Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/409 E. 2022/860 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/409 Esas
KARAR NO : 2022/860
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2017
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği … tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin … mevkiinde açmış olduğu … aydınlatma ürünleri verdiğini, montajını yaptığını, malların bir kısmını bizzat teslim ettiğini, diğer kısmının ise … aracılığıyla teslim edildiğini, buna dair fatura, irsaliye ve kargo teslim tutanakları olduğunu, teslim edilen mallara ilişkin malzeme/hizmet tutarı … TL, KDV tutarı … TL olmak üzere toplam … TL tutarında fatura düzenlendiğini, davacı şirketin kendi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, söz konusu irsaliyelerde belirtilen mal/hizmetleri davalı tarafa teslim ettiğini, davalı şirket tarafından davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının mal ve hizmet bedeli olan … TL miktar tutarlı faturayı keserek davalıya e-fatura olarak gönderdiğini, davalının ise yasal süresinde faturaya ve içeriğine itiraz etmediğini ve fatura alacağının kesinleştiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı … TL alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; TBK 146. Maddesi gereğince davanın 5 yıllık yasal sürede açılmadığını, davacının … TL tutarındaki faturayı e-fatura olarak gönderdiğini, teslim alınan faturaya davalı şirketin itiraz etmediğini ve fatura alacağının kesinleştiği beyanlarını kabul etmediklerini, davalı şirketin dava konusu fatura muhteviyatı malları satın ve teslim almadığını, taraflar arasında herhangi bir anlaşma bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen tüm faturaların yasal süresi içerisinde kabul edilmediğini ve muhteviyatı malı teslim alınmadığı itirazı ve açıklaması ile birlikte davacıya iade edildiğini, davacı tarafından … tarihli e- fatura gönderildiğini, e-faturanın yasal süresi içinde Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacıya iade edildiğini, davalı şirketin bu faturayı kabul etmediğini, … tarihli iade e-fatura düzenlenerek davacıya gönderildiğini, bu faturanın kabul edilmeyerek iade edilmesi akabinde davacının bu kez de … tarihli ikinci bir e-fatura tanzim ettiğini, davacının bu faturaya dayanarak vekili eli ile Ankara … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini gönderdiğini, bu ihtarnameye Antalya … Noterliğinin … tarih … nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini ve … e-fatura ve irsaliyelerin davacıya gönderildiğini, dava konusu faturanın irsaliyelerden … yıl gibi çok uzun bir süre sonra … yılında tanzim edildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ticari uygulama ve teamüllere de uygun olmadığını, Vergi Usul Kanunu 231/5 maddesine göre faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten azami 7 gün içinde düzenlenmesi gerektiğini, bu süre içinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayıldığını ve faturanın yok hükmünde olduğunu, dava konusu fatura muhteviyatında altı kalem yazılı olduğunu, bu malların hiç birinin müvekkilinin elden veya kargo ile teslim almadığını, faturada yazılı ürün adedi ve çeşitliliği ile irsaliyelerde yazılı yazı ürün adet ve çeşitliliğinin birbirine uyumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya SGK İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak irsaliyelerde teslim alan imzası bulunan …, … ve …’ın davalı şirket çalışanları olmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER:
B.A.M kararı öncesinde mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için Ankara … Asliye Ticaret Malkemesine talimat yazıldığı, bilirkişi … tarafından yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen … tarihli raporda özetle; “…davacı firmanın … yılı yasal defterlerinin tasdikini usulüne uygun süre içerisinde yaptığı, davacı firmanın … yılında düzenlemiş olduğu sevk irsaliyelerinin aynı tarihte muhasebe kayıtlarına işleyerek stok çıkışlarını yapmış olduğunu, dava konusu ürünlere ilişkin sevk irsaliyerine bağlı faturayı yasal süresi içerisinde düzenlememiş olduğu, davacı firmanın … yılında düzenlemiş olduğu faturayı muhasebe kayıtlarına aldığı, fatura notlarında … yılında düzenlenen sevk irsaliyelerine bağlı olduğunun belirtildiğini, davacı firmanın süresinden sonra düzenlemiş olduğu faturanın, VUK 231 maddesinde belirtilen “faturanın yok hükmünde olmasının ” ticari ilişkinin veya mal tesliminin olup olmaması ile ilişkili olmadığı, VUK 3/B maddesinde geçen ilkeye dayanarak faturanın geç düzenlenmesi ve/veya hiç düzenlenmemesinin gerçek bir işlemin vukuu bulduğunun inkarı olmayacağı, ayrıca vergilemede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas alındığı, … tarafından gönderilen … çıktıları ve alındı belgelerinin üç farklı alıcı isim ve adres bilgisi ile gönderilmiş olduğu, ancak alındı belgelerinin incelenmesi ile davalı firmanın şube bilgisini içerir şirket kaşesi ile teslim alındığı, Ticaret Sicil Gazetesi incelemesi ile davalı firmanın … Şubesi’nin olduğu ve söz konusu şube adresinin de “… olduğu, davalı firma ve … adı ile internet ortamında yapılan incelemelerde … Davalı firmanın bir işletmesi olduğu, davalı firmanın işletmesi şubesi olan …’ın seyahat tavsiyesi sitesinde yer alan işletme yöneticisi ve müşterilerinin paylaşmış olduğu iç dış mekan fotoğraflarından davacı firmanın teslim ettiğini iddia ettiği ürünler ile uyumlu avize ve aydınlatma ürünlerinin restoran bünyesinde kullanıldığını, bulunduğu, davalı firmanın almadığını iddia ettiği dava konusu ürünler ile ilgili olarak, bu iddiasına ilişkin dava dosyasına herhangi bir belge sunmamış olduğu…” belirtilmiştir.
Davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi … tarafından yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen bila tarihli raporda özetle; “…davalı tarafın ibraz edilen … yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, …, …, …, …, … ve … yıllarına ait ticari defterleri ise usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre davacının … yılında düzenlendiği faturanın kayıtlara alındığı ancak kabul edilmediği için iade faturası ile davacıya iade edildiği ve dava tarihi itibari ile davalının davacıya herhangi bir borcunun olmadığının kayıtlı olduğu, davacı tarafından dava dosyasına sunulan irsaliyelerin tümünün … yılına ait olduğu, alacağa konu edilen faturanın ise … tarihli olduğu, davalı … Aş ile ilgili Antalya Ticaret Odasının internet sitesi üzerinden yapılan üye sorgulama ekranında yapılan incelemede davalının adresinin … olduğu, davalının savunmasında da belirttiği üzere davacının sunduğu kargo teslim bilgilerindeki adreslerin 5 tanesinin …/ … adresine yapıldığı, 1 adet teslimin … adresine teslim edildiği, davalı adresine gönderilen kargo teslim fişi incelendiğinde … tarihinde gönderilen … kg … parçalık kargo teslim fişinin davalı adresine gönderildiği bu paketin ise … tarafından teslim alındığı bu kişinin davalı adresine gönderildiği bu kişinin davalının çalışanı olup olmadığının dava dosyası kapsamında belli olmadığı ayrıca bu malzemelerin ise davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve alacak konusu edilen faturada da yer almadığı, davacı tarafından davalının adresine teslim edilen … tarihli mallara ait herhangi bir fatura düzenlenmediği davalı kayıtlarında da … yılında davacı ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı, iş bu davanın konusunu oluşturan faturada ise davalıya teslim edilen kargo teslimi ile ilgili ürünlerin yer almadığı görüldüğünden davacının davaya konu edilen fatura ile ilgili alacaklı olmadığı…” belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafından ibraz edilen faturalara ilişkin sipariş fişlerindeki teslim alan imzaları yönünden davalı şirket temsilcisinin isticvabına karar verilmiş, şirket temsilcisi duruşma gün ve saatinde mahkememizde sipariş fişlerindeki imzalara ilişkin olarak beyanda bulunmuştur.
B.A.M KARARI:Mahkememizin … Esas sayılı dosyasının … tarih … Esas … Karar sayılı dosyası Antalya Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas … Esas sayılı ilamı ile;” Bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. … tarihli rapordaki tespitlere ve dosya kapsamına göre, kargo teslim belgelerinde yazılan davalı adresi yanında diğer adreslerin davalıya ait işletme adresi olup olmadığı, kargoyu teslim alan …, …, …, …, …’nün davalı çalışanı olup olmadığı konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı, raporda davacının teslim ettiğini iddia ettiği mallar ile uyumlu davalının işyerinde bulunan … ve … ürünlerinin bulunduğunun belirtilmesi nedeniyle, mahallinde keşif yapılarak teslim edildiği belirtilen ürünlerle aynı ürünlerin bulunup bulunmadığı, aynı ürünlerin bulunması halinde davalının teslim almadığı yönündeki savunması nedeniyle bu ürünleri nerden aldığı ve buna ilişkin belgelerin bulunup bulunmadığı üzerinde durularak sonucuna göre yargılamaya devamla eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Davacının bu yöne ilişkin istinaf istemi yerinde olduğundan” denilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve mahkememizin yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Mahkememizin yukarıdaki esasında B.A.M kararı sonrası yapılan yargılamada, bir elektrik mühendisi bilirkişi refakatinde mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu raporda,
Davacı tarafça dosyaya … adet kargo teslim fişinin sunulmuş olduğu, kargo teslim fişleri incelendiğinde; … adet kargo teslim fişinden sadece … tarihli olan … âdetinin keşif yapılan … adresine gönderildiğinin görüldüğü, yine dosyaya sunulan sevk irsaliyeleri incelendiğinde, … tarihli … adet sevk irsaliyesinin bulunduğu, söz konusu irsaliye içeriğinde … adet 1000W …, … adet 800W …, … adet …, … adet … malzemelerinin bulunduğu, bahsi geçen malzemelerin alacağa konu edilen ve davacı tarafça davalı taraf adına düzenlenen faturanın içeriğindeki malzemeler ile uyuşmadığını bildirir rapor sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; fatura konusu malların davalıya teslim edilip edilmediği, bedellerinin ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır. Davacı tarafça fatura alacağına ilişkin olarak faturada belirtilen malların … yılında düzenlenen irsaliyelerle davalıya kargo aracılığıyla teslim edildiği, faturasının ise … yılında düzenlendiği belirtilmiş, teslim olgusuna ilişkin dosyada bulunan kargo teslim fişleri ve irsaliyelerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu gerekçesi ile tanık dinletme talebinde bulunulmuştur. Davalı taraf ise … yılında davacı tarafından teslim edildiği iddia edilen ürünlerin … yılında faturalarının düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, düzenlenen faturanın davacıya iade edildiğini, davacı tarafın tanık dinletme talebine muvafakatlerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Yargıtay 15. HD nin 10.09.2018 tarih 2017/394 Esas – 2018/3129 Karar sayılı emsal içtihatında; “Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dava sözleşme ilişkisine dayalı olarak açılmış olup yazılı olarak sözleşme yapıldığı kanıtlanmamıştır. Sözlü eser sözleşmesi kurulduğu da miktar itibarıyla tanıkla kanıtlanamaz. Sözleşme ilişkisini ispatlayan yazılı belge bulunmadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından davalının dinlenmesine açıkça muvafakat etmediği tanık beyanı esas alınarak sözleşme ilişkisinin ispatlandığı kabul edilemez. Davalı ticari defterleri ile uyumlu olmayan kendi ticari defterleri ile de davacı davasını ispatlayamamıştır. Bu durumda, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından, davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği…”
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 13/05/2015 tarih 2014/17975 Esas – 2015/7168 Karar sayılı emsal içtihatında; “…Dava, davalının takip dayanağı veresiye defterine konu … adet fatura alacağının tahsili için yapılan ve kesinleşen ilamsız icra takibi sebebiyle İİK’nın 72. maddesi hükmü uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı-satıcı mal teslimini yazılı belge ile kanıtlamak zorunda ise de somut olayda böyle bir belge sunamamıştır. Davalı süresinde sunduğu cevap ve delil listesinde yemin deliline dayanmış, mahkemece de … tarihli celsede davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği hususunda süre verilmiş, … tarihli celsede ise, davacı vekilinin teslimin yeminle ispatına muvafakat etmedikleri zapta geçilerek, davalının malın teslim edildiği iddiasına ilişkin yemin teklifi ile bu konuda mehil talebinin reddine karar verilmiştir. Mal teslimi iddiasının kesin delil niteliğindeki yemin delili ile ispatı mümkündür. O halde Mahkemece, davalıya yemin teklif etme hakkını kullanıp kullanmayacağı hususunda süre verilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu yöndeki istemin reddi doğru görülmemiştir…” şeklinde belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ve emsal kararlar ışığında değerlendirildiğinde: Her ne kadar davacı tarafından … tarihli faturaya dayalı olarak alacak iddiasında bulunulmuş ise de; faturanın davalı tarafça düzenlenen … tarihinde iade faturasıyla iade edildiği, davacı tarafından düzenlenen … tarihli faturanın da iade edildiği, … yılı irsaliyelerde belirtilen mallar ile faturalarda belirtilen malların aynı nitelikte olmadığı görülmüştür. Mahkememizce B.A.M kararı sonrasında yapılan keşif akabinde aldırılan raporda da hem davalının şu an kullandığı malzemelerin hem de … yılı irsaliyelerde belirtilen malzemelerin dava konusu fatura içeriğindeki malzemelerle uyuşmadığı tespit edilmiştir. Teslim olgusunun gerçekleştiğinin HMK 200 maddesi gereği ancak dava değerine göre yazılı delille, yemin ile ya da karşı tarafın açık muvafakati ile tanık ile ispatı mümkündür. Davalı şirket temsilcisi irsaliyelerdeki imzaların şirket çalışanlarına ait olmadığını belirtmiş bu beyanla SGK’dan gelen yazı cevapları ile doğrulanmıştır. Davacı tarafın davanın ispatına yönelik dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olması sebebiyle mahkememizce B.A.M kararı öncesi yargılamada davanın ispatına yönelik faturalardaki malların davalıya teslimi hususunda davalı tarafa yemin teklif edip etmedikleri sorulmuş, yemin teklifinde bulunmayacaklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Bu hali ile davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2–Alınması gerekli … TL harçtan peşin alınan … TL harcın mahsubu ile fazla alınan … TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinde dava tarihinde yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4–Davacının bu dava nedeniyle yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair, e- duruşma talep eden davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … ‘un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır