Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/422 E. 2022/894 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/422 Esas
KARAR NO : 2022/894
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile … A.Ş. arasında … tarihinde … Sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen, … tarihli … Sözleşmesinin yürürlükte kaldığı süre içerisinde davalılardan …, bir takım sözleşmesel yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini ve bu nedenle doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak … Müdürlüğünün … tarih ve … yevmiye sayılı resmi senedi ile davalı …’ a ait … İli, … İlçesi, … Köyü, … Parsel, … Ada …-…-…-…-…-… Pafta nolu da kayıtlı gayrimenkul üzerine … TL bedelli ve fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar işleyecek yasal faizleri ile davacı şirket lehine ipotek tesis edildiğini, davacı şirket ile davalılardan … A.Ş., dava dışı … ve üçüncü şahıs … A.Ş. arasında, … tarihli … Sözleşmesi de akdedilmiş olup işbu kesin mutabakatnameye göre; … sözleşmesinden kaynaklanan bakiye toplam borcun … TL olduğunu (ancak işbu protokolde bahsi geçen ve sonradan ortaya çıkacak borçların da bu borca ekleneceği) konusunda tarafların mutabık kaldıklarını, gerek ipotek senedi ve gerekse … tarihli mutabakatname içeriğinde davalılardan …’in, kayıtsız ve şartsız bir şekilde davacı şirkete olan borcunu ikrar ettiğini, diğer davalı …’ında ipotek senedi içerisindeki taahhütleri ile belirlenen bedel üzerinden, bu borca teminat teşkil edecek şekilde taşınmazının üzerine ipotek konulması işlemini gerçekleştirdiğini, ancak davalılardan …, (…) tarafından, müşterilerden tahsil edilen sigorta primlerinin anlaşılan oran üzerinden davacı şirkete ödenmesi gerekirken sözleşmeye aykırı hareket ederek, tahsil edilen sigorta primlerinin davacı şirkete ödemediğini, hatta birçok müşteri ile yapılan sigorta poliçelerini davacı şirkete bildirmediğini ve bu poliçeler için tahsil ettiği bedelleri davacı şirkete ödemediğini, bu nedenle … tarihli sözleşmeye aykırı hareketlerin, davacı şirket tarafından tespiti üzerine; Beşiktaş … Noterliği’ nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, … tarihli … Sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini ve acentenin zilyetliğinde bulunan … TL sigorta primi bedelinin davacı şirkete teslim edilmesinin ihtar edildiğini, akabinde davacı şirket ile … arasında akdedilen … sözleşmesinin haklı nedenlerle feshi sebebiyle … uhdesinde doğan borcun zamanında ödenmemesi nedeninin davalılar/borçlulara karşı Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ancak davalı borçluların söz konusu icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle icra müdürlüğünde alınan … tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, ayrıca davalılardan … yetkileri hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … Soruşturma numarasıyla Türk Ceza Kanunu’ nun Güveni Kötüye Kullanma suçunu düzenleyen 155. maddesi gereği, hizmet ilişkisi kapsamında zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunulması sebebiyle şikayette bulunulduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, kesin ve muaccel hale gelen ayrıca dosya kapsamındaki tüm delilleri ile birlikte değerlendirildiği yaklaşık ispatın üzerinde olacak şekilde ispat edilen alacak tutarları miktarında, öncelikle teminatsız olarak, bunun mümkün olmaması halinde uygun görülecek bir oranda teminat karşılığında, davalılara ait taşınır, taşınmaz mallar ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulü ile Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından başlatılan takibe vaki kötü niyetli itirazlarının iptaline ve takibinin talep edilen miktar, faiz ve faiz oranı üzerinden devamına, davalıların haksız itirazı sebebiyle itiraz edilen kısma ilişkin alacaklarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: … A.Ş.’nin davacı sıfatının olmadığını, davanın husumetten reddinin gerektiğini, davacının sunduğu ipotek senedinde de açıkça görüleceği üzere ipoteğin … A.Ş.’nin … A.Ş. ile arasındaki acentelik sözleşmesinden doğabilecek borçlar için teminat olarak verildiğini, davacı görünen … A.Ş.’nin … A.Ş. ya da … A.Ş. ya da davalı … arasında ilişkisini gösterir hiçbir delil sunulmadığını, halen görülmekle olan derdest bir dava olduğunu, aynı davanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dava dosyasının iş bu davadan önce açıldığını ve halen derdest olduğunu, itirazları ile (…’dan …’ya) yetkisizlik ile gönderilen dosyadaki ödeme emirlerinin birbirinden farklı olduğunu, icra takibinde ileri sürülmeyen hiçbir alacak iddiasının iş bu davada ileri sürülmesine muvafakatlerinin olmadığını, yetkisizlik ile …’ya gönderilen icra takibindeki ödeme emri ile …’daki icra takibindeki ödeme emirlerinin birbirinden faklı olduğunu, davacının ileri sürme hakkı bulunmamakla birlikte lehine ipotek verilenin bir borcu olması ihtimaline karşı verilen ipoteğin paraya çevrilmesini gerektirir tek bir lira alacak belgesi sunmadığını, …’ın ne alacaklı olduğunu iddia eden şirketin ne de borçlu görünen şirketin hissedarı olmadığını, ipotek veren …’a ödenen ne bir lira, ne verilen bir kredi, ne de borç olduğunu, davacının ipotek verene tebliğ edilmeyen ipotek verenin taraf olmadığı ancak ipotek veren (…’a) yükümlülük doğuracak (ipotek sonrası) hukuki işlemlerden sorumluluğunun olmadığını, hiç zahmet etmeden milyonlarca lira gelir elde eden davacının iddia ettiği gibi bir alacağı olmasının sözleşmeler, fiili durum ve yaşamın olağan akışına aykırı olduğunu, poliçeyi keşide eden …, pirimi tahsil eden … olduğunu, … Aracılığın sadece komisyon alan sigorta acentası olduğunu, eksik prim ödemesi yapıldığı iddiası ile takipler başlatan …’nın … ile imzaladığı, ekte sundukları işbirliği sözleşmesi incelendiğinde söz konusu poliçelerin zaten … tarafından düzenlendiğini ve ödemelerin de …’nın ana hissedarı … tarafından tahsil edildiğinin görüleceğini, tacir davacının iddia ettiği tüm alacaklarını kanıtlaması gerektiğini, ipotek kurulduktan sonra taraflar arasında imzalandığı iddia edilen yapılandırma protokolü, bir borç ikrarı niteliğinde olmayıp daha çok (acentalık dahil) işbirliği ilişkisini sürdüreceklerini beyan eden bir metin olduğunu, kaldı ki ipotekten sonra ipoteğin tarafları dışındaki kişilerce düzenlenmiş olup … için bağlayıcı olmadığını, hiçbir kabul içermemekle birlikte …’ın kurduğu ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu, davacı alacağın varlığını ispat edebilse ve ipotek (geçerli olsa dahi) üst sınırı aşılamayacağını, ipotek veren üçüncü kişi (…) hakkında takip başlatabilmek için ihtarda bulunulmasının zorunlu olduğunu, …’a herhangi bir ihtar tebliğ edilmediğini, muaccel bir alacağın olmadığını, borçlunun takibi sonuçlanmadan ipotek veren 3.kişiye (…’a) takip yapılamayacağını, ipotek ile bir an için kefalet ilişkisi kurulduğu kabul edilse dahi yükümlülük ifadelerinin …’ın el yazısıyla belirtilmediği için hükümsüz olduğunu, kefalet ilişkisinin hiçbir hukuki şartı gerçekleşmemekle beraber kanunun aradığı eş rızasının da bulunmadığını, hiçbir kabul içermemekle birlikte davacının iddia ettiği alacakların TBK Madde 147 uyarınca zamanaşımına uğradığını, davanın şartlarının oluşmadığını, davacının üst sınır ipoteğinin (… TL) üzerinde dava açması, ihtarname ve ödeme emrini yasaya göre tebliğ etmeden itirazın iptali davasını açması vd. kötü niyetli işlem ve talepleri ile davaya sebebiyet verdiğinden HMK Madde 329 uyarınca vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, taşınmazın 3083 Sayılı Kanun’un kapsamında kısıtlı olduğunu, üzerinde ipotek kurulamayacağını, ödeme emrinin mahkeme kararı ile iptal edilen icra takibine dayanarak itirazın iptali davası açılamayacağını beyanla dava şartı, haklılığı ve delilleri bulunmayan davanın reddine, davacının kötü niyetli takibi nedeniyle takip konusu miktarın %100’ü kadar kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekilinin cevap dilekçesinde; …’nın davayı dayandırdığı tüm hukuki ilişkilerin … ve … arasında olduğunu, davanın husumet eksikliği nedeniyle reddinin gerektiğini, …’e tebliğ edilmeyen veya sonradan sunulacak hiçbir delile –karşı delil sunma ve savunma yapma hakları saklı kalmak kaydı ile muvafakatlerinin olmadığını, davacının aynı konuda ve yine …’a açtığı, yargılama süreci devam eden derdest dava bulunduğunu, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nde daha önce açılan ve derdest dava varken iş bu davanın açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının itirazın iptali davasında icra takibindeki talepleriyle bağlı olduğunu, basiretli bir tacir olarak kurduğu tüm hukuki ilişkilerin kayıtlarını, belgelerini tutmakla yükümlü olan davacının iddia ettiği alacağa ilişkin bir tane bile poliçe sunmadığını, davacının alacak iddiasının taraflar arasındaki sözleşmelere, protokollere, hukuki ilişkilere ve ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … ile … arasındaki acentelik ilişkisinin … tarihli işbirliği sözleşmesine dayandığını, bu ilişkilere göre, prim ödemesini … yaparken, …’in eksik prim ödeme yapmasının mümkün olmadığını, …’nın kendi düzenlediği ve tahsilatı … tarafından yapılan … ile ilgili olarak …’i kendisinden habersiz poliçe düzenlemekle suçladığını, delillerinde de sundukları üzere … şirketler grubu ile … ve …’nın ana hissedarı … arasında yapılan sözleşmelere göre ; …, … tarafından düzenlenen başta … kredi kartı müşterileri olmak üzere … poliçelerinin satışını gerçekleştirdiğini, satış yapılan … başta olmak üzere masraflara katlandığını, (dava dışı) … şirketiyle reasüransı sağladığını ve hasarları takip ettiğini ve giderdiğini, …’nın primini …’tan aldığını, …’in eksik prim ödemesinin hiçbir anlaşmaya, uygulamaya ve ticari hayatın akışına uygun olmadığını, “alacağım var” diyerek kafasına estiği gibi hiçbir delil ileri sürmeden dava açan davacının kanuni dava şartlarını dahi yerine getirmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte … tarihli protokol, davacının iddia ettiği gibi bir ikrar olmadığını, aksine acentelik sözleşmesinin devamını sağlamlaştırmak için yapıldığını, davacının … ile arasındaki acentelik ilişkisini yalnızca … açısından borç doğuran bir sözleşme gibi göstermeye çalıştığını, protokolde de görüleceği üzere …’in …’dan alacaklarının da düzenlendiğini, itirazın iptali davasına konu icra takibinde vekaletname bulunmasına rağmen davanın tebliğinin asil şirkete, tebligat kanunu madde 35 uyarınca yapıldığını, davacının iddia ettiği gibi bir alacağı bulunmamakla beraber söz konusu alacak niteliği gereği ancak ihtarla muaccel olabileceğini, davacının iddia ettiği gibi bir ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının acentelik ilişkisinden doğduğunu iddia ettiği alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin … sigorta aracılığın hiçbir kusuru bulunmadığından davacının HMK Madde 329 uyarınca vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin sorumlu tutulması gerektiğini beyanla dava şartları eksik, haklılığına dair hiçbir delil ileri sürülmeyen davanın reddine, mükerrer, hukuka aykırı ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle davacının takip miktarının %100’ünden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … tarih … Esas, … Karar sayılı ilamı ile dava dosyasının İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, karara karşı davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulduğu, Antalya BAM … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ile “…Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, bu dava ile İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle dosyanın HMK’nın 166. maddesi gereğince İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Ancak birleştirme konusunda tarafların herhangi bir talebinin olmadığı, mahkemece hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle re’sen birleştirme kararı verildiği anlaşılmıştır.
Aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olan davalarda birleştirme kararı, talep üzerine veya kendiliğinden davanın her aşamasında verilebilecektir. Fakat, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davalarda re’sen birleştirme kararı verilemez. (YHGK …-… Esas … Karar sayılı ilamı)
YHGK’nın kararında da açıklandığı üzere farklı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davalarda re’sen birleştirme kararı verilemeyeceği ve tarafların birleştirme yönünde talepleri olmadığı halde re’sen birleştirme kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına,..” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan kabulü ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dava dosyası Mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedildikten sonra taraflara duruşma gününü bildirir usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı vekili … tarihli duruşmada ve … tarihli duruşmada İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile eldeki dava dosyası yönünden birleştirme taleplerinin bulunduğunu beyan etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, acentalık sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla asıl borçlu ve ipotek borçlusu aleyhine yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine takibin durmasından sonra açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı/asıl borçlu ve ipotekli taşınmaz maliki tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası yönünden derdestlik itirazında bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası uyap sistem üzerinden dosyamız arasına alınmış, incelenmesinde: davacı … tarafından davalı … ve müşterek borçlu müteselsil kefiller …, … ve … aleyhine … sözleşmesi ile … tarihli protokol ve müşterek ve müteselsil borçluluk sözleşmesine dayalı olarak talep edilen alacağa ilişkin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapılan itiraz üzerine itirazın iptaline ilişkin açılan dava olduğu, Mahkememizdeki davanın da aynı alacağa ilişkin olarak asıl borçlu ve ipotek borçlusu aleyhine Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, her iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat olduğu, her iki davada da talep edilen alacağın aynı alacak olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile eldeki dava dosyamızın birleştirilmesinin talep edildiği görülmüştür.
HMK’nun 166/2 maddesi “Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır…” hükmünü, aynı kanunun 166/4 maddesi ise “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda , bağlantı var sayılır” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesine ait … Esas sayılı dava dosyasında taraflar arasında yapılmış … tarihli … sözleşmesinden kaynaklı ödenmediği ileri sürülen sigorta prim alacaklarının tahsili amacıyla yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine alacaklı sigorta şirketi tarafından itirazın iptalinin talep edildiği, eldeki davanın da aynı sözleşme ve … tarihli protokol ve müşterek/müteselsil borçluluk sözleşmesinden kaynaklanan alacağın teminatı amacıyla verilen ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi amacıyla yapılan ilamsız takip olduğu, her iki davanın konusunun ve hukuksal nedeninin aynı sözleşmeden kaynaklandığı, birinde verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olup, aralarında hukuki ve fiili irtibat/bağlantı bulunduğu, davacı vekili tarafından da her iki davanın birleştirilmesinin talep edildiği görülmekle dava dosyamızın önce açıldığı anlaşılan İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin iş bu dava dosyası ile İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından HMK’nun 166.Maddesi gereğince dava dosyamızın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın birleşen dosya üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE ve esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
3-Dava dilekçesi ve birleştirme kararının birleştirilen dosya üzerinden taraflara TEBLİĞİNE,
4-Harç, masraf, ücreti vekalet tayin ve takdirinin asıl davada nihai kararla DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı esas hakkında verilecek karar ile birlikte istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/11/2022

Başkan …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Katip …
¸E- İmzalı