Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/373 E. 2023/157 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/373 Esas
KARAR NO : 2023/157
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2023
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin halihazırda basım … işi ile iştigal eden bir limited şirket olduğunu, davalı tarafça davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, teknik bir aksaklık nedeniyle davacı şirket tarafından UETS adresine erişilemeyen bir dönemde elektronik olarak davacı şirkete tebliğ edilen ödeme emrine davacı şirketin itiraz etme imkanı olmadığını bu nedenle haksız takibin kesinleştiğini, haksız olduğu aşikar olan takibe karşı mücbir sebeplerle itiraz etme imkanı söz konusu olamadığından huzurda görülen işbu davayı ikame ederek, öncelikle dava sonuna kadar icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini neticede davacının borcu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli olarak takibe başlayan davalı taraftan takibe konu alacağın 4620’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğunu, şöyle ki; davalının davacı şirketin 2017 yılından itibaren bayisi olarak çalışmakta olup ilgili yıllara dair taraflararasında BayiSözleşmeleri imzalandığını, son olarak da … sezonuna ilişkin olarak Antalya ili …, … ve … ilçelerine ilişkin olarak davacı şirket ile davalı taraf arasında, … tarihinde “…” imzalandığını, anılan sözleşme ile taraflarca, davalı tarafın davacı şirketten alacağı ürünleri, kendisine tanımlanan Antalya ili …, … ve … ilçe sınırları içerisinde pazarlama ve satış anlayışı çerçevesinde tanıtması, dağıtması ve satışını gerçekleştirmesi hususunda anlaşma sağlandığını, sözleşmede taraflarca, … sezonuna ilişkin olarak bayi ciro hedefi olarak …-TL belirlendiğini, davalı tarafın hedef cironun %70’i kadar ürün alması ve alacağı ürünlerin bedeline karşılık hedef cironun 4670’ine denk gelen …-TL için Eylül …, Ekim …, Kasım …, Aralık … aylarına 4 eşit taksitte “garanti satış çeki” yazarak çekleri bir ödeme aracı olarak davacıya teslim edeceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme ile her ne kadar davalı tarafça hedef cironun %70’i olan …-TL için Eylül …, Ekim …, Kasım …, Aralık … vade tarihli çek yazılarak davacı şirkete teslim edileceği kararlaştırılmışsa da, davalı tarafça 31 Ekim …, 30 Kasım …,31 Aralık …, 31 Ocak …, 28 Şubat … ve31 Mart … vade tarihli ve her biri 22.000-TL olmak üzere toplam 132.000-TL tutarında çek yazılarak bayi garanti satış çeki olarak müvekkil şirkete teslim edilmiş ancak sözleşmede belirlenen garanti satış çeki tutarının 46.000-TL’si nakit ya da çek olarak davacı şirkete depo edilmediğini, hali hazırda davacı şirket nezdinde davalı tarafça mal alma taahhüdü karşılığında depo edilmiş …-TL bulunduğunu, ayrıca 46.000-TL bakımından davalı tarafın çek verme ve karşılığı mal satın alma taahhüdünün de devam etmekte olduğunu, toplamda … TL bakımından davalı tarafın mal satın alma taahhüdü bulunmakta olup davalı tarafın bu taahhüdüne aykırı davranmakta olduğunu, ticari ilişki gereği davalı tarafın davacı şirketten ürün aldıkça alınan ürün bedeli fatura kesilmek ve cari hesap ekstresine işlenmek suretiyle bu tutardan düşülmeye devam edilmekte olduğunu, buna karşılık yukarıda niteliği izah edilen işbu …-TL’nin tarafına ödenmesi için davalı tarafça davacı aleyhine icra takibine başlandığını, her ne kadar davalı tarafça davacı şirketin davalı tarafa borçlu olduğu iddia ediliyorsa da, toplamda … TL mal alma tahhüdünün ….TL’lik kısmını elinde bulundurmaya devam eden davacının davalı tarafça davacı şirketten mal alacağı taahhüdü cari olduğu için anılan miktar bakımından borçlu olduğunun iddiasının açıkça haksız ve kötü niyetli olduğunu, arz ve izah edilenlerden açıkça anlaşıldığı üzere, davalı tarafça sözleşme hükümleri ihlal edilmek ve görmezden gelinmek suretiyle haksız ve hukuka aykırı olarak davacı aleyhine icra takibine başlanmış olup anılan takibin halen derdest olduğunu, davacı şirket tarafından mücbir sebeplerle haksız ve hukuka aykırı işbu takibe itiraz edilemediği ve neticede takip kesinleştiği için takibe devam edildiği takdirde davacı nezdinde telafisi imkansız zararlar doğacağını, başta … Grubu … Bayi Sözleşmesi olmak üzere ekte mahkemeye ibraz edilen bayilik sözleşmeleri incelendiğinde, davalı tarafın sözleşme ile belirlenen hedef cironun *670’itutarında mal almayı taahhütettiği, almayı taahhüt ettiği mal miktarına denk gelen garanti satış çeklerini düzenleyerek davacı şirkete verdiği, davacı şirketin sattığı malların bedellerini bu çekleri bozdurmak suretiyle tahsil edeceğinin açıkça görülmekte olduğunu, dolayısıyla davacının uhdesinde bulunan …-TL mal alma tahhüdünün …-TL’lik kısmının tahsili için ödeme aracı olarak davacıya çek ibraz edildiği ve davalı tarafça mal alındığı takdirde bu miktardan düşüleceğinin de yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiğini, tüm bunlar davacı şirket ile arasında aynı şekilde bayilik sözleşmesi yapılan davalı tarafça bilindiği ve en azından basiretli bir tacirden beklendiği üzere bilinmesi gerektiği halde, davalı tarafça davacı aleyhine icra takibine başlanmış olması, davalı tarafın açıkça kötü niyetle hareket ettiğini kanıtlamakta olduğunu, İhtiyati Tedbir Kararı verilmesi taleplerine ilişkin olarak; davacının açık sözleşme hükmüne aykırılık nedeniyle ciddi mağduriyetler yaşadığından teminatsız olarak takibin durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise yatırılacak uygun bir teminat neticesinde dava sonuna kadar icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına konu edilen … TL bakımından davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine takibe konu alacak tutarının %20’sinden aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, Yargılama, harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında, … tarihli … dönemi bayi sözleşmesi imzalandığını, buna göre davalının bayi olarak çalışıp, davacıdan aldığı malları Antalya ili …, … ve … ilçelerinde satışını gerçekleştireceğini, davalının kırtasiye işletmekte olup davacıdan anaokulu, ilkokul, ortaokul seviyesi ders ve hikaye kitapları almak ve satmak üzere bu anlaşmayı imzaladığını, ancak ileride izah edileceği üzere, pandemi koşullarında ortaya çıkan mücbir sebep nedeniyle tarafların sözleşmeye uyulamayacağını kabul ettiklerini, davacının davalıya, davalı tarafından keşide edilen bir kısım çekleri ve bir kısım nakit parayı iade ettiğini, ancak iade edileceği kararlaştırılan …-TL’nin davacı tarafça bugüne kadar iade edilmemesi nedeniyle icra takibine geçildiğini, Türkiye’de ilk covid-19 vakasının … tarihinde tespit edildiğini, ilk vefatın ise … tarihinde gerçekleştiğini, ülkeyi etkisi altına alan pandemi nedeniyle okullar ilk olarak … – … tarihleri arasında tatil edilmiş, daha sonra televizyon, internet vb. araçlar üzerinden uzaktan eğitime geçildiğini, …’e kadar da okullarda yüz yüze eğitim gerçekleştirilmediğini, pandemi koşullarında tüm sektörlerin olumsuz etkilendiği aşikar olmakla birlikte; eğitim sektöründe kitap vb. malların okullara toptan ve tüketicilere perakende satışını gerçekleştiren davalının, bu süreçten en çok zarar görenler arasında olduğunun tartışmasız olduğunu, kırtasiye sektörünün yaşadığı zarar ve olumsuzlukların birçok gazetede haber olduğunu, davacı tarafça da sunulan sözleşmeden görüleceği üzere, sözleşme imza tarihi … olup kapsadığı sezonun 14. maddede belirtildiği üzere, …’e kadar olduğunu, buna göre sözleşmenin geçerli olduğu aralığın pandeminin en etkili olduğu, sokağa çıkma yasaklarının ve okulların kapalı olduğu, eğitimin aksadığı, satışların tamamen durduğu tarihler olduğunu, sözleşme şartlarının yerine getirilemeyeceği, belirlenen hedef cironun tutturulamayacağı, sözleşmenin taraflarınca kabul edilmiş olup karşılıklı görüşmelerle bu dönemin nasıl atlatılacağına dair çözüm üretilmeye çalışılmış ve sözleşmenin uygulanamayacağında mutabakata varıldığını, ayrıca mücbir sebep olduğu aşikar olan bir dönem içinde davalının sözleşme şartlarına bağlı kalmasını beklemenin hukuken de mümkün olmadığını, taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde, … sezonu için sözleşme ile belirlenen hedef cironun ulaşılamaz olduğu, sözleşme şartlarının uygulanmasının mümkün olmadığı konusunda mutabık kalındığını, bu mutabakat — çerçevesinde davacının delil dilekçelerinin ekinde ibraz etikleri cari hesap ekstresinde de görüleceği üzere; davalıya … tarihinde …-TL nakit ve … tarihinde … TL miktarlı ve — … tarihinde … TL miktarlı çekleri İADE ettiğini, bu iadelerin gerek cari hesap ekstresinde ve gerekse ticari defterlerde kayıtlı olduğunu, buna göre davacı tarafça toplam …- TL’yi çek ve nakit olarak davalıya iade edildiğini, bizzat dava dilekçesinde, davalının çek ve nakit olarak depo edilmek üzere davacıya teslim ettiği miktarların açıkça belirtildiğini ve kabul edildiğini, bizzat davacı tarafça hazırlanan sözleşmenin 14. Maddesinde, altı çizili ve koyu harflerle, “Alınan garanti satış çeki hiçbir şart ve ahvalde kısmen veya tamamen iade edilemez.” ibaresi ile davacının …-TL’si çek , …-TL’si nakit olarak gerçekleştirdiği iade birlikte değerlendirildiğinde , sözleşmenin taraflar arasında – geçerliliğinin kalmadığını, fesih edildiğinin açıkça anlaşıldığımı, ayrıca yine 14. maddede bu çeklerin hiçbir şart altında teminat çeki olmadığı, ödeme aracı olarak kullanılacağının belirtildiği, dava dilekçesinde ise davalının sözleşmeye göre almayı taahhüt ettiği malların bedeli olarak verilen çeklerin davacı tarafça bozdurulacağının açıkça ikrar edildiğini, buna karşılık, davalıca depo edilen bir kısım çeklerin ve nakdin davacı tarafça iade edilmesi, davalıdan herhangi bir taahhüde uymasının , taahhüttün taraflarca ortadan kaldırıldığını sözleşme şartlarının taraflarca bağlayıcılığının kalmadığı, ortadan kalktığını tartışmasız şekilde ortaya koyduğunu, taraflar arasında yapılan görüşmeleri ve alınan kararları, mutabakatı bilen tanıklarının dinlenmesi talep ettiklerini, aksinin kabulü halinde davacı tarafa yemin teklif ettiklerini, dava dilekçesinde, davalının …’TLmal satın alma taahhüdünün devam ettiği, bunun … TL’sinin nakit olarak davacı tarafta tutulduğunun beyan edildiğini, sözleşmenin geçersiz olduğu, davalının herhangi bir mal alma taahhüdünün bulunmadığının açık olduğunu, ayrıca sözleşmede yazılı sona erme tarihinin üzerinden neredeyse bir yıl geçtiğini, bu bir aşikar olmakla birlikte; eğitim sektöründe kitap vb. malların okullara toptan ve tüketicilere perakende satışını gerçekleştiren davalının, bu süreçten en çok zarar görenler arasında olduğunun tartışmasız olduğunu, kırtasiye sektörünün yaşadığı zarar ve olumsuzlukların birçok gazetede haber olduğunu, davacı tarafça da sunulan sözleşmeden görüleceği üzere, sözleşme imza tarihi … olup kapsadığı sezonun 14. maddede belirtildiği üzere, …’e kadar olduğunu, buna göre sözleşmenin geçerli olduğu aralığın pandeminin en etkili olduğu, sokağa çıkma yasaklarının ve okulların kapalı olduğu, eğitimin aksadığı, satışların tamamen durduğu tarihler olduğunu, sözleşme şartlarının yerine getirilemeyeceği, belirlenen hedef cironun tutturulamayacağı, sözleşmenin taraflarınca kabul edilmiş olup karşılıklı görüşmelerle bu dönemin nasıl atlatılacağına dair çözüm üretilmeye çalışılmış ve sözleşmenin uygulanamayacağında mutabakata varıldığını, ayrıca mücbir sebep olduğu aşikar olan bir dönem içinde davalının sözleşme şartlarına bağlı kalmasını beklemenin hukuken de mümkün olmadığını, taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde, … sezonu için sözleşme ile belirlenen hedef cironun ulaşılamaz olduğu, sözleşme şartlarının uygulanmasının mümkün – olmadığı konusunda mutabık kalındığını, bu mutabakat — çerçevesinde davacının delil dilekçelerinin ekinde ibraz etikleri cari hesap ekstresinde de görüleceği üzere; davalıya … tarihinde …-TL nakit ve … tarihinde …-TL miktarlı ve … tarihinde … TL miktarlı çekleri iade ettiğini, bu iadelerin gerek cari hesap ekstresinde ve gerekse ticari defterlerde kayıtlı olduğunu, buna göre davacı tarafça toplam …- TL’yi çek ve nakit olarak davalıya iade edildiğini, bizzat dava dilekçesinde, davalının çek ve nakit olarak depo edilmek üzere davacıya teslim ettiği miktarların açıkça belirtildiğini ve kabul edildiğini, bizzat davacı tarafça hazırlanan sözleşmenin 14. Maddesinde, altı çizili ve koyu harflerle, “Alınan garanti satış çeki hiçbir şart ve ahvalde kısmen veya tamamen iade edilemez.” ibaresi ile davacının …-TL’si çek , …-TL’si nakit olarak gerçekleştirdiği iade birlikte değerlendirildiğinde , sözleşmenin taraflar arasında – geçerliliğinin kalmadığını, fesih edildiğinin açıkça anlaşıldığımı, ayrıca yine 14. maddede bu çeklerin hiçbir şart altında teminat çeki olmadığı, ödeme aracı olarak kullanılacağının belirtildiği, dava dilekçesinde ise davalının sözleşmeye göre almayı taahhüt ettiği malların bedeli olarak verilen çeklerin davacı tarafça bozdurulacağının açıkça ikrar edildiğini, buna karşılık, davalıca depo edilen bir kısım çeklerin ve nakdin davacı tarafça iade edilmesi, davalıdan herhangi bir taahhüde uymasının , taahhüttün taraflarca ortadan kaldırıldığını sözleşme şartlarının taraflarca bağlayıcılığının kalmadığı, ortadan kalktığını tartışmasız şekilde ortaya koyduğunu, taraflar arasında yapılan görüşmeleri ve alınan kararları, mutabakatı bilen tanıklarının dinlenmesi talep ettiklerini, aksinin kabulü halinde davacı tarafa yemin teklif ettiklerini, dava dilekçesinde, davalının …’TLmal satın alma taahhüdünün devam ettiği, bunun … TL’sinin nakit olarak davacı tarafta tutulduğunun beyan edildiğini, yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, sözleşmenin geçersiz olduğu, davalının herhangi bir mal alma taahhüdünün bulunmadığının açık olduğunu, ayrıca sözleşmede yazılı sona erme tarihinin üzerinden neredeyse bir yıl geçtiğini, bu bir yıllık sürede davacının bu güne kadar da bu yönde bir talebi veya istemi olmadığını, yazılı bildirimde de bulunmadığını, davacı tarafın davacıya ait … TL’yi herhangi bir sebep olmaksızın tutmakta olduğunu, yargılamaya konu icra takibinin de bu miktarın iade alınabilmesi adına başlatıldığımı, hiçbir iddiayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, sözleşmenin geçerlilik tarihi olarak … sezonunun belirlendiği, başlangıcın … olduğu, 14. Maddeye göre sezon sonunun … olduğunun açık olduğunu, davacının daha önceden davalıya bayilik verilen Antalya ili …, …, … ilçeleri için dava dışı 3. kişi ile bayilik anlaşması yaptığını, dava dilekçesinde tüm bayiler ile yapılan standart sözleşme olduğu belirtilen sözleşmenin 4. maddesinde, davacıya ait malların yalnızca bayiler tarafından satışının yapılacağı, bayinin yalnızca kendine ayrılan sınırlar içerisinde satış yapabileceği, başka bayilerin bölgesinde satış yapması halinde cezai şart uygulanacağının açıkça vurgulandığını, yine dava dilekçesinde de davalının belirli bir alanda satış gerçekleştireceğinin belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tarafların anlaşması ve mücbir sebep nedeniyle geçerli olmadığı, bunun yanında sürenin sona ermesi ve üzerinden 1 sene geçmesi, …-… sezonu için dava dışı 3. kişi ile bayilik anlaşması yapıldığı dikkate alındığında, … TL’nin mal alma taahhüdüne karşılık satılan malların bedelinden mahsup edilmek üzere tutulduğu iddiasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, bizzat davacı tarafça hazırlanan sözleşme gereğince, davacının davalıya mal satması, davalının bu malların satışını kendi faaliyet alanında gerçekleştirmesinin olanaksız olduğunu, bizzat davacı tarafça mevcut bayi ile aralarındaki sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğini, taraflar arasında süreli olarak imzalanan bayilik sözleşmesinin, pandemi şartlarında yaşanan olağan üstü şartlar nedeniyle karşılıklı anlaşmalar ve uygulamalar neticesinde geçerliliğinin kalmadığını, hiçbir iddiayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, pandemi dönemi ile devlet tarafından alınan kısıtlama ve kapanma kararlarının, ilgili sözleşmenin gereklerinin ifa edilebilmesi yönünden mücbir sebep nedeniyle imkansızlık oluşturacağının açık olduğunu, Yargıtay kararları, Türk Borçlar Kanunu ve sair ilgili mevzuat birlikte değerlendirildiğinde, mücbir sebepten bahsedilebilmesi için durumun öngörülemez olması, karşı konulamaz olması, olağan faaliyetten kaynaklanmaması ve ifayı engellemesi gerektiği kriterlerinin arandığının görülebileceğini, davalının faaliyetinin, pandemi ve alınan kıstılama kapanma kararlarından, direkt olarak son derece olumsuz etkilendiğinin tartışmasız olduğunu, pandeminin, tüm dünya yönünden öngörülemez olduğu ve engellenemediği konusunda tereddüt bulunmadığını, yine pandeminin, davalının olağan faaliyetinden kaynaklanmadığının da açık olduğunu, yine sözleşme ile hedeflenen cironun, aslen okullarda yapılacak pazarlama faaliyetleri sonrasında gerçekleşecek toptan satışları içerdiği, pandemi nedeniyle bunun mümkün olmadığı, ortaya çıkan durumun basiretli tacirce bilinmesi gereken işlerin kötü gitmesinden tamamen farklı olduğunun da kolayca görülebileceğini, yukarıda izah edilmeye çalışıldığı üzere, tarafların da durumun farkında olduğu ve buna göre hareket ettikleri, ticari kayıtların incelenmesi ile görüleceğini, davalıca gerekli çaba gösterilerek az da olsa satışların gerçekleştirildiğini, sezonun bitmesi yaklaştıkça da, davacı tarafta depo edilen çek ve nakdin parça parça iadelerinin gerçekleştirildiğini, kalan miktarın da iade edileceği belirtilmişse de 1 sene süre geçmesine karşın iade edilmediğini, Savunarak, Yukarıda açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; Haksız ve mesnetsiz davanın reddine, En az %20 İcra inkar kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, Mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, … tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklı davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklı … tarafından borçlu … Ltd. Şti aleyhine ….-TL toplam alacak için girişilmiş ilamsız icra takibi olduğu görülmüştür.
Bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak “1- İş bu davada davalı olan tarafından cari hesap alacağına karşılık iş bu davada davacı olan aleyhine … tarihinde Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyası ile aşağıdaki şekilde icra takibi başlatılmış olduğu,
– Taraflar arasında … tarihinde … yılı bayi sözleşmesi imzalandığı,
– Davalının ibraz edilen … ve … yılı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu,
– Davalının ibraz edilen ticari defter kayıtlarında davacıya ait herhangi bir kaydın olmadığı
-Her ne kadar davalının ticari defter kayıtlarında davacı ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı görülmüş ise de davacının dava dilekçesi ekine sunduğu ekstre incelendiğinde davalının icra takibinde talep ettiği alacak tutarının davacının sunduğu cari hesap ekstresinde aynen yer aldığı, davacı tarafça sözleşmeye göre davalının bu bakiyesinin mal alma taahhüdü karşılığında depo edilmiş tutar olduğunun iddia edildiği,
-Davalı yanın dava dilekçesinde de bahsettiği gibi davacının sunmuş olduğu ekstre incelendiğinde davalının … yılı sözleşmesi için verdiği ön ödeme olan … kısmın … davacı tarafından 2 tane çek iadesi ve … banka havalesi ile davalıya iade edildiği, davalının mal alımlarının düşülmesi ile … sezonu için davalının içeride kalan bakiyesinin … olarak kaldığı,
– Davalı yanın covid pandemisi nedeniyle okulların kapalı olmasından ötürü işlerin durduğu ve bu nedenle davacı ile sözlü anlaşılarak iadelerin alındığı ve içeride kalan …’nin de iade edilmesi gerektiği iddiası bulunmakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmede mücbir sebep halinin tanımlanmadığı görülmüş olup sayın mahkemenizce davalının sözleşmeye göre verdiği bayi garanti satış çeklerinden … davalıya iade edildiği ve pandemi nedeniyle sözleşmenin yürümediği kabul edilecek olursa davalının ödeme olarak verdiği tutarlardan mal alımları ve iadeleri düşüldükten sonra kalan … kadar davacıdan alacaklı olacağı, ancak sözleşmede mücbir sebep hali tanımlanmamış olduğundan davacının sözleşmeye göre garanti çeki olarak verdiği tutarın sözleşmenin madde 14’de yer Alınan garanti satış çeki hiçbir şart ve ahvalde kısmen veya tamamen iade edilmez ibaresi nedeniyle iade edilmemesi imza altına aldığından davalının bir alacağının kalmayacağı hukuki değerlendirmenin ve takdirin sayın mahkemenize ait olduğu, “Kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Mali Müşavir … tarihli raporunda sonuç olarak “
Davacıya ait …, … ve … yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre usulüne uygun tutulduğu, açılış kapanış tasdiklerinin yapıldığı, Defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve birbirini defter kayıtlarının karşı taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği,
Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak dava konusu faturaların tarafça ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu,
Taraflar arasında … dönemi bayi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre Davalı tarafından 6 adet … TL miktarındaki çek Garanti Çeki olarak Davacı Şirkte verdiği, Davacı Şirketin teslim edilen çeklerden … numaralı … TL miktarında ve … numaralı … TL miktarında çekleri iade ettiği ve 01.02…. tarihinde Davalı hesabına … TL ödeme yaptığı ve Davacının Davalı yandan … TL miktarında Garanti çeki alacağının bulunduğu, … TL miktarındaki Garanti Çeki alacağından, Cari hesap ekstresine göre Davalı yanın … TL alacağının mahsup edilmesi ile dava tarihi olan … tarihi itibariyle Davacının davalı yandan … TL miktarında alacağının kalacağı, diğer bir deyişle ticari ilişkiden kaynaklanan borcu bulunmadığı” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, davalının dayandığı hukuki ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Davalı alacaklı varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiden kendi lehine çıkar sağlamak durumunda olduğundan, bu ilişkinin varlığının borçlu tarafından inkar edilmesi halinde, ilişkinin mevcudiyetini ispat etmek davalı alacaklıya düşer.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar ile tüm dosya kapsamı incelenmiş, taraflar arasında … tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 2 maddesinde sözleşmenin Konusu:
“İşbu sözleşme, Bayi’nin, 10. maddede sayılan ve işbu sözleşme kapsamında Yayınevi’nden satın alınan eğitim ürünlerini; kendisine tanınan bölge sınırları içerisinde pazarlama ve satış anlayışı çerçevesinde tanıtması, dağıtması ve satışını gerçekleştirmesini konu almaktadır.” şeklinde belirlenmiş, 14. Maddesinde Bayi Garanti Satış Çeki: “Bayi, Yayınevinin belirlediği bölge için işbu sözleşme ile belirlenen hedef cirosunun …’ini Eylül …, Ekim2020, Kasım …, Aralık …, aylarına 4 (dört) eşit taksitte çek yazarak Yayınevine ulaştırır. Bu çekler, hiçbir şekilde teminat çeki olmayıp Bayi tarafından en az hedef cironun …’i tutarında ürün alınacağı taahhüdüne karşılık bir ödeme aracı olarak verilmiştir. Açık hesap çalışılmaz. Bayi’nin siparişlerinin garanti satış çekinin tutarını karşılamaması durumunda, Bayi mevcut ürünlerden yeni bir sipariş listesi oluşturarak kalan alacağını kapatır. Bayi, sözleşme süresi içerisinde yeni bir sipariş listesi oluşturmamasından kaynaklı olarak garanti satış çeklerinin iadesine yönelik herhangi bir talepte bulunmaya hakkının olmadığını kabul, beyan ve taahhüt etmektedir. Alınan garanti satış çeki hiçbir şart ve ahvalde kısmen veya tamamen iade edilmez. Bayi vermiş olduğu çeklerin toplamından fazla ciro yapması halinde, aşan kısım için her ay sonunda yapılacak mutabakatla 120 gün vadeli çek/lerle ödemesini yapar. Sezon sonu (30 Haziran …) itibariyle kalan bakiyesini kapatır. Açık hesap ve senet (bono) ödemeleri kabul edilmez. Bayi ödemesini nakit ve/veya kredi kartı ile de yapabilir. Ödemenin nakit ve/veya kredi kartı ile yapılması durumundan ödemenin siparişin verilmesinden itibaren en geç 3 (üç) gün içerisinde yapılması gerekmektedir.
15. Maddesinde Ödeme Gecikmeleri: “Bayi, m.14 kapsamında verilen garanti satış çeklerinin karşılıksız çıkması halinde her ay için ayrıca 362 vade farkı ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt etmektedir. Ayrıca Bayi tarafından Yayınevine verilen çeklerden herhangi birisinin vadesinde ödenmemesi / karşılıksız çıkması halinde Yayınevi’nin tüm alacağı muaccel hale gelecek olup, Bayi tarafından Yayınevine verilen tüm çekler muacceliyet kapsamında yasal takibe koyulabilecektir. Bayi, garanti satış çeki dışındaki ödemelerde gecikme 1 (Bir) ayı aşarsa, aşan her ay için ayrıca 962 vade farkını ödemeyi kabul eder. Bayilerimizden müşteri çekleri karşılıksız çıkanlarda çek ibraz edildikten sonra bir hafta içinde çek tutarı nakden ödenecektir. Ödemelerde gecikme olması durumunda sözleşme Yayınevi tarafından herhangi bir ihbar ve ihtara gerek duyulmaksızın sözleşme feshedilebilecektir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Sözleşme kapsamında ödemeler ile ilgili her iki tarafın ticari defterleri incelenmiş, bilirkişi raporları ile tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defter kayıtlarında davacı ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı, faturaların davacı defterinde kayıtlı olduğu, sözleşmeye göre Davalının 6 adet … TL miktarındaki çekin Garanti Çeki olarak davacı şirkete verdiği, … davacı tarafından 2 tane çek iadesi ve … banka havalesi ile davalıya iade edildiği, davalının mal alımlarının düşülmesi ile … sezonu için davalının içeride kalan bakiyesinin … olarak kaldığı, davalı tarafından covid pandemi süresine dair savunmalarda bulunulmuş ise de sözleşme içerisinde mücbir sebep halinin düzenlenmediği anlaşılmakla; sözleşmenin feshedildiğinin kararlaştırılmadığı, davalının iade edilen çek ve nakit sonrasında alacak talebinde bulunmadığı dikkate alınarak tarafların sözleşmeyi ayakta tutarak pandemi koşullarına uyarladıkları kanaatine varılmıştır. Alınan bilirkişi raporları ile davalı bayinin sözleşme gereği davacıya halen hedef cironun yakalanması için ürün alma taahhüdünü tamamlamadığı, davacının alacağının devam ettiği, davacının davalı tarafa borcunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
İİK.72/5. Maddesindeki “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” düzenlemesi gereği İİK.72/5. Maddesindeki kötüniyet tazminatına ilişkin yasal koşulların oluşmadığının kabulü ile kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; davacının Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası yönünden borçlu olmadığının TESPİTİNE;
2-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.751,63-TL harçtan peşin olarak alınan 687,91-TL harcın mahsubu ile 2.063,72-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 780,11-TL ilk dava masrafı, 1.906,90.-TL müzekkere, davetiye ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 2.687,01-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, e-duruşma talep eden davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı