilmesine, yönetim ve denetim kurulu seçimlerinin yeniden yapılmasına, genel kurul toplantı tutanağı Gündem 17/B maddesinin iptal edilmesine, mevcut yönetim ve denetim kurulunun ibra edilmemesi ve seçimlerin usul ve kanuna aykırı olması sebebiyle iptali halinde, kooperatifin organsız kalmaması için resen kayyum tayin edilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …. Kooperatifinin 2021 hesap yılına ait Olağan Genel Kurulunun … tarihinde Bakanlık temsilcileri nezaretinde toplandığını, açılışından kapanışına kadar sert tartışmaların ve yer yer itiş kakışın meydana geldiği toplantının, yaklaşık on iki saat sürdüğünü, toplantıya katılanların yaş ortalamasının yüksek olması, bir çoğunun şehir dışından gelmiş olmaları, bir kısım katılanın toplantının işleyişini aksatmak maksadıyla yersiz gerginlik yaratması ve toplantının yapıldığı salonunun fiziki şartlarının yetersiz olması nedeniyle toplantı esnasında salondan ayrılanların olduğunu, bu nedenle Genel Kurul toplantı Tutanağında da imza altına alındığı şekilde kurullar ve raporlar oylama sırasında salonda bulunan mevcudun salt çoğunluğu ile seçildiğini ve ibra edildiğini, huzurdaki davanın konusu olan … Yapı Kooperatifinin 2021 hesap yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda düzenlenen ve … tarihli Kooperatif Ana Sözleşmesinde öngörülen usul ve esaslara uygun olarak gerçekleştirildiğini, Genel Kurul kararları ve ibralarının yine hukuka uygun olarak gerçekleştirilen oylamalar sonucu alındığını, davacıların açmış olduğu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, buna göre; Olağan Genel Kurul Toplantısına çağrının; her bir ortağa gönderilen taahhütlü mektupla, toplantı gününden en az 30 gün önce yapıldığını, toplantı gün ve saati ile toplantı yeri ve gündem maddelerinin açıkça ortaklara bildirildiğini, 2021 yılı Genel Kurul Toplantısı, Hazirun Cetvelinin ortaklar veya ortak temsilcileri tarafından imzalanması üzerine ve toplantı nisabının kontrolü yapıldıktan sonra 325 ortak ile açıldığını, Koop. Kanunu md 45. hükmünde ve Kooperatif Ana Sözleşmesinde açıkça düzenlendiği üzere konut yapı kooperatiflerinde genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuların görüşülebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az ¼ ünün toplantıda hazır bulunmasının şart olduğunu, bunun en az toplantı nisabının toplantı süresince korunması gerektiğini, dolayısıyla … tarihli Genel Kurul Tutanağında da tespit edilip imza altına alındığı üzere uzun saatler süren toplantı esnasında hiç bir oylamada ve kararda Kooperatif ortak sayısı olan 615’in ¼ ‘i olan 143 toplantı nisabının altına düşülmediğini, yönetim kurulu ve raporlarının 155 kabul, 132 Red ve 2 çekimser oy ile ibra edildiğini, dolayısıyla yönetim kurullarının ve raporlarının oylama esnasında minimum 143 olması gereken toplantı nisabının altına düşülmeden oylama sırasındaki mevcudun yarısından fazlası ile ibra edildiğini, Bilanço ve Gelir Gider Tablolarının 138 kabule karşı 135 red oyu ile ibra edildiğini, ibra oylaması sırasında minimum 143 olması gereken toplantı nisabının altına düşülmeden oylama sırasında mevcudun yarısından fazlası ile ibra edildiğini, denetim kurulunun İbrasının ise 146 kabul ve 137 red oyuyla gerçekleştirildiğini, ibra oylaması sırasında minimum 143 olması gereken toplantı nisabının altına düşülmeden oylama sırasında mevcudun yarısından fazlası ile denetim Kurulunun ibra edildiğini, Kooperatifler Kanunu 51. madde hükmü gereğince, Kooperatif Genel kurul kararları, her halde ortakların en az 1/4’nün hazır olması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alındığını, ancak divan heyeti ve yönetim ve denetim kurullarının seçiminde karar nisabı aranmayacağını, en çok oy alanların seçilmiş sayılacağını, oy kullanmak için atılan imza sayısının 285, çıkar zarf sayısının 285 ,geçerli oy sayısının 280, geçersiz oy sayısının 5 ve 155 ‘e karşı 125 oy ile mevcut yönetim kurulunun seçimler sonucunda yeniden seçildiğini, izah ettikleri hususun Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Sayılı kararında “Dava konusu divan listelerinin oylanması sırasında oylamaya 96 kişinin katıldığı, karar nisabının da bu sayıya göre belirlenmesi gerektiği, seçilen listenin 56 oy alması karşısında gerekli karar nisabının oluştuğu anlaşılmış olup, mahkemece hazirun cetvelinde imzası bulunanların sayısına göre, seçilen liste yönünden karar nisabının oluşmadığının kabulü hatalı olmuştur. ” şeklinde hüküm altına alındığını, yine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/1050E. 2021/616 K. ve 05/10/2021 tarihli içtihadında aynı açıklamaya yer verildiğini, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine Kooperatifler Kanunun 48. Maddesinde düzenlendiği üzere seçimler de gizli oy açık tasnif usulü ile gerçekleştirildiğini, söz konusu seçimler hukuka ve usule uygun şekilde yapıldığını, bu hususun yönetim kurulunun talebi ile salon görevlileri tarafından alınan video kayıtları ile de sabit olduğunu, davacıların huzurdaki davasının haksız ve T.M.K. 2 anlamında hakkın kötüye kullanımından ibaret olduğunu beyanla davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili … tarihli ıslah dilekçesi ile; öncelikle duruşma günü beklenilmeksizin ileride telafisi güç ve imkânsız zararların doğma tehlikesi bulunduğundan ihtiyati tedbir kararı verilerek, davacı … kooperatife kayyum olarak atanmasını, bunun mümkün olmaması halinde ise re’sen tayin edilecek başka uzman bir kişinin kayyum olarak atanmasını, divan seçimlerinin de iptaline karar verilmesini, dava dosyasına ibraz edilen usb kaydının çözümünün yaptırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; asıl dava dosyasındaki gerekçelerle … tarihli kooperatif genel kurulunda yönetim ve denetim kurullarının ibra edilmemiş olduklarının tespiti ile genel kurul toplantısı ve alınan kararların iptaline, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmemiş sayılmalarına, yönetim ve denetim kurulu üyeliği seçimleri aleni olarak yapıldığı ve gizlilik kuralına uyulmadığı için genel kurul toplantı tutanağının Gündem 17/B maddesinin iptal edilmesine, yönetim ve denetim kurulu seçimlerinin yeniden yapılmasına, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; asıl dava cevap dilekçesindeki gerekçelerle açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Aynı genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olarak mahkememizin … Esas sırasında davacı … tarafından açılan davanın olduğu görülmüştür.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu m. 53. Maddesindeki “…Birinci fıkrada yazılı bir aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanılamaz. Birden fazla bozma davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür.” düzenlemesi gereği Mahkememizin … Esas sırasında kayıtlı dava dosyasınında aynı genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla daha önce açılan ve Mahkememizin … esasında derdest bulunan dava dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı kooperatife ait sicil dosyası, kooperatif ana sözleşmesi, genel kurul toplantı tutanağı, çağrı kağıdı, hazirun cetveli vs. Kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak kooperatife ait sicil dosyası, kooperatif ana sözleşmesi, … genel kurul toplantı tutanağı, çağrı kağıdı, hazirun cetveli, vs. Kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… Mahallesi Şoförler Odasına müzekkere yazılarak düğün salonundan … günü yapılan kooperatif genel kuruluna ait kamera görüntüleri ve çözümü (CD kaydı) celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamada;… tarihli celsede gösterilen davacı tanıkları … ve davalı tanıkları …’ın genel kurula ilişkin görgü ve bilgileri alınmıştır.
Dava dosyası ve birleşen dava dosyası celp edilen kooperatife ait kayıtlar ile birlikte Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek kooperatifler hususunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek dava dilekçesindeki genel kurul kararının iptali talebi ile ıslah dilekçesindeki talepleri yönünden, dosyaya ibraz edilen CD’de incelenmek suretiyle rapor tanzimine karar verilmiş, bilirkişi … tarafından ibraz edilen … tarihli rapor dosyaya ibraz edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, … tarihli Kooperatif Genel Kurul kararının gündem 5. Maddesinin ve 17/B Maddesinin iptali, kooperatife kayyum tayin edilmesi istemine ilişkindir.
1163 Sayılı Kanun 53. Maddesinde “Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.
1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri…” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/12/2015 tarih, 2014/8212 Esas, 2015/8073 Karar sayılı emsal içtihadında; “…1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddialarına, toplantıya gelmeyen ortaklar dayanabileceklerinden, ret oyu ve muhalefet şerhi koşulu bu kişiler için aranmaz ise de, dava toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılmalıdır. Bu iddialara dayanmayan üyelerin, kararların yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmesi için, toplantıya katılması, ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, toplantıya katılan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla iptali için toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihatlar doğrultusunda davacıların genel kurul kararının iptalini istemek yönünde aktif husumetinin bulunup bulunmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; davacıların genel kurul kararının iptalini istemek yönünde açılan davada aktif husumetinin bulunduğu ve davanın süresinde açıldığının kabulü gerekmiştir.
İptali istenen genel kurul toplantı tutanağının 5. Maddesinin, yönetim kurulu raporu, denetim kurulu raporu ve bilanço ile gelir gider hesaplarının görüşülmesine, 17/B Maddesinin de yönetim ve denetim kurulu üyeliklerinin seçimine ilişkin olduğu görülmüştür. Genel kurul kararlarını sakatlayan hukuka aykırılıklar bakımından kararlar yoklukla malul, mutlak butlanla malul ve iptal edilebilir kararlar olarak üçe ayrılmaktadır.(Yargıtay 6. HD, 2022/3300 E, 2023/3198 K)
Hükümsüzlük halleri, yokluk ve butlan olarak iki alt kategoride ela alınabilir.
Kavram olarak yokluk; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen ve kurucu nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getiri. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir.
Şirketler hukukundaki emredici hükümlere göre, genel kurul kararlarının oluşabilmesi için iki kurucu unsur gereklidir: Birincisi genel kurul toplantısı yapılması, ikincisi toplantıda karar alınmasıdır. Bunların birisindeki eksiklik halinde, işlem (karar) hiç doğmamış sayılır; yani baştan itibaren yoktur. Örneğin, karar alınmadığı halde alınmış gibi gösterilirse veya Bakanlık temsilcisinin toplantıda bulunmaması halinde işlem, yoklukla sakat olacaktır.
Butlan ise; bir işlemin, konusuna ilişkin emredici hükümlere aykırı olması halidir. Eş söyleyişle, bir işlemin konusu; kanuna, ahlaka, adaba, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ya da, imkânsız ise, bu işlem batıldır. Yokluktaki gibi, butlanda da kesin geçersizlik söz konu-sudur; hâkim bunu re’sen göz önünde bulundurur ve herkes bu geçersizliği, iptal davasında öngörülen üç aylık süreyle bağlı olmaksızın ileri sürebilir ve tespit ettirebilir. Yokluk ve butlan arasında sonuçları değil, sebepleri bakımından farklılık bulunmaktadır (Fatih Bilgili, Ertan Demirkapı, Şirketler Hukuku, 2012, 2. Baskı, s.190).
İptal edilebilir kararlarda ise; genel kurul kararının geçersizlik halini oluşturan nedenin, işlemin, baştan itibaren geçersiz olması sonucunu doğuracak nitelikte olmaması hali söz konusudur. Örneğin; anonim şirket ortaklar genel kurulunda oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmediği, çağrının usulsüz yapıldığı, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediği, toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak ettikleri iddiasında olan ortaklar, yasa, ana sözleşme ve afaki iyi niyet kurallarına aykırılık hallerini ileri sürerek, kararların iptallerini mülga 6762 Sayılı TTK’nun 381. maddesi uyarınca isteme hakları bulunmaktadır
Es söyleyişle; mutlak butlanla batıl kararlar, baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlilik kazanma olanağı olmayan, emredici kurallara, kamu düzenine veya ahlaka ve adaba aykırı veyahut konusu olanaksız olan kararlardır. Bu tür kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve mahkemece, re’sen üzerinde durulması da gerekir. iptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerinin koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.
Emredici kurallara aykırı kararlar bakımından kararın şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici kurallara aykırılık halinde (örneğin, toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmaması) yokluk yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı, maddi-öze ilişkin kanunun emredici kurallarına aykırılık halinde ise (örneğin, kararın ahlaka ve adaba aykırı olması, konusunun imkansız olması, kesin hükme ve kanunun emredici madde hukuk kurallarına aykırı olması) alınan kararların mutlak butlanla malul olacağı, kişisel hakları ilgilendiren kanunun emredici olmayan hükümleri ile ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı kararların ise iptal edilebilir kararlar olduğu kabul edilmektedir.(Yargıtay 6. HD, 2023/2130 E, 2023/3059 K)
Kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak toplantı yeter sayısı oluşmadan alınan kararların yok hükmünde olduğu bu kararlar bakımından taraflarca açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi kararların yok hükmünde olduğunun hakim tarafından re’sen nazara alınacağı, bu kararlar bakımından dava açan üyenin genel kurula katılmış olması, karşı oy kullanması, muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılması ile hak düşürücü süre içinde açılmış olması koşullarının aranmayacağı gibi yok hükmünde olan kararların baştan itibaren hukuk aleminde varlık kazanmayacağı kabul edilmektedir (Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarih 2016/6131 E., 2018/5820 K., 03.10.2017 tarihli 2015/7915 E., 2015/2501 K. sayılı ilâmı).
Yönetim ve denetim kurulu seçimlerinin gizli olarak yapılmadığı dolayısıyla seçimlerin kanuna uygun olarak yapılmadığı iddiasına bakıldığında; dosya kapsamında mevcut kamera görüntüleri de değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda özetle; Görüntülerin 1:14:15 inci dakikasından itibaren yaklaşık ilk 10 dakikalık bölümünün yönetim ve denetim kurullarının görev süresine ilişkin açık oylamaya ilişkin olduğu, bu bölümde 1 (bir) yıllık ve 3 (üç) yıllık iki görev süresi olmak üzere açık oylama yapıldığı, açık oylama sayımının yoğun tartışmalarla geçtiği, salonun yaklaşık yüzde 75-80’lik kısmının bu kamera görüntülerine girdiği, ilk etapta çıplak gözle görülen oylamalarda her iki oylama arasında büyük farklılık gözlemlenmediği ancak 01:18:30 *uncu dakikada 3 (üç) yıllık görev süresinin 173 oy, | (bir) yıllık görev süresinin 112 oy olarak divan başkanı tarafından ilan edildiği, divan başkanının bu oylama sırasında da yaptığı yorumlar ve tepkileriyle tarafsızlığını yitirdiği izlenimi edinilmiş olup, izlenilen 10 dakikalık oylama görüntüleri ile ilan edilen bu sonuç kıyaslandığında şüphe çekici bulunduğu; kurulların görev süresinin yukarıda anlatılan açık oylama ile 3 (üç) yıl olarak belirlenmesini müteakip, kamera görüntülerinin 01:23 üncü dakikasından 02:57:30 uncu dakikasına kadar yaklaşık 1.5 saat süren yönetim ve denetim kurulu seçimine ilişkin görüntülerin izlenildiği; söz konusu görüntülerde; salonun sol köşesinde 1 adet sandık olduğu, Türk bayrağı altında bulunan açık kapılı bir Oda’nın (bölmenin) göründüğü, oylamaların ilk 15-20 dakikasında isimleri okunan ortaklara verilen zarf ve 2 adet pusula ile o bölmeye tek tek giren ortakların, pusulaları zarflara koymak suretiyle, dışarıda yer alan sandığa zarflarını attıkları, sonrasında oy kullanımının tam bir kaos ve karmaşa içinde karşılıklı tarafların yoğun tartışmalarıyla devam ettiği, açık kapılı Oda’ya (bölmeye) tek tek girişlerden sonra aynı anda birden fazla ortağın birlikte girip, çıktıkları, ilerleyen bölümlerde ve özellikle son yarım saatlik dilimde birçok ortağın artık kapalı bölmeye girmeden aleni bir şekilde oy pusulalarından birini zarfa koymak suretiyle oylarını kullandıkları, son 15-20 dakikalık bölümde ise her iki aday listelerinde olduğu değerlendirilen bazı ortakların, demokratik teamüllerden oldukça uzak ve rakibe saygı ilkesini tamamen gözardı ederek, rakip adayların pusulalarını buruşturup, yırtarak sağa sola atmak suretiyle kendi oy pusulalarını zarfa koyarak alenen oy kullandıklarının görüldüğü, tüm bu hususlar birlikte ele alındığında, genel kurul gündeminin 17-B maddesi ile yapılan yönetim ve denetim kurulları seçiminin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 48/2. maddesi hükmüne uygun olarak gizli oy ilkesine göre yapıldığını söylemenin mümkün bulunmadığı belirtilmiştir.
… Kooperatifinin … tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında gündemin farklı maddelerinde alınan kararlarda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif Anasözleşmesine göre olması gereken Karar Nisaplarının bulunmadığı yönünden yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporunda özetle; Genel kurul toplantı tutanağında 5. Maddede alınan Yönetim kurulu ve faaliyet raporları, bilanço ile gelir gider hesapları ve denetim kurulu ve raporlarına ilişkin oylamanın kamera görüntülerinin “…” inci dakikada başladığı, yaklaşık yarım saat yoğun tartışmalarla süren her üç oylamanın tamamlanmasını müteakip, “1:27:35” inci dakikada divan başkanı tarafından üç oylamanın sonucunun ilan edildiği; divan başkanı tarafından ilanda, Yönetim Kurulu ve Raporlarının 155 kabul, 132 red ve 2 çekimser oy aldığı, Bilanço ve Gelir Gider Tablolarının 138 kabul, 135 red oyu aldığı, Denetim Kurulu’nun ise 146 kabul, 137 red oyu aldığı ifade edilmiş ve oylama sonuçlarının bu şekilde tutanağa geçirildiği; “…-1” adlı kamera görüntülerini içeren bu MP4 dosyasının “…” inci dakikası ile “1:23:55” inci dakikaları arasındaki sözkonusu görüntülerde divan başkanının toplantının kontrolünü zaman zaman kaybettiği, kendisinin toplantıyı tarafsız bir şekilde yönettiği izlenimi vermediği, her üç oylamada da sağlıklı ve tartışmaya mahal bırakmayacak bir sayım yapıldığını ortaya koyan net bir tablonun olmadığı, söz konusu görüntülerin salonun tamamını içermediği, görüntülerin sağ dışında kalan bölümde bir miktar daha üyenin olduğunun kesin olduğu, salonun yüzde 75-80’lik bölümünü kayda aldığı değerlendirilen bu ülerde her üç oylamada da ilk etapta “Hayır” oylarının, “Evet” oylarından gözle şekilde fazla göründüğü, ancak, salonun bahse konu görüntülere girmeyen sağ kısmındaki durumun net olarak görülemediği için tutanağa geçirilen oy rakamlarının kesin olarak yanlış olduğunu söylemenin de mümkün bulunmadığı, mevcut kamera görüntülerine göre kullanılan oy sayımlarının net bir şekilde yapılmasının mümkün olmadığı, zira görüntülerde salonun uzak kısmında kalan oyların çıplak gözle net şekilde görülmesinin mümkün olmadığı, öte yandan her oylamada oyların sağlıklı bir şekilde sayılarak ilan edilmesi yerine, üç oylama sonuçlandıktan sonra aynı anda ilan edilmesinin, oylamalarda salonun tamamı görünmemekle birlikte, görünen kısmı itibariyle değerlendirildiğinde bahse konu oylama sonuçlarının her hangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, kesin ve doğru olduğunu söylemenin de mümkün olmadığının değrelendirildiği; Davalı kooperatif vekili tarafından söz konusu oylama görüntülerine ilişkin olarak dosyaya … tarihli bir cd çözümleme uzman mütalaası sunulduğu, söz konusu mütalaada yer verilen oy sayılarına ılışkın tespitler taralımızca çelişkili bulunduğu, zira, görüş raporunda yer verilen sağ ve sol açı fotoğrafları karşılaştırıldığında her iki açıdaki görüntülerin yüzde 80-90 oranında kesiştiği, bu görüntülerden mükerrerliği ayıklayarak ayrı ayrı oy sayılarının tespit edilerek çıkan sonuçların toplanması suretiyle net sonuca ulaşılmasının mevcut görüntü kalitesi ve görüntü uzaklığı ile sağlıklı olmadığının değerlendirildiği. ancak, yukarıda da belirtildiği üzere salonun yüzde 75- 80’lik bölümünü kayda aldığı değerlendirilen dosyada yer alan sol açıdan alınan kayıtlarda ilk etapta gözle görülür şekilde her üç oylamada da HAYIR oylarının EVET oylarından fazla göründüğü yönündeki değerlendirmeyi bahse konu uzman mütalaasının da doğruladığı;
… Kooperatifinin henüz yeni örnek (tip) konut yapı kooperatifi anasözleşmesine intibakı yapılmamış 1989 tarihli anasözleşmesinin “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” şeklindeki 33. maddesinin 2. fıkrası hükmü bulunduğu halde Yargıtay’ın konuyla ilgili içtihatları ve söz konusu içtihatlarla uyumlu yeni örnek (tip) anasözleşme hükümleri değerlendirildiğinde; genel kurul toplantı tutanağında yer alan oylama sayılarının da doğru olduğu varsayımından hareketle, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda ve anasözleşmede yer alan ortakların en az /4’ünün (154 ortak) tüm oylamalarda hazır olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, yönetim kurulunun ibra edilmediği, bilanço ve gelir gider hesabı il denetim kurulunun da ibra edilmediği ve dolayısıyla ibra edilmeyen yönetim kurulunun söz konusu genel kurulda tekrar aday olmasının mümkün olmadığı iddiasının yerinde olmadığı hususları belirtilmiştir.
Genel kurulda yapılan seçimlerde ve oylamalarda 50 kişinin vekaletnamesiz oy kullandığı iddiasına yönelik bilirkişi raporuna bakıldığında;
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesine Mahkemenin … ve … E. Sayılı dosyalara ilişkin talebi üzerine … ve … tarihli yazılar ekinde gönderilen her 2 klasör Kooperatif evrakı içerisinde 114 sayfa vekalet fotokopilerinin bulunduğu, ancak … adlı toplam 50 üyenin vekaletnamelerinin fotokopilerinin her iki klasörde de iki kez bulunduğu, … adlı 14 üyenin vekaletname — fotokopilerinin dosyalarda bir kez olduğu, dolayısıyla Mahkemeye gönderilen İl Müdürlüğü dosyalarında aslında fiilen 64 adet vekaletname olduğu, 50 adet vekaletnamenin dosyalarda mükerrer olduğu,
… tarihinde … Kooperatifi tarafından Mahkemeye teslim edilen klasörde ise bu defa 113 adet vekaletname fotokopisinin bulunduğu, İl Müdürlüğü dosyasında yer alan 64 adet vekaletnameye ek olarak bu klasörde; … adlı 51 ilave ortağa ait vekaletnamenin bulunduğu, Oy kullanma tutanağındaki imza sayılarına göre göre yönetim ve denetim kurulu seçimlerinde 98 ortak adına vekaleten oy kulanılmış göründüğü, davacı tarafın iddia ettiği üzere asaleten kendi adına ve vekaleten başka üyeler adına oy kullanmış görünen birkaç üyenin oy kullanma listesi, hazirun listesi ve vekaletnamelerdeki imzalarında gözle görünür farklılıklar bulunduğu, vekaletnamalerin birçoğunda tarih bulunmadığı, | vekaletname tarihinin genel kuruldan 25 gün sonrasına ait olduğu, yine bazı vekaletnamelerde vekalet eden kişinin mevzuata uygun olduğunu belirten (üye, 1. derece yakınlık vb) ibarelerin bulunmadığı hususlarının görüldüğü;
Genel kurul toplantısının tutanağa göre 211 ortağın asaleten, 114 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 325 ortağın katılımı ile yapıldığı belirtildiği halde ilki divan seçimi olmak üzere toplantı boyunca yapılan tüm oylamalarda; divan seçiminin 260, yönetim kurulu ve raporlarının 289, bilanço ve gelir gider tablolarının 273, denetim kurulunun ise 283 ortağın katılımı ile ve son olarak yönetim ve denetim kurulları seçiminin ise 285 ortağın katılımı ile yapıldığı dolayısıyla tüm oylamaların hazirun cetvelinde imzası bulunan toplam ortak sayısından 36 ila 65 ortak arasında eksik sayıda katılımla sonuçlandığının anlaşıldığı;
Saatlerce devam eden bir genel kurul toplantısında oylamalara her zaman hazirundaki imza sayısına yakın bir katılım fiilen mümkün olmamakla birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün Mahkemeye sonuncusu … tarihinde olmak üzere sunduğu her iki dosyada da 50 adet vekaletnamenin eksik olması ve Kooperatif Yönetiminin yaklaşık iki ay sonra … tarihinde Mahkemeye tevdi ettiği dosyada bu eksik vekaletnamelerin tamamlanması ve birkaç üyenin vekaletname, hazirun listesi ve oy kullanma tutanağındaki asaleten ve vekaleten imzalarında farklılıklar da bulunduğu hususları birlikte ele alındığında; Mahkemeye sonradan tevdi edilen tüm vekaletnamelerin davacı tarafından öne sürdüğü gibi sahte olduğunu söylemek için dosyada yeterli delil bulunmamakla birlikte bu durumun oldukça şüphe çekici bulunduğu ve vekaletnamelerin önemli bir kısmının sonradan tamamlanmış olma ihtimalinin yüksek olduğunun değerlendirildiği belirtilmiştir.
Toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmamasının hukuki yaptırımı “yokluk” tur.((Yargıtay 6. HD, 2023/2130 E, 2023/3059 K; KIRCA, İsmail, Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 3. Bası, İstanbul 2022, s. 8-9; BAHTİYAR, Mehmet, Ortaklıklar Hukuku, 13. Bası, Beta, İstanbul 2019, s. 197; PULAŞLI, Hasan, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2016, s.390)
Yukarıda yapılan açıklamalar, emsal içtihatlar ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde dava konusu uyuşmazlıkta tüm oylamaların hazirun cetvelinde imzası bulunan toplam ortak sayısından 36 ila 65 ortak arasında eksik sayıda katılımla sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün Mahkemeye sonuncusu … tarihinde olmak üzere sunduğu her iki dosyada da 50 adet vekaletnamenin eksik olması ve Kooperatif Yönetiminin yaklaşık iki ay sonra … tarihinde Mahkemeye tevdi ettiği dosyada bu eksik vekaletnamelerin tamamlanması hususları karşısında, kabule göre, söz konusu vekaletnamelerin sonradan tamamlandığı anlaşılmaktadır.
1163 sayılı kanun m. 45 gereği; Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır. Kanun m. 51 gereği; Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça Genel Kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.
Söz konusu kanuni düzenlemeler, Yargıtay içtihatları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün Mahkemeye sonuncusu … tarihinde olmak üzere sunduğu her iki dosyada da 50 adet vekaletnamenin eksik olması ve Kooperatif Yönetiminin yaklaşık iki ay sonra … tarihinde Mahkemeye tevdi ettiği dosyada bu eksik vekaletnamelerin tamamlanması hususları karşısında, kabule göre, söz konusu vekaletnamelerin sonradan tamamlanması, bu haliyle gerekli nisap oluşmadığının anlaşılması, genel kurul toplantı tutanağında yer alan oylama sayılarının doğru olmadığının kabulü karşısında, alınan ve asıl – birleşen davada dava konusu edilen kararların yoklukla malul olduğu anlaşılmakla, yokluğun tespitine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada, davacı vekili … tarihli ıslah dilekçesi ile; öncelikle duruşma günü beklenilmeksizin ileride telafisi güç ve imkânsız zararların doğma tehlikesi bulunduğundan ihtiyati tedbir kararı verilerek, davacı …’nın kooperatife kayyum olarak atanmasını, bunun mümkün olmaması halinde ise re’sen tayin edilecek başka uzman bir kişinin kayyum olarak atanmasını, divan seçimlerinin de iptaline karar verilmesini, dava dosyasına ibraz ettiğimiz usb kaydının çözümünün yaptırılmasını, alınan kararların mutlak butlan ile batıl olup yok hükmünde olduklarına karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Söylemek gerekir ki mutlak butlan ile yokluk farklı hukuki kavramlar olup, alınan kararların mutlak butlan ile batıl olması ve ayrıca yok hükmünde sayılması talebi usulen yerinde değildir ancak yokluk ve mutlak butlan incelemesi mahkemece re’sen yapılabilecek incelemeler olduğundan sonuca etkili de değildir. Yine söylemek gerekir ki; 6100 sayılı HMK’nın 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/1-364 esas 2011/453 karar sayılı kararı da bu doğrultuda olup dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, davacı tarafça, dava dilekçesinde talep edilmeyen bir hususun ıslah adı altında davaya sokulmasına usulen imkan yoktur.
Asıl davada, davacı vekili, kayyım atanması talebinde de bulunmuştur. 6102 Sayılı TTK’nun 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. TMK’nun 426. maddesinde temsil kayyımlığı, 427. maddesinde ise yönetim kayyımlığı düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 426. maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir. Bir şirketin yasal temsilcisinin görevini yerine getirmesine bir engel bulunduğu taktirde kendisine o iş için temsil kayyımı atanabileceği gibi, şirketin zorunlu organlarından olan yönetim kurulunun mevcut olmaması halinde de TTK’nun 530. maddesi gereğince bu durumun feshe sebep olabileceği de gözetilerek bir yönetim kayyımı atanabilir.
Somut olayda, mahkememizce alınan genel kurul kararlarının yoklukla malul olması karşısında, bir organ boşluğunun olmaması göz önüne alınarak, bu talebin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar ışığında, yasal nisaplara uyulmadığı anlaşıldığından ve bu haliyle bilirkişi raporundaki ifade ile genel kurul toplantı tutanağında yer alan oylama sayılarının doğru olduğu varsayımında bulunulamayacağından ve ayrıca iptali istenen genel kurul toplantısının emredici kurallara aykırı olduğundan alınan kararların hukuk aleminde hiçbir şekilde varlık kazanamayacağı, baştan itibaren geçersiz olduğu, geçmişe etkili olarak hüküm ve sonuçlarını doğuramayacağı anlaşıldığından (her ne kadar iptali istense de// Yargıtay 6. HD, 2023/2130 E, 2023/3059 K) ; asıl davada davanın kısmen kabulü ile; … günü yapılan … … Kooperatifi genel kurulunda alınan (5) ve (17-B) numaralı kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, davacının kayyım atanması talebinin, organ yokluğu mevcut olmadığından, reddine, davacı tarafın … tarihli, ıslah talebinin sunulması konulu dilekçesinde ileri sürdüğü “divan seçimlerinin de iptali” talebinin reddine, birleşen davada, davanın kabulü ile; … günü yapılan … … Kooperatifi genel kurulunda alınan (5) ve (17-B) numaralı kararların yok hükmünde olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
(ASIL DAVA YÖNÜNDEN)
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; … günü yapılan … … Kooperatifi genel kurulunda alınan (5) ve (17-B) numaralı kararların YOK HÜKMÜNDE OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Davacının kayyım atanması talebinin, organ yokluğu mevcut olmadığından, REDDİNE,
3-Davacı tarafın … tarihli, ıslah talebinin sunulması konulu dilekçesinde ileri sürdüğü “divan seçimlerinin de iptali” talebinin REDDİNE,
Asıl dava yönünden:
4-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harç ile ıslah ile alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 108,45 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen … TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen … TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacılar tarafından yapılan davetiye, bilirkişi ücreti ve posta giderinden ibaret toplam 2.963,75 TL yargılama giderinin haklılık durumu ve hakkaniyet gereği 1.480,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
8-Davacılar tarafından yapılan 172,90 TL ilk dava masrafı ile 80,70 TL ıslah harç toplamı olan 253,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın İADESİNE,
(BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN)
10-Davanın KABULÜ İLE; … günü yapılan … … Kooperatifi genel kurulunda alınan (5) ve (17-B) numaralı kararların YOK HÜKMÜNDE OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Birleşen dava yönünden;
11-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
12-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
13-Davacı tarafından yapılan davetiye, posta ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 2.115,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
14-Davacı tarafından yapılan 172,90 TL ilk dava masrafının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
15-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın İADESİNE,
Dair; asıl davada davacı vekilinin, davacı asilin, birleşen dosya davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır